cem ağrak'ın hikayesi sonuca götürmedi bizi ama çok komik ve eğlenceliydi. Yenilerini bekliyoruz, zisis in hikayesini de hatırlıyorum. illaki transfer için olması gerekmiyor.
epeyden beri foruma girmiyordum, özellikle bu futbol basketbol bütçe vs.. bununla ilgili bir kaç satırda ben yazmak istiyorum. Fenerbahçenin, futbol ile basketbol seyircisi açısından ciddi bir seviye farkı var maalesef. en yakın örneği dünkü dirar ın yuhalanması meselesi. aynı durumda basketbol seyircisi, adamın hiç antrenman yapmadan sahaya çıktığını, kendi mevkisi olmadığını ve en önemlisi bunun bir hazırlık maçı olduğunu hatırlar, bilir, yuhalamak yerine onu alkışlar ve oyuncuyu yüreklendirirdi. futbol seyircisi direk küfrediyor.
Başka bir konu basketbol seyircisi futbol şubesi 1 milyar borç yapmış diye futbol şubesinin kapatılmasını istemez çünkü bu bir spor klubüdür, der, futbol seyircisi ise olayın sadece futboldan ibaret olduğunu düşünür, ve şubenin harcadığı kısmi para, gözüne batar. tabii bir de ısrarla harcanan, toplam bütçenin gelirinin sadece 1 milyon olduğunu zannedip sanki 30 milyon para 1 milyon için harcanıyor zanneder. 20 milyon geliri bir türlü göremez.
Futbol seyircisi elinde tek değeri (teknik adam olarak)olan Aykut Kocamanı dangalak yorumcuların hücum futbolu safsataları üzerinden harcar, başkanına baskı yapar, başkanı baskıya boyun eğer, bir önceki yıl şampiyonluğu son hafta kaçıran takım,( Sadece 2 değişklik de souza ve gulioano) tarihin en rezil sezonu nu yaşar. çünkü futbol seyircisi şunu bilmez, elindeki kadro neyse, neyi oynayabilirse onu oynarsın.
Ama basketbol seyircisi bunu gayet iyi bilir, obranın ilk yılında elindeki kadroyla yapabilceklerinin kısıtlı olduğunu görür, o zaman da destekler, hatta şu an elindeki en değerli elmas olan obraya her maç sonunda özel tezahürat yapıp elması parlatır.
Futbol seyircisinin düşünce çapı ve vizyonu galatasarayı 6-0 yenmek ve kendi sahasında yenilmemekten öte gitmezken, (ki biz bunlarla övünürken galataray emin değilim ama 2 veya 3 şampiyonluk önümüze geçti, sürekli olarak şampiyonlar liginde oynuyor son zamanlarda ) basketbol seyircisi ise takımının sezon başından final four biletini alan bir vizyonu vardır.
Ya harbiden basketbolda biz niye hücum basketbolu oynamıyoruz. mesela maç başına en az hücum eden takımız, niye ki. en fazla hücum eden, en fazla sayı atan takım niye olmuyoruz arkadaş.
Çünkü biliyoruz ki bu bir denge. Ne sadece defans ne de sadece hücum. hem defans hem hücum. Bu matematiğin ortada buluştuğu bir nokta var. ama futbol seyircimiz maalesef bilmiyor.
buradaki futbol seven arkadaşlarımı tenzih ediyorum.