Vesely'nin yokluğu ile tekrar gündeme getirilen bir konu üzerinde eleştiri yapmak istiyorum. Eleştirim belirli bir kişiye yönelik değildir, genele hitap etmekte. Eleştirime yapılacak karşı eleştiriye ya da beni ikna edecek cümlelere açığım. Mevzubahis konu bu forumda ya da başka mecralarda da sık sık nüksetmekte olan Ergin Ataman takıntısı. Söz konusu şahsiyetten başlayayım, şahsen ben bu adamın halet-i ruhiyesinde narsist bir psikolojinin hakim olduğu kanısındayım. Benzeri bir durum Obradovic için de geçerli diye düşünüyorum ama önemli bir fark söz konusu. Birisi mevcut psikolojisini pozitif bir biçimde kanalize ederek oyuncularından en yüksek seviyede verim almayı başarıyor ve bizlerin dünyanın en güzel takımı olarak adlandırdığımız yapıyı inşa etme becerisine sahip oluyor. Diğerinin ise öyle bir yeteneği yok ve psikolojisini ancak sağa sola sarmak suretiyle tatmin etmeye yönelik bir yönteme sahip. Didişmeden beslenen, ortalığı germekten zevk alan sorunlu gördüğüm bir figür. Bir başka ifade ile basketbol adına yaptıkları ile gündeme oturamayan ya da gündeme gelse dahi başkalarının gölgesi altında kalan ve bundan dolayı ancak ve ancak "oraya buraya sarmak" olarak tarif edebileceğimiz bir üslupla var olan bir figür söz konusu. Kaale almak, ıslıklamak, yuhalamak, küfür etmek hatta onu var saymak bu tür psikolojileri cezalandıran bir tepki türünden ziyade bilakis onları memnun eden bir yaklaşım oluyor. Özetle bu tipleri kaale almak onları ödüllendirmektir. Kaale almamak ise onlara verilebilecek en büyük cezadır. Izdırap verir. Fenerbahçe'nin son beş yıl içerisinde geldiği durum bağlamında Ergin'in ya da Göksenin'in ya da X şahsiyetinin popülizm içeren, tek maçlık performanslara bağlı günü kurtaran beyanatlarını ciddiye almak bana abesle iştigal geliyor. Böyle adamları ciddiye almayın arkadaşlar, Obradovic öyle yapıyor, siz de öyle yapın...