TBL’de hafta sonu oynanan 19. hafta maçlarını takımların genel performanslarıyla birlikte değerlendirdim..
Pınar Karşıyaka-Anadolu Efes: 92-84Ocak ayından beri ligin en iyi basketbolunu oynayan Pınar Karşıyaka bu performansını Anadolu Efes karşısında da sürdürdü. Maçın başında pota altında Palacios’u çok iyi kullanan Karşıyaka, 2. yarıda Dixon ve Diebler’i da skora dahil etti. Son periyotta Cemal Nalga dan da ekstra katkı gelince galibiyet beklenenden rahat geldi. Erkan ve Cemal transferleriyle sezon başında rotasyon da olan sıkıntı çözen Karşıyaka da şuanda rotasyonda olan herkes katkı veriyor. Karşıyaka’da iyi şeylerin yanında hala bazı kötü şeyler var. Özellikle 5 numara savunmasında hala büyük zaafları var. Efes maçında da gördük. Krstic, 2. periyotta sürekli o zaafı işledi ve Efes o şekilde maç içerisinde kaldı. Ancak Karşıyaka özellikle seyircisinin olduğu maçlarda yakaladığı müthiş tempoyla rakibini o kadar yoruyor ki rakibin kafası çok fazla karışıyor ve bu zaaflarının kullanmasını engelliyor. Bir diğer sıkıntı da DJ Strawberry’nın istikrarsızlığı.. Ondan sürekli bir şekilde katkı alabilseler işleri daha kolaylaşacak. Bir ihtimal düşündükleri yabancı kısa oyuncu transferi de bu eksikliği ortadan kaldırmak için herhalde.. Şuan en formda takım da onlar bu hafta oynanacak olan Türkiye Kupasının da büyük favorilerinden biriler.
Anadolu Efes ise Fenerbahçe kaybettikten sonra ligde Karşıyaka’ya boyun eğdi. Özellikle son periyotta Cuma günü oynanan maçın yorgunluğunu hissettiler. Efes’de iyi haber Heurtel formunu bulmaya başladı. Fenerbahçe maçı sonrası bu maçta hücumda çok etkiliydi. Kilit anlarda zor şutları soktu. Ancak onun hücumda getirdiği faydalarının yanında savunmada getirdiği zaafları da görmek lazım. 92 sayı yiyerek bu sezon TBL’de en fazla sayı yedikleri maç oldu. Tabii bunda Krstic’in ikili oyun zaafı da çok etkili oldu.. Efes’i sezon içerisinde bu kadar başarılı yapan şey savunmada rakiplerini yoğun baskılarıyla boğarak hücumda tempolu bir basketbol oynamaktı. O basketbolu bir kademe yukarı çekmek için Heurtel ve Krstic gibi hücum gücü yüksek oyuncular gerekliydi ancak Efes bu oyuncuları kullanırken savunmada bir şekilde bu oyuncuların zaaflarını önleyemezse basketbolunu asla bir kademe yukarı çekemez..
Tofaş-Fenerbahçe Ülker: 77-86Koç Obradovic son maçlarda olduğu gibi bu maçta da yedek oyunculardan oluşan farklı bir beş kullanarak maça başladı. Zoric’i bu sezon ilk defa 4 numara da kullanan Fenerbahçe, hücum da çok fazla uyumsuz olunca ilk periyotta geriye düştü. 2. periyotta ilk beşine geri dönen Fenerbahçe Ülker, hücumda doğru atışları bulsa da bir türlü isabet bulamadı. Bu sürede Tofaş’ın hızlı hücumlarına karşı koyamayan Fenerbahçe bir anda kendini 15 sayı geride buldu. Bu nokta da ortaya çıkan isimse sezon başından beri rotasyonda kendine rol bulamayan Melih Mahmutoğlu oldu. Melih ile arka arkaya sayılar bulan Fenerbahçe önce farkı kapattı sonra da öne geçti. 2. yarıda kendini pek fazla sıkmadan başa baş bir oyun oynayan Fenerbahçe, zaman zaman farkı açsa da bir türlü Lamar Patterson’ı savunmadığı için fark sürekli kapandı. Oyunun son bölümünde kilidi Bjelica’nın üçlüğüyle çözen Fenerbahçe Ülker maçı kazandı ve yeni lider oldu.
Fenerbahçe ile ilgili 2-3 küçük şeye değinmek istiyorum. Fenerbahçe’de sezon başında beri söylediğim gibi Melih bir şekilde rotasyonda yer almalı.. Çok temiz bir şutu var. Bunun yanında hala ikili oyun oynama konusunda kendini geliştiriyor. Euroleague de doğru setlerle çok önemli bir dış şutör olabilir. Ki geçen sezona göre savunmasında büyük bir gelişim var. Belki hala ayakları biraz yavaş ama daha bilinçli savunma yapıyor artık. Diğer bir konu ise Zoric’ın 4 kullanılıp, Vesely’nın 5 numara kullanılması.. Vesely’nın 5 numara da kullanılması gerektiğini sezon başından beri söylüyorum. Bu konuda Zoric’in zaman zaman rakibe göre 4 numara da kullanılması bence doğru bir tercih olabilir. Zoric bir 5 numara göre ayakları hızlı bir oyuncu ve sanılandan da atletik.. 4 numara da doğru zamanlarda doğru katkıları verebilir. Hickman sakatlıktan döndüğünden beri sürekli gelişerek katkı veriyor. Ancak Fenerbahçe Ülker’de Goudelock ve Zisis’te bir form düşüklüğü var. Türkiye Kupasında Bogdan’ın da olmadığını düşünürsek bu iki oyuncu toparlanmazsa sıkıntı yaşayabilirler..
Tofaş’a gelirsek çaylak Patterson çok çok iyi bir maç geçirdi. Sürekli doğru şutları aradı ve takımını oyunda tuttu. Wood tan biraz daha katkı alabilseler belki bir sürpriz bile yapabilirlerdi. Patterson’ın 2-3 yıl için bir Euroleague takımında görebiliriz.
Bunun yanında Samet Geyik yine etkileyici bir oyun ortaya koydu. Belki yüzdeli oynamadı ama doğru tercihler yaptı. Bu sezon üzerine daha koyarak oynasa da istikrar sorunu maç içerisinde bile devam ediyor. Daha iddialı bir takımda oynayacaksa daha ne vereceği belli olan bir oyuncu olmalı..
Darüşşafaka Doğuş-Muratbey Uşak Sportif: 80-67Maça çok hızlı başlayan Darüşşafaka Doğuş, ilk 3 çeyrek boyunca oyunda çok üstün olsa da son çeyrekte yaptığı top kayıpları yüzünden rakibinin farkı 6 sayıya kadar düşürmesine engel olamasa da maç sonunda tekrardan kendini buldu ve maçı rahat kazandı.
Yeni transfer Jordan Farmar, basketbolu özlendiğini gösterirken özellikle ilk periyotta çok etkileyici bir performans gösterdi. Hücumda takımını bir kaç seviyeye çıkartacağını gösterdi. Farmar’ın sahada olduğu anlarda çok daha hızlı basketbol oynayan Darüşşafaka Doğuş’ta uzunlarda biraz buna uygun olsa çok daha tehlikeli bir takım olabilirler. Bu noktada Taylor Brown’ı zaman zaman 4 numara da kullanarak farklı bir takım olabilirler..
Farmar’ın gelişiyle ilk maçta gözüken bir diğer sıkıntı ise kısa oyunculardaki uyumsuzluk.. Farmar öncesi Jamon Gordon ve Renaldas Seibutis ile hücumu yönlendiren Darüşşafaka, Farmar sonrası Gordon’a yine aynı yükü verirken, Seibutis’ten bu görevi aldı. Bu da ilk maçta Seibutis’in verimini hayli bir düşürürken, Seibutis sahada biraz amaçsız gözüktü..
Ne olursa olsun Farmar’ın gelişiyle Darüşşafaka Doğuş, Avrupa’da da olmamanın avantajını kullanarak ligi normal sezonda ilk 2 de bitirebilirler ancak sezon sonunda play-off ta finali amaçlıyorsa bir tane atletik uzun transferi yapmak zorundalar.. Yoksa bu uzun rotasyonuyla kısaları çok iyi olsa da final yapma şansları çok zor.
Uşak Sportif’e gelirsek ellerindeki kadroyla takdir edici bir basketbol oynamaya devam ediyorlar. Fells, Carter sonrası hücumda liderliğe devam ediyor. Ancak hücumda rahat skor üretme konusunda sıkıntıları var. Attıkları çoğu sayı savunmanın etkisiyle yarattıkları şanslar sayesinde buluyorlar. Warren’ın formsuzluğu, Jelinek’in yanlış bir transferi olmasıyla şuanda bir çözümleri varmış gibi gözükmüyor.. Şu kadroyla şu yerliler ile play-off yarışında olma şansları da pek yok. Ligde de kalırlarsa bence bu Ozan Bulkaz’ın başarısıdır.
Galatasaray LH-Torku Konyaspor: 81-80Arka arka aldığı mağlubiyetlerle ile demoralize olan Galatasaray LH, Arroyo’nun yokluğunda Torku Konyaspor’u zor da olsa mağlup etti ve rahat bir nefes aldı. 2. periyot dışında maç boyunca savunmada Torku Konyaspor’u bir türlü durduramayan Galatasaray LH, hücum performansı ile maçı kazanırken, Sinan Güler’ın iyi performansı ve Ender Arslan’nın form grafiğinin giderek yükseliyor olması Galatasaray’ın hanesine artı olarak yazıldı.
Galatasaray’ın kadro içi mühendisliğinde sıkıntılarının yanında öncelikle çözmesi gereken saha dışı sorunları var. Bir şekilde sezon sonunda final görmek istiyorlarsa bir an önce saha dışı sorunları çözmeleri gerekiyor. Ataman’ın tokat olayını, maddi sıkıntıları bir an önce çözerlerse saha içinde yapacakları bir kaç değişikliklerle ve Arroyo’nun geri dönmesiyle yine iddialı olabilirler. Ama çözmedikleri sürece takımın performansı konusunda net bir şekilde konuşmak bence yanlış olur. Çünkü sürekli başka sorunlara odaklanmış durumdalar..
Torku Konyaspor’a gelirsek yaşadıkları inanılmaz düşüş devam ediyor. Ligin ilk yarısının ortasında play-off içerisinde bulan Torku Konyaspor, sakatlıklar, takımdan ayrılanlar ve zorlu fikstür yüzünden arka arkaya yenilgiler aldı ve kendini bir anda play-off dışında buldu. Teker teker yabancılar üzerinden değerlendirirsek çok değerli yabancıları olduklarını söyleyebiliriz. De Vries’ın sakatlığının geçmesi ve Warrick’ın gelişiyle birlikte hücumdaki bir sıkıntılarının kalmadığını söyleyebiliriz. JR Bremer’da beklenen katkıyı verirse daha organize de olabilirler. Ancak işin savunma konusunda sıkıntıları var. Ellerindeki yabancılara bakarsak savunma konusunda zaafları olan isimler olduğunu söyleyebiliriz.
Torku Konyaspor bir şekilde play-off yarışında olacaksa bu savunma zaafını çözüp, yerlilerden biraz daha fazla katkı alması gerekiyor. Öbür türlü play-off yapmaları pek mümkün değil.
Trabzonspor MP-Beşiktaş Integral: 98-75Darüşşafaka maçıyla dönüşümlü olarak izleyebildiğim Trabzonspor MP-Beşiktaş Integral maçında ise Trabzonspor MP egemen bir taraftı. Maça çok iyi başlayan Trabzonspor özellikle ilk yarıda Andrija Stipanovic’i çok iyi kullandı.. Maç boyunca kısa rotasyonunda skor bulmakta zorlanan Trabzonspor MP, uzun rotasyonda ise maçı domine ederken, uzun rotasyonundan tam 57’i sayı buldu. Anadolu Efes ve Fenerbahçe Ülker yenilgileri sonrası özgüven adına böyle bir galibiyete ihtiyaçları vardı. Kendinden üstün takımlarda oynadıklarını düşünürsek play-off yarışında önemli bir avantaj elde ettiklerini söyleyebiliriz. Genel sıkıntılarına gelirsek bu maçta pek hissetmeseler de özellikle uzun rotasyonunda atletizm sorunları var. Bunun yanında bence yaptıkları Dee Bost, Jerome Randle değişiklikleri pek doğru bir değişiklik olmadı. Belki bu değişiklik sonrası roller daha net belirgin oldu ama Dee Bost’un hücumda yaşadığı sıkıntılar zaman zaman takımın genel hücumunda sıkıntı yaşamalarını sağlayabiliyor.
Beşiktaş’a gelirsek beklenen oldu ve maç sonrası Ahmet Kandemir istifa etti. Ahmet Kandemir’in koçluğu hakkında burada eleştirilerde bulunmayacağım zaten herkes bir çok şeyin farkında ama yeri gelmişken Yiğiter Uluğ’un açıklamarı hakkında bir şeyler söylemek istiyorum.
Yiğiter Uluğ’un geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamalar sonrası Beşiktaş taraftarı haklı olarak tepki gösterdi. Taraftarın tepkisini anlayabiliyorum. Haklı olarak açıklamanın bazı yönlerine takılmış durumdalar ancak bir açıklama ile Yiğiter Uluğ’un direk gözden çıkartılmasını anlam veremiyorum. Yiğiter Uluğ, uzun vadede planlama açısından Beşiktaş’ın o göreve getirebileceği isimlerden biri.. Bu sezon bir kaç yanlış transfer olsa da genel yapılanma doğru.. Bu nokta da Yiğiter Uluğ’un kredisinin yarım sezondan daha fazla olması gerekiyor.
Maça gelirsek evet Beşiktaş’ın sakatlık problemleri vardı ancak bu problemler bu kadar amaçsız ve mücadeleden uzak oynamalarına sebep olmamalıydı. Bunun sebebi arka arkaya maç kaybetmelerinin verdiği özgüven düşüklüğü ve oyuncuların koça güveni kalmamasıydı. Koç değişikliği ile 2. sorunu ortadan kaldıracaklar. Ben iyi bir koç gelirse eldeki kadronun özellikle hücumda bazı sorunları çözülürse gayet tehlikeli bir takım olabileceğini düşünüyorum..
Rönesans TED Kolejliler-Banvit: 79-80Maçın yayını olduğu için takip edemedim ancak skorboard ı takip edebildiğim kadarıyla TED Kolejliler eline gelen maçı rakibine verdi.
Başa baş geçen ilk yarı sonrası 3. periyotta Rönesans TED Kolejliler seri yakalayıp öne geçti. 4. periyotun ortasına kadar skorda üstünlüğünü devam ettirse de maçın son bölümünde kötü bir hücum performansı sergileyince Banvit geriden gelip maçı kazandı.
Maçı izleyemediğimiz için maç içerisindeki performanslarıyla ilgili pek bir şey söyleyemiyorum.
Royal Halı Gaziantep-Türk Telekom: 88-77Play-off yarışına tutunmak isteyen Royal Halı Gaziantep, Türk Telekom’u mağlup ederek arka arkaya 2. galibiyetini aldı ve tekrardan yarışın içine girdi.
Yayın olmadığı için maçı izleyemedik ancak skorboardı takip edebildiğimize göre Royal Halı Gaziantep maç boyunca üstün bir performans sergilerken rahat rahatta maçı kazandı.
Gagic takviyesiyle birlikte uzun rotasyonundaki sıkıntıyı çözen Royal Halı Gaziantep’de son haftaların formsuz isimleri Colloway ve Jawad Williams bu maçta çok iyi bir performans sergiledi.
Anadolu Efes, Fenerbahçe Ülker ve Beşiktaş Integral ile oynayan Royal Halı Gaziantep’in play-off potasıyla sadece 1 maç farkı olduğunu düşünürsek yükselişe geçebileceğini söyleyebilirim.
Ercüment Sunter’ın gelişiyle toparlanan Türk Telekom, 2. yarıda iyice yükselen form grafiğini bu maçta kullanmadı.. Royal Halı Gaziantep karşısında 88 sayı yiyen Türk Telekom savunmada yine büyük bir sıkıntı yaşarken, play-off yarışında sonuna kadar gideceklerse savunmayı bir seviye yukarı çekmek zorundalar.. İstikrarsız bir sezon geçiren Barış Ermiş’in 16 sayılık performansı da onlar için sevindirici bir nokta oldu.
İBB-Eskişehir Basket: 87-84Yayın olmadığı için net bir şekilde konuşamıyorum ama İBB-Eskişehir Basket maçı oldukça heyecanlı ve çekişmeli bir maç oldu.
Eskişehir Basket, Galatasaray’dan sonra az kalsın İBB’ye de sürpriz yapıyordu. Manny Harris’in gelişi sonrası hücumda toparlanan Eskişehir Basket, genç oyuncularından da katkı almaya başlayınca daha ciddi bir takım haline geldi. Matt Walsh’ın cezası bu hafta bitiyor ve geri dönüyor. Onun geri dönüşüyle birlikte bu savunmadaki performanslarını bir şekilde koruyabilirlerse daha fazla galibiyet alabilirler ama ligde kalmak için aradaki galibiyet farkını kapatma şansları çok az..
Manny Harris demişken de geçen sezon Türk Telekom’a gelmeden önce dediğim gibi Avrupa’da Euroleague seviyesinde fark yaratabilecek bir oyuncu.. Özellikle oyun bilgisi yüksek bir koçla çalışırsa Euroleague’de yıldız olabilir.. Önümüzdeki sezon için iddialı takımlara şimdiden duyurulur.
İBB’ye gelirsek takviyeler sonrası galibiyet serisini devam ediyor. İlk yarının ortasında düşebilir denen takım arka arkaya aldığı galibiyetlerle bir anda play-off potasına geldi. İBB’nın savunmada belirgin zaafları olsa da ellerindeki hücum silahlarıyla bu yarışta tutunabilirler.. Özellikle Alex Stepheson’ın performansına dikkat etmeninizi öneririm.
ZoneBasket-Utkan //
https://twitter.com/utkansa
