Parkede Fener

Basketbol => NBA-NCAA-WNBA => Konuyu başlatan: Hakan Yaman - 25 Kasım 2013, 21:50:20

Başlık: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 25 Kasım 2013, 21:50:20
NBA'i NBA yapan efsane basketbolcular, unutulmaz maçlar, takım tarihleri vs... Eskiye dair ne varsa...
Başlık: Toplamda En Çok Sayı Atan Oyuncular (Regular Sezon)
Gönderen: Hakan Yaman - 03 Aralık 2013, 10:26:43
OYUNCU   ADI ................. TOPLAM SAYI ............ OYNADIĞI MAÇ SAYISI


1- Kareem Abdul-Jabbar: ............   38387 ........................ 1560 ..................

2- Karl Malone:............................   36928 ........................ 1476 ..................

3- Michael Jordan: ......................   32292 ........................ 1072 ..................

4- Kobe Bryant: ........................... 31617 ....................... 1239 ................... (Aktif Oyuncu)

5- Wilt Chamberlain: ..................   31419 ....................... 1045 ....................

6- Shaquille O'Neal: ...................   28596 ....................... 1207 ....................

7- Moses Malone: ......................   27409 ....................... 1329 ....................

8- Elvin Hayes: ..........................   27313 ....................... 1303 ....................

9- Hakeem Olajuwon: ................. 26946 ........................ 1238 ....................

10- Oscar Robertson: .................. 26710 ......................... 1040 ...................


NOT: Rakamların tamamı regular sezona aittir. Bilindiği gibi NBA'de regular sezon istatistikleriyle play-off istatistikleri tamamen ayrı tutulur ve asla birbirine karıştırılmaz. "Play-off" olarak belirtilmeyen bütün veriler sadece regular sezona ait olanlardır.
Başlık: Toplamda En Çok Sayı Atan Oyuncular (Play-Off)
Gönderen: Hakan Yaman - 03 Aralık 2013, 10:48:53
OYUNCU   ADI .......... TOPLAM SAYI ........ OYNADIĞI MAÇ SAYISI


1- Michael Jordan: .....................   5987 ........................ 179 ..................

2- Kareem Abdul-Jabbar :...........   5762 ........................ 237 ..................

3- Kobe Bryant: .........................   5640 ........................ 220 ................  (Aktif Oyuncu)

4- Shaquille O'Neal: ...................   5250 ........................ 216 .................

5- Karl Malone: .......................... 4761 ........................ 193 ...................

6- Tim Duncan: .......................... 4614 ........................  211 .................. (Aktif Oyuncu)

7- Jerry West: ...........................   4457 .......................  153 ....................

8- Larry Bird: .............................   3897 .......................  164 ....................

9- LeBron James: ....................... 3871 ........................ 138 .................... (Aktif Oyuncu)

10- John Hawlicek: ..................... 3776 ........................ 172 ...................

Başlık: Muhteşem Kaybedenler: Malone-Stockton
Gönderen: Hakan Yaman - 16 Aralık 2013, 13:06:25
(http://img-cdn.ntvspor.net/C/I/447/malone600_QXU4U.jpg)



ntvspor.net'te Mert Aydın tarafından Stockton ve Malone'un hikayesi yazılmış. Gerçi olabildiğine yüzeysel, genel geçer bilgiler ama şimdilik kendimizin ayrıntılı bir şeyler yazmaya zamanı olmadığı için burada bulunsun istedik.




(http://media1.ntvspor.net//c/i/cm/malsto07.jpg)



KARL MALONE-JOHN STOCKTON

1984 NBA draftının en büyük özelliği hiç kuşku yok ki Michael Jordan’ın Chicago Bulls tarafından seçilmesidir.
 
Hakeem Olajuwon ve Sam Bowie’nin ardından 3. sırada yer alan Jordan’ın NBA tarihini yeniden yazdığı herkes tarafından kabul edilen bir gerçek. Aynı yıl draft edilen 1.85 boyundaki bir beyaz adam ve 1985’te 13. sırada draft edilen 2 metre 6 santimetrelik 9 çocuklu bir Güneyli ailenin oğlu ne yaptılarsa kariyerleri boyunca Jordan’ın gölgesinden çıkamadı.
 

Washington eyaletinin Spokane kentinden gelen John  Stockton, NBA tarihinin gelmiş geçmiş en iyi oyun kurucularından birisi olarak anılacak. 19 sezonluk NBA ve Utah Jazz kariyerinde 15 bin 806 asistle kırılması güç bir rekora imza attı Stockton. 13.1 sayı, 10.5 asist kariyer ortalamaları yeterince etkileyici. Ve de sezon başına play-off’lar dahil takımların ortalama 90 küsur maç yaptığını düşünürsek kariyerinde sadece 22 maç kaçırmış olması da anlamlı.
 
Topu hep doğru adrese gönderdiği için Postacı lakabını alan  Karl Malone 18 sezon Utah Jazz’ın en önemli sayı silahı oldu. Kariyerinin son sezonunda ise Los Angeles Lakers forması giydi. Rekorlar kırdı, All Star maçlarında ve NBA’de ikişer kez En Değerli Oyuncu seçildi. Kader arkadaşı John Stockton ile birlikte 2 kez Rüya Takım formasıyla olimpiyat şampiyonluğu elde etti.
 

Malone ve Stockton birlikte NBA tarihinin en iyi 50 basketbolcusu listesine alındı. Kısacası NBA efsanesi olarak anılmaya hak kazandılar.
 
Ancak Stockton ve Malone için NBA şampiyonluğu hep hayal olarak kaldı. 1992’de Portland Trail Blazers, 1994’te Houston Rockets ve 1996’da Seattle Supersonics, Batı’da Utah’ın zafere ulaşmasını engelledi.

(http://media1.ntvspor.net//c/i/cm/malsto05.jpg)

Malone ve Stockton için uygun zaman 1997’de gelmiş gibiydi. Batı finalinde Houston Rockets karşısında 4-2 ile zafere ulaştı Rockets. 6. maçın son saniyesinde Stockton’ın attığı basketin önemini anlatmaya gerek yok.

Finalde rakip tabii ki Michael Jordan’ın sevgili Chicago’suydu. Jordan 1993’te basketbolu bırakmış ama 1995’te geri dönmüştü. O varken Chicago da vardı.
 
1997 final serisinde 4-2 ile kazanan Chicago oldu. Malone’un performansı seriyi fena halde etkiledi. Postacı’nın kötü oynadığı, isabet oranında düşük kaldığı maçlar kötü bitti.
 
1998 Batı finalinde Jerry Sloan yönetimindeki Utah Jazz, Los Angeles Lakers’ı 4-0’la süpürerek Chicago’ya mesajını gönderiyordu.
 
Ne var ki Jordan ve arkadaşlarının şampiyonluk alışkanlığı vardı. Serinin 6. maçında bitime 5.2 saniye kala Malone’a atılan pas yerine gidebilse iş 7. maça taşınacak belki de NBA tarihi değişecekti. Fakat araya giren Jordan basketi attı ve Utah bir kez daha hayal kırıklığı yaşadı.
 
Malone için 41 yaşında bir şans daha geldi. Los Angeles Lakers formasıyla NBA finaline bir kez daha yükseldi. Ama Mehmet Okur’un da içinde bulunduğu Detroit Pistons 4-1’le Postacı’nın hayallerine son verdi.

(http://media1.ntvspor.net//c/i/cm/malsto01.jpg)


Kaynak: http://www.ntvspor.net/haber/basketbol/99875/muhtesem-kaybedenler-malonestockton (http://www.ntvspor.net/haber/basketbol/99875/muhtesem-kaybedenler-malonestockton)
Başlık: NBA Tarihi ve Efsaneler (Magic Johnson)
Gönderen: Hakan Yaman - 20 Aralık 2013, 13:43:02
Michael Jordan ve Magic Johnson. Benim için dünya basketbolunun gelmiş geçmiş en özel iki ismi. Benim için diyorum, bu kişiye göre değişir. Onların hemen ardından Larry Bird ve Kareem Abdül-Jabbar gelir.

Şu fotoğrafın bendeki yeri başka. 1991 NBA finallerinde Michael Jordan ve Magic Johnson kapışıyor.


(http://img-cdn.ntvspor.net//C/I//440/MagicJohnsonMichaelJordanPhoto1_UZD7I.jpg)


Şu da bu muhteşem ikiliye ait bir başka enstantane:


(http://img-cdn.ntvspor.net//C/I//440/Magic-Johnson-Rare-Photos-431_4LRK5.jpg)



NBA'i bir dünya ligine dönüştüren rekabet şüphesiz 80'lere damga vuran Magic Johnson - Larry Bird rekabetidir. 70'lerin sonlarında Amerika'nın en iyi kolej oyuncusu kim tartışmalarıyla başlayan bu kişisel rekabet 1979 kolej finaliyle tavan yapmış ve uzun yıllar kırılmayan bir reyting rekoru elde etmiştir. Daha sonra Lakers - Celtics özelinde NBA'e de taşınan bu kişisel rekabet basketbolun altın çağını yaşatmıştır.

İşte o meşhur 1979 KOLEJ finalinde Michigan State'li Magic'le, Indiana State üniversitesinden Larry Bird'ün ilginç bir görüntüsü. Bu çocuklar nereye bakıyor? :)


(http://img-cdn.ntvspor.net//C/I//440/Magic-Johnson-Rare-Photos-1_697UP.jpg)


Saha içinde tarihin en büyük kişisel rekabetini yaşasalar da, saha dışında Magic Johnson ve Larry Bird'ün gerçekten çok yakın dost olduğu hemen herkes tarafından bilinir ve söylenir. Onlar ezeli rakip, ebedi dost tanımıma en uygun isimlerdir.  NBA yıllarına ait çok dostluk görüntüleri var ama kolej yıllarında da oldukça samimi oldukları görülüyor.


(http://img-cdn.ntvspor.net//C/I//440/Magic-Johnson-Rare-Photos-8_GCXV1.jpg)


1979 kolej finalini kazanan Magic Johnson. (Maçın tamamı kişisel arşivimizde mevcut.)


(http://img-cdn.ntvspor.net//C/I//440/Magic-Johnson-Rare-Photos-11_YCL5S.jpg)


Magic Johnson 1979 kolej şampiyonluğundan sonra draft edildiği Lakers'ın yolunu tuttu. Burada NBA tarihinin en önemli pivotlarından birisiyle oynama şansı buldu: Kareem Abdül-Jabbar.


(http://img-cdn.ntvspor.net//C/I//440/Magic-Johnson-Rare-Photos-3_7XPU1.jpg)


Kareem ve Magic ikilisi birlikte tam 10 sezon geçirdi. Bu sürede 8 final oynadılar ve 5 şampiyonluk kazandılar. Sadece 1981 ve 1986'da final göremediler. Her iki sezonda da batı finalisti Houston'dı ve her iki sezonda da Boston (Larry Bird) şampiyon oldu. Bird'ün 3 şampiyonluğundan sadece birisi Magic Johnson'ı yenerek kazanılmıştır. (1984.) Magic ise Bird'ü tam 3 finalde yenmiştir. 1979 kolej finali, 1985 ve 1987 NBA finali. Şüphesiz bunu tek başına yapmadı. Kareem gibi büyük bir pivotla oynamak da ona çok şey kazandırdı:


(http://img-cdn.ntvspor.net//C/I//440/Magic-Johnson-Rare-Photos-19_FB0X5.jpg)


--------

Hakan Yaman / 20 Aralık 2013
Başlık: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 20 Aralık 2013, 20:46:55
Pek yakında ilk ve orjinal Dream Team hakkında kapsamlı bir yazı kaleme alma niyetindeyim. Onları ve onların dünya basketboluna kattıklarını... Bugün basketbol ihtiyar kıtada bu kadar hızlı gelişti ve böylesine sevildiyse bunun en önemli eşik noktası 1992 Barcelona Olimpiyatlarına katılan ilk ve orjinal Rüya Takım'dır.

O kadro bütün zamanların gelmiş, geçmiş ve bence gelecebilecek en iyi kadrosuydu. Çünkü o kadroda Larry Bird, Magic Johnson ve Michael Jordan vardı. Bu ayarda üç oyuncunun aynı zaman dilimine rastlaması ve aynı devirde basketbol oynaması bir daha kolay kolay mümkün olmaz.

İşte -yine bence- bütün zamanların gelmiş geçmiş en değerli üç oyuncusu. 1992 Barcelona Olimpiyatlarında birlikte gülümsüyorlar:


(http://cmsimg.indystar.com/apps/pbcsi.dll/bilde?NewTbl=1&Site=BG&Date=20130212&Category=NEWS06&ArtNo=302120802&Ref=PH&Item=29&Maxw=620&Maxh=465&q=90)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 06 Ocak 2014, 23:08:29
1991 sonbaharı... Bir akşam TRT'de bu haberi duyduğumda gözlerim dolmuştu. 15 yaşını doldurmuş, 16 yaşın tutkulu çağındaydık. Magic Johnson'ın basın toplantısını gördüm. Hastalığını ve basketbolu bırakma kararını açıklarken bile gülümsüyordu. Saha içinde gözünde şimşekler çakan ve bir bakışıyla arkadaşlarını hizaya sokan efsane, saha dışında her zaman olduğu gibi gülümsemesiyle içimizi ısıtıyordu. O gün gözümden bir kaç damla yaş aktığını hatırlıyorum.

Geçmiş zaman olur ki... O günün Türk gazetelerinde haberin veriliş şekli... Özellikle Larry Bird'le olan fotoğrafın altındaki yazı iğrenç: "Artık Magic Johnson AIDS virüsünün vuracağı günü bekleyecek."

Toplumun konuya dair ne kadar cahil olduğunu bu haberin veriliş şeklinden bile süzebiliriz. Şüphesiz Magic Johnson insanlığı bu konuda uyandırmak için önemli bir misyonu yerine getirdi. Bu haberden 1 sene sonra Barcelona Olimpiyat Kadrosunda (Dream Team) yer almak için basketbola geri dönmesinin temel nedeni de insanlığa mesaj vermek içindi. Aradan 22 sene geçmiş ve halen Türk gazetecisinin o iğrenç benzetmesi, "vuruş" olmadı. İyi ki olmadı. Ve Magic Johnson halen gülümsüyor, içimizi ısıtıyor. (Not: Magic'in Aids değil, Hiv virüsü taşıyıcısı olduğunu, arada önemli bir fark olduğunu bilmiyorduk. Kimse bilmiyordu.)


(https://fbcdn-sphotos-a-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash3/44375_626838517344008_909075255_n.jpg)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Bukefalos - 07 Ocak 2014, 16:08:41
Bu magic-kareem bulusmasında herhangi bir katakulli olmadı degil mi abi,
acımasız bir takım olmuslar :)

bu arada ben hala daha Aids ve hiv virüsü tasıyıcı farkını bilmiyorum,
cahilligime verin
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 08 Ocak 2014, 10:15:15
 Hiv virüsü aktif hale geçer ve bütün vücudu teslim alır. Son kaçınılmazdır.

(Kişi HIV ile karşılaştığı andan itibaren "HIV pozitif", "HIV enfekte" veya "HIV taşıyıcısı" olarak adlandırılır. Bizler bu hastalık için "AIDS" adını kullanıyoruz, ancak Dünya Sağlık Örgütü "HIV/AIDS" teriminin kullanılmasını önermektedir. Çünkü, hastalığın etkeni "HIV" adı verilen bir virüstür. AIDS ise hastalığın seyri sırasında, eğer hasta tedavi almıyorsa klinik ilerleyecek ve enfeksiyonların çok fazla olduğu, kilo kaybı ve kasların erimesi ile giden döneme girecektir, bu döneme "AIDS" adı verilmektedir. Bu nedenlerden dolayı hastalığın adı "HIV/AIDS" olarak kullanılmaktadır.

Taşıyıcı" terimi, ömür boyu hastalık etkenini taşımak, ancak hasta hale gelmemektir. "Hepatit B" dediğimiz sarılık tipinde de herkes tarafından bu şekilde bilinmektedir. HIV/AIDS hastalığında durum farklıdır. Kişi HIV pozitif olduktan sonra eğer gereken zamanda tedaviye başlanmıyor ve devam ettirilmiyorsa, ilerleyen zaman içinde hasta hale gelecektir.")


Magic Johnson taşıyıcı. Ancak 20 yılı aşkın süredir hiç aksatmadan düzenli olarak tedavi olduğu için virüs aktif durumda değil. Eğer tanı konulduğu zaman virüs aktif hale geçmiş olsaydı zaten ne 92 all-star'ındaki resitali sunabilirdi, ne 92 Barcelona Olimpiyatlarında görebilirdik onu.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Cem Ağrak - 08 Ocak 2014, 10:53:59
Hiv virüsü aktif hale geçer ve bütün vücudu teslim alır. Son kaçınılmazdır.

(Kişi HIV ile karşılaştığı andan itibaren "HIV pozitif", "HIV enfekte" veya "HIV taşıyıcısı" olarak adlandırılır. Bizler bu hastalık için "AIDS" adını kullanıyoruz, ancak Dünya Sağlık Örgütü "HIV/AIDS" teriminin kullanılmasını önermektedir. Çünkü, hastalığın etkeni "HIV" adı verilen bir virüstür. AIDS ise hastalığın seyri sırasında, eğer hasta tedavi almıyorsa klinik ilerleyecek ve enfeksiyonların çok fazla olduğu, kilo kaybı ve kasların erimesi ile giden döneme girecektir, bu döneme "AIDS" adı verilmektedir. Bu nedenlerden dolayı hastalığın adı "HIV/AIDS" olarak kullanılmaktadır.

Taşıyıcı" terimi, ömür boyu hastalık etkenini taşımak, ancak hasta hale gelmemektir. "Hepatit B" dediğimiz sarılık tipinde de herkes tarafından bu şekilde bilinmektedir. HIV/AIDS hastalığında durum farklıdır. Kişi HIV pozitif olduktan sonra eğer gereken zamanda tedaviye başlanmıyor ve devam ettirilmiyorsa, ilerleyen zaman içinde hasta hale gelecektir.")


Magic Johnson taşıyıcı. Ancak 20 yılı aşkın süredir hiç aksatmadan düzenli olarak tedavi olduğu için virüs aktif durumda değil. Eğer tanı konulduğu zaman virüs aktif hale geçmiş olsaydı zaten ne 92 all-star'ındaki resitali sunabilirdi, ne 92 Barcelona Olimpiyatlarında görebilirdik onu.

ufak bir ekleme yapayım
AIDS açılımı ;Acquired Immune Deficiency Syndrome :  sanırım ''kazanışmış bağışıklığın kaybedilme sendromu ''( üniversitedeki hocam böyle öğretmişti aklımda böyle kalmış :) )
HIV açılımı ise : Human Immunodeficiency Virus , bunu öğretmedi hocam internetten baktım :)  İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü
Allah korusun ,evlerden uzak etsin diyorum 8)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Okan Y. - 08 Ocak 2014, 12:52:50
En merak ettiğim NBA oyuncusu Wilt Chamberlain'dir

(http://img142.imageshack.us/img142/6080/wiltchamberlain725158.jpg)

Kariyeri

1958–1959   Harlem Globetrotters
1959–1965   Philadelphia / San Francisco Warriors
1965–1968   Philadelphia 76ers
1968–1973   Los Angeles Lakers

Başarıları

2x NBA Şampiyonluğu
7 sezon üstüste sayı krallığı (60-66 arası)
4 defa MVP
13 sezon All-Star

Rakamlar

Points   31,419 (30.1 ppg)
Rebounds   23,924 (22.9 rpg)
Assists   4,643 (4.4 apg)

Bütün bu istatistiklerine rağmen Wilt Chamberlain hiçbir zaman en üst düzeylerde sayılmaz. Bunun bir sebebi de aynı dönemde Bostonda oynayan Bill Russell ile karşılaştırılması ve Bill Russel'ın Wilt Chamberlain'e oyun anlamında kurduğu üstünlüktür. NBAde bir maçta 100 sayı atmış yegane oyuncudur.

https://www.youtube.com/watch?v=LxMeEzhvNRs (https://www.youtube.com/watch?v=LxMeEzhvNRs)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 08 Ocak 2014, 12:58:45
Oyun anlamında üstünlük kuran Russel değil, Wilt Chamberlain'dir. Fakat şampiyonlukları domine eden Russel'ın takımı Boston Celtics olmuştur. Yoksa bireysel olarak karşılaştıklarında da Wilt'in rakam olarak ezici üstünlüğü var ama maçları kazanan karşı taraf... Karşılıklı oynadıkları maçlardan iki tanesine ait bazı bölümler arşivimde mevcut. 1967 play-off'larında karşılaştıkları bir maçın ikinci devresiyle, 1969 finalinin son maçının son periyodu. (Aynı zamanda Russel'ın son maçı.) Gerçi 69 senesinde ikisi de elden ayaktan düşmüş sayılırdı, özellikle Russel. Fakat kariyerini inceleyenler hiç bir zaman bireysel olarak Russel karşısında ezilmediğini rakamlarla söyler ve ispatlar.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 08 Ocak 2014, 13:00:47
İlaveten: Yukarıdaki videonun görüntüleri 100 sayı attığı maça ait değildir. O maçın bir radyo kaydı dışında görüntüsü yoktur.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Okan Y. - 08 Ocak 2014, 13:10:59
11 şampiyonluğa 2 şampiyonluk abi
bence gerçek hakimiyet bu
ve bence Chamberlain bu yüzden yeterli saygıyı görmüyor
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 08 Ocak 2014, 13:32:59
Kazandığın kadar saygı görürsün. Bu net.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Andrew Goudelock - 08 Ocak 2014, 17:04:13
Russell, Chamberlain'e karşı karşı bire birde ezilmesinin bir nedeni de Russell'ın fizik olarak Chamberlain'e göre çok daha ufak olması.. Yanlış bilmiyorsam Russell, Chamberlain'e göre 7 santim daha kısa ve çok daha ince..
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Okan Y. - 16 Ocak 2014, 12:15:54
Diğer bir merak ettiğim isim: Oscar Robertson

(http://www.itusozluk.com/image/oscar-robertson_48957.jpg)

Kariyer istatistikleri

Points   26,710 (25.7 ppg)
Rebounds   7,804 (7.5 rpg)
Assists   9,887 (9.5 apg)

Oynadığı takımlar

1960–1970   Cincinnati Royals (NBA)
1970–1974   Milwaukee Bucks (NBA)

Tek şampiyonluk tek MVP ama gene de efsane :)

videoosu

https://www.youtube.com/watch?v=H0-Iz6fQRAE (https://www.youtube.com/watch?v=H0-Iz6fQRAE)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 16 Ocak 2014, 12:28:42
O tek şampiyonluğu da yaşlılık zamanlarında genç Kareem Abdül-Jabbar'ın ligdeki henüz ikinci sezonunda (1971) onun yardımcısı olarak Milwaukee Bucks'ta kazanmış. Kareem ve Oscar Robertson'lı Milwaukee kadrosunun 4 maçı arşivimde mevcut. Ayrıca o döneme ait full all-star maçları da... (Kareem'in ilk senesinde adı Lew Alcindor. Müslüman olduktan sonra ad değiştiriyor.)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Cem Ağrak - 17 Şubat 2014, 22:34:43
bugün Basketbolun tanrısının yani Majestelerinin doğum günü .
basketbolu sevme nedenim 51 sene önce iyi ki doğmuş ,
Başlık: Wilt Chamberlain 62 sene Önce Bugün 100 Sayı Atmıştı
Gönderen: Hakan Yaman - 02 Mart 2014, 19:45:29
Kimse yazmadan ilk biz yazalım. Zaten Amerika'da bile hatırladıklarına emin değilim. :D

Bundan 62 sene önce bugün, bu gece; 02 Mart 1962 tarihinde Wilt Chamberlain tek başına bir maçta 100 sayı atmıştı.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Ereng. - 26 Haziran 2014, 14:22:27
(http://1.bp.blogspot.com/-yUcf1lJ-y_U/U6MsZm11fiI/AAAAAAAArnA/RDYbWZS5jHM/s1600/Vintage+Summer+in+New+York+(3).jpg)

Yıl 1921. Madison Square Garden yüzme havuzuna çevirilmiş halde. Muazzam foto .
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Ereng. - 26 Haziran 2014, 14:25:53
Gerçi yukarıdaki fotoğraf bu konuya uygun değil de olabilir. Öyleyse affola.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 27 Haziran 2014, 00:57:23
Gerçi yukarıdaki fotoğraf bu konuya uygun değil de olabilir. Öyleyse affola.

Ne demek? Madison Square Garden'da bir NBA efsanesi sayılır.

Şaka yapmıyorum. :)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Okan Y. - 30 Haziran 2014, 09:00:29
sabah sabah bu fotoğrafı görünce kötü oldum

MJ, 1996 yılının babalar gününde, Sonics'e karşı oynayıp kazandıktan ve hatta şampiyon olduktan sonra gene bir babalar gününde vurularak ölen babası için yere yığılarak ağlıyor. Ne para, ne kariyer, ne de başka birşey. hiç bir şey insanın duyguları önüne geçemiyor.

(https://pbs.twimg.com/media/BrWyj0rIUAEunX0.jpg)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: akarship - 17 Temmuz 2014, 10:35:13
Buraya yazmam belki doğru değildi ama başlık bulamadım. NBA in en iyilerinden Chicago Bulls veya Boston Celticsi takip eden yokmu forumdaki NBA fanlarından? :)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Besim - 17 Temmuz 2014, 15:01:53
Benim nazarimda, Michael Jordan her yonuyle en tepede yer aliyor. 
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Cem Ağrak - 17 Temmuz 2014, 15:15:38
Benim nazarimda, Michael Jordan her yonuyle en tepede yer aliyor. 
adam basketbolun tanrısı yahu daha ne olsun besim :) 8)
Başlık: 21. Yüzyılın En İyi 100 Oyuncusu
Gönderen: Andrew Goudelock - 20 Ağustos 2014, 16:36:57
21. Yüzyılın En İyi 100 Oyuncusu

Liste 3 günlük bir liste o yüzden haber şeklinde girmiyorum.

Hoopshype 21. yüzyılın en iyi 100 oyuncusunu sıralamış.

Listede 1. sırada LeBron James bulunuyor. James'i 2. sıradan Tim Duncan ve 3. sıradan Kobe Bryant takip ediyor.

Listenin ilk 25 sırasına Avrupa'dan Nowitzki, Parker ve Gasol girerken, Mehmet Okur 99., Hidayet Türkoğlu ise 68. sırada yer alıyor.

Şu da gayet hoş bir oyun olmuş. Tavsiye ederim.

http://www.sporcle.com/games/ShakeyDeal/top-100-nba-players-of-the-century-hoopshype (http://www.sporcle.com/games/ShakeyDeal/top-100-nba-players-of-the-century-hoopshype)

İşte liste;

1- LeBron James
2- Tim Duncan
3- Kobe Byrant
4- Shaquille O'Neal
5- Dirk Nowitzki
6- Kevin Garnett
7- Dwyane Wade
8- Steve Nash
9- Kevin Durant
10- Paul Pierce
11- Chris Paul
12- Dwight Howard
13- Tony Parker
14- Carmelo Anthony
15- Allen Iverson
16- Jason Kidd
17- Tracy McGrady
18- Ray Allen
19- Vince Carter
20- Pau Gasol
21- Amare Stoudemire
22- Chris Bosh
23- Derrick Rose
24- Shawn Marion
25- Manu Ginobili
26- Deron Williams
27- Zach Randolph
28- Chauncey Billups
29- Rajon Rondo
30- Baron Davis
31- Joe Johnson
32- Jermaine O'Neal
33- Rasheed Wallace
34- Gilbert Arenas
35- Lamar Odom
36- Russell Westbrook
37- Ben Wallace
38- Yao Ming
39- Peja Stojakovic
40- Antawn Jamison
41- Richard Hamilton
42- Carlos Boozer
43- Elton Brand
44- Andre Miller
45- Al Jefferson
46- LaMarcus Aldridge
47- Blake Griffin
48- Jason Terry
49- Rashard Lewis
50- Chris Webber
51- Mike Bibby
52- Michael Redd
53- David West
54- Stephon Marbury
55- Luol Deng
56- Andre Igoudala
57- Metta World Peace
58- Josh Smith
59- Richard Jefferso
60- Zydrunas Ilgauskas
61- Kenyon Martin
62- Monta Ellis
63- Tayshaun Prince
64- Jamal Crawford
65- Tyson Chandler
66- Jason Richardson
67- Caron Butler
68- Hidayet Türkoğlu
69- Gary Payton
70- Rudy Gay
71- Michael Finley
72- Andrei Kirilenko
73- Grant Hill
74- Gerald Wallace
75- Joakim Noah
76- Kevin Love
77- Sam Cassell
78- Marcus Camby
79- Danny Granger
80- Brandon Roy
81- Jerry Stackhouse
82- Steve Francis
83- James Harden
84- Marc Gasol
85- Antonia Walker
86- Stephen Jackson
87- Brad Miller
88- Shareef Abdul-Rahim
89- David Lee
90- Luis Scola
91- Corey Magete
92- Al Harrington
93- Al Horford
94- Jalen Rose
95- Nene
96- Andrew Bynum
97- Mike Miller
98- Kevin Martin
99- Mehmet Okur
100- Jameer Nelson



DerinNba
Başlık: Ynt: 21. Yüzyılın En İyi 100 Oyuncusu
Gönderen: Umut - 23 Ağustos 2014, 11:31:09
LeBron'u Kobe'nin üstüne yazan zihniyete kafam girsin!
Başlık: Ynt: 21. Yüzyılın En İyi 100 Oyuncusu
Gönderen: Hakan Yaman - 23 Ağustos 2014, 22:55:48
21. yüzyılın en büyüğü Shaqullie O'Neal'dır. Onun 2000-2005 arasında tek başına bir takım gibi olduğu ve 2000-2001 ve 2002 sezonlarında belki tarihin en dominat performanslarını sergilediği ne çabuk unutulmuş? Kendi içinde onlarca tutarsızlık olan bir liste...
Başlık: Satılık Olimpiyat Altın Madalyası
Gönderen: Hakan Yaman - 08 Eylül 2014, 10:30:29
Eski NBA yıldızlarından Vin Baker 2000 Sidney Olimpiyat Oyunlarında Amerika Milli Takımıyla (Dream Team-4) kazandığı altın madalyayı açık arttırmayla satışa çıkarmış.

Vin Baker oynadığı dönemin çok değerli bir power-forvetiydi ancak alkol bağımlılığı nedeniyle potansiyeline ihanet eden ve all-star seviyesini aşamayan isimlerdendi. Ne ilginçtir ki, zamanında Seattle-Milwaukee arasında bir takas olmuş; Shawn Kemp ile Vin Baker takım değiştirmişti. Bu takas zamanında epey ses getirmişti. İki önemli power-forvetin takım değiştirmesi...

Takasa konu olan diğer isim Shawn Kemp'te tıpkı o takas sonrası Baker'e paralel bir yol izledi ve uyuşturucu başta olmak üzere çeşitli nedenlerle potansiyelinin tam hakkını veremedi. Her ne kadar kariyer olarak Baker'dan daha üst seviyede bir yer edinse de... Kemp'te büyük ekonomik sıkıntılar yaşamış, NBA yönetiminin emekli oyunculara ayırdığı bir fondan gelen bir kaç yüz dolar maaşa muhtaç kalmıştı. Bu iki ismin 100 milyon dolara yakın para kazandığını düşününce... Ve hatta Kemp basketbolu bıraktıktan sonra hakkı olan 10 milyon dolar parayı "ben oynamadığım sezonun parasını almam" diyerek reddetmiş ve bunun üzerine çeşitli kadınlardan peydahladığı 17 çocuğu "bizim hakkımız o para" diye babalarına dava açmıştı. Nereden nereye?

Baker 4 numaralı Dream Team'le 2000 Sidney Olimpiyatlarında kazandığı altın madalyayı satışa çıkarmış. Shawn Kemp'de 1994 senesinde 2 numaralı Dream Team ile Toronto'da düzenlenen Dünya Basketbol Şampiyonasında altın madalya kazanmıştı. Bu da bir başka ortak yönleri... İkisi de Dream Team üyesi ve altın madalya sahibi... Acaba Kemp'de o madalyayı satmış ya da satılığa çıkar mışmıdır?

Şu an milyonlarca dolar kazanan bir çok NBA yıldızı gelecekte Kemp ve Baker gibilerin düştüğü duruma düşecek ve meteliğe kurşun atacaktır. Harlem sokaklarını andırır mahallelerde yaşayan onlarca arkadaş ve akrabayı beslemenin yanında har vurup harman savurmakla geçen yıllar... Ve bu değirmenin suyu hep böyle akmaz.

İşte, Vin Baker'la ilgili haber;

http://www.slamonline.com/nba/vin-baker-auctioning-gold-medal-2000-olympics/ (http://www.slamonline.com/nba/vin-baker-auctioning-gold-medal-2000-olympics/)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Besim - 08 Eylül 2014, 14:19:35
Eski NBA yıldızlarından Vin Baker 2000 Sidney Olimpiyat Oyunlarında Amerika Milli Takımıyla (Dream Team-4) kazandığı altın madalyayı açık arttırmayla satışa çıkarmış.

Vin Baker oynadığı dönemin çok değerli bir power-forvetiydi ancak alkol bağımlılığı nedeniyle potansiyeline ihanet eden ve all-star seviyesini aşamayan isimlerdendi. Ne ilginçtir ki, zamanında Seattle-Milwaukee arasında bir takas olmuş; Shawn Kemp ile Vin Baker takım değiştirmişti. Bu takas zamanında epey ses getirmişti. İki önemli power-forvetin takım değiştirmesi...

Takasa konu olan diğer isim Shawn Kemp'te tıpkı o takas sonrası Baker'e paralel bir yol izledi ve uyuşturucu başta olmak üzere çeşitli nedenlerle potansiyelinin tam hakkını veremedi. Her ne kadar kariyer olarak Baker'dan daha üst seviyede bir yer edinse de... Kemp'te büyük ekonomik sıkıntılar yaşamış, NBA yönetiminin emekli oyunculara ayırdığı bir fondan gelen bir kaç yüz dolar maaşa muhtaç kalmıştı. Bu iki ismin 100 milyon dolara yakın para kazandığını düşününce... Ve hatta Kemp basketbolu bıraktıktan sonra hakkı olan 10 milyon dolar parayı "ben oynamadığım sezonun parasını almam" diyerek reddetmiş ve bunun üzerine çeşitli kadınlardan peydahladığı 17 çocuğu "bizim hakkımız o para" diye babalarına dava açmıştı. Nereden nereye?

Baker 4 numaralı Dream Team'le 2000 Sidney Olimpiyatlarında kazandığı altın madalyayı satışa çıkarmış. Shawn Kemp'de 1994 senesinde 2 numaralı Dream Team ile Toronto'da düzenlenen Dünya Basketbol Şampiyonasında altın madalya kazanmıştı. Bu da bir başka ortak yönleri... İkisi de Dream Team üyesi ve altın madalya sahibi... Acaba Kemp'de o madalyayı satmış ya da satılığa çıkar mışmıdır?

Şu an milyonlarca dolar kazanan bir çok NBA yıldızı gelecekte Kemp ve Baker gibilerin düştüğü duruma düşecek ve meteliğe kurşun atacaktır. Harlem sokaklarını andırır mahallelerde yaşayan onlarca arkadaş ve akrabayı beslemenin yanında har vurup harman savurmakla geçen yıllar... Ve bu değirmenin suyu hep böyle akmaz.

İşte, Vin Baker'la ilgili haber;

[url]http://www.slamonline.com/nba/vin-baker-auctioning-gold-medal-2000-olympics/[/url] ([url]http://www.slamonline.com/nba/vin-baker-auctioning-gold-medal-2000-olympics/[/url])


Vin Baker'in madalyasi 4 tane teklifin ardindan, toplamda yaklasik 67 bin dolara satilmis. 
Başlık: Ynt: 21. Yüzyılın En İyi 100 Oyuncusu
Gönderen: mgul - 08 Eylül 2014, 19:01:15
LeBron'u Kobe'nin üstüne yazan zihniyete kafam girsin!
Başlık: Ynt: 21. Yüzyılın En İyi 100 Oyuncusu
Gönderen: hmetin - 08 Eylül 2014, 22:11:01
Gonul oyum Nowitzki'ye
Başlık: Ynt: 21. Yüzyılın En İyi 100 Oyuncusu
Gönderen: Besim - 09 Eylül 2014, 01:18:00
21. yüzyılın en büyüğü Shaqullie O'Neal'dır. Onun 2000-2005 arasında tek başına bir takım gibi olduğu ve 2000-2001 ve 2002 sezonlarında belki tarihin en dominat performanslarını sergilediği ne çabuk unutulmuş? Kendi içinde onlarca tutarsızlık olan bir liste...

Kobe'den hic haz etmem ve bunu soylerken icim kan agliyor ama Sezar'in hakki Sezar'a: 21. yuzyilin en buyugu bence odur. 
Başlık: Ynt: 21. Yüzyılın En İyi 100 Oyuncusu
Gönderen: Başar Bükücü - 09 Eylül 2014, 03:56:13
Bana sadece Nba'i değil basketbolu sevdiren adamdır Kobe. Benim canlı gözlerle izlediğim en büyük oyuncudur. O yüzden bence de 21. yüzyılın en büyüğü odur.

Yalnız Lebron'u 1. sıraya koymak nereden baksan saçmalık.
Başlık: Ynt: 21. Yüzyılın En İyi 100 Oyuncusu
Gönderen: Hakan Yaman - 09 Eylül 2014, 08:33:46
Kobe'den hic haz etmem ve bunu soylerken icim kan agliyor ama Sezar'in hakki Sezar'a: 21. yuzyilin en buyugu bence odur. 

Besim, ben gerçekten kendimce "objektif" bir değerlendirme yaptım. Bu tür konularda kişisel hislerimle yazdığımda bunu ayrıca belirtirim.

Sana şunu sorayım: Bir takım kuracaksın. Bir transfer hakkın var. Önünde iki seçenek var:

1) Shaqullie O'Neal'ın en iyi ve en dominat olduğu 2000-2004 arası hâli...
2) Kobe'nin kariyerinin en etkili dönemi olan 2005-2010 arası hâli...

Hangisini alırsın?

Ben hiç gözümü kırpmadan 2000'lerin ilk yarısındaki Shaq'ı katarım takımıma. Çünkü, o Shaq'ın varlığı bir takımı tek başına ligin zirve adaylarından birisi yapar. En dandik takıma gitse dahi onun varlığı dengeleri bir anda değiştirir. Ligi sürklase etmenin tanımıdır. Bir takımda Shaq varsa ve siz rakip takım olarak onu geçmek istiyorsanız daha sezon başlamadan ona göre tedbirler almalı, sırf Shaq'la oynayacağınız maçlara özel ona sert fauller yapıp çizgiye gönderecek ve sadece bu iş için para alacak bir kaç kazma uzunu benchte oturtacaksınız. Bunlar bütün bir sezon sadece muhtemel eşleşmelerde Shaq'ı dövmek için benchte bekleyecek. Shaq böyle bir oyuncuydu. Tek başına konferanslar arası dengeleri değiştirecek dominatlıkta...

Oysa Kobe en iyi haliyle bile tek başına dipteki bir takımı zirve adayı yapamaz. Onun sayı rekorlarını alt üst ettiği sezonlarda Lakers'ın zirve adayları arasında esamesi okunmuyordu.

Michael Jordan bile 21. yüzyılın ilk bir kaç senesindeki Shaq kadar dominat sezonlar geçirmemiştir desem çok mu abartmış olurum; bilemiyorum.

Bu sebeple 21. yüzyılın en büyüğü 2000 ile 2005 arasının Shaqullie O'Neal'ıdır. O Shaq'ı takımıma alma imkanım olsa onun yerine tercih edeceğim ikinci bir 21. yüzyıl oyuncusu olmaz.

İlla ikinci bir isim seçeceksem de bu Kobe değil, Tim Duncan olur. Her ne kadar Duncan en diri zamanlarında dahi üstelik Amiral Robinson'la beraber "ikiz kuleler" efsanesini yaşatırken dahi ikisi beraber Shaq'a karşı koyamamasına rağmen... Yani Duncan'ın en iyi hali de Shaq'ın en iyi haliyle kıyaslanamaz. Duncan'ın farkı "istikrar" ve "disiplinidir." Kötü geçirdiği sezon sayısı çok azdır. İşte 2009-11 arası dışında hep standartını korumuştur.
Başlık: Ynt: 21. Yüzyılın En İyi 100 Oyuncusu
Gönderen: Bukefalos - 09 Eylül 2014, 16:19:56
Benim izledigim en dominant ve en winner oyuncu, Tim duncan valla.
İstatistikler vs bu bahsedilen oyuncular kadar görkemli degil belki ama bu biraz da takımla alakalı bana sorarsanız.

Spurs hicbir zaman 1-2 oyuncunun sırtında bir takım olmadı. Öyle bir yapı olsaydı Duncanın rakamlara 5-10 daha eklenebilirdi rahatlıkla.
Başlık: Ynt: 21. Yüzyılın En İyi 100 Oyuncusu
Gönderen: Besim - 10 Eylül 2014, 18:58:35
Besim, ben gerçekten kendimce "objektif" bir değerlendirme yaptım. Bu tür konularda kişisel hislerimle yazdığımda bunu ayrıca belirtirim.

Sana şunu sorayım: Bir takım kuracaksın. Bir transfer hakkın var. Önünde iki seçenek var:

1) Shaqullie O'Neal'ın en iyi ve en dominat olduğu 2000-2004 arası hâli...
2) Kobe'nin kariyerinin en etkili dönemi olan 2005-2010 arası hâli...

Hangisini alırsın?

Ben hiç gözümü kırpmadan 2000'lerin ilk yarısındaki Shaq'ı katarım takımıma. Çünkü, o Shaq'ın varlığı bir takımı tek başına ligin zirve adaylarından birisi yapar. En dandik takıma gitse dahi onun varlığı dengeleri bir anda değiştirir. Ligi sürklase etmenin tanımıdır. Bir takımda Shaq varsa ve siz rakip takım olarak onu geçmek istiyorsanız daha sezon başlamadan ona göre tedbirler almalı, sırf Shaq'la oynayacağınız maçlara özel ona sert fauller yapıp çizgiye gönderecek ve sadece bu iş için para alacak bir kaç kazma uzunu benchte oturtacaksınız. Bunlar bütün bir sezon sadece muhtemel eşleşmelerde Shaq'ı dövmek için benchte bekleyecek. Shaq böyle bir oyuncuydu. Tek başına konferanslar arası dengeleri değiştirecek dominatlıkta...

Oysa Kobe en iyi haliyle bile tek başına dipteki bir takımı zirve adayı yapamaz. Onun sayı rekorlarını alt üst ettiği sezonlarda Lakers'ın zirve adayları arasında esamesi okunmuyordu.

Michael Jordan bile 21. yüzyılın ilk bir kaç senesindeki Shaq kadar dominat sezonlar geçirmemiştir desem çok mu abartmış olurum; bilemiyorum.

Bu sebeple 21. yüzyılın en büyüğü 2000 ile 2005 arasının Shaqullie O'Neal'ıdır. O Shaq'ı takımıma alma imkanım olsa onun yerine tercih edeceğim ikinci bir 21. yüzyıl oyuncusu olmaz.

İlla ikinci bir isim seçeceksem de bu Kobe değil, Tim Duncan olur. Her ne kadar Duncan en diri zamanlarında dahi üstelik Amiral Robinson'la beraber "ikiz kuleler" efsanesini yaşatırken dahi ikisi beraber Shaq'a karşı koyamamasına rağmen... Yani Duncan'ın en iyi hali de Shaq'ın en iyi haliyle kıyaslanamaz. Duncan'ın farkı "istikrar" ve "disiplinidir." Kötü geçirdiği sezon sayısı çok azdır. İşte 2009-11 arası dışında hep standartını korumuştur.

Abi, ben zaten arada bir ucurum var demiyorum.  Ibre Kobe'ye donuk durumda benim icin.  En buyuk iddiana gelecek olursak, bunu Kobe dipteki bir takimda, en iyi hali ile oynamadan, "objektif" bicimde kanitlamanin bir yolu yok maalesef.  90'larin ardindan, NBA izlemeyi asgari duzeye indiren biriyim; ara ara takip ettigim zamanlarda dikkatimi ceken Kobe oluyordu.  Bu da pek guvenilir bir yaklasim degil ama dedigim gibi sarsilmaz bir yontem ile bunu %100 ortaya koymak mumkun degil.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: HakeemOlajuwon - 12 Eylül 2014, 13:39:51
Besim, ben gerçekten kendimce "objektif" bir değerlendirme yaptım. Bu tür konularda kişisel hislerimle yazdığımda bunu ayrıca belirtirim.

Sana şunu sorayım: Bir takım kuracaksın. Bir transfer hakkın var. Önünde iki seçenek var:

1) Shaqullie O'Neal'ın en iyi ve en dominat olduğu 2000-2004 arası hâli...
2) Kobe'nin kariyerinin en etkili dönemi olan 2005-2010 arası hâli...

Hangisini alırsın?

Ben hiç gözümü kırpmadan 2000'lerin ilk yarısındaki Shaq'ı katarım takımıma. Çünkü, o Shaq'ın varlığı bir takımı tek başına ligin zirve adaylarından birisi yapar. En dandik takıma gitse dahi onun varlığı dengeleri bir anda değiştirir. Ligi sürklase etmenin tanımıdır. Bir takımda Shaq varsa ve siz rakip takım olarak onu geçmek istiyorsanız daha sezon başlamadan ona göre tedbirler almalı, sırf Shaq'la oynayacağınız maçlara özel ona sert fauller yapıp çizgiye gönderecek ve sadece bu iş için para alacak bir kaç kazma uzunu benchte oturtacaksınız. Bunlar bütün bir sezon sadece muhtemel eşleşmelerde Shaq'ı dövmek için benchte bekleyecek. Shaq böyle bir oyuncuydu. Tek başına konferanslar arası dengeleri değiştirecek dominatlıkta...

Oysa Kobe en iyi haliyle bile tek başına dipteki bir takımı zirve adayı yapamaz. Onun sayı rekorlarını alt üst ettiği sezonlarda Lakers'ın zirve adayları arasında esamesi okunmuyordu.

Michael Jordan bile 21. yüzyılın ilk bir kaç senesindeki Shaq kadar dominat sezonlar geçirmemiştir desem çok mu abartmış olurum; bilemiyorum.

Bu sebeple 21. yüzyılın en büyüğü 2000 ile 2005 arasının Shaqullie O'Neal'ıdır. O Shaq'ı takımıma alma imkanım olsa onun yerine tercih edeceğim ikinci bir 21. yüzyıl oyuncusu olmaz.

İlla ikinci bir isim seçeceksem de bu Kobe değil, Tim Duncan olur. Her ne kadar Duncan en diri zamanlarında dahi üstelik Amiral Robinson'la beraber "ikiz kuleler" efsanesini yaşatırken dahi ikisi beraber Shaq'a karşı koyamamasına rağmen... Yani Duncan'ın en iyi hali de Shaq'ın en iyi haliyle kıyaslanamaz. Duncan'ın farkı "istikrar" ve "disiplinidir." Kötü geçirdiği sezon sayısı çok azdır. İşte 2009-11 arası dışında hep standartını korumuştur.
İlk sorunuz için şöyle söyleyeyim ; 2004'te Lakers'ın önünde bu seçenek vardı,ya Kobe'yi tutacaktı ya da Shaq'ı,Kobe'yi tercih ettiler.(Ben olsam ben de öyle yapardım)
Ayrıca Shaq Kobe'den önce kaç şampiyonluk yaşadı ki ? Ben sizin gibi düşünmüyorum ,21. yüzyılda Kobe'den daha iyisi olduğunu,hatta yaklaşanı olduğunu dahi düşünmüyorum.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 12 Eylül 2014, 14:02:24
O finalleri izlediyseniz Kobe'nin sadece ikinci adam olduğunu, Lakers'ın tartışmasız liderinin Shaq olduğunu göreceksiniz. O gün Shaq'ın yanında Kobe değil, mesela Paul Pierce olsaydı da Lakers o üç şampiyonluğu bence kazanırdı, yüzde doksan kazanırdı. Ama o gün Shaq olmasaydı, Kobe'li Lakers değil şampiyonluk, Sacremento ve Spurs gibi dönemin güçlü ekiplerine ilk turlarda paspas olmaktan öte geçemezdi. O günleri yaşayanlar iyi bilir; yayıncılar maç öncesi takımların iki yıldızını ekrana getirir. Hoş, şimdilerde de öyle. Mesela bir Oklahoma-Dallas maçında ekrana Kevin Durant ile Nowitzki'nin karşılıklı fotoları ve rakamları gelir. O dönemlerde her Lakers maçında Shaqullie O'Neal ve rakibin yıldızı teraziye yatırılır, ekranı paylaşırdı. Bunu şunun için anlatıyorum: Shaq o takımda Kobe ile liderliği paylaşan adam değildi. Shaq 2000-2002 arasının üç şampiyonluk kazanan takımının TEK lideriydi, patronuydu. Kobe dahil herkes ona nispet bir rol oyuncusu statüsündeydi. Kobe bu rol dağılımında ikinci adamdı, kısa rotasyonunun en tehlikeli ismiydi ama her ne olursa olsun, Shaq'ın yardımcısıydı, Shaq'ın elemanıydı. Zaten ilerleyen dönemde sorunlar buradan çıktı.

2004 senesinde yolların ayrılmasına gelince... Shaq artık 32 yaşına gelmişti, uzun vadede elbette ondan 7 yaş küçük olan Kobe'yi seçmek daha mantıklıydı. Bana kalsa bir orta yol bulmak için maksimum çabayı gösterirdim; çünkü bir barış sağlansaydı belki bu ikili bir veya iki final daha oynar ve şampiyonluk kazanabilirdi.

Ben bir takım menajeri olsam Shaq'ın kariyerinin en iyi dönemini Kobe'nin en iyi haline tercih ederim ve takımıma daha büyük etki yapacağını düşünürüm. Bu konuda tereddüt duyanlara sadece o dönemin play-off ve final maçlarını bulup izlemelerini öneriyorum. Bunu gerçekten yapmak isteyen olursa o maçları bulmaları konusunda yardımcı olabilirim.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Besim - 12 Eylül 2014, 15:38:21
O finalleri izlediyseniz Kobe'nin sadece ikinci adam olduğunu, Lakers'ın tartışmasız liderinin Shaq olduğunu göreceksiniz. O gün Shaq'ın yanında Kobe değil, mesela Paul Pierce olsaydı da Lakers o üç şampiyonluğu bence kazanırdı, yüzde doksan kazanırdı. Ama o gün Shaq olmasaydı, Kobe'li Lakers değil şampiyonluk, Sacremento ve Spurs gibi dönemin güçlü ekiplerine ilk turlarda paspas olmaktan öte geçemezdi.

Abi, nacizane, yukarida alinti yaptigim yere dikkat cekmek istedim.  "Shaq belki Kobe degil ama donemin kalburustu oyuncularindan biri olsa da kazanirdi" demissin.  Ote yandan, "Shaq olmasaydi Kobe'li Lakers sampiyonluk kazanamazdi" dendiginde, bence ifadeye farkli etkenleri dahil etmezsek bir adaletsizlik teskil ettigini dusunuyorum.  Tipki, Kobe'nin yoklugunda Shaq'in yanina Paul Pierce'in gelecegi gibi, Shaq'in yoklugunda Kobe'nin yanina kim gelecek?  Bence, buradan bir sonuc cikarmadan once adaletli bir etkeni dahil etmek gerekir.  Umarim acikca ortaya koyabilmisimdir.   
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: HakeemOlajuwon - 12 Eylül 2014, 16:10:15
O finalleri izlediyseniz Kobe'nin sadece ikinci adam olduğunu, Lakers'ın tartışmasız liderinin Shaq olduğunu göreceksiniz. O gün Shaq'ın yanında Kobe değil, mesela Paul Pierce olsaydı da Lakers o üç şampiyonluğu bence kazanırdı, yüzde doksan kazanırdı. Ama o gün Shaq olmasaydı, Kobe'li Lakers değil şampiyonluk, Sacremento ve Spurs gibi dönemin güçlü ekiplerine ilk turlarda paspas olmaktan öte geçemezdi. O günleri yaşayanlar iyi bilir; yayıncılar maç öncesi takımların iki yıldızını ekrana getirir. Hoş, şimdilerde de öyle. Mesela bir Oklahoma-Dallas maçında ekrana Kevin Durant ile Nowitzki'nin karşılıklı fotoları ve rakamları gelir. O dönemlerde her Lakers maçında Shaqullie O'Neal ve rakibin yıldızı teraziye yatırılır, ekranı paylaşırdı. Bunu şunun için anlatıyorum: Shaq o takımda Kobe ile liderliği paylaşan adam değildi. Shaq 2000-2002 arasının üç şampiyonluk kazanan takımının TEK lideriydi, patronuydu. Kobe dahil herkes ona nispet bir rol oyuncusu statüsündeydi. Kobe bu rol dağılımında ikinci adamdı, kısa rotasyonunun en tehlikeli ismiydi ama her ne olursa olsun, Shaq'ın yardımcısıydı, Shaq'ın elemanıydı. Zaten ilerleyen dönemde sorunlar buradan çıktı.

2004 senesinde yolların ayrılmasına gelince... Shaq artık 32 yaşına gelmişti, uzun vadede elbette ondan 7 yaş küçük olan Kobe'yi seçmek daha mantıklıydı. Bana kalsa bir orta yol bulmak için maksimum çabayı gösterirdim; çünkü bir barış sağlansaydı belki bu ikili bir veya iki final daha oynar ve şampiyonluk kazanabilirdi.

Ben bir takım menajeri olsam Shaq'ın kariyerinin en iyi dönemini Kobe'nin en iyi haline tercih ederim ve takımıma daha büyük etki yapacağını düşünürüm. Bu konuda tereddüt duyanlara sadece o dönemin play-off ve final maçlarını bulup izlemelerini öneriyorum. Bunu gerçekten yapmak isteyen olursa o maçları bulmaları konusunda yardımcı olabilirim.
O dönemlerde bütün seneyi sürükleyen oyuncu Kobe'ydi,ancak dediğiniz gibi playofflarda ve final serilerinde, Shaq'ın üstünden oynayan bir takım vardı,strateji buydu, ama liderliği paylaşmıyorduya hiç ama hiç katılmıyorum.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: HakeemOlajuwon - 12 Eylül 2014, 16:19:44
Ayrıca Penny hardawayla olamadı şampiyon, kobeden önce hiç kimseyle olamadı, pierceyi versek olurdu dediniz, bence o kadar kolay olmazdı o iş, kobe öyle yeri kimseyle doldurulabilecek biri değil, çünkü daha iyisi ya da ona yakını yoktu bence o dönemlerde.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Besim - 12 Eylül 2014, 18:47:24
Ayrıca Penny hardawayla olamadı şampiyon, kobeden önce hiç kimseyle olamadı, pierceyi versek olurdu dediniz, bence o kadar kolay olmazdı o iş, kobe öyle yeri kimseyle doldurulabilecek biri değil, çünkü daha iyisi ya da ona yakını yoktu bence o dönemlerde.


Simdi Penny Hardaway ornegi de pek isabetli olmayabilir.  Neden dersen, her donem mevcut olan dis faktorleri de goz onune almak gerekir.  X sezonundaki rekabet ile Y sezonundaki birbirine es olmayabilir. 
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 12 Eylül 2014, 19:00:13
21. yüzyılı konuştuğumuz için Penny Hardaway kısmına girmedim. Shaq'ın oyunundaki zaaflarının minimuma inip, fiziksel ve zihinsel olarak tavan yaptığı dönem P-Jack elinde ve 21. yüzyılın ilk senelerindedir.

Fakat Shaq hangi takımda olursa olsun, Hardaway'lı Orlando'da buna dahil, o takım ligin zirve adaylarından birisi olmuştur. Dikkat: Şampiyonluk değil, zirve adayı vurgusu yaptım. Kobe'nin tek başına böyle bir etki yaratmadığı ortada... 62 ve 81 attığı sezonlarda bile tek kişi onun Lakers'ı şampiyon yapacağını düşündü mü? Oysa Shaq'ın gittiği Miami kafadan şampiyonluk adayı oldu. Ki Wade o gelene kadar "flash" olabilmiş değildi. LeBron ve Melo'nun gölgesinde, hatta Bosh'ın bile gerisinde ama yine de dikkat çekici bir çaylaktı. Shaq sonrası bütün spot ışıkları Miami'ye dönünce, onun sihriyle Wade'de bir kaç level birden atladı.

