Yıllardır anlatamadığımız bir olgu var;
Mevcut EL sisteminde F4 e gelmek başarıdır. Sistemin sana sunduğu hiç bir argümana değil saf kendi başarına bağlıdır. Sezonu şampiyon tamamlamak ise bahsettiğim sistemin sana sunduğu bir lütuftur. Çünkü 2 maç yaparsın günündeysen, şutların girerse, az hata yaparsan şampiyon olursun.
Türkiye’de 1. olmanın dışındaki her sıralama başarısızlık olarak değerlendiriliyorken F4 ün değersizleştirilmesi de son derece normal! Bir takımı, arka arkaya yaptığın 5-6 maç sonunda eliyor olmak bence iki takımın içinde hangisinin daha iyi olduğunu net belirler. Bunun için de kadro kalitesi birinci derecede etken unsurdur.
Dünkü, CSKA yı yenmiş olmamız, onlardan iyi ya da kötü takım olduğumuzu göstermez. Bununla birlikte kadro maliyetlerimizi kıyasa koyduğumuzda bizi katladığı da bir gerçek. Kadro potansiyellerini tartıya koysak, cska ile seri maç yapsak eleriz diyemiyorsak, o zaman düşük bütçe ile başarılı olmamız mümkün görünmüyor. Obradoviç Fenerbahçe’sinde ise çok net diyorduk ki; bir seride bizi yenecek takım yok, günlük performansta ancak şansları var. Bunu CSKA için de diyorduk, Real için de diyorduk, diğer her takım için de.
O halde mevcut EL sistemi, düşük bütçelerin de başarılı olabilmelerine inanmaları ve yatırım yapmaları için bir neden sunuyor. Ama günün sonunda en baba başarı, Play off oynamak ya da F4 de deneyim elde etmekten pek öteye gidemiyor. Bu da zaten sürdürülebilir bir şey değil.
Yatırım yapmadan sürdürülebilir başarılar elde etmek imkansıza yakın. Ara sıra bir şeyler yaparım deniyorsa, bu yılki bütçe bile çok! Bknz; Saras’ın Zalgirisine...!
Geçmiş seneler için bu söylediklerin doğru.
Bugün için değil.
İsmin cska da olsa, 40 milyon euro bütçen de olsa, alabileceğin adamlar hackett, hillard, bolomboy, voigtman, strelnieks.
Yıldız diye mike james, clyburn, shengelia koyabiliyorsun en fazla.
Bu ayarda kadro kurmak için 40 milyon euro harcamaya gerek yok.
Cska'nın adam başı 1 milyon euro'dan fazla maaş ödediği rotasyon oyuncuları yerine, yarı maliyetlerle brown, pierre, eddie, barthel, ulanovas oynuyor bizde.
Çok mu fark var aralarında?
Real madrid'e geç. Bütçeleri bizim 3 katımız.
Laprovittola, tyus, causeur, rudy, taylor ile bizimkiler arasında çok mu fark var?
Llull, thompkins, randolp, tavares üst düzey denecek oyuncuları.
De colo, guduric, vesely peki bunlardan daha düşük seviye oyuncular mı?
Barcelona'yı kenara ayırıyorum. Tarihin her döneminde şampiyon olabilecek bir kadro kurdular.
Şu anda euroleague'de mühim olan şey 2 tane yıldız oyuncuya sahip olabilmek.
Bunu yapabildiysen, geriye kalan 7-8 oyuncunun ismi hiç mühim değil.
700 bine oynayan adam da, 1.2 milyona oynayan adam da aşağı yukarı aynı seviyelerin oyuncusu olur.