7.kez Şampiyon Fenerbahçe Opet !!!

[ertugrul_solomon]

Yanlış hatırlamıyorsam 2019'da erkek voleybolda Arkas'a finalde 2 - 0 öne geçip 3.maçta da 2 - 0 öndeyken maçı vermiştik. 4.maçta da dümdüz etmişlerdi ama son maçta herkes umutsuzken biz deplasmanda 3 - 0 yenip şampiyon olmuştuk. İnşallah burda da aynısı olur.

[Ertan Ürkmez]

Çok enteresan yorumlar var. Hayretle bakıyorum. Bizde zaten herşeyin sorumlusu taraftar. İşimiz gücümüz yok 2-0dan 3-2 maç verip taraftar diyoruz. Salonda hic taraftar olmaz taraftar yok ondan yenildik deriz, full dolu olur tezahürat yüzünden yenildik deriz, rakip sahada, tarafsız sahada yenilir bizim sahamızda olsaydı vs deriz. Zaten soprona da taraftar yüzünden kupayı verdik, yada gsye rusyada taraftar yüzünden vermiştik, yada ilk şampiyonluğunda vakifin burhan felekte taraftar yüzünden son seti 8-3ten yanılmıyorsam vermiştik. Bu sene altın seti de taraftar yüzünden verdik. Futbolda mesela defalarca son hafta şampiyonluk verdik, o da kahrolası taraftar yüzünden. Şimdi hafızami zorlasam 30 tane daha bir çok branşta örnek veririm ama değişen bir şey olmaz. Düşünüyorum sadece bu sene 4 tane kupa finali kaybettik. Kazandığımız 0, bayan voleybol ve basketbolla 6da 0 olabilir. İhtimal dahilinde. Müthiş.bir istikrar gerçekten.

Müsebbip olarak taraftarı görmemim nedenlerinin altını psikolojik bağlamda yazdıklarımla doldurdum diye düşünüyorum eğer eleştiriniz bana ise. Spor taraftar ile güzel. Vakıfbank'ta şampiyonluk yaşayan bir oyuncu ile kulüp takımında yaşayan oyuncunun duyguları bir olmaz, olamaz. Ben de bunun farkındayım. Öte yandan biz bunu dezavantaja çevirdik maalesef. bugün özelinde  de yazdıklarımın arkasındayım, erken kutlama başlamasa idi çok farklı bitebilirdi. İşin genel boyutuyla ilgili olarak da kazandığımız bir önceki maçın ardından yazmış birisi işte 2-0 dan 3-2 veririz, son maçta da kaybederiz şampiyonluğu diye eklemiş. Yukarıdaki sütunlarda görmek mümkün. Bu normal mi sizce? Kaybederiz de yazmıyor, 2-0 dan 3-2'nin altını çiziyor. Bu melankoli değil midir? Twitter'a bakın Edacılar Nazcılar diye bölünmüş millet. Yaz yaz bitmez. Kendimce gördüklerimin altını çizmek istedim. Saygılar

[Tom Hanks]

Tribündeki bazı guruplara branşa göre tezahürat dersi verilmeli.Bu eğitimi verecektir branş yetkileri.Bilenker var ama az.Misal salonda Galatasaraya atarlı şeyler olmayacak sevdik seni herşeyden çok diye sahaya  etkisi olmayan tezahuratlar yerini isliga çevirecek gerekirse pat pat olsun.Yada oyuncu bozma saka yollu yaptık Zehra ayakkabin bağı gibi naif şeyler

[iloturo]

Müsebbip olarak taraftarı görmemim nedenlerinin altını psikolojik bağlamda yazdıklarımla doldurdum diye düşünüyorum eğer eleştiriniz bana ise. Spor taraftar ile güzel. Vakıfbank'ta şampiyonluk yaşayan bir oyuncu ile kulüp takımında yaşayan oyuncunun duyguları bir olmaz, olamaz. Ben de bunun farkındayım. Öte yandan biz bunu dezavantaja çevirdik maalesef. bugün özelinde  de yazdıklarımın arkasındayım, erken kutlama başlamasa idi çok farklı bitebilirdi. İşin genel boyutuyla ilgili olarak da kazandığımız bir önceki maçın ardından yazmış birisi işte 2-0 dan 3-2 veririz, son maçta da kaybederiz şampiyonluğu diye eklemiş. Yukarıdaki sütunlarda görmek mümkün. Bu normal mi sizce? Kaybederiz de yazmıyor, 2-0 dan 3-2'nin altını çiziyor. Bu melankoli değil midir? Twitter'a bakın Edacılar Nazcılar diye bölünmüş millet. Yaz yaz bitmez. Kendimce gördüklerimin altını çizmek istedim. Saygılar

