Sen mevzuyu çok yanlış anlamışsın. Williams için endişe nedeni egosu, bizim sistemimizde şişkin egolara yer yoktur. Gelir efendi gibi topunu oynar, bu muhteşem takımın parçası olmanın tadını çıkarırsın. Yok yapamıyorsan Wanamaker veya Goudelock gibi gidersin.
Bakış açınız doğru, ben kıyaslama yapmak istedim, şöyle anlatayım.
Ego aslında salt bakıldığında iyi bir şey! Çünkü kendini kanıtlama isteğiyle, oyuncu sürekli daha iyisi için fazlasını dener. Ama ince bir çizgi var elbette, egoizme dönüşmesi, "ben" cil olma olgusu çok tehlikeli. Obradovic in olduğu yerde, 2 savunma hatası üst-üste yapan adam, artık biliyor ki koçun yanında çok güzel bir koltuk var. O koltuğun soğuk kalmasına asla müsaade etmez. Yani, hücumda da bazen işler yolunda gitmiyor, ama tercih hatası dışında koç sayı kaçırılmasına çok tepki vermiyor.
Bir başka argüman da; Bizde bir zamanlar Mirsad vardı... Savaşçı, hırçın, deli dolu ve hırslı, betimlemeleri çoğaltırız.. Kan içinde kalır, ama asla geri adım atmazdı. Şimdi bu Acy ile Williams ın savaşçı karakterleri aslında birbirine benzer, ama yamyam için söylenecek bir kaç satır var!
Bizim ligimizde çok var, sinirli adamı germeyi seven tipler... Vesely bir dönem, agresif olup faul problemine sıkça yakalanırdı. Bazı adamlar sürekli onun üzerine oynardı (Hatta Bayernli Williams bile
). Anlamadan dinlemeden, 2 faul üstüne bir teknik faul, otururdu yerine. O halde, Williamsın sözde (Bilmiyoruz, belki de sanıldığı gibi değildir) ego problemine göre Acy nin kavgacı olması problemi sizce de daha büyük problem teşkil etmez mi? Aslında ikisi de iyi, hangi gücü kontrol etmek daha kolay olur, bunu sorgulamak istiyorum... Gerçi, zaten Zoc kararını vermiş, ama yine de acaba iki gücü birden kontrol etmeye soyunur mu, asıl soru bu herhalde...
Benim cevabım belli aslında, daha önce de söyledim, 9. yabancı olacaksa bile tamamlayıcı rolde biri gelir, fikrim hala aynı.