Mersin esasında bize rakip olabilecek bir takım değil. Guardları Cornelius, vasat bir oyuncu. Sene başında aldıkları Jones gitti. Dewanna Bonner gibi bir azman, kaçtı. Yerlerine geçen seneden tanıdığımız Elizabeth Williams gibi ortalama bir oyuncu ve Crvendakic gibi kalburüstü bir Avrupalı geldi. Dubljevic filan ne aq. Bu takımdan korkmak için zerre bir nedenimiz yok aslında. Grubunda aldığı iki, üç farklı galibiyetler ile bala göte birinci olmuş, çeyrek finalde maç kaybetmiş bir takım ÇBK. Koçları başımızda GS'ye 4 kupa filan veren, Avrupa'da rezil olan Iniguez. Sene başından beri çalıştıkları üçüncü koç mu ne, baş belası, saçma sapan yönetilen bir menajer takımı. Hiçbir şey becerememeleri, rezil olup siktirip gitmeleri lazım aslında. Bu takımın ilk finalinde, şu takımla bizi yenmesi saçma sapan bir durum olur. İşin hakikati bu.
Fakat bizim geçen sene USK Prag ile oynadığımız maçta, bütün sene harikalar yaratan, potadan potaya adeta uçup kaçan E-Will'in nasıl rezil olduğunu, boş turnikeleri kaçırdığını hatırlıyorum, bir de bugün aynı uzunların götüne nasıl koyduğuna bakıyorum ve anlayamıyorum.
Bizim sayı ortalamamız Ocak'tan sonra 90'a yakın. Bu hücum gücü karşısında her takım lise seviyesinde kalır karşımızda. Fakat bugün 78 sayı atabildik. Bomboş 10 tane turnike atamadık. Stewart ters turnike atmaya çalışırken iki kere, 3'e 0 giderken bir kere, pota altında bomboşken de bir bir defa daha turnike kaçırdı. Diğerlerini söylemiyorum ve bunları Olcay değil, WNBA MVP'si, finaller MVP'si, EL'yi 55 kere kazanıp MVP olmuş bir Amerikalı yapıyor. Gerçekten aklımı yitirecektim maçı izlerken. Stewart sadece şunları atsa, rakip 30'a yatacaktı.
Fenerbahçe ile ilgili teşhisim şudur. Kritik maçların hiçbirinde dış şut sokamıyoruz. Sonra rakipler içeri gömülüyor. Sayı bulamadıkça, geri düştükçe takım bozulup panik yapıyor. Önde baskı, topu hemen kapıp sayı atalım derken defansta eksik yakalanıp üçlük filan yiyoruz. Sonrası zaten malum, panik hücumlar. Bugün götü başı fena dağıttık aslında ama önce Stewart, sonra da Alina'nın biraz takımı rahatlatması ile kolay sayılar bulunca rahatladık. Toparladılar takımı.
Prag - Mersin maçını izlemedim. Açıkçası Prag'ın kazanacağını düşünüyordum. Prag, bizden sonra EL'in en iyi takımı. Mersin beş para etmez yanlarında. Fakat adamlar 58 sayıda kalmışlar, çünkü hiç dış şut sokamamışlar. Bugün biz de sokamadık ama 78 attık. İnanılmaz bir hücum gücümüz var.
Velhasıl kelam, finalin şifresi kesinlikle dış şut. Dış şut sokup rakibi açmak zorundayız. Yoksa E-Will Stewart'ı 9 kere filan bloklayacak gibi görünüyor. Böyle 14'te 2 gibi sikimsonik yüzdelerle şut ve faul atarsak ayvayı yedik.
Bu dış şutların girmediği anda içeri topu indirip çok güzel oyunlar yapabiliyoruz. Bu maçı da böyle ve özellikle rakibi savunmada boğup bir sürü top çalarak kazandık. Ama Mersin bu hataları yapmayacaktır. Ve içeride E-Will gibi bir tehdit olacak. Seneye bok gibi girmişti ama nasılsa toparladı Play-Off'larda.
Dış şutların girmemesinin nedenini de ben söyleyeyim, psikolojisi bozuk ve toy, yüreksiz oyunculardan kuruluyuz maalesef. Stewart, Emma ve Vandersloot'un gözlerinden alev çıkıyordu maç boyunca. Sabally'nin bir basket faul pozisyonu var, ilk defa öne geçince ikinci yarıda, Emma kendini yerlere atıyor, Vandersloot parkeyi yumrukluyor. Bu oyuncular kötü oynayabilir ama korkak ve yüzsüz değiller, büyük oyuncular. Stewart en az 12 sayı kaçırdı bomboş turnikelerden. Ama çıktı 30 attı neredeyse.