Şahsa ait bir eleştiri değildi benim ki, öyle olsa alıntı yapardım ama herşeyi taraftara bağlamak bana doğru gelmiyor. Bu klup o kadar acı çekti ki taraftarın en kötüsünü düşünmesi aklına getirmesi kadar doğal bir şey yok. 3.set sevinmeye başlaması da kaybedilen onca finalin ardından başarıya, mutluluğa olan özlemin bir dışa vurumu. Burada bile son 9 son 7 vs diye sayılar sayılıyordu. Geriye dönüp bakmak istemiyorum şimdi. bu taraftar bu eleştiriyi haketmiyor. 3-2 ilk defa kaybetmiyoruz Vakifa ama 5 sete altın sete giderse sürekli kaybediyoruz. Finallere çıkarsak sürekli kaybediyoruz. Havada, karada, dağda, ovada, denizde hatta uzayda oynasak hangi branş olursa olsun finalleri kaybediyoruz. İsyan etmek, olumsuzu düşünmek, eleştirmek ve ofkelenmek kadar doğal bir şey yok. Biz Liverpool değiliz. Onların mazisi ile de kıyas dahi kabul edilmeyiz. Garip garip örnekler çıkıyor ortaya. Neyse çok uzatmaya gerek yok bence. Milyonlarca lira kazanan sporcu tribündeki taraftara yüzünden sürekli kupa kaybetmez. Profesyonel sporcu bunlar. Ben iki tezahürat yaptım diye oyundan düşecek insanlar değiller.

[Maldonado]

Şahsa ait bir eleştiri değildi benim ki, öyle olsa alıntı yapardım ama herşeyi taraftara bağlamak bana doğru gelmiyor. Bu klup o kadar acı çekti ki taraftarın en kötüsünü düşünmesi aklına getirmesi kadar doğal bir şey yok. 3.set sevinmeye başlaması da kaybedilen onca finalin ardından başarıya, mutluluğa olan özlemin bir dışa vurumu. Burada bile son 9 son 7 vs diye sayılar sayılıyordu. Geriye dönüp bakmak istemiyorum şimdi. bu taraftar bu eleştiriyi haketmiyor. 3-2 ilk defa kaybetmiyoruz Vakifa ama 5 sete altın sete giderse sürekli kaybediyoruz. Finallere çıkarsak sürekli kaybediyoruz. Havada, karada, dağda, ovada, denizde hatta uzayda oynasak hangi branş olursa olsun finalleri kaybediyoruz. İsyan etmek, olumsuzu düşünmek, eleştirmek ve ofkelenmek kadar doğal bir şey yok. Biz Liverpool değiliz. Onların mazisi ile de kıyas dahi kabul edilmeyiz. Garip garip örnekler çıkıyor ortaya. Neyse çok uzatmaya gerek yok bence. Milyonlarca lira kazanan sporcu tribündeki taraftara yüzünden sürekli kupa kaybetmez. Profesyonel sporcu bunlar. Ben iki tezahürat yaptım diye oyundan düşecek insanlar değiller.

Orası öyle ama bu sene kaybedilen finallerden Sopron ile Çukurova'ya karşı olanlar dışında hangisi sürpriz? Ki bence Çukurova'ya karşı kaybetmek de çok sürpriz değil. 59 tane filan yabancıları var. Efes'in, Vakıfbank'ın bizi her kupa maçında ya da kritik maçta yenmesi bence anormal bir şey değil. Bizden daha güçlü, daha iyi yönetilen, daha kuvvetli takımlar. Burada acı olan şey artık finalleri kaybetmek değil bence, rakiplerimizin bizden iyi olduğunun ve kolay kolay onları yenemeyeceğimizin, biraz sıktıkları ve motive oldukları zaman bizi yenebileceklerinin farkındayız. Onlar kadar iyi takımlar kuramayacağımızın da bilincindeyiz. Yönetim de taraftar da oyuncular da. Bu finallerin kaybedilme nedeni biraz da bu bence, taraftardan filan ziyade.

Artık erkek basketbol ve kadın voleybol şubeleri bir öğrenilmiş çaresizliğe doğru gidiyor. Futbol zaten ayvayı yemiş. Bu bugün yarın ya da ertesi sene kırılmazsa, iki taraftan da şöyle birer kupa filan çalamazsak, böyle gider uzun süreler maalesef. Umarım kulübü idare edenler ya işi düzgün yapar ya da düzgün yapacak birilerini getirir. Böyle yarım yamalak olmuyor işte.

[Enver Tarcan]

Artık erkek basketbol ve kadın voleybol şubeleri bir öğrenilmiş çaresizliğe doğru gidiyor. Futbol zaten ayvayı yemiş. Bu bugün yarın ya da ertesi sene kırılmazsa, iki taraftan da şöyle birer kupa filan çalamazsak, böyle gider uzun süreler maalesef. Umarım kulübü idare edenler ya işi düzgün yapar ya da düzgün yapacak birilerini getirir. Böyle yarım yamalak olmuyor işte.

Ben Serhat Komsuoğlu’nu sıradan bir yöneticiyken sevimli bulurdum mesela. Potanın arkasında saha içinde takıma canla başla destek verirdi. Sonra şube sorumlusu olunca şubeyi dümdüz etti.

Mevcut yöneticilerimiz mevcut taraftar havuzundan ortaya çıkıyor! Ali Koç, kelli felli adam… Önce taraftar istedi diye Aykut Kocaman’ı gönderiyor. Sonra kalkıp en büyük hatam oydu diyor… Taraftar istedi diye Ersun Yanal’ı getiriyor, sonra (gönüllü getirmediği için) Sivas maçının adından basının önünde Ersun’a trip atıyor. Protokol tribününden taraftarın üzerine atlıyor… Hakkımız yendi diye eline megafonu verip Vitor’u hiç de muhatap olmaması gereken hallere sokuyor… Totem yapıyorum maçlara gitmeyeceğim diyor vs vs vs…

Biz de böyle yöneticilerden rasyonel işler bekliyoruz.

Bu kulübün tek çıkış yolu satılmasıdır. Profesyonel yöneticilerin kulübün başına gelmesidir.

Bu taraftar havuzundan aklı başında yönetici çıkmıyor. Maalesef…

………

Bu arada, bu konuşmalardan alınan bazı arkadaşlar olmuş sanırım. Alınmasınlar.  Bu atışmalar olur.

En son Olympiakos maçında Mert Hakan ıslıklanınca, ıslıklayanlarla onlara tepki verenler arasında kavga çıkmıştı, maraton tribününde. Bu örnek uç ve tasvip etmiyoruz elbette… Ama etkiye her zaman tepki olur; Newton’un ikinci doğa yasası… Kötü kaybedilmiş bir maçın sonunda kulübe saydırdığınızda, bu tepkilerin mahiyetinden ötürü size tepki verilmişse, bunu da doğal karşılamak lazım. Hepimiz taraftarız. Her şeyden önce hepimiz insanız…

[Ertan Ürkmez]

Umutlu olalım Oynanacak bir maç daha var.

[Ertan Ürkmez]

Orası öyle ama bu sene kaybedilen finallerden Sopron ile Çukurova'ya karşı olanlar dışında hangisi sürpriz? Ki bence Çukurova'ya karşı kaybetmek de çok sürpriz değil. 59 tane filan yabancıları var. Efes'in, Vakıfbank'ın bizi her kupa maçında ya da kritik maçta yenmesi bence anormal bir şey değil. Bizden daha güçlü, daha iyi yönetilen, daha kuvvetli takımlar. Burada acı olan şey artık finalleri kaybetmek değil bence, rakiplerimizin bizden iyi olduğunun ve kolay kolay onları yenemeyeceğimizin, biraz sıktıkları ve motive oldukları zaman bizi yenebileceklerinin farkındayız. Onlar kadar iyi takımlar kuramayacağımızın da bilincindeyiz. Yönetim de taraftar da oyuncular da. Bu finallerin kaybedilme nedeni biraz da bu bence, taraftardan filan ziyade.

Artık erkek basketbol ve kadın voleybol şubeleri bir öğrenilmiş çaresizliğe doğru gidiyor. Futbol zaten ayvayı yemiş. Bu bugün yarın ya da ertesi sene kırılmazsa, iki taraftan da şöyle birer kupa filan çalamazsak, böyle gider uzun süreler maalesef. Umarım kulübü idare edenler ya işi düzgün yapar ya da düzgün yapacak birilerini getirir. Böyle yarım yamalak olmuyor işte.

Diğer yazdıklarınız üzerine mütalaa ederim, fikirlerimi değiştiririm ama profesyonel sporcu ayrımı hususundaki düşüncelerim üzerinde ısrarcıyım. profesyonel sporcular ile diğer insanların psikolojik amillerinin farklı olduğu görüşünün bir ilizyon olduğunu düşünüyorum. Bir kaç örnek vermek isterim. Kış olimpiyatlarında artistik jimnastik dalında rusya adına yarışan Kamilia Valiyeva ilk performansında harikalar yarattı. değil spor tarihinin sanat tarihinin gördüğü en harika performanslardan biridir. Üç gün kadar sonra doping iddiaları seslendirildi. Rusya bu hususta kirli olmakla birlikte bu kızcağazın durumu net değildi. Hatta komite bile net bir karar alamadı. Bir sonraki performasında üç veya dört defa düştü yere. Tamamen dağılmıştı. Ki bu branşta stres yönetimi çok ama çok önemli. Diğer bir örnek de yaz olimpiyat oyunlarından. ABD'li şampiyon jimnastikçi Simone Biles müsabakalara bir hafta kala olimpiyattan çekildiğini açıkladı. gerekçesi de stresi kaldıramıyor oluşuydu. Örnekler çoğaltılabilir. İkinci ismin bir önceki olimpiyatta 4  altın ve 1 bronz madalyası vardı. Dünya şampiyonluklarını falan yazmıyorum. Hülasa bu insanlar da profesyonel ama an geliyor sizden benden farkı kalmıyor. Vakıflı oyuncular nasıl yürütüyor bu süreci diye soracak olursanız bizdeki gibi ne zaman baskı yaratacağını ya da kutlama yapacağını bilmeyen bir taraftar profilleri yok. Şunun altını özellikle çizmek istiyorum. Vakıfbank'ın bize karşı gümbür gümbür oynayan yerli oyuncuları milli takım bağlamında benzer hataları yaptılar. Çünkü orada da, özellikle olimpiyat oyunlarında ülke genelinde büyük bir ilgi peyda oldu. Bu da baskı yarattı. Güney Kore maçını hatırlayın lütfen. Olmadık isimler olmadık basitlikte hatalar yaptılar. Bilmiyorum kendimi ifade edebildim mi ama naçizane düşündüklerimi yazmak istedim. Kaale alıp cevap yazdığınız için teşekkür ederim...

[Ertan Ürkmez]

Orası öyle ama bu sene kaybedilen finallerden Sopron ile Çukurova'ya karşı olanlar dışında hangisi sürpriz? Ki bence Çukurova'ya karşı kaybetmek de çok sürpriz değil. 59 tane filan yabancıları var. Efes'in, Vakıfbank'ın bizi her kupa maçında ya da kritik maçta yenmesi bence anormal bir şey değil. Bizden daha güçlü, daha iyi yönetilen, daha kuvvetli takımlar. Burada acı olan şey artık finalleri kaybetmek değil bence, rakiplerimizin bizden iyi olduğunun ve kolay kolay onları yenemeyeceğimizin, biraz sıktıkları ve motive oldukları zaman bizi yenebileceklerinin farkındayız. Onlar kadar iyi takımlar kuramayacağımızın da bilincindeyiz. Yönetim de taraftar da oyuncular da. Bu finallerin kaybedilme nedeni biraz da bu bence, taraftardan filan ziyade.

Artık erkek basketbol ve kadın voleybol şubeleri bir öğrenilmiş çaresizliğe doğru gidiyor. Futbol zaten ayvayı yemiş. Bu bugün yarın ya da ertesi sene kırılmazsa, iki taraftan da şöyle birer kupa filan çalamazsak, böyle gider uzun süreler maalesef. Umarım kulübü idare edenler ya işi düzgün yapar ya da düzgün yapacak birilerini getirir. Böyle yarım yamalak olmuyor işte.

Sizler kadar vakıf değilim oyuna. Ama şunu da yazmak isterim ki biz bu takımı 4 defa yendik 2 defa da elimizden kaçırdık bu yıl. Yani yenebilecek potansiyelimiz varmış. Nasıl Efes yıllarca  ezildikten sonra bize karşı panzehir bir takım kurdu ise biz de bu takımın üstüne bir kimya inşa ederek yapabiliriz bunu diye düşünüyorum. 2 yerinde takviye ve psikolojik eşiğin aşılması durumunda hiç de imkansız gibi görünmüyor.

[Maldonado]

Sizler kadar vakıf değilim oyuna. Ama şunu da yazmak isterim ki biz bu takımı 4 defa yendik 2 defa da elimizden kaçırdık bu yıl. Yani yenebilecek potansiyelimiz varmış. Nasıl Efes yıllarca  ezildikten sonra bize karşı panzehir bir takım kurdu ise biz de bu takımın üstüne bir kimya inşa ederek yapabiliriz bunu diye düşünüyorum. 2 yerinde takviye ve psikolojik eşiğin aşılması durumunda hiç de imkansız gibi görünmüyor.

Estağfurullah hocam, ben de hiç vakıf değilim. Ama işte dediğiniz şey dört yıldır yapılamıyorsa, bundan sonra da yapılacağını düşünmek biraz hayalcilik gibi. 14 senede mi yapacak bunlar? Vargas'ı filan gönderir, abuk subuk iki tane adam alır devam ederler işte.

[Ertan Ürkmez]

Estağfurullah hocam, ben de hiç vakıf değilim. Ama işte dediğiniz şey dört yıldır yapılamıyorsa, bundan sonra da yapılacağını düşünmek biraz hayalcilik gibi. 14 senede mi yapacak bunlar? Vargas'ı filan gönderir, abuk subuk iki tane adam alır devam ederler işte.

Dostum bizlere oranla bir hayli gençsin. Yazdıklarınızda hep bir umutsuzluk görüyorum. Polyannacılık oynayın demiyorum ama ne bileyim henüz gerçekleşmemiş şeyler için de üzülmemek gerek. Fakiriniz Erdal Koşan'ın oyun kurucu olduğu dönemlerde Avrupa şampiyonluğu hayal etmişti. Bir hayli geç oldu ama şu gözler gördü onu da. Yani bilmiyorum ne kadar doğru analoji yapmak da Real Madrid'in son üç turu geçme şeklini nasıl yorumluyorsunuz mesela? Mucize falan işin edebiyatı bence. Gerek o formayı giyenler ve gerekse takımı desteklemek için stada gidenler şunu biliyorlar ki o formanın bir ağırlığı, yani psikolojik üstünlüğü var. Biz bunu kaybettik son yıllarda. Kaybettiğimiz yetmediği gibi sürekli besliyoruz negatifliği de. Galatasaray titreyerek çıkardı Kadıköy'de maça. Akhisar'ın seni bir yıl içerisinde 3 defa mağlup etme şansı yoktu. Aydınspor'dan Kadıköy'de 6 tane yiyerek, yani travma ile başladığın yıl gittin Aydın'da 5 tane atıp döndün. 3 Temmuz ve sonrası hepimizi travmatik yaptı, kabul. Ama bir an önce çıkmalıyız bu psikolojiden. Artık büyük takım değiliz, büyük camiayız. Bu ikincisini de kaybetmemek ve toparlanmak için tek ses olmaya, pozitif bakmaya ihtiyacımız var. Beri tarafın Aykutçu-Ersuncu, öteki tarafın Edacı-Nazcı diye bölündüğü, maçlara yine verem olacağız diyerek gidildiği bir psikoloji bağlamında düzeltilemez durum. Kısır bir döngüye döner. Kadınlar euroleague'de değil 8, 16 final four kaybedersin.

[Tom Hanks]

Kadın voleybol takımına loser denek dünyanın en saçma argümanı.Iki yıldır biz kimi geçiyoruz.Eczacıbaşı.Kim onlar bence Vakıftan daha fazla saygıyı hakeden kuvvetli bir şirket takimi.Kim var orda.Dünyanın en iyi 2 3 voleycisinden biri bokoo Bu bile başlı başına başarı.Yok rakipler dalga geçiyormuş kardeş sen ilk 4 yapamadın önüne bak süs.

[Ertan Ürkmez]

Kadın voleybol takımına loser denek dünyanın en saçma argümanı.Iki yıldır biz kimi geçiyoruz.Eczacıbaşı.Kim onlar bence Vakıftan daha fazla saygıyı gajwdenvaltuapisiylada kuvvetli bir şirket takimi.Kim var orda.Funtsnin en iyi 2 3 voleycisinsen biri bosio Bu bile başlı başına başarı.Yok rakılar dalga geçiyormuş kardeş sen ilk 4 yapamadın önüne bak süs.

Bir sıkıntımız da o evet. GSlilerin Beşiktaşlıların hatta Trabzonluların oynadığımız müessese ve banka takımlarını desteklemesi, ve onlara karşı aldığımız mağlubiyetlerden sonra dalga geçmesi bizim taraftarın asabını bozuyor. Öte yandan bu durum onların zavallılığı. Son dünya şampiyonunu bu yıl 4 defa yenmişsin. 2 defa elinden kaçırmışsın, saçma sapan bir kural nedeniyle Avrupa'da finali kaçırmışsın. Türkiye şampiyonluğu için hala iddian var. Soru şu ki bu başarı mıdır, yoksa başarısızlık mıdır? Ben başarı olarak görüyorum. Kupa merkezli bakış açısı ise yerden yere vuruyor. Fenerbahçe'de şampiyonluk dışında her şey başarısızlıktır şiarından vazgeçilmesi lazım. Eskisi gibi yok artık öyle koy parayı  gelsin başarı. Ciddi bir organizasyon dahilinde süreklilik ve istikrar önemli. Obradovic dönemi dahi öğretemedi bize bunu. Euroleaguede kazanılan şampiyonluktan ziyade kaybedilen 2 finale odaklanan geniş çevreler var. Vakıfbank özelinde karşında devletin ve federasyonun tam desteğini almış bir organizasyon var. Bunu da gözden kaçırıyorlar.

[Maldonado]

Dostum bizlere oranla bir hayli gençsin. Yazdıklarınızda hep bir umutsuzluk görüyorum. Polyannacılık oynayın demiyorum ama ne bileyim henüz gerçekleşmemiş şeyler için de üzülmemek gerek. Fakiriniz Erdal Koşan'ın oyun kurucu olduğu dönemlerde Avrupa şampiyonluğu hayal etmişti. Bir hayli geç oldu ama şu gözler gördü onu da. Yani bilmiyorum ne kadar doğru analoji yapmak da Real Madrid'in son üç turu geçme şeklini nasıl yorumluyorsunuz mesela? Mucize falan işin edebiyatı bence. Gerek o formayı giyenler ve gerekse takımı desteklemek için stada gidenler şunu biliyorlar ki o formanın bir ağırlığı, yani psikolojik üstünlüğü var. Biz bunu kaybettik son yıllarda. Kaybettiğimiz yetmediği gibi sürekli besliyoruz negatifliği de. Galatasaray titreyerek çıkardı Kadıköy'de maça. Akhisar'ın seni bir yıl içerisinde 3 defa mağlup etme şansı yoktu. Aydınspor'dan Kadıköy'de 6 tane yiyerek, yani travma ile başladığın yıl gittin Aydın'da 5 tane atıp döndün. 3 Temmuz ve sonrası hepimizi travmatik yaptı, kabul. Ama bir an önce çıkmalıyız bu psikolojiden. Artık büyük takım değiliz, büyük camiayız. Bu ikincisini de kaybetmemek ve toparlanmak için tek ses olmaya, pozitif bakmaya ihtiyacımız var. Beri tarafın Aykutçu-Ersuncu, öteki tarafın Edacı-Nazcı diye bölündüğü, maçlara yine verem olacağız diyerek gidildiği bir psikoloji bağlamında düzeltilemez durum. Kısır bir döngüye döner. Kadınlar euroleague'de değil 8, 16 final four kaybedersin.

Haklısın abi, ben zaten işin idari tarafındayım. Bu yönetimin bir şey başarması bana imkansız geliyor.

Abi şımarıklık olmasın şimdi ama ben bile yaşlandım... Şunun şurasında iki gün evvel Nevriyeli Feneri izliyordum. Nasıl bu yaşa geldim, daha anlayamadım. Hatta Natalia Portman bile 40 olmuş. Bu kadın nasıl 40 yaşında olabilir? İnanılmaz bir şey.

[Ertan Ürkmez]

Son maçı 3-2 alacağımıza inanıyorum. Talih bizim kızlardan yana olsun, vurdukları sayı olasun. Umut etmek güzeldir.