bu arada burası futbol takımıyla kirletilmemeli ama bir karşılaştırma yapmak açısından buraya yazıyorum. ben gerçekten hiç bir şeyi bu kadar sevemedim, bu erkek basketbol takımı ve büyük reis kadar. bir tarafta bakıyorsun komplekse egoya batmış, başarıları büyük reisin yanında milyonda 1 bile etmeyecek bir adam. her türlü kayırmacılık, oyuncu küstürme, performans alamama sağlıyor. elindeki iyi oyuncuların değerini düşürmeyi, becerilerini köreltmeyi mükemmel bir şekilde başarıyor ve her şey bu kadar barizken burnundan kıl bile aldırmıyor. eminim şu futbol takımındakilerin çoğu hocalarının becerilerine inanmıyor, saygı duymuyor. diğer tarafta bakıyorsun bir antrenörün yapabileceği her şeyi yapmış bir adam, başarılarından çok onun samimiyetine ve tutkusuna saygı duyuyor. takımın yıldız oyuncusunu, mvp'sini takım arkadaşına anlık bir saygısızlık yaptığı için soyunma odasına gönderiyor, en kıytırık maça, en ufak hataya, en az verim veren oyuncuya bile ne kadar önem verdiği ortada. adamın hayatı yaptığı işi, sadece uyumak için evine gidiyor hatta bazen eve bile gitmiyordur. her şeyi başarmasına rağmen en ufak bir motivasyon kaybı, doymuşluk yaşamayan normal insanların yapacağı şeyleri yaşamayan bir adam. istese bugün daha iyi imkanları, daha iyi kariyer yapacağı (nba) olan bir yere gider ama diyor ki gelin maça. en büyük üzüntüsü salondaki boş koltuklar olan bir adam. en kırıldığı noktalar maddi değil manevi bağlara zarar veren şeyler. buranın çocuklarının bulunduğu yeri sahiplenmemesi. şimdi bu adam hepimizden çok kadıköylü, caddebostanlı, ataşehirli, FENERBAHÇELİ değilde ne? ama bilmem kaç milyon euro alıyor diyenler çıkabilir, biz ne milyon eurolar alıp şu aidiyetin yüzde 1'ni sağlamayan adamlar gördük. büyük reis'te insana dair olan kusurları da göremiyorsun. ego yok, bencillik yok, kibir yok, yok oğlu yok. şlmdi ben Fenerbahçe'yi çok seven bir adam olarak bu adama tapmayayım da ne yapayım?