Sabally ve McBride gibi yüzsüz, korkak köpekler ise her sene F4'da üçlük sokamamak, sinmek, takımın içine sıçmak için hazır kıt'a bekliyorlar. Şimdi kaybedersek herkes çıkıp bu kulüp lanetli filan diyecek. Benim bu McBride'ı siktir edin diye 2 senedir yazdığımı kimse görmeyecek. Sadece 2 tane verilen kıymetli ABD'li hakkını her F4'da 0 sayı ile oynayan lanet bir karı ile dolduruyorsun. Sonra da şampiyonluk bekliyorsun. McBride'ı finalde oynatırsan şampiyon mampiyon o la maz sın. Kaç yıldır söylüyorum. Sadece Avrupa'da değil, ligde de kaç finalin anasını sikmedi mi bu kadın Allah aşkına? Çünkü korkak. Çünkü sünepe. Çünkü yüreksiz. Bugün de mi zehirlendin aq? Götten sallıyor bir de zehirlendim mehirlendim. Malım, eşeğim demiyor da. Bir de rakibin Amerikalısı Gray'e bak. Dünya starı.
Sabally desen, top sürmeyi dahi bilmiyor. Heyecanlanıyor. Elden veriyor, topları dışarı atıyor. Yaratıcılığı bir uzun için muhteşem ama bunu finallerde hiç kullanamıyor. Her Avrupa finalinde bunları yapıyor. Geçen sene de yaptı. Çünkü vasat, kafasına göre oynayan bir kadın. Hiçbir şey umurunda da değil. Kafasına göre geliyor, gidiyor, alemcinin teki, bilen biliyordur.
Diğer bir yüzsüz de Alina aslında. ÇBK ile oynadığımız her finali sabote etti ligde ve kupada. Her topu eline alıp maçların içinden geçti. 10 tane üçlük atıyor, bomboş pozisyonda potaya bile değdiremiyor. Ama bir meziyeti var ki, çok güçlü. Potaya hemen her gidişi basket faul olabilir. Ayrıca savunmada çok fizikli, o fizikle topların yarısını çalabilir. Ama işte, iki senedir çok kötü. Çünkü bu da korkak. Küçük maçların büyük starı. Asla büyük bir oyuncu olamayacak. En kritik yerde çıkıp karpuz atar gibi step back yapıp orta sahadan sallayacak. Bu kadına 2021'den sonra ne olduysa beyin meyin, akıl filan kalmadı.
Ben geçen sene yazdım, bu Alina ile McBride siktir edilmeli diye. Bunun nedeni, bunların yine finalde takımı sabote edeceklerini bildiğim içindi. Rakipteki Hayes'e bakın mesela. Ne kadar yürekli bir oyuncu. Vuruyor omzu, alıyor basket faulü. 10 tane kaçırsa 11, 12, 13'ü atıyor ve bunları sokuyor. Sinmiyor, korkmuyor. Ben iddia ediyorum, McBride yerine finalde Alperi oynarsa şampiyon oluruz. Ama yok, bu kadın süre alırsa şampiyonluğu unutun. 7'de 1 ile 4 sayı ile bitirir maçı ve kupayı da verip sonra da zehirlendim der. Kısaları bu kadar akılsız ve ruhsuz bir takımın şampiyonluk şansı yok. McBride yerine bir zamanların Biba'sı, Anete'si gibi dış şut atacak bir sabit şutör olsa bu takım Mersin'i 20'ye yatırmazdı ise adımı değiştirirdim.
Şampiyonluklar işte böyle büyük ruhlarla, büyük oyuncularla alınıyor. İstatistik tablosu, finallerde bir şey ifade etmiyor. Landes'e 30 atan McBride'ın bir anlamı yok. Bize finallerde istikrarlı katkı vereceğini bileceğimiz oyuncu lazım, Alina gibi papatya falı değil. Gerçi bunlar da istikrarlı. İstikrarla mahvediyorlar bizi her seferinde. Ama bizde de bu sene bunu yapacak üç oyuncu var: Emma, Stewart, Vandersloot. Ama gerisi yok işte. Umarım yeterli olur ortaya koyacakları ruh ve mücadele.
Final maçında maçın başından sonuna kadar fizikli bir beşle oynayıp rakibi bozmak ve bir şekilde 80'lerin üzerine çıkmak lazım sayılarda, 85'i bulursak kaybetmemize imkân yok. 80'i bulursak da büyük ihtimalle kazanırız. Ama skor 70'lere düştüğü an boku yedik demektir.