Besim'in söylediğine gelince... Sorun orada zaten. O dönemde Kobe'nin yerine Iverson'ı, Pierce'ı, Milwaukee'nin "atletik" şutörü Ray Allen'ı, Toronto'nun durdurulmaz yıldızı Carter'ı, Orlando'nun sayı kralı T-Mac'i koyabilirdin ve bunlarla Shaq arasında bir kombinasyon yapabilirdin. Yine zirve adayı olurlardı. Ama Shaq'ın yerine kimi koyabilirsin, kimi, kimi, kimi?
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Besim - 12 Eylül 2014, 19:42:11
21. yüzyılı konuştuğumuz için Penny Hardaway kısmına girmedim. Shaq'ın oyunundaki zaaflarının minimuma inip, fiziksel ve zihinsel olarak tavan yaptığı dönem P-Jack elinde ve 21. yüzyılın ilk senelerindedir.

Fakat Shaq hangi takımda olursa olsun, Hardaway'lı Orlando'da buna dahil, o takım ligin zirve adaylarından birisi olmuştur. Dikkat: Şampiyonluk değil, zirve adayı vurgusu yaptım. Kobe'nin tek başına böyle bir etki yaratmadığı ortada... 62 ve 81 attığı sezonlarda bile tek kişi onun Lakers'ı şampiyon yapacağını düşündü mü? Oysa Shaq'ın gittiği Miami kafadan şampiyonluk adayı oldu. Ki Wade o gelene kadar "flash" olabilmiş değildi. LeBron ve Melo'nun gölgesinde, hatta Bosh'ın bile gerisinde ama yine de dikkat çekici bir çaylaktı. Shaq sonrası bütün spot ışıkları Miami'ye dönünce, onun sihriyle Wade'de bir kaç level birden atladı.

Besim'in söylediğine gelince... Sorun orada zaten. O dönemde Kobe'nin yerine Iverson'ı, Pierce'ı, Milwaukee'nin "atletik" şutörü Ray Allen'ı, Toronto'nun durdurulmaz yıldızı Carter'ı, Orlando'nun sayı kralı T-Mac'i koyabilirdin ve bunlarla Shaq arasında bir kombinasyon yapabilirdin. Yine zirve adayı olurlardı. Ama Shaq'ın yerine kimi koyabilirsin, kimi, kimi, kimi?

Roberto Duenas deyip, tum guvernirligi sifira indirirmisim :)  Abi, saka bir yana, cok isabetli bir noktaya daha parmak basmissin.  Dediklerine prensipte katiliyorum ama itiraz edecegim nokta su: Shaq'in yerine koyabilecegin oyuncular vardi ama Kobe'nin pozisyonu icin saydigin isimler kadar olmazdi.  Bu bir gercek.  Ote yandan, bu neredeyse NBA acisindan kronik bir sorun degil mi?  Pektabii bu Shaq'in degerini artiran bir mesele ama bu noktaya girince es olmayan degerlerin karsilastirmasi haline geliyor.  Birbirinden bagimsiz iki farkli dinamikten yola cikarak, yine bir tarafina adaletsiz bir avantaj sagliyor bu karsilastirmada.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: HakeemOlajuwon - 12 Eylül 2014, 20:14:42
Roberto Duenas deyip, tum guvernirligi sifira indirirmisim :)  Abi, saka bir yana, cok isabetli bir noktaya daha parmak basmissin.  Dediklerine prensipte katiliyorum ama itiraz edecegim nokta su: Shaq'in yerine koyabilecegin oyuncular vardi ama Kobe'nin pozisyonu icin saydigin isimler kadar olmazdi.  Bu bir gercek.  Ote yandan, bu neredeyse NBA acisindan kronik bir sorun degil mi?  Pektabii bu Shaq'in degerini artiran bir mesele ama bu noktaya girince es olmayan degerlerin karsilastirmasi haline geliyor.  Birbirinden bagimsiz iki farkli dinamikten yola cikarak, yine bir tarafina adaletsiz bir avantaj sagliyor bu karsilastirmada.
Shaq benim açımdan yeteneğine belli oranda ihanet etmiş bir oyuncudur,olağanüstü fiziksel avantajıyla fark yaratmıştır ve dediğiniz gibi yerine koyulcak kimse olmadığı gibi karşışında duracak fizikte pek oyuncu yoktu,aynı olmasa da fazla biraz wilt chamberlain olayı tarzı, ancak kobe saf yetenek,inanılmaz bi zeka ve yüreğe sahip, 21. Yüzyılın en iyisi bu yüzden kobedir bence, istatistikler de bunu söyler buraya koymaya gerek yok ancak,sizin söylediklerinize de sonsuz saygım var,gayet mantıklı ve dayanaklarınız var ancak, Shaq'ın fiziksel avantajları yüzünden onu durdurmak zordu ancak kobenin fiziksel durumu, onu savunabilcek oyuncu olmaması, durdurabilecek oyuncu olmamasının nedeni saf yeteneğidir,her türlü sayı atmasıdır.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Andrew Goudelock - 16 Eylül 2014, 15:41:45
http://sotanintercumanlari.blogspot.com.tr/2014/09/michael-jordan-has-not-left-building.html (http://sotanintercumanlari.blogspot.com.tr/2014/09/michael-jordan-has-not-left-building.html)

Çok iyi bir yazı..
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 19 Eylül 2014, 10:53:23
[url]http://sotanintercumanlari.blogspot.com.tr/2014/09/michael-jordan-has-not-left-building.html[/url] ([url]http://sotanintercumanlari.blogspot.com.tr/2014/09/michael-jordan-has-not-left-building.html[/url])

Çok iyi bir yazı..


Kesinlikle öyle... Sayfa koruması olmasa özellikle herkesin okumasını istediğim bazı bölümleri seçip yapıştıracaktım. Çünkü uzun olduğu için çoğu kimsenin baştan sona zaman ayıracağını sanmıyorum. Ama özellikle yazının son bölümlerinde "Sonra yedi saat boyunca ise ard arda basketbol maçları izledi" cümlesiyle başlayan parargraftan itibaren olan bölümü okumayı tavsiye ederim. LeBron'a dair analizlerin ve Amerikan futbolu efsanesi Montana ile bugünün süper-starı Tom Brady karşılaştırmalarına dair yaptığı yorumların öğreteceği çok şey olduğunu düşünüyorum.

Paylaşım için sağ ol... Bu tür yazılara tesadüf edersen kimse okumasa bile benim atlamayacağımı unutma Utkan. Devamını dileriz. :)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Andrew Goudelock - 21 Eylül 2014, 15:00:59
Bilenler bilir Hakan abinin çok geniş bir NBA maç koleksiyonu vardır.

Ama o bile daha önce Chamberlain'e dair elinde maç var mı emin değilim.. Belki son yıllarına ait.

Zaten bildiğim kadarıyla sınır olarak Kareem'i aldığı için pek o zamanların NBA nı sevmez.

Chamberlain meşhur bir maçta en çok sayı atan oyuncu.. Kendisi hakkında bir çok şehir efsanesi olmakla beraber ben ilk defa kendisi bu kadar genç iken izledim.

Chamberlain'in 17 yaşındaki hali; (Atletizmi o yıllara göre korkunç bir seviyede)

17 year old Wilt Chamberlain CATCHES a shot and runs the fast break (http://www.youtube.com/watch?v=ZmBc8NX_oL8#ws)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 21 Eylül 2014, 15:08:27
Son dönemlerinde (1970'li yılların başı) Milwaukee'li Kareem'e karşı oynadığı iki maçı var Utkan. Yine aynı dönemde Lakers formasıyla Willis Red'li New York'a karşı oynadığı finalden de bir maç var. Ayrıca 1967 senesinde Russel'a karşı oynadığı Doğu Finali maçı da... Ve yine 70'lerin ilk senelerinden (yani Wilt'in son zamanları) bir kaç all-star... Hepsi bu. :)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Ereng. - 07 Ekim 2014, 14:33:48
Michael Jordan'dan sonra aynı ekipten müthiş bir çeviri daha . Bu sefer Kobe .

http://sotanintercumanlari.blogspot.com.tr/2014/10/kobe-bryant-alacakaranlk-kusag.html (http://sotanintercumanlari.blogspot.com.tr/2014/10/kobe-bryant-alacakaranlk-kusag.html)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Stojakoviç - 12 Ocak 2015, 01:20:00
Shaq bu kadar kötü faul atıp maçların sonunda oyunda kalabilen, tutulan ve hatta üzerinden hücum edilen yegane oyuncudur. Sizler bahsetmişsiniz zaten; Sabonis ve Amiral ile Duncan'ı çiğ çiğ yemiştir.

Lakers yönetimi Kobe'yi Shaq'a sadece yaşı nedeniyle tercih etmedi. Shaq'ın iş disiplini konusunda zayıf olması da bunda etken olmuştu. Yazları ya rap albümü ya da Hollywood filmi çekip, 10 tane faul atmıyordu! Sonra hazırlık kampı başlayacağı zaman ameliyat olurdu. Bu kadar rahat bir adamın o cüsseyle formda kalması imkansızdı. Zaten Heat'taki şampiyonlukta katkıda bulunabilmesi de Riley'nin (daha sonra kendisini göndermesine neden olacak) fiziksel ve kardiyo ölçülerine ve sınırlarına uyması sayesinde olmuştur.

Bence de en baskın oyuncu Shaq'tır. Hatta Jordan'ın disiplinine sahip olsa, Jordan'ı bile geçmiş olması beni şaşırtmazdı doğrusu.

Saygılar, sevgiler.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 12 Ocak 2015, 07:32:15
Shaq bu kadar kötü faul atıp maçların sonunda oyunda kalabilen, tutulan ve hatta üzerinden hücum edilen yegane oyuncudur. Sizler bahsetmişsiniz zaten; Sabonis ve Amiral ile Duncan'ı çiğ çiğ yemiştir.

Lakers yönetimi Kobe'yi Shaq'a sadece yaşı nedeniyle tercih etmedi. Shaq'ın iş disiplini konusunda zayıf olması da bunda etken olmuştu. Yazları ya rap albümü ya da Hollywood filmi çekip, 10 tane faul atmıyordu! Sonra hazırlık kampı başlayacağı zaman ameliyat olurdu. Bu kadar rahat bir adamın o cüsseyle formda kalması imkansızdı. Zaten Heat'taki şampiyonlukta katkıda bulunabilmesi de Riley'nin (daha sonra kendisini göndermesine neden olacak) fiziksel ve kardiyo ölçülerine ve sınırlarına uyması sayesinde olmuştur.

Bence de en baskın oyuncu Shaq'tır. Hatta Jordan'ın disiplinine sahip olsa, Jordan'ı bile geçmiş olması beni şaşırtmazdı doğrusu.

Saygılar, sevgiler.
Kelimesi kelimesine katılıyorum. Jordan'ın hırs ve disiplinine sahip olsa bence de NBA tarihine etkisi Jordan'dan daha fazla olurdu.

***

Bu arada, kendime özel bir şey söyliyeyim: Shaq beni NBA'e yeniden bağlayan adamdır. Jordan'ın 1998'de Bulls'tan ayrılıp, basketbola da veda ettiğini açıklaması, araya bir de lokavt girince beni korkunç soğutmuştu NBA'den... Fakat P-Jack'le beraber Shaqullie O'Neal'ın 2000 senesindeki belki de tarihin bireysel olarak en dominat sezonlarından birisini geçirmesine, bütün ligi adeta tek başına sürklase etmesine kayıtsız kalamadım. Shaq olmasaydı belki de bu belaya müptelalığımız kalmayacaktı. O sebeple ayrıca özeldir benim için Kocaoğlan. :)
 
Başlık: 9 Sene Önce Bugün Kobe Bryant 81 Sayı Atmıştı
Gönderen: Hakan Yaman - 22 Ocak 2015, 18:39:27
KOBE BRYANT'ın Toronto potalarına 81 sayı attığı gecenin üstünden tam 9 sene geçmiş. Vay bee... Hakikaten dün gibiydi denilen şey bu işte... NBA Tv'nin kabloda olduğu zamanlardı; ancak televizyoncu Bahri sağ olsun, onun Gold Master cihazına attığı şifre kırıcı versiyonla sıkıntı yaşamazdık. NBA Tv için az kahrımı çekmedi. Link işleri henüz yaygınlaşmamıştı. Torrentler yeni yeni giriyordu dünyamıza. League Pass bilmezdik. YouTube'da filan tek part full maç bulmak için daha 3-4 sene gerekecekti. Her gece en az bir maç izlemek için NBA Tv'ye muhtaçtık kısacası.

O gece çok fazla maç vardı ama NBA Tv o kadar maç içinden Lakers-Toronto maçını seçmişti. Maçın başlarında hiç de öyle olağanüstü bir şeyler olacakmış havası yoktu. Hatta ilk devre bittiğinde... Ne olduysa 3. periyotta başladı. İnanılmazdı, maç bitti ve ben dünya üzerindeki milyonlarca NBA sever gibi hâlen şoktaydım. Bir oyuncu şu devirde bir maçta nasıl tek başına 81 sayı atardı. Sonradan NBA'in bir başka muhteşem skoreri Tracy McGrady şu açıklamayı yaparak benzer şaşkınlığı ifade edecekti: "Ben atari oyununda bile 81 atamıyorum."

Kobe 36 yaşına gelmiş. Benim Antalya'ya yerleşeli 9 sene olmuş. İlave: O zamanlar en az 10 kilo zayıftım ve saçlarım henüz dökülmemişti. Sanırım beyaz da yoktu. Ama Kobe hala basketbol oynuyor. Yeter gariiiiii... Lan benden topu topuna 3 yaş küçüksün be adam! :)))

Aynı gün muhteşem bir maç daha oynanmıştı: Seattle Supersonics-Phoenix Suns. O maç iki uzatmaya gitmiş ve üçüncü uzatmaya ramak kala Ray Allen'ın son saniye üçlüğü ile Seattle kazanmıştı. Sanırım 151-148 bitmişti ki, üçüncü uzatma olsa rakam 160'ları aşacaktı.

 O maçın şanssızlığı Kobe'nin 81 attığı geceye denk gelmesiydi.

Geriye bakmaya korkar olduğum yıllar... Orta yaş sendromu... :(
Başlık: Michael Jordan'ı Yetiştiren Koç Bugün Hayata Gözlerini Yumdu
Gönderen: Hakan Yaman - 08 Şubat 2015, 21:56:58
(http://i2.cdn.turner.com/nba/nba/dam/assets/130809210813-dean-smith-mj-080913.home-t3.jpg)


Michael Jordan'ı yetiştiren ve NBA'e hazırlayan North Coralina kolejinin efsanevi koçu Dean Smith bugün hayatını kaybetti.

Jordan lisedeyken Amerika'nın en iyi basketbol oynayan lise öğrencileri arasında adı geçen birisi değilmiş. Hatta bir derginin hazırladığı en iyi 300 liseli arasına dahi girememiş. Böyleyken ondaki ışığı görüp North Coralina gibi NCAA liginin en önemli üniversitelerinden birisi adına burs verip takıma almayı göze alan... Ve daha ilk maçından itibaren Jordan'a ilk beşte yer veren... Daha o ilk senesinde NCAA şampiyonluğuna erişen ve final maçında bitime 16 saniye kala şampiyonluğu getiren şutu Jordan'a kullandıran... 3 sene içinde Michael Jordan'ı NCAA liginin en gözde yıldızlarından birisine dönüştüren ve onu bir süper-star adayı olarak NBA'e hazırlayan... Böyleyken, "Jordan'ı en iyi savunan kişi Dean Smith'dir" nüktesiyle özdeşleşecek kadar onun kontrolünü elden bırakmayan ve düzen dışına çıktığı anda kenara alarak pişiren, kolejde hiç bir maçta 40 sayıya erişmesine izin vermeyen ve yanmaya başladığı anda kenara alan (Jordan'ın kolej kariyerinde bir maçta en fazla attığı sayı 39'dur) ve NBA'e aç ve hırslı gitmesini sağlayan efsanevi koç...

Basketbolu basketbol yapan gerçek efsanelerden birisi... Bugün hayata gözlerini yumdu.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Civa - 09 Şubat 2015, 00:50:13
([url]http://i2.cdn.turner.com/nba/nba/dam/assets/130809210813-dean-smith-mj-080913.home-t3.jpg[/url])


Michael Jordan'ı yetiştiren ve NBA'e hazırlayan North Coralina kolejinin efsanevi koçu Dean Smith bugün hayatını kaybetti.

Jordan lisedeyken Amerika'nın en iyi basketbol oynayan lise öğrencileri arasında adı geçen birisi değilmiş. Hatta bir derginin hazırladığı en iyi 300 liseli arasına dahi girememiş. Böyleyken ondaki ışığı görüp North Coralina gibi NCAA liginin en önemli üniversitelerinden birisi adına burs verip takıma almayı göze alan... Ve daha ilk maçından itibaren Jordan'a ilk beşte yer veren... Daha o ilk senesinde NCAA şampiyonluğuna erişen ve final maçında bitime 16 saniye kala şampiyonluğu getiren şutu Jordan'a kullandıran... 3 sene içinde Michael Jordan'ı NCAA liginin en gözde yıldızlarından birisine dönüştüren ve onu bir süper-star adayı olarak NBA'e hazırlayan... Böyleyken, "Jordan'ı en iyi savunan kişi Dean Smith'dir" nüktesiyle özdeşleşecek kadar onun kontrolünü elden bırakmayan ve düzen dışına çıktığı anda kenara alarak pişiren, kolejde hiç bir maçta 40 sayıya erişmesine izin vermeyen ve yanmaya başladığı anda kenara alan (Jordan'ın kolej kariyerinde bir maçta en fazla attığı sayı 39'dur) ve NBA'e aç ve hırslı gitmesini sağlayan efsanevi koç...

Basketbolu basketbol yapan gerçek efsanelerden birisi... Bugün hayata gözlerini yumdu.

Bir anektod gibi anlatmışsın bilmediğim bir konuyu sayende öğrendim teşekkürler.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Cem Ağrak - 17 Şubat 2015, 13:27:22
17 ŞUBAT 1963..
bugün basketbolun tanrısının 52. doğum günü ...

ben bu yazıyı okumamıştım
muhteşem bir yazı

http://sotanintercumanlari.blogspot.com.tr/2014/09/michael-jordan-has-not-left-building.html (http://sotanintercumanlari.blogspot.com.tr/2014/09/michael-jordan-has-not-left-building.html)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Ereng. - 17 Şubat 2015, 16:12:57
17 ŞUBAT 1963..
bugün basketbolun tanrısının 52. doğum günü ...

ben bu yazıyı okumamıştım
muhteşem bir yazı

[url]http://sotanintercumanlari.blogspot.com.tr/2014/09/michael-jordan-has-not-left-building.html[/url] ([url]http://sotanintercumanlari.blogspot.com.tr/2014/09/michael-jordan-has-not-left-building.html[/url])


Abi aynı ekibin çevirdiği Kobe yazısı var bir de . Onu da şiddetle öneririm .

http://sotanintercumanlari.blogspot.com.tr/2014/10/kobe-bryant-alacakaranlk-kusag.html (http://sotanintercumanlari.blogspot.com.tr/2014/10/kobe-bryant-alacakaranlk-kusag.html)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: ayhan - 04 Mart 2015, 11:06:03
Benim nazarimda, Michael Jordan her yonuyle en tepede yer aliyor. 
Bizim yaşlarımızda olup farklı düşünen yoktur sanırım.

Gerçek midir yoksa şehir efsanesi mi bilmiyorum ama şöyle bir diyalog/röportaj hatırlıyorum; Lebron hakkında ne düşündüğünü sorup, Lebron un Bosh ve Wade i de alarak Miami ye gitmesini hatırlatanlara şöyle bir cevap vermiş, "Bence Lebron korkağın teki. Ben hiçbir zaman Bird ve Johnson a gelin beraber gidip şu takımı şampiyon yapalım demedim, hep onlara karşı oynayıp şampiyon olmak istedim"

Birde şöyle bir lafı var ki hepimizin duvarında durması lazım bence, "Herkes birgün Michael Jordan olma için çalışıyor, bense hergün Michael Jordan olmak zorundayım."
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: ayhan - 04 Mart 2015, 11:19:10
Bu konuya nedense bakmamışım, çok güzel sohbetler dönmüş, herkesin eline sağlık.

aylar yıllar geçmiş konulara cevap yazmayacağım ama tetikte bekliyorum :)

Bu arada bence 3 pivot geldi-geçti nba den, Kareem Abdul-Jabbar, Hakeem Olajuwon ve Shaquille O'Neal :) İzlemediklerimi saymıyorum (Hoş Jabbar ı da maçtan çok filmlerde izledim ya )
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: akarship - 04 Mart 2015, 13:25:04
Michael Jordan insanlık tarihinin gelmiş geçmiş en büyük basketbolcusu ve aynı zamanda en atletik insanıdır, konu da tartışmaya kesinlikle kapalıdır, nokta.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 09 Mart 2015, 12:08:38
bugün basketbolun tanrısının 52. doğum günü ...

Aşkolsun Cem. Eğleniyon mu bizimle? Enes Kanter'in doğum gününe daha iki ay var yahu.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Cem Ağrak - 10 Mart 2015, 13:47:40
Aşkolsun Cem. Eğleniyon mu bizimle? Enes Kanter'in doğum gününe daha iki ay var yahu.
ahaha enes nedir abi yapma lütfen :) 8)
şimdi küfür etmiyelim ukan bizi forumdan atar :) 8)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Ereng. - 18 Mayıs 2015, 19:23:07
Şotanın Tercümanları ekibi muazzam bir çeviri yapmış gene . Okunmalı .

Dream Team: Tarihin En Büyük Seyircisiz Maçı
http://sotanintercumanlari.blogspot.com.tr/2015/05/dream-team-tarihin-en-buyuk-seyircisiz.html (http://sotanintercumanlari.blogspot.com.tr/2015/05/dream-team-tarihin-en-buyuk-seyircisiz.html)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 18 Mayıs 2015, 21:56:43
Şotanın Tercümanları ekibi muazzam bir çeviri yapmış gene . Okunmalı .

Dream Team: Tarihin En Büyük Seyircisiz Maçı
[url]http://sotanintercumanlari.blogspot.com.tr/2015/05/dream-team-tarihin-en-buyuk-seyircisiz.html[/url] ([url]http://sotanintercumanlari.blogspot.com.tr/2015/05/dream-team-tarihin-en-buyuk-seyircisiz.html[/url])


Bu en iyileriydi. Şu ana kadar okuduklarımın en harikası... Ününü çok duyup detaylarını bilmediğim tarihi maçı izlemiş gibi oldum. Ah keşke videosunu da yayınlasalar...
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: ayhan - 27 Haziran 2015, 21:39:14

Kelimesi kelimesine katılıyorum. Jordan'ın hırs ve disiplinine sahip olsa bence de NBA tarihine etkisi Jordan'dan daha fazla olurdu.

***

Bu arada, kendime özel bir şey söyliyeyim: Shaq beni NBA'e yeniden bağlayan adamdır. Jordan'ın 1998'de Bulls'tan ayrılıp, basketbola da veda ettiğini açıklaması, araya bir de lokavt girince beni korkunç soğutmuştu NBA'den... Fakat P-Jack'le beraber Shaqullie O'Neal'ın 2000 senesindeki belki de tarihin bireysel olarak en dominat sezonlarından birisini geçirmesine, bütün ligi adeta tek başına sürklase etmesine kayıtsız kalamadım. Shaq olmasaydı belki de bu belaya müptelalığımız kalmayacaktı. O sebeple ayrıca özeldir benim için Kocaoğlan. :)

Mutlaka daha iyi hatırlayanınız vardır, shaq ın ilk all star maçlarındaki hikayesinini.

Nba de all star seçilen çaylaklara çok zorluk çıkartılırmış, daha dün geldi bugün bizim önümüze geçiyor diye. ama Shaq bunu ilk senesinde yaşamamış Jordan sayesinde. Fakat ertesi sene, yani Jordan ara verdiğinde (gene daha iyi hatırlayan vardır, düzeltirler yada varsa eksikleri tamamlarlarsa sevinirim), Pippen mvp seçilmişti ve Shaq rezalet istatistiklerle maçı tamamlamıştı 3-5 sayı ribaund, bol blok ve faul alma... Her pozisyonda karşısında Hakeem, Kemp, Robinson, Malone duvarı, zaten zor pozisyonda verilen paslar... Ancak Pippen mvp olmayı garantiledikten sonra güzel bir pas verip smaçla bitirmesini sağlamış maçın sonlarında. Fastbreak dergisinde okumuştum hikayeyi. Allstar sonrası maçlarda tek tek rövanşı almış tabi, seatle maçında 30 lu sayı, 10 lu ribaund, blok vs, karşılık olarak da Kemp in 3-5 sayısı, ribaundu...
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 27 Haziran 2015, 23:04:50
Mutlaka daha iyi hatırlayanınız vardır, shaq ın ilk all star maçlarındaki hikayesinini.

Nba de all star seçilen çaylaklara çok zorluk çıkartılırmış, daha dün geldi bugün bizim önümüze geçiyor diye. ama Shaq bunu ilk senesinde yaşamamış Jordan sayesinde. Fakat ertesi sene, yani Jordan ara verdiğinde (gene daha iyi hatırlayan vardır, düzeltirler yada varsa eksikleri tamamlarlarsa sevinirim), Pippen mvp seçilmişti ve Shaq rezalet istatistiklerle maçı tamamlamıştı 3-5 sayı ribaund, bol blok ve faul alma... Her pozisyonda karşısında Hakeem, Kemp, Robinson, Malone duvarı, zaten zor pozisyonda verilen paslar... Ancak Pippen mvp olmayı garantiledikten sonra güzel bir pas verip smaçla bitirmesini sağlamış maçın sonlarında. Fastbreak dergisinde okumuştum hikayeyi. Allstar sonrası maçlarda tek tek rövanşı almış tabi, seatle maçında 30 lu sayı, 10 lu ribaund, blok vs, karşılık olarak da Kemp in 3-5 sayısı, ribaundu...
1985 yılındaki ilk all-star'ında Jordan bunun çok daha beterini yaşadığı ve adeta vebalı muamelesine maruz kalıp, takım arkadaşlarından neredeyse tek düzgün pas almadığı, rakip Batı karmasının ise bütün hücumları onu rezil etmek ister gibi oynadığı ve dönemin ünlü oyuncularının el birliği ile onu resmen ezdiği hatırlanırsa 1993 all-star'ında aynı komploya maruz kaldığını gördüğü Shaq'a kol kanat germesine şaşırmamak lazım.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Besim - 28 Haziran 2015, 01:49:37
Sevgili @Hakan Yaman (http://parkedefener.com/forum/index.php?action=profile;u=6) daha iyi bilir ama bence Jordan'in en efsane maclarindan biri de asagidaki mac.  1985 All-Star macinda kendisine top atmamakta direnen Isiah Thomas'a karsi ciktigi ilk macta intikami alan bir Jordan.  Yorumlarda da belirtildigi uzere, sonraki yillarda Jordan'i izleyenler genelde onun post up veya fade away'lerini hatirlar.  Oysa ki, fiziksel gucunun dorugundaki Jordan, basketbol bir sanat olsa idi en buyuk ve en degerli eseri olurdu.  Hala LeBron veya bilmem ne ile karsilastiranlar varsa, bu videoya bir goz atsinlar... 

https://youtu.be/IMYzaW46a68
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 28 Haziran 2015, 12:08:21
Eyvallah Besim. Teşekkürler. :)

Fakat 1985 all-star'ı dikkatlice izlenirse sadece Isiah'ın değil, sahadaki diğer 9 oyuncunun da Jordan'a karşı el birliği içinde olduğu görülür. Adeta gizli bir sözleşme yapılmış gibi... Isiah oyun kurucu olunca esas suçlu gibi görülüyor ama bu organize bir iş...

**

Husumet demiş iken... Bu sene James Harden'ın ısrarla son dakika içinde topu Westbrook'tan kaçırması ve onun rekoruna engel olması da tarihe geçmiştir.
Başlık: Doğum Günün Kutlu Olsun Magic Johnson!
Gönderen: Hakan Yaman - 14 Ağustos 2015, 20:30:50
Henüz 32 yaşındayken HIV tanısıyla en verimli çağında parkelere veda eden gelmiş geçmiş en büyük, en özel bir kaç oyuncudan birisi... Benim açımdan benzeri olmayan son oyuncu...

56. yaş günün kutlu olsun MAGİC JOHNSON... Dünya basketbolu sana minnettar. Bugün FIBA'nın resmi sayfasından da doğum gününün kutlanması senin zaten malûm olan evrenselliğine sadece küçük bir işaret... Nice yıllara Magic!


(http://images.rapgenius.com/f2q2b6gsfjuyqmi0iosr1bveu.854x1000x1.jpg)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: emindesouza - 23 Ağustos 2015, 15:41:58
bugun canli seyrettigim en buyuk sporcu'nun dogum gunu.
en az 2 sene daha oynaman dilegiyle , kutlu olsun.
Başlık: NBA Efsanesi Moses Malone Hayatını Kaybetti
Gönderen: Hakan Yaman - 16 Eylül 2015, 12:46:38
Üç gün önce NBA efsanesi Moses Malone hayatını kaybetti. Online olamadığım için şöyle oturup uzun uzadıya yazamadım. Eski maçları izlerken en beğendiğim pivotlardan birisiydi. Bence pozisyonunda gelmiş geçmiş en iyi beşe girerdi. Kareem, Shaq, Wilt, Russell, Moses. Belki Hakeem onun yerine geçebilirdi, belki... Onların hemen ardından "canavar" Patrick ve "Amiral" Robinson vs gelir. Tabii bunlar işin "bence" kısmı...

Çok kimse Malone denilince ilk olarak bir başka NBA efsanesi, gelmiş geçmiş en iyi power-forvet'lerden Karl Malone'u hatırlar. Sanırım bunda esas etken, Karl Malone'un zirve yıllarının Moses'ın zirve yıllarından takriben 10 yıl kadar sonrasına rastlamasıdır. (Bu arada iki Malone arasında herhangi bir akrabalık yok.) Ama ben gibi eski maç hastaları Moses'ın 70'lerin sonu ve 80'lerin başındaki dominatlığını seyrederken aslında Malone denilince Karl ile at başı olarak Moses'ı da hatırlayacaktır. Çok büyük bir basketbol efsanesiydi.


(https://encrypted-tbn2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcRSUUaadFL4cfDKxzb8vlP0Usf-6L0gfTQrY3kIZLpF-k1tX3sF)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: emindesouza - 29 Eylül 2015, 16:21:22
Kobe Bryant

A lot of players want to go to different teams or contend to win championships," Bryant told Yahoo Sports at the conclusion of the Lakers' media day on Monday. "I'm a Laker, man. I'm a Laker for better or worse."
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: göktürk77 - 12 Haziran 2016, 19:20:03
Hakan abi bu konudaki yazılarını zevkle okudum yalnız bir şey sorabilirmiyim lattrel sprewell hakkında ne düşünüyorsun abi
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 12 Haziran 2016, 19:39:21
Hakan abi bu konudaki yazılarını zevkle okudum yalnız bir şey sorabilirmiyim lattrel sprewell hakkında ne düşünüyorsun abi

Çok yetenekliydi ama herkesin bildiği gibi tahtalar kırıktı. Bileği düzgün, atletik ve top hakimiyeti yerinde... Yani mesela Wade'in yapıp onun yapamadığı ne vardır? Hatta üçlüğü Wade'den çok daha iyidir. Ama keskin sirke küpüne zarar bir agresiflik ve kontrolsüz güç... Hep merak ederim, mesela Phill Jackson'la çalışma şansı bulsa bugün nerede olurdu? Yıllar geçse bile unutulmayanlardan... Allan Hosuton, Larry Johnson, Sprewell... Keyifti onları izlemek. Her ne kadar ben Alonzo Mourning hayranı olduğum için o meşhur ve kan akan Miami - New York serilerinde tam karşılarında olsam da... Çok canımızı acıttılar o yıllar... :D
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: göktürk77 - 12 Haziran 2016, 21:04:58
abi hatırlatmak adına bir video ekleyeyim nasıl bir delici forvet nasıl olurun cevabıdır benim için

https://youtu.be/hsaYHiuCnIU (https://youtu.be/hsaYHiuCnIU)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: ayhan - 12 Haziran 2016, 23:28:58
Hakan hocam, twiter da 11 haziran da oynanan bir finalle ilgili birşeyler vardı, yarın linki kopyalayacağım. Senin bilgin varmı bu konuda ?
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: ayhan - 12 Haziran 2016, 23:45:27
https://twitter.com/trendbasket/status/741907539781095424

The flu game imiş günün önemi, ama detayları bilmiyorum.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 13 Haziran 2016, 00:42:41
https://twitter.com/trendbasket/status/741907539781095424

The flu game imiş günün önemi, ama detayları bilmiyorum.

1997 finalleri 5. maç... Chicago Bulls - Utah Jazz oynuyor. Seri 2-2. Jordan hasta ve 38 dereceyi geçen ateşi var. Doktorlar oynayamaz diyor. Kimseyi dinlemiyor ve maça çıkıyor. Her molada kenara alınıp alnına havlu filan koyuyorlar ve ateşini kontrol ediyorlar. Maçı 38 veya 39 sayı ile tamamlıyor ve takımına kazandırıyor. Seride 3-2 öne geçiyorlar. Maç bitimi ayakta duracak hali yoktur ve Pippen'ın kollarında sahayı terk ediyor.

Jordan kafayı kazanma hırsıyla bozmuş bir ruh hastasıydı. Kaybetmek onun için ölümün diğer adı gibiymiş. Phill Jackson bundan çok bahseder. "Hastaydı" der. "Onun motivasyona değil, sakinleştirilmeye ihtiyacı vardı" gibi şeyler söyler. Zira hiç kimsenin kimseyi motive edemeyeceği kadar kendiliğinden motive zaten. :)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Kutay - 13 Haziran 2016, 01:12:18
Flu Game tam bir modern zaman efsanesi, olağanüstü bir olay. Bir benzerini Nowitzki 2011 final serisinde sergiledi.

Sent from my LG-H960 using Tapatalk

Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Semazen - 13 Haziran 2016, 09:44:36
1997 finalleri 5. maç... Chicago Bulls - Utah Jazz oynuyor. Seri 2-2. Jordan hasta ve 38 dereceyi geçen ateşi var. Doktorlar oynayamaz diyor. Kimseyi dinlemiyor ve maça çıkıyor. Her molada kenara alınıp alnına havlu filan koyuyorlar ve ateşini kontrol ediyorlar. Maçı 38 veya 39 sayı ile tamamlıyor ve takımına kazandırıyor. Seride 3-2 öne geçiyorlar. Maç bitimi ayakta duracak hali yoktur ve Pippen'ın kollarında sahayı terk ediyor.

Jordan kafayı kazanma hırsıyla bozmuş bir ruh hastasıydı. Kaybetmek onun için ölümün diğer adı gibiymiş. Phill Jackson bundan çok bahseder. "Hastaydı" der. "Onun motivasyona değil, sakinleştirilmeye ihtiyacı vardı" gibi şeyler söyler. Zira hiç kimsenin kimseyi motive edemeyeceği kadar kendiliğinden motive zaten. :)

Gerçekten etkileyici bir hikaye.
Bir insanın efsane olabilmesi için sadece sportif yeteneği değil, böyle karakteri olursa anlam kazanıyor.

Ben Nba takip etmediğim için bu bölüme fazla uğramıyordum. İyi ki bugün uğramış ve bu hikayeyi öğrenmiş oldum.

Nba denilince aklımda kalan bölük pörçük şeyler var. Onlar da; Kareem Abdul Cabbar (O kel kafası ve gözlüklü hali nasıl hatırlanmaz) Larry Bird (O kadar siyahi oyuncu içerisinde fark edilmesinden dolayı) Karl Malone (Postacı lakabından dolayı) Magic Johnson (1991 yılında Hiv virüsü taşıdığı açıklanması ile basketbolu bırakıp, tekrar dönmesi ve çalkantılı hayatı) Scottie Pippen (Kendisine has yüz şekli ile nedense hafızama kazınmış) son olarak ta Hakeem Olajuwon. Olajuwon kimdir, nasıl oyuncudur, fiziği nasıldır bilmiyorum ama nedense onun ismi de Pippen gibi hafızama kazınmış.

Son dönemde Mehmet Okur, Hidayet ve öncesi ve sonrasındaki Türk oyuncular haricinde Nba denilince aklıma bunlar geliyor.

Edit: Elbette Dennis Rodman. O yeşil ve renkli saçları nasıl unutulur :)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 13 Haziran 2016, 10:45:49
Semazen hocam, Magic Johnson'ın çalkantılı hayatı derken, belirtmek zorundayım ki, hani şöyle anlaşılmasın, öyle skandal bir hayatı yoktu. Her daim örnek alınacak profesyonel bir sporcuydu. En verimli çağında, henüz 32 yaşında iken HIV virüsüne yakalandığının fark edilmesi dışında spor dışı hadiselerle gündeme gelmedi. Fakat şimdi bile peşini bırakmayan (HIV virüsüne rağmen etrafında arı gibi dolaşan) yüzlerce kadından birisinden kaptığı virüs ne yazık ki, bu gelmiş geçmiş en ÖZEL oyuncuyu (en büyük demiyorum, en ÖZEL ve BENZERSİZ diyorum; en büyük olan Jordan'dır) en verimli olduğu çağda parkelerden uzaklaştırdı.

Hakeem Olajuwon bir pivota ne lazımsa hepsine sahipti. Ayak hareketlerinin kusursuzluğu ile kendisine Dream (Rüya) lakabını takmışlardı. Onun adını hatırlamanız güzel. Sizin için paylaşıyorum aşağıdaki videoyu. :)


https://www.youtube.com/watch?v=_m8OeZWbcOE (https://www.youtube.com/watch?v=_m8OeZWbcOE)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Semazen - 13 Haziran 2016, 10:58:15
Semazen hocam, Magic Johnson'ın çalkantılı hayatı derken, belirtmek zorundayım ki, hani şöyle anlaşılmasın, öyle skandal bir hayatı yoktu. Her daim örnek alınacak profesyonel bir sporcuydu. En verimli çağında, henüz 32 yaşında iken HIV virüsüne yakalandığının fark edilmesi dışında spor dışı hadiselerle gündeme gelmedi. Fakat şimdi bile peşini bırakmayan (HIV virüsüne rağmen etrafında arı gibi dolaşan) yüzlerce kadından birisinden kaptığı virüs ne yazık ki, bu gelmiş geçmiş en ÖZEL oyuncuyu (en büyük demiyorum, en ÖZEL ve BENZERSİZ diyorum; en büyük olan Jordan'dır) en verimli olduğu çağda parkelerden uzaklaştırdı.

Hakeem Olajuwon bir pivota ne lazımsa hepsine sahipti. Ayak hareketlerinin kusursuzluğu ile kendisine Dream (Rüya) lakabını takmışlardı. Onun adını hatırlamanız güzel. Sizin için paylaşıyorum aşağıdaki videoyu. :)


https://www.youtube.com/watch?v=_m8OeZWbcOE (https://www.youtube.com/watch?v=_m8OeZWbcOE)

Video için teşekkürler. 2:10 itibaren 4 kişinin arasında yaptığı hareket rakip için ağır tahrik olmuş :)

Magic J. için "çalkantılı hayat" tan kastım, aklımda kaldığı kadarı ile hiv virüsünden dolayı takım arkadaşları kendisini dışladılar ve o da basketbola bir süre ara vermek zorunda kaldı. Sonrasında tekrar döndü vs. 

Demek istediğim; İnsanın en zor zamanlarında, en yakınları ve güvendikleri tarafından bu şekilde dışlanması çok zor olmalı. Ve o dönem onun için oldukça zor ve çalkantılı olmalı.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 13 Haziran 2016, 11:08:12
Yok, dışlama olmadı. Herkes çok üzüldü. Daha bir hafta önce HIV sebebiyle çok ünlü bir aktör ölmüştü. Kameraların karşısına geçip gülümseyerek kanında virüs çıktığını ve artık sportif başarı yerine yaşam savaşını kazanmak için mücadele edeceğini açıkladığında herkes şok oldu. Henüz lig başlamamıştı. 1991 Ekim. Ama sevenleri ona öyle sahip çıktı ki, basketbola ara vermesine rağmen en fazla oyu alarak 1992 all-star kadrosuna ilk sıradan seçildi. Maça bir kaç gün kalmasına rağmen kimse bilmiyordu bu davete icabet edip etmeyeceğini. Aylardır eline top almamıştı. Maça çıktı ve tarihin en unutulmaz all-star resitallerinden birisini sundu. Basketbolun neleri kaybettiğini bir kere daha hatırlattı. MVP oldu. Bu performansından bir kaç ay sonra ise Barcelona Olimpiyat kadrosu (tarihin ilk ve orjinal ve belki de tek gerçek Dream Team'i) kurulacağı sırada yine Magic'siz Dream team olmaz kampanyalarına kayıtsız kalamadı ve basketbolu bırakalı bir sezon olmasına karşın 92 Barcelona'da dünyaya müthiş bir resital daha sundu. 4 sene sonra 1996 sezonunun son iki ayında da biraz şişmanlamış olarak kısa bir dönüş yaptı ama bu defa 2:06'lık bir oyun kurucu olarak değil, 4 numara pozisyonunda... İçinde az biraz sihir kalmıştı.

Onun tek aldığı tepki halk oyu ile rekor kırarak 92 all-star kadrosuna seçildiğinde, Karl Malone'un Hiv virüsü taşıyan birisi ile aynı maçta oynamak istemediği, kendisine de bulaşırsa ne olacağı gibi cahilce bir demeciydi; o da bütün dünya kamuoyundan korkunç bir tepki aldı ve Malone söylediğine söyleyeceğine pişman oldu.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Semazen - 13 Haziran 2016, 11:10:09
Aklıma gelmişken, çalkantılı hayat demişken sanırım yukarıdaki isimler içerisinde en uygunu Dennis Rodman.

Aslında onun için çalkantılı hayattan ziyade "çılgın hayat" demek daha doğru olur. Düşünsenize, bir keresinde 1.500 civarında kadınla birlikte olduğunu açıklamasının yanı sıra, evlendiğinin ertesi günü boşanmak istemesi ve gerekçesini de "O gece sarhoştum, hatırlamıyorum" ile yapan ve yine Madonna ile geçirdiği bir geceden sonra "hiç bir numarası yokmuş..." diyen bir insan :)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Semazen - 13 Haziran 2016, 11:15:12
Yok, dışlama olmadı. Herkes çok üzüldü. Daha bir hafta önce HIV sebebiyle çok ünlü bir aktör ölmüştü. Kameraların karşısına geçip gülümseyerek kanında virüs çıktığını ve artık sportif başarı yerine yaşam savaşını kazanmak için mücadele edeceğini açıkladığında herkes şok oldu. Henüz lig başlamamıştı. 1991 Ekim. Ama sevenleri ona öyle sahip çıktı ki, basketbola ara vermesine rağmen en fazla oyu alarak 1992 all-star kadrosuna ilk sıradan seçildi. Maça bir kaç gün kalmasına rağmen kimse bilmiyordu bu davete icabet edip etmeyeceğini. Aylardır eline top almamıştı. Maça çıktı ve tarihin en unutulmaz all-star resitallerinden birisini sundu. Basketbolun neleri kaybettiğini bir kere daha hatırlattı. MVP oldu. Bu performansından bir kaç ay sonra ise Barcelona Olimpiyat kadrosu (tarihin ilk ve orjinal ve belki de tek gerçek Dream Team'i) kurulacağı sırada yine Magic'siz Dream team olmaz kampanyalarına kayıtsız kalamadı ve basketbolu bırakalı bir sezon olmasına karşın 92 Barcelona'da dünyaya müthiş bir resital daha sundu. 4 sene sonra 1996 sezonunun son iki ayında da biraz şişmanlamış olarak kısa bir dönüş yaptı ama bu defa 2:06'lık bir oyun kurucu olarak değil, 4 numara pozisyonunda... İçinde az biraz sihir kalmıştı.

Onun tek aldığı tepki halk oyu ile rekor kırarak 92 all-star kadrosuna seçildiğinde, Karl Malone'un Hiv virüsü taşıyan birisi ile aynı maçta oynamak istemediği, kendisine de bulaşırsa ne olacağı gibi cahilce bir demeciydi; o da bütün dünya kamuoyundan korkunç bir tepki aldı ve Malone söylediğine söyleyeceğine pişman oldu.

Doğrudur. Dediğim gibi, ben sizin kadar takip  etmediğim için aklımda kalan bölük pörçük bilgileri paylaştım. Ve bugün böylece bu işin de doğrusunu öğrenmiş oldum.

Benim aklımda yanlış kalmasının sebebi, o yıllarda okumuş olduğum bir haberde hastalığı nedeni ile arkadaşlarının kabul etmediği ve onun da basketbolu bırakmak zorunda kaldığına dair bir şeylerdi.  Belki Karl Malone'nin olayını ben takım arkadaşları olarak anlamışımdır.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 13 Haziran 2016, 11:17:48
Aklıma gelmişken, çalkantılı hayat demişken sanırım yukarıdaki isimler içerisinde en uygunu Dennis Rodman.

Aslında onun için çalkantılı hayattan ziyade "çılgın hayat" demek daha doğru olur. Düşünsenize, bir keresinde 1.500 civarında kadınla birlikte olduğunu açıklamasının yanı sıra, evlendiğinin ertesi günü boşanmak istemesi ve gerekçesini de "O gece sarhoştum, hatırlamıyorum" ile yapan ve yine Madonna ile geçirdiği bir geceden sonra "hiç bir numarası yokmuş..." diyen bir insan :)


Boş verin hocam o maymunu. :D

Dikkat çekmek için yapmayacağı soytarılık olmayan bir zibidi. Jordan bile takım arkadaşı iken verdiği bir röportajda, ki dönemin Türkiye'de yayınlanan Fast Break dergilerinde mevcut bir röportajdır, bizzat onun için şakayla karışık "orospu çocuğu" ifadesini kullanmıştır. Ki Rodman'ın buna tepki göstereceğini de hiç sanmam. Belki gündem olmak için "bu ifadeyi kullan" teklifi kendisinden dahi gitmiş olabilir. Hiç şaşırmam.  ;D

Ama gerçek bir ribaunt canavarı ve rakibin kafasına giren tam bir pislikti. Bildiğin süzme... Her takıma çok değil, bir tane lazım. :)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 13 Haziran 2016, 11:25:22
Bu arada, 1992 Barcelona Olimpiyatlarındaki  Dream Team; tarihin ilk ve orjinal Dream Team'i demiş iken... Şu belgeseli keşke birisi alt yazı ile yayınlasa... Daha önce TRT'de Olimpik Magazin diye bir programda Türkçe seslendirme yayınlanmıştı benzer bir belgesel ama bu kadar kapsamlı değildi. Bir de Ntv Spor ilk kurulduğu günlerde başka bir Dream team belgeseli yayınlamıştı, o da bu kadar kapsamlı değildi.


https://www.youtube.com/watch?v=3oCt7yWwHL8 (https://www.youtube.com/watch?v=3oCt7yWwHL8)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Cem Ağrak - 13 Haziran 2016, 11:29:21


Boş verin hocam o maymunu. :D

Dikkat çekmek için yapmayacağı soytarılık olmayan bir zibidi. Jordan bile takım arkadaşı iken verdiği bir röportajda, ki dönemin Türkiye'de yayınlanan Fast Break dergilerinde mevcut bir röportajdır, bizzat onun için şakayla karışık "orospu çocuğu" ifadesini kullanmıştır. Ki buna da tepki göstereceğini hiç sanmam Rodman'ın. Belki gündem olmak için teklif kendisinden dahi gitmiş olabilir. Hiç şaşırmam. Ama gerçek bir ribaunt canavarı ve rakibin kafasına giren tam bir pislikti. Bildiğin süzme... Her takıma çok değil, bir tane lazım. :)
abi detroit yıllarından birbirlerine çok sert giren devamlı kapışan 2 oyuncunun , 1995 1998 senesi arası çok acayip bir ilişki içinde olması da bayağı ilginç.. şerefsiz de olsa dediğin gibi her takıma 1 tane lazım olan çok acayip adamdı Rodman ,
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Semazen - 13 Haziran 2016, 11:35:42
Valla ister maymun, ister şerefsiz... Adam bir şekilde hafızalara (en azından benim) kazınmış işte :D
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 13 Haziran 2016, 11:37:44
Valla ister maymun, ister şerefsiz... Adam bir şekilde hafızalara (en azından benim) kazınmış işte :D

Bir kere görüp kazınmaması mümkün değil ki. Gülyabani görseniz kazınmaz mı? :D
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Semazen - 13 Haziran 2016, 11:46:26
Bir kere görüp kazınmaması mümkün değil ki. Gülyabani görseniz kazınmaz mı? :D

Konuyu dağıtmış olmayayım diyeceğim ama konu zaten "NBA Efsaneleri"

O bakımdan Rodman'la ilgili fazla polemiğe girince şöyle bir baktım da, Babası Amerikan Hava Kuvvetlerinde çalışan bir pilotmuş ve 4 farklı kadından tam 27 tane çocuğu varmış. Dolayısı ile Jordan'ın onun hakkında söylediği o söz boşuna da olmayabilir :)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: ertuğrul - 13 Haziran 2016, 13:11:12
O yıllarda televizyondan zaman zaman  nba maçları izlediğimi hatırlıyorum ama Trt dışında  kanal da  yoktu.Trt  veriyormuş  demek ki , aklımda net kalmamış.
O zamanlar Los Angeles Lakers  ve Boston  Celtics rekabeti vardı  bildiğim kadarıyla.
Gözünde gözlükleriyle K.Abdül Cabbar , Magic  Johnson  ve diğer tarafta Lary Bird.Güzel maçlar izlediğimi hatırlıyorum ama bizimkisi amatörceydi , rast geldikçe .
Hakan Yaman bu işin kitabını yazsa yeridir. :)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 13 Haziran 2016, 13:41:53
Semazen abi. Madem laf lafı açtı. Alın size Dennis Rodman'dan rastgele seçilmiş bir kesit ve sonra tam bir süzme olup olmadığına dair kesin notunuzu verin. İzlerken hem gülecek, hem ağzınızı bozacaksınız. :D


https://www.youtube.com/watch?v=htRsHwtsWic (https://www.youtube.com/watch?v=htRsHwtsWic)


Daha detaylısını da istersen... Bir maçta bir oyuncu tek başına ne kadar orospu çocukluğu yapabilir... Şu 13 dakikalık video sadece bir maçtan derlenmiş. )))


https://www.youtube.com/watch?v=3S4NzBx8E8o (https://www.youtube.com/watch?v=3S4NzBx8E8o)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Semazen - 13 Haziran 2016, 14:35:40
Semazen abi. Madem laf lafı açtı. Alın size Dennis Rodman'dan rastgele seçilmiş bir kesit ve sonra tam bir süzme olup olmadığına dair kesin notunuzu verin. İzlerken hem gülecek, hem ağzınızı bozacaksınız. :D


https://www.youtube.com/watch?v=htRsHwtsWic (https://www.youtube.com/watch?v=htRsHwtsWic)


Daha detaylısını da istersen... Bir maçta bir oyuncu tek başına ne kadar orospu çocukluğu yapabilir... Şu 13 dakikalık video sadece bir maçtan derlenmiş. )))


https://www.youtube.com/watch?v=3S4NzBx8E8o (https://www.youtube.com/watch?v=3S4NzBx8E8o)

1.video güzeldi, güldürdü. :D

2.videoda ise kızmak veya ağzımı bozmak şöyle dursun, adama sempati bile duydum yahu. Çalınan hiçbir faul sonrasında itiş kalkışa  girerek işi uzatıp gerginlik yaratmamış. Yüzünde hep o masum gülümseme ile sırtını dönüp gitmiş. Bir insana pislik bu kadar mı yakışır? Ona yakışmış :D

Bu arada 2.video şunu bekledim. Hani şu 2.teknik sonrası oyundan çıkıp gitmek yerine sahaya oturması ve bir hakeme kafa atarak 9 maç ceza alma görüntüsünü.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 13 Haziran 2016, 14:41:44
Benim hayran olduğum NBA efsanelerinden, muhteşem pivot Alonzo Mourning'i çıldırttığı bir videosu da vardır. İşi sinir bozmaktı. Alonzo'da öyle üstüne gidilecek birisi değildir. Nitekim video sonunda altına alıyor. Orada ne olduğu görülmedi ama rivayet odur ki, Rodman kendisini kurtarabilmek için onun kulağını ısırmış. :D


https://www.youtube.com/watch?v=0DmDq2DASUE (https://www.youtube.com/watch?v=0DmDq2DASUE)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 13 Haziran 2016, 14:59:50
Son olarak sahneyi şununla kapatalım. Rodman'ın kariyeri boyunca Karl Malone, Shaq, Jordan ve Bird gibilere yaptığı pisliklerden hızlı bir kesit... İzlemeye değer.  ;D


https://www.youtube.com/watch?v=0k0TYPinW-A (https://www.youtube.com/watch?v=0k0TYPinW-A)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Besim - 13 Haziran 2016, 15:02:00
Son olarak sahneyi şununla kapatalım. Rodman'ın kariyeri boyunca Karl Malone, Shaq, Jordan ve Bird gibilere yaptığı pisliklerden hızlı bir kesit... İzlemeye değer.  ;D


https://www.youtube.com/watch?v=0k0TYPinW-A (https://www.youtube.com/watch?v=0k0TYPinW-A)

Hakan Hoca, pislik filandi ama kimin icin yapti bunu?  Bu pislikleri ulke icin, Chicago/Detroit icin yapmadi mi? 
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: ayhan - 13 Haziran 2016, 15:07:54
Video için teşekkürler. 2:10 itibaren 4 kişinin arasında yaptığı hareket rakip için ağır tahrik olmuş :)

.....

Üstelik o pozisyondakilerden ikisi patrick ewing ve charles oakley..
bir sonrakinde de david robinson u maymun etmiş.
bence, nba tarihinde (yaşımın yettiği kadarıyla söylüyorum, cabbarın sonlarını görebildim sadece) en etkili, en komple pivot. allstar maçında curry gibi olmasada yüksek yüzdeyle 3 lük attığını da gördük. pivot hareketleri zaten ortada. şimdilerde bile dersler veriyor diye biliyorum. insan olarak da muazzam olduğu söyleniyor..
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 13 Haziran 2016, 15:08:55
Hakan Hoca, pislik filandi ama kimin icin yapti bunu?  Bu pislikleri ulke icin, Chicago/Detroit icin yapmadi mi? 

Bu takım, bu forma için ribauntlar da dirsek atan da, dirsek yiyen de, parmak atan da, parmaklanan da kahramandır, o kadar. Hastasıyız Rodman reyisin. Memleket onunla gurur duyuyor. :p
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Besim - 13 Haziran 2016, 15:10:02
Bu takım, bu forma için ribauntlar da dirsek atan da, dirsek yiyen de, parmak atan da, parmaklanan da kahramandır, o kadar. Hastasıyız Rodman reyisin. Memleket onunla gurur duyuyor. :p

Aynen :)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 13 Haziran 2016, 15:18:42
insan olarak da muazzam olduğu söyleniyor..

Hakeem Olajuwon bildiğim kadarıyla Amerika'da bir yandan bazı oyunculara pivotluk dersi verirken, diğer yandan sanırım Ürdün'de İslâm ilahiyatı üzerine doktora yapıyor. Oruçlu maçlara çıkardı ve iftar zamanı o orucunu açsın diye koçlar mola alırdı. Çok ciddi bir ilahiyat kültürü olduğu söylenir.

Mesela sonradan müslüman olanlardan, bence NBA tarihinin gelmiş geçmiş en iyi pivotu olan, evet Hakeem'den kesinlikle daha iyi olan ve 40 yaşında bile genç Hakeem'le kafa kafaya oynayabilmiş Kareem Abdül-Jabbar'da da müthiş bir tarih bilgisi olduğu bilinir. Mesela İstanbul'un tarihiyle ilgili öyle şeyler anlattı ki, bizim Hidayet'e sorsan aval aval bakar.

En iyi pivotlar demişken... Benim listemde ilk beş: 1) Kareem. 2) Shaqullie O'Neal. 3) Wilt Chamberlain 4) Bill Russel 5) Hakeem Olajuwon
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Besim - 13 Haziran 2016, 15:22:00
Hakeem Olajuwon bildiğim kadarıyla Amerika'da bir yandan bazı oyunculara pivotluk dersi verirken, diğer yandan sanırım Ürdün'de İslâm ilahiyatı üzerine doktora yapıyor. Oruçlu maçlara çıkardı ve iftar zamanı o orucunu açsın diye koçlar mola alırdı. Çok ciddi bir ilahiyat kültürü olduğu söylenir.

Mesela sonradan müslüman olanlardan, bence NBA tarihinin gelmiş geçmiş en iyi pivotu olan, evet Hakeem'den kesinlikle daha iyi olan ve 40 yaşında bile genç Hakeem'le kafa kafaya oynayabilmiş Kareem Abdül-Jabbar'da da müthiş bir tarih bilgisi olduğu bilinir. Mesela İstanbul'un tarihiyle ilgili öyle şeyler anlattı ki, bizim Hidayet'e sorsan aval aval bakar.

En iyi pivotlar demişken... Benim listemde ilk beş: 1) Kareem. 2) Shaqullie O'Neal. 3) Wilt Chamberlain 4) Bill Russel 5) Hakeem Olajuwon

David Robinson da muazzam bir pivottu.  Bir pivotun yapmasi gereken her seyi ders kitabindaki gibi yapardi. 
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: ayhan - 13 Haziran 2016, 15:23:34


Boş verin hocam o maymunu. :D

Dikkat çekmek için yapmayacağı soytarılık olmayan bir zibidi. Jordan bile takım arkadaşı iken verdiği bir röportajda, ki dönemin Türkiye'de yayınlanan Fast Break dergilerinde mevcut bir röportajdır, bizzat onun için şakayla karışık "orospu çocuğu" ifadesini kullanmıştır. Ki Rodman'ın buna tepki göstereceğini de hiç sanmam. Belki gündem olmak için "bu ifadeyi kullan" teklifi kendisinden dahi gitmiş olabilir. Hiç şaşırmam.  ;D

Ama gerçek bir ribaunt canavarı ve rakibin kafasına giren tam bir pislikti. Bildiğin süzme... Her takıma çok değil, bir tane lazım. :)

boyu da 2,03 falandı yanlış hatırlamıyorsam ama sanırım ribaund kralıydı oynadığı dönemlerde. Ve hep en iyi savunma 5 ine seçilirdi.
horace grant orlandoya gittikten sonra bulls ne yapacak diye konuşuluyordu ama kimse grant ı hatırlamadı bile. ama hucumda da 0 dı resmen.
Chicago-Utah finalinde malone la olan kapışmalarını hatırlıyorum. kolları benim bacağımdan kalın malone sırtını dayadımı orada kalırdıi kıpırdatamazdı rodman ı.

Bu arada, 1992 Barcelona Olimpiyatlarındaki  Dream Team; tarihin ilk ve orjinal Dream Team'i demiş iken... Şu belgeseli keşke birisi alt yazı ile yayınlasa... Daha önce TRT'de Olimpik Magazin diye bir programda Türkçe seslendirme yayınlanmıştı benzer bir belgesel ama bu kadar kapsamlı değildi. Bir de Ntv Spor ilk kurulduğu günlerde başka bir Dream team belgeseli yayınlamıştı, o da bu kadar kapsamlı değildi.


https://www.youtube.com/watch?v=3oCt7yWwHL8 (https://www.youtube.com/watch?v=3oCt7yWwHL8)

jordan, bird, barkley, magic, stockton, robinson, pippen... internetten bakmak istemedim, böyle hatırlayıp konuşmak daha zevkli :)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Besim - 13 Haziran 2016, 15:30:52
Son olarak sahneyi şununla kapatalım. Rodman'ın kariyeri boyunca Karl Malone, Shaq, Jordan ve Bird gibilere yaptığı pisliklerden hızlı bir kesit... İzlemeye değer.  ;D


https://www.youtube.com/watch?v=0k0TYPinW-A (https://www.youtube.com/watch?v=0k0TYPinW-A)

Barkley ile olan pozisyonda oncesini bilmiyorum ama goruntulere gore pisligi Barkley yapmis. 
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 13 Haziran 2016, 15:32:52
Evet, öyle... Keza Patrick Ewing. Hatta boyu tıpkı Bill Russel gibi 2.10'un altında da olsa korkunç ayak çabukluğu ve atletik gücü ile Alonzo Mourning'de... Yine boyu 2.10'un altında olmasına karşın tüm zamanların belki en iyi hücum ribauntçu ve bitirici pivotu Moses Malone... Harika pivotlar...

Mesela ben 70'lerin pivotları içinde Artis Gilmore'u da izlediğim üç beş maçında çok beğendim. Kazanan bir takımda olsa çok konuşulurdu hakkında. Bill Walton kariyeri birazcık daha uzun sürebilseydi pivot pozisyonundan pas trafiğini yönetmenin kitabını yazanlardan... Sabonis NBA'de beş sene erken gelseydi hangi noktada olurdu?

Bir zamanlar böyle kusursuz pivotlarla doluyken basketbol... Şimdi elle tutulur tek pivot yok. Oyunun şuta doğru evrilmesine şaşırmamak lazım. Bu saydığımız isimler gibi pivot var da, kullanmıyorlar mı?
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 13 Haziran 2016, 15:36:46
Barkley ile olan pozisyonda oncesini bilmiyorum ama goruntulere gore pisligi Barkley yapmis. 

Barkley'in de efsane kavgaları vardır. Hatta bir defa akıl tutulması yaşayıp Shaq'ın üstüne yürümeye kalkmıştı. Neyse ki, Kocaoğlan'ın yumruğu boşa gitti. :D

Bana müsaade arkadaşlar. Çıkmam gerek. Bir kaç saat sonra görüşürüz kısmetse...
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: ayhan - 13 Haziran 2016, 15:41:26
Son olarak sahneyi şununla kapatalım. Rodman'ın kariyeri boyunca Karl Malone, Shaq, Jordan ve Bird gibilere yaptığı pisliklerden hızlı bir kesit... İzlemeye değer.  ;D


https://www.youtube.com/watch?v=0k0TYPinW-A (https://www.youtube.com/watch?v=0k0TYPinW-A)

özellikle 6:40 sonrasındaki hareketleri müthiş. gs serisinde, bir taraf, diğerinin sahasında kafa kafaya giden maçta bunu yapsa maç bitmez kesin :)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Bob Marley Faruk - 15 Haziran 2016, 14:13:46
Vallahi muazzam bi başlık, canım sıkıldıkça baştan sona okuyorum burayı. Bence Hakan Abi'nin Basketbol efsaneleriyle ilgili ayrı bir hikaye köşesi olsun. Sabahtan akşama okurum kuran çarpsın
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 15 Haziran 2016, 19:19:43
Vallahi muazzam bi başlık, canım sıkıldıkça baştan sona okuyorum burayı. Bence Hakan Abi'nin Basketbol efsaneleriyle ilgili ayrı bir hikaye köşesi olsun. Sabahtan akşama okurum kuran çarpsın

Sabahtan akşama yorma gözlerini uşağum. Sen Antalya'ya geldiğinde sana canlı yayın yapacağım. :)
Başlık: Nice Yıllara Magic Johnson!
Gönderen: Hakan Yaman - 14 Ağustos 2016, 09:26:21
Biz geçen sene de hatırlamış ve yazmıştık. Biraz önce TRT Spor'dan duydum. Güne özel kısa bir klip yapmışlar. Bugün Magic Johnson'ın doğum günüymüş. Evet, basketbol tarihinin gelmiş geçmiş en "benzeri olmayan" oyuncusu, büyük efsane Magic Johnson 14 Ağustos 1959 tarihinde doğmuş.


(http://i.cdn.turner.com/nba/nba/dam/assets/150724091237-magic-johnson-magic-johnson-action-portrait.1200x672.jpeg)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Selim ergin B - 15 Ağustos 2016, 22:08:14
Adam babasının/yakının doğum gününü kutlamaz. Bu basketçinin doğum günüsünü kutluyor.:)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Selim ergin B - 15 Ağustos 2016, 22:09:29
Ben en son 2002'de kaldım nba konusunda. Lakers final oynamıştı.Seyretmem açısından öncesi sonrası yok :(
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: kenz - 08 Eylül 2016, 01:15:46
Shaquille O’Neal: Benim yüzümden, acı çekmek istemeyen uzunlar oyunlarını değiştirdi. Uzunlar şut atmaya başladı, Dirk Nowitzki gibi.
Shaquille O’Neal: Ben veya Yao Ming gibi oyuncular asla olmayacak. Biz gerçek pivottuk.
Shaquille O’Neal: Kariyerim boyunca gerçek oyunumun sadece yüzde 30’unu oynayabildim.

Ne diyorsun Hakan hocam  :)

Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: ayhan - 08 Eylül 2016, 07:26:59
Shaquille O’Neal: Benim yüzümden, acı çekmek istemeyen uzunlar oyunlarını değiştirdi. Uzunlar şut atmaya başladı, Dirk Nowitzki gibi.
Shaquille O’Neal: Ben veya Yao Ming gibi oyuncular asla olmayacak. Biz gerçek pivottuk.
Shaquille O’Neal: Kariyerim boyunca gerçek oyunumun sadece yüzde 30’unu oynayabildim.

Ne diyorsun Hakan hocam  :)



Güzel söylemiş. Sonuncusunun sebebi kendisidir, neden %30 da kaldığını sormak lazım.

Hakan hocamın yorumunu dört gözle bekliyoruz.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Kutay - 08 Eylül 2016, 23:45:59
Güzel söylemiş. Sonuncusunun sebebi kendisidir, neden %30 da kaldığını sormak lazım.

Hakan hocamın yorumunu dört gözle bekliyoruz.
Gerçekte öyle dedi de çeviride mi karıştı bilmiyorum ama bence Shaq daha çok kariyerinin yüzde 30'unda maksimum performans ile oynamış, gerisinde onu sürdürememiş bir oyuncu. Tabii fiziğini bunda payı yadsınamaz.

Sent from my LG-H960 using Tapatalk

Başlık: NBA Tarihi ve Efsaneler: Kareem Abdül-Jabbar
Gönderen: Hakan Yaman - 10 Eylül 2016, 08:55:03
Shaq'ın beyanlarını bilahare konuşuruz. Ama öncelikle o konuşmada da bize referans olacak bir sporcu profiline gidelim. Bu mükemmel yazıyı sadece NBA ile, hatta basketbol ile ilgilenelere değil, başarılı olmak, başarılı kalmak için ne yapmak lazım ve bunu yaparken kişiliğinden ödün vermeden nasıl ayakta kalabilirsin sorusuna cevap arayan herkese tavsiye ederim.

Evet, Kareem Abdul-Jabbar... Bence gelmiş geçmiş en büyük pivot ve yine Michael Jordan, Magic Johnson ve Larry Bird'le birlikte gelmiş geçmiş en iyi dört basketbolcudan birisi... Hatta Jordan'dan sonra ikincisi... (Bu listeye beşinci sırada Shaqullie O'Neal'ı koyarım. Ya potansiyelinin hakkını verseydi. Bu kadar tembel olmasaydı... Yeri kaçıncı sıra olurdu?)

Shaq ne kadar tembelse Kareem bir o kadar profesyonel... Uzatmaya lüzum yok. Aşağıdaki yazı şahane bir yazı... NBA'le hatta basketbolla ilgilenmeseniz bile okumanızı çok isterim. Alınacak çok ders var. Başarı, disiplin ve tevazu...

http://nbagunlukleri.com/2016/08/nbain-gelmis-gecmis-en-iyi-pivotlari-kareem-abdul-jabbar.html (http://nbagunlukleri.com/2016/08/nbain-gelmis-gecmis-en-iyi-pivotlari-kareem-abdul-jabbar.html)



Bir oyuncuyu “büyük” yapan, nedir? Kariyerinin az ve öz olması mı, yoksa uzun ve detaylı kalması mı? Hücumu mu, savunması mı, çok yönlülüğü mü? Yeteneği mi, eğitimi mi, temel oyun bilgisi mi, zekası mı, azmi mi, disiplini mi; yoksa basketbola kattıkları mı? Süreklilik mi, patlayıcılık mı? Liderlik mi, yoksa görevini eksiksiz yapan bir piyade olmak mı? Ya başarılar? Ya, oyunu değiştirmek? Dominantlık? Çapınızı, fizyolojinizi aşmak? Yapılmayanları yapmak? Hepsi mi dersiniz? İşte yazı dizimizin girizgâhında bugün konuk edeceğimiz NBA “süper yıldızı”, bu dediklerimizin, aradıklarınızın HEPSİNİ fazlasıyla barındıran bir kariyeri yaşadı ve unutulmazlar arasında başa yerleşti…

Hayatın her bir köşesinde olduğu gibi, Amerika’da da, NBA’de de, düzenin bir siyaseti var. Öyle ki, her türlü işleyişte, bu siyasetin izlerini ve neticelerini buluveriyorsunuz ister istemez. Neyin iyi neyin kötü olduğuna karar veren merciin adaleti, her birimizin merhametiyle örtüşmeyebiliyor ne yazık ki. Ve işte bu yüzden, en büyük olanların bile hakkı yenebiliyor; kirli siyasetler uğruna hem emekleri hem de hatıraları küçümsenebiliyor. Yaptıkları katkılar ise, sporseverlerin dimağlarında hoş bir seda olarak kalıyor. NBA denince bu konuda, yani “underrated” (değeri azaltılmış, yeterli kıymet verilmemiş, küçümsenmiş, önemsizleştirilmiş) olma noktasında akla gelen ilk isimlerden birisi de, hiç kuşkusuz, gülümsemeden uzak ciddiyetiyle tanınan, “rekortmen” Kareem Abdul-Jabbar’dır…

 

Öyle bir oyuncu düşünün ki, sahada en küçüğünden en büyüğüne her işi yapsın, vazifeden asla kaçmasın, en kritik anlarda sorumluluk alsın ve layıkıyla yerine getirsin. Bitmesin; bu oyuncu NCAA’lerde (Amerikan Kolej Basketbol Ligleri) neredeyse namağlup bir seri ile takımı UCLA’i 3 sezon üst üste şampiyonluğa taşısın. Üniversitede Houston Cougars’a karşı oynadığı maç (20 Ocak 1968), “Yüzyılın Kolej Maçı” olarak tescillensin. Hatta daha üniversite yıllarındayken oyununu bir marka haline getirmeyi başarsın, kendine özgü “Sky-Hook” (Gök-Çengel) atışını yaratsın, iki eliyle birden (!) bu atışı çalışsın ve mükemmelleştirsin…

 

Öyle bir isim olsun ki, daha kolejden mezun olmadan, daha öncesinde Wilt Chamberlain, Bill Russell, Nate Thurmond, George Mikan gibi devleri görmüş NBA yöneticilerini ve rekabetiyle renk katan, Mel Daniels, Artis Gilmore ve Dan Issel gibi devleriyle basketbolu zevkli hale getiren ABA yöneticilerini peşinden sürüklesin. Ama öylesine “karakterli” bir oyuncu olsun ki, seçimini yapmadan evvel, her iki ligdeki taliplerinden de (1969 NBA Draft’inde 1 numaralı seçim hakkının sahibi Milwaukee Bucks ve 1969 ABA Draft’inde 1 numaralı seçim hakkının sahibi New York Nets) tekliflerini kapalı bir zarf içerisinde vermesini istesin, ve zarflar açıldıktan sonra pazarlığı, kızıştırmayı düşünmesin, daha iyi teklifi veren Bucks’a, yani NBA’e gitsin. Hatta sonrasında teklifi yükselten Nets’e ve kendilerinde oynaması için önüne 1 milyon $ döken gösteri takımı Harlem Globetrotters’a, sözünün adamı olduğunu ispatlarcasına net bir “hayır!” cevabı versin, sözüne sadakatini ispatlasın. Ve daha o yaşta, o yıllarda sadece NCAA oyuncularının gönderildiği basketbol Olimpiyat kadrosuna çağırılmasına rağmen, ABD hükümetinin Afro-Amerikan kökenli vatandaşlarına olan tutumunu protesto edip bir boykot gerçekleştirecek ve 1968’deki kadroya katılmayacak kadar da kararlı, sağduyulu ve cesur olsun…

 

Yetmesin, üniversitedeyken California sokaklarındaki maçlarda karşılıklı oynadığı dev Wilt Chamberlain’i gözüne rakip olarak kestirsin, ona akıl hocalığı yapan Wilt’i aşmak için durmaksızın çalışsın, ve asla sahip olduklarıyla yetinmesin. Ve öyle bir isim düşünün ki, önce Yılın Çaylağı ödülünü 28.8 sayı ve 14.5 ribaunt ortalamalarıyla kazansın; sayı krallığında daha ilk yılından lig ikincisi, ribauntlarda da lig üçüncüsü olsun, ve takımına bir önceki seneye göre 29 maç daha fazla kazandırsın. Yetmesin, henüz sadece ikinci senesindeyken, yanına yıllanmış efsane “Big O” Oscar Robertson’ı katan ve daha kuruluşunun üçüncü yılını yaşayan Milwaukee Bucks’ı, NBA Şampiyonu yapsın… 25 yaşına bile gelmemişken, 2 Normal Sezon MVP’si, bir de Finaller MVP’si ödülünü arşivine katsın…

 

Yine aynı adam, ilk şampiyonluğunu kazanır kazanmaz, dinini değiştirdiğini ve İslam’ı seçtiğini açıklasın (1971). O vakitlerde böylesi konulara çok daha bağnazca yaklaşan ABD medyasını ve halkını, kazandığı şampiyonluğa bel bağlayarak karşısına alsın, ve Ferdinand Lewis Alcindor’dan Kareem Abdul-Jabbar’lığa geçsin. Halbuki bu seçimi çok daha önce (1968) yapmış olsun; fakat olası tepkiler yüzünden, en temel hakkını kullandığını açıklamak için, en büyük olduğu ânı beklemeyi seçsin. Ve o’nun bu tercihini, kırdığı rekorlar, kazandığı şampiyonluklar bile ABD halkına sempatik gösteremesin…

 

Çünkü aynı adam, saha içi isabet yüzdesi, top çalma ve pasörlük dahil basketbol adına her tür mükemmelliğe erişmişken, medyadan da  alabildiğine uzak kalmayı seçiyor olsun. İnsanlarla haşır neşir olmaktansa mümkününce kaçınsın, hatta basın tarafından “asosyal”, “küstah”, “somurtkan”, “kibirli” ve “ego manyak” ilan edilsin. Liderliğini yaptığı isimler o’nun büyüklüğünden kuşku duymazken, rakipleri o’na karşı baskın çıkamazken, medya, yaptıklarını çok basitmiş gibi göstersin, ve kimselere bir zararı olmayan karakteri ve tercihlerinin intikamını o’ndan böyle alsın. Gazeteleri okuyanlar, özetleri seyredenler, sanki her maç 20 sayı 10 ribaunt 3 blok üretmek kolay bir beceriymiş gibi düşünsün, ve başarıları hiçbir vakit hak ettiği değeri göremesin. Ve yanlı medya yüzünden, All-Star maçlarında ismi anons edilirken seyirciler o’nu yuhalayacak kadar ileri gitsin – bu yüzden de somurtkanlığı körüklensin…

 

Öyle ki, bir zamanlar Bob Pettit’in George Mikan’ı, Wilt Chamberlain’in da Bob Pettit’i geçtiği gibi, o da yıldızının hiç barışmadığı “ustası” Wilt’i aşıp, NBA tarihinde tüm zamanların en çok sayı üreten oyuncusu olmayı başarsın, ligde tam 20 sene (42 yaşına dek) oynasın, bu 20 yılın 19’unda All-Star seçilerek rekor kırsın; toplamda 6 şampiyonluk yüzüğü elde etsin, 6 kez normal sezon, 2 defa da Finaller MVP’si (En Değerli Oyuncu) ödülünü kazansın, 2 defa ligin sayı kralı, 1 kez ribaunt kralı, 4 kez de blok kralı olsun, 10 kez ligin en iyi ilk beşine, 5 kez en iyi ikinci beşine, 5 kez en iyi savunma beşine, 6 kez ikinci en iyi savunma beşine seçilsin; 42 yaşında bile gençlere taş çıkartırcasına oynasın, oyununu fizik gücüne değil, Jeet-Kune-Do ve yoga ile elde ettiği fizik mükemmelliğine ve zekaya dayandırdığı için 38 yaşındayken bile Finaller MVP’si ödülüne layık görülsün; ve basketbol tarihinin görüp görebileceği, gelmiş geçmiş en “ölümcül”, en durdurulamaz hücum silahını, “go-to-move” diye tabir edilen bitirici hareketlerin en üstünü olan “Skyhook”u (Gökçengel) NBA literatürüne katsın; fakat bu siyasetler ve medya ikonu olmaya duyduğu alerji yüzünden, NBA’in gelmiş geçmiş en büyük oyuncusu olarak nitelendirilmesin, hatta en büyük pivotu olarak bile görülmesin… Basketbolu bıraktıktan sonra bile, yardımcı antrenörlükten öte bir iş teklifi alamasın, siyasi sebepler onun hocalığını, genç pivotlarla çıktığı özel antrenmanlar ve Lakers’ın son iki şampiyonluğunda yaptığı asistan koçluk ile sınırlasın…

 

İşte bu oyuncunun adıdır Kareem Abdul-Jabbar… 38.387 normal sezon sayısı ile, NBA’in tüm zamanlarda en çok sayı kaydeden oyuncusu.. 6 kez ile NBA tarihinde en fazla normal sezon MVP’si kazanan oyuncu.. Robert Parish kendisini geçene dek, NBA tarihinin en fazla maçta oynayan ismi; Kevin Willis kendisini geçene dek de, NBA tarihinin en çok sezon oynayan (20) ve bir maçta oynayan en yaşlı (son maçını 42 yaşında oynadı) oyuncusu. 1997 senesinde açıklanan “NBA tarihinin gelmiş geçmiş en büyük 50 oyuncusu” listesine adını altın harflerle yazdırmakla kalmayıp, o listenin seçiminde bir de jüriliğe layık görülen basketbol üstadı. Lakers’ta George Mikan, Wilt Chamberlain, o ve Shaquille O’Neal’dan boşalan “dominant pivot” rolüne Andrew Bynum’un ardından layık görülen Dwight Howard’ı, bitirici bir hareketi olmadığını ve serbest atışlarını geliştirmeyi düşünemeyecek kadar düşük bir basketbol IQ’suna sahip olduğunu söyleyerek, en korkusuzca ve akıllıca eleştiren kişi…

Kareem; yani hem 6 yılını geçirdiği Bucks’ta, hem de 14 yılını geçirdiği Lakers’ta 33 numaralı forması emekli edilen, 2012’de Lakers’ın ünlü stadı Staples Center’ın önüne heykeli dikilen adam. Jeet-Kune-Do dersleri aldığı Bruce Lee’nin 1972 yapımı “Ölüm Oyunu” filmiyle başlayan bir film kariyerinin yanı sıra, bestseller olmuş kitaplarıyla bize yazarlıkta da usta olduğunu kanıtlayan birisi. Lakers’ın 80’lerde tüm basketbolseverlerin gönlünü çalan o “Showtime” basketbolunu, Magic Johnson ve James Worthy ile birlikte yaratan ve kusursuzlaştıran dev…

 


Kareem’i kariyerinin başlarında, ihtiyarlayan bir Wilt ile çarpışırken görmek, en az Bill Russell – Wilt rekabetini seyretmek kadar zevklidir. Wilt, hayatının ilk ve tek “motivasyon konuşması”nda takım arkadaşlarına özetle şöyle der; “Uzun yıllar boyunca en iyi oyuncu bendim, fakat Bill Russell hep daha iyi takıma sahipti o yüzden şampiyon o oldu. Şimdi ise Kareem bu ligin en iyi oyuncusu, ama benim takımım daha iyi. Bu yüzden, kaybetmeyeceğiz!”)

 

Kareem’i anlatmak için bunlardan başka neler gerekir, derseniz, şöyle özetleyebiliriz: O, oyunu her şekliyle, yani oyun ne gerektiriyorsa onu yapıp, tüm yönlerinde uzmanlaşarak oynamış ve kazanmış kişidir. Kendisiyle özdeşleşen skyhook’u gibi, oyunu göklerde, çok yukarılarda oynayandır. Gösterişi işin içine katmadan, sade kalandır. Disiplindir, akıldır, zekadır ve asalettir. Yetenektir. Minik bir örnekle ispatlayalım: Michael Jordan’ın ünlü fade-away şutunu Kobe, Wilt’in oyun tarzını Shaq, Bill Russell’ın savunma üstadlığını Wes Unseld ve Dikembe Mutombo, George Gervin’in “finger-roll”unu Stephon Marbury benimsemiş ve yaşatmıştır; fakat Kareem’den sonra o meşhur skyhook’u oyununun bir parçası haline getiren hiçbir oyuncu (pivot veya değil) çıkmamıştır. Hem de etkisi tüm NBA tarihine yayılmışken. Neden mi? Kimisi siyasi sebeplerdendir kuşkusuz; kimisi ise, onunki gibi bir vücuda, atletizme, sıçrayışa, dengeye, zamanlamaya, zindeliğe, çalışkanlığa ve beslenme şekline sahip olamadığı için yeltenemez. Kareem, böylesine eşsiz bir oyuncudur işte…

 

Şiirsel ifadeleri bir yana bırakırsak; NBA’in en sancılı yılları olan 70’lerde, oyunu ayakta tutan en büyük pivottu Kareem. Oyunu değiştirdi; fiziksel kuvvet yerine atletizm ve zeka avantajı üzerine geliştirdiği tarzıyla yapılmayanı yaptı, pivot pozisyonunun çehresini değiştirdi ve kendisinden önceki herkesi aştı. Kulüp tarihinin tek şampiyonluğunu yaşattığı Milwaukee’den, en büyük pazarlardan biri olan Los Angeles’a terfi etti ve Magic Johnson ile beraber bizlere 80’lerdeki Celtics – Lakers – Sixers rekabetlerini yaşattı. Wes Unseld, Bill Walton, Dave Cowens, Artis Gilmore, Moses Malone, Dan Issel, Willis Reed gibi nice akranına, ve hatta Robert Parish, Hakeem Olajuwon, Patrick Ewing, Kevin Willis, Ralph Sampson ve Joe Barry Carroll gibi alt jenerasyonlara  hemen hep üstün geldi. Hatta Bob McAdoo, o’na karşı tutunamadı ve ancak onunla aynı takıma gelince şampiyonluklar kazandı. Sanat alanında UCLA’den diploma aldı ve oyuncuların NCAA’lerde pişmelerinin ne kadar isabetli olduğunu ispatladı. 20 yıllık kariyeri boyunca 18 kez play-off’lara kaldı, 10 kez takımını NBA Finali’ne taşıdı, 6’sından galibiyetle ayrıldı. Milwaukee’deki ilk yıllarında, boyalı alandaki mücadeleden retinası zarar gördüğü için kariyerinin geri kalanında koruyucu gözlükle oynamak zorunda kaldı. Hayatı boyunca migrenle mücadele etti. 2011 senesinde ise, en büyük sınavını geçip lösemiyi atlattı. 2015’te kas hastalığından tedavi gördü ve dimdik ayakta kalmayı sürdürdü. Her şeye rağmen, asaletini ve adaletini korudu ve buna karşın fikrini söylemekten de hiç çekinmedi. Hep en âkil ve dobra açıklamalar yaptı. Niye skyhook, diye soruldu; “Suratıma blok yemediğim tek atış tarzı buydu, ben de buna adapte ettim kendimi” dedi kısaca, üzerine söz söylenemedi. Oscar Robertson’ı Michael Jordan ile aynı seviyeye getirip tarihin hakkını verdi, kimse itiraz edemedi..

 

1947 yılında doğan Kareem, tercihleriyle ayakta kalabilmenin ve en büyük olabilmeye giden yolun en başat timsali oldu. Seneye 70’ine basacak olan 2.17 boyundaki bu efsane, nihayet 2008’de ESPN tarafından da hak ettiği saygıyı gördü ve tüm zamanların en büyük kolej oyuncusu ve en büyük pivotu seçildi (tabi bakalım, bu seneki yeni listede neler olacak?). Yetmedi, 2012’de ABD hükümeti tarafından kültür elçisi ilan edildi. İlle de biraz daha istatistik verin, derseniz, buyurun: 20 sezon, 38.387 normal sezon sayısı (tüm zamanların lideri), 5.762 play-off sayısı (tüm zamanlarda 2.), 17.440 normal sezon ribaundu (tüm zamanlarda 3.), 3.189 normal sezon bloğu (ilk 3 senesinde NBA bu istatistiği tutmuyordu, fakat buna karşın tüm zamanlarda 3.), 1995 yılında seçildiği Hall of Fame (Şöhretler Müzesi), sayısız bireysel ödül, vesaire, vesaire.

 

Vefa veya saygı mı istersiniz? Yukarıdaki resimde, Kareem’i UCLA’deki koçu John Wooden’ın elinden tutup yürümesine yardım ederken ve vefatına dek yalnız bırakmazken görebilirsiniz. Tevazu mu dersiniz? İnanılması güç, ama, Kareem hiçbir zaman kendisini tarihin en iyi oyuncusu olarak görmedi. Ona göre, doğup büyüdüğü New York’un efsanevi Rucker Park’ında, karşılıklı sokak basketbolu oynadığı ve basketbol tarihinin en hazin hikayelerinden birinin kahramanı Earl “The Goat” Manigult, bu oyunu oynamış en iyi isimdi. Kareem’in tek sorunu, yanlış tanıtılmaktı. Oysa Kareem Abdul-Jabbar, büyüklüktür. NBA tarihinin gelmiş geçmiş en komple ve en büyük pivotuna, saygılarımızla selam dururuz…


“skyhook”

Minik bir “trivia”: Kareem’in Los Angeles seyircisiyle arası, Milwaukee taraftarlarına nazaran çok daha iyidir. Öyle ki, muhteşem jazz koleksiyonu 1983’te bir yangın sonucu kül olduğunda, Los Angeles taraftarları kendisine muazzam bir jest yapmış ve birbirinden farklı 3000 kadar jazz albümünü ona posta yoluyla veya elden hediye etmişlerdir…

 
EFE ÖZENÇ
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 18 Temmuz 2018, 09:46:05
NBA Türkiye tarihten sekiz ilginç rakam paylaşmış.


(https://mdcdn.sporx.com/img/2017/12/04/8_adet_ilginc_9df02_800.jpg)


8 - 1983-84 sezonunda, Magic Johnson üst üste 46 maçta 10+ asist yaptı ve bu rekora hala ulaşılamadı. (Bu 46 maçın 21'inde de en az 15 asisti vardı) En yakına ulaşabilenler 37'şer maçla John Stockton ve Rajon Rondo idi.




**************************************************************************************



(https://img-sporx-test.mncdn.com/img/2017/12/04/8_adet_ilginc_3d483_800.jpg)


7 - Michael Jordan, bir çaylak olarak takımının dört kategoride de lideri olan NBA tarihindeki tek oyuncu. Jordan, 1984-85 sezonunda Chicago Bulls'un sayı (28.2), ribaund (6.5), asist (5.9) ve top çalma (2.4) lideriydi.


****************************************************************************



(https://img-sporx-test.mncdn.com/img/2017/12/04/8_adet_ilginc_a5050_800.jpg)


6 - Hakeem Olajuwon, 8 sene üst üste takımının 5 ana istatistik kategorisinde de lideri olan NBA tarihindeki tek oyuncu! (Minimum 50 maç) Olajuwon, 1985-86 sezonundan 1992-93 sezonuna kadar Rockets'ın sayı, ribaund, top çalma ve blok kategorilerinde lideriydi. Ve 1994-95'te de.


********************************************** *************************************


(https://img-sporx-test.mncdn.com/img/2017/12/04/8_adet_ilginc_2ce7a_800.jpg)


5 - 1991-92 sezonunda, Dennis Rodman toplam 1530 ribaund çekti. Bir sezonda 1500+ ribaund alan son oyuncu da kendisi. Ayrıca Pistons'ın toplam aldığı ribaundların (3631) %42.1'ini alarak NBA tarihinde bu yüzde ile tepede bulunuyor.



******************************


(https://img-sporx-test.mncdn.com/img/2017/12/04/8_adet_ilginc_550ad_800.jpg)


4 - Robert Horry, üç farklı takımla birden fazla şampiyonluk kazanan NBA tarihindeki tek isim. Houston Rockets – 2 (‘94, ‘95) Los Angeles Lakers – 3 (‘00, ‘01, ‘02) San Antonio Spurs – 2 (‘05, ‘07).



***********************************



(https://img-sporx-test.mncdn.com/img/2017/12/04/8_adet_ilginc_a2a1c_800.jpg)


3 - Ligdeki ilk sezonunda, Allen Iverson NBA tarihinde beş maç üst üste 40+ sayı bulan ilk çaylak oyuncu olmuştu. Önceki rekor, 1959-60 sezonunda üç maç üst üste bunu gerçekleştiren Wilt Chamberlain'a aitti.



********************************************************************************


(https://img-sporx-test.mncdn.com/img/2017/12/04/8_adet_ilginc_14547_800.jpg)


2 - Ben Wallace kariyerinde 1,088 maça çıktı ve bu, NBA'e draftsız gelenler arasında en fazlası. Aynı zamanda kendisi NBA tarihinde 4 sezon üst üste 1,000 ribaund, 100 blok ve 100 top çalma kaydeden tek oyuncu. (2001-04)


**************************************************************



(https://img-sporx-test.mncdn.com/img/2017/12/04/8_adet_ilginc_99d9b_800.jpg)



1 - Carmelo Anthony, bir maçta boyalı alandan sayı bulmadan 50+ sayı üreten tek oyuncu. Attığı her şut potaya en az 4.5 metre uzaklıktaydı. Boyalı alanda 0 sayı üretip, diğer istatistik kategorilerinden herhangi birini kaydedene kadar da 37 sayı üretmişti. Carmelo aynı zamanda bir maçta en fazla üst üste atılan sayının da sahibi (10 Aralık 2008'de 26 sayı).


**************************************************************


Kaynak: https://www.sporx.com/basketbol/nba/8-adet-ilginc-ve-henuz-kirilamayan-nba-rekoruSXGLQ29593SXQ?sira=8 (https://www.sporx.com/basketbol/nba/8-adet-ilginc-ve-henuz-kirilamayan-nba-rekoruSXGLQ29593SXQ?sira=8)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 13 Eylül 2019, 11:58:34
Michael Jordan'la kıyaslanmayı hak eden yegane NBA efsanesi, çengel atışın kusursuz dehası Kareem Abdul-Jabbar'ın 70. yaş gününe özel olarak kariyerinden seçilen 70 sky hook... (Allah daha uzun ve hayırlı bir ömür versin, Kareem şu an 72 yaşında...)

https://www.dailymotion.com/video/x7kx71k (https://www.dailymotion.com/video/x7kx71k)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 16 Nisan 2022, 07:56:29
KAREEM ABDUL-JABBAR BUGÜN 75 YAŞINDA.

"GOAT kim?" tartışmasında Jordan'ın karşısında adının en çok anılması gereken isimlerin belki de başlıcası Kareem Abdul-Jabbar'dır. Ne yazık ki sporda herşey çabuk unutuluyor ve aktüel olan hep avantajlı. Olsun, biz unutmuyoruz.

Bugün efsanenin doğum günü. 75. yaşın kutlu olsun Kareem Abdul-Jabbar.🎂
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Semazen - 16 Nisan 2022, 14:23:09
KAREEM ABDUL-JABBAR BUGÜN 75 YAŞINDA.

"GOAT kim?" tartışmasında Jordan'ın karşısında adının en çok anılması gereken isimlerin belki de başlıcası Kareem Abdul-Jabbar'dır. Ne yazık ki sporda herşey çabuk unutuluyor ve aktüel olan hep avantajlı. Olsun, biz unutmuyoruz.

Bugün efsanenin doğum günü. 75. yaşın kutlu olsun Kareem Abdul-Jabbar.🎂

Kareem Abdul-Jabbar denilince ilk aklıma gelen gözlükleri. Benim yaşlarımda olup basketbolla ilgilenmemiş insanlara "NBA dan aklınızda kalan 3 basketbolcu ismi söyleyin" dense sanırım bu 3 isimden birisi Kareem Abdul-Jabbar olur. Kendisini hafızalara kazıyan en büyük etken işte o gözlükleri.

Yazınızdan sonra şöyle bir biyografisine baktım da gerçekten çok onurlu ve kişilik sahibi bir karakter olarak mücadele ettiğini gördüm. Daha önce okumamış olanlar varsa biyografisini okumasını tavsiye ederim.

Bu vesile ile Kareem Abdul-Jabbar abimize sağlıklı ve huzurlu yaşlar dilerim.

Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 27 Nisan 2022, 17:09:45
Geçen sene Michael Jordan'ı anlatan 10 bölümlük The Last Dance belgeselinden sonra (ki muhteşem bir şeydi) bu yıl da Magic Johnson'ın belgesel filmi yayınlanıyor: They Call Me Magic.
Sporu ve basketbolu sevenlere şiddetle tavsiye ederim.

https://www.dizigom1.com/they-call-me-magic-1-sezon-1-bolum/ (https://www.dizigom1.com/they-call-me-magic-1-sezon-1-bolum/)
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Enver Tarcan - 28 Nisan 2022, 21:24:08
Herkesten önce o vardı…

Julius Erving - The Doctor

https://youtu.be/AvO4ZqZC5aA

Ayrıca, YouTube’da izlediğim basketbola dair en kaliteli içeriklerden biri olan Bir Zamanlar Amerika serisinden;

https://youtu.be/e1ku7zVtqLo

 
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Hakan Yaman - 01 Ağustos 2022, 13:26:53
BILL RUSSEL diye yazılır, ŞAMPİYONLUK diye okunur.

NBA tarihinin gelmiş geçmiş en büyük efsanelerinden, 60'lı yılları sürklase eden Boston Celtics'in lideri, 13 sezonda 11 şampiyonluk yaşayan  Bill Russell hayatını kaybetmiş.

Dünya basketbolunun başı sağolsun.
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Enver Tarcan - 02 Ağustos 2022, 11:33:57
OldSchool basketbolün anti-kahramanı Denis Rodman;

https://youtube.com/shorts/M4hWpKXGhzU?feature=share
Başlık: Ynt: NBA Tarihi ve Efsaneler
Gönderen: Enver Tarcan - 12 Ağustos 2022, 10:35:08
Bill Russel'ın 6 numaralı forması NBA'den emekliye ayrılmış. NBA ilk defa böyle bir karar alıyor.

Şu an bu formayı kullanan oyuncular kullanmaya devam edebilecek. Bu oyucular isteyerek formayı bırakırlarsa ya da en geç hepsi emekli olduktan 6 numara artık NBA'de olmayacak. LeBron da bunlardan biri.