Gönderen Konu: Fenerbahçe | Türkiye Süper Ligi (2024-25 Sezonu)  (Okunma sayısı 12998 defa)

0 Üye ve 6 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Kubilay Can

  • Üye
  • Yaş: 32
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 2349
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe | Türkiye Süper Ligi (2024-25 Sezonu)
« Yanıtla #465 : 22 Aralık 2024, 23:16:35 »
Çık de ki sezon sonu kongreye gidiyorum ve aday olmuyorum. Adaylara hazırlanacak zaman olur, camia da rahatlar. Bir kere olsun şaşırt ve bırak bu camianın yakasını. Allah rızası için.

Çevrimdışı Ertan Ürkmez

  • Üye
  • Yaş: 47
  • Yer: Macaristan
  • İleti: 2797
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe | Türkiye Süper Ligi (2024-25 Sezonu)
« Yanıtla #466 : 22 Aralık 2024, 23:56:10 »
Dün akşam Barcelona - Atletico Madrid maçını izledim. Simeone 12 yıldır başında takımın. Yaptıkları ortada ki yaptığı yerde RM ve Barcelona var. Geçtim 12 yılı, bunun üçte biri mümkün olabilecek mi Fenerbahçe'de diye kendi kendime sormadan edemedim. Biliyorum, yaşanılan travmalar, on yılı aşkın bir başarısızlık var ortada ve kimsenin mecalı ve sabrı kalmadı. Öte yandan 2012'den önce de mümkün olmadı altını çizdiğim şey. Geçtim başarısızlığı falan şampiyon olan hocaları kovduk.  Mevcut yönetim de kulübü tekrar 80'li ve 90'lı yıllara döndürdü. Aziz Yıldırım'ın gelişi bir 10 yıl ertelemiş olacakları. 10 yıldan fazla başkanlık yapması ve haksız yere içeri girmesi onun da şirazesini kaydırdı ve kendi ayağına sıktırdı. Görünen o ki bu çapsızlık ve plansızlığa eşlik eden sabırsızlık devam ettiği müddetçe bir Nothingham Forest ya da bir Sampdoria gibi oluruz 8-10 yıla kadar. Ne diyelim, kaderde bu günleri görmek de varmış...

Saha içinde güçsüzüz. Saha dışında beş kez güçsüzüz. Şu mevcut ortamda yapılacak iki şey vardı. Birisini geçen yıl yapacaktı, beceremedi, çekemedi takımı.

Diğer yol ise hedefi Avrupa'ya çevirmek. Avrupa kupalarında gidebildiğin yere kadar gidebilmek. Öncelik Avrupa olmalı Türkiye ligini çok kaale almadan. Bu kulübün tek çıkış yolu Avrupa'da başarı.

Ben artık 5 sarı kart görmesi gereken oyuncunun tek kart dahi görmediği bir ligi izlemek istemiyorum. Eyüp, Samsun ve Kayseri başkanları GS'li. Üç hafta önce ortalığı hakem hakem diye yıkan adam bugün methiyeler düzmüş GS2ye, futbol dersi verdiler demiş, aleyhlerine verilen penaltının penaltıyla uzaktan yakından ilgisi olmamasına rağmen.

Trabzon GS yardakçısı. BJK hiç beklemediğin anda sırtına saplar. Saha içinde güçlü olmadığın müddetçe hiç bir şansın yok bu futbol ortamında. Güçlü olsan bile şansın rakibinin karşısında çok az. Her yerdeler. Devlet televizyonuna bir Avrupa maçı özetinde Muslera'nın attığı tekmeyi göstertmeyecek kadar güçlüler. Biraz sıkışmaya dursunlar Profesörü bile tweet atıyor, Ağar'ı göreve çağırıyor.

Tek yol Avrupa ve tabiki bu yönetimle değil...

Çevrimdışı Samet_GFB

  • Genel Moderatör
  • Üye
  • Yaş: 29
  • Yer: Ankara
  • İleti: 6860
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe | Türkiye Süper Ligi (2024-25 Sezonu)
« Yanıtla #467 : Bugün, 01:20:52 »
Ahmet Ketenci story attı ama ne demek istediğini anlamak zor yönetime sitem olabilir fikir ayrılığı var herhalde


https://x.com/12numaraorg/status/1870939916504539500?s=46&t=wL4q1aadPsTIXupaWWoi5w
« Son Düzenleme: Bugün, 01:25:36 Gönderen: Samet_GFB »

Çevrimdışı Maldonado

  • Üye
  • Yaş: 30
  • İleti: 2597
Ynt: Fenerbahçe | Türkiye Süper Ligi (2024-25 Sezonu)
« Yanıtla #468 : Bugün, 01:34:32 »
Yazdıklarından yaptığım şu çıkarım doğru mudur?

Yabancı = Takıntılı

19 lig şampiyonluğunun 16'sını yabancı teknik adamla kazanmışız. Muhtemelen dünya değişti, Türkiye değişti gibi şeyler yazacaksın da ben peşinen yazayım cevabımı;

 iyi hoca vardır - kötü hoca vardır

ya da

takıntılı hoca vardı - takıntısız hoca vardır.

Uyruğu - milliyeti etkili değil  bu hususta zannımca. Yerli ya da yabancı futbolcu olsun, malzemecisinden tercümanına Zico hakkında tek bir kötü söz konuşan adam yok. Bu tek örnekten yola çıkıp bütün yabancı hocalar iyidir diyebilir miyiz mesela?

Mesela bizim jenerasyonun canı ciğeridir Aykut Kocaman. Duruşu da ortadadır. Yaptıkları, ettikleri belli. Her zaman + taraftadır benim nazarımda. Öte yandan Alex konusunda o da takıntılı bir tutum göstermedi mi? Süreci el birliğiyle yönetemediler. Başkanı da hocası da futbolcusu da el birliğiyle sıvadılar. Malum süreçte tek yumruk olan camiada başladı Aykutçuluk, Alexcilik, Azizcilik vesaire...

Şimdi tek bir örnekten, yani Aykut örneğinden yola çıkıp indirgemeci bir biçimde yerli hocalar yabancılara takıntılı mı diyeceğiz? İstikrar olmadığı müddetçe yerli-yabancı, sonuç aynı olacaktır.

Uyrukla ilgisi yok ve olamaz tabii ki evet de bizim getirdiğimiz ve getirmeye uğraştığımız kariyerli yabancı hocalar genellikle burayı küçümsüyorlar kendilerince haklı sebeplerle, kafalarındaki doğrular ile bu ligin gerçekleri uyuşmayabiliyor, doğrusunu bulana kadar da harcanacak para, zaman ve sabır maliyeti yükselip böyle olmayacağını gördükleri zaman da ligi tanımak için bir çaba sarf etmeyi bırakıp ligi, ülkeyi, insanları, takımı, oyuncuları, kendilerinden başka herkesi suçlayarak kendilerini kapatıyorlar, sonra onlardan da bir hayır gelmiyor.

Jesus'un yaptırdığı transferleri düşün. Samet takıntısını düşün. Derbi ve büyük maçlara üçlü savunma ile çıkıp hepsinde madara olmasına rağmen bunda ısrarını düşün. Vitor'un Topal Josef takıntısını ve doğruyu ancak son maçlarda bulmasını düşün. Fenerbahçe, Vitor Nani'yi forvet arkasına çekip kanatları Alper-Volkan yapmayı akıl edene kadar 6 ay kaybetti, şampiyonluk gitti. Advocaat her maç takımı suçladı. Ne bileyim, Jesus tüm kritik maçlarda üçlü ile oynamakta ısrar etti, sadece son kupa maçında bundan vazgeçti, takım kupayı kazandı. Mourinho da kafayı Samet'e, Mert'e filan takmış durumda. Çünkü bunlar kendilerini asla hatalı görmez. Şimdi Mourinho salak mı, değil. Osayi'nin orta kalitesi düşük, Mert'i alayım orta kessin, içeride Dzeko ve Neysri var diyor mesela. Bu kadar detaylı düşünmenin bu ligde bir yeri yok işte. Yabancı hocalar sistemlerine aşık adamlar. Sistemi değiştireceğine 200 milyon harcatıp yeni takım2 yapmayı tercih eder, sonra da bana zaman verilmedi, Türkiye'de sabır yok filan der. Jesus iki maçta GS'den yarım düzine gol yemiş, ligin sportif gerçekliği yok diye geziniyordu. Türkiye kupasının var ama herhalde kazandığına göre... Ki Jesus bence kalabilirdi, en azından Avrupa'da kupa ihtimali ciddi anlamda olurdu Fenerin.

Yani yerli hocaların da takıntıları, yanlışları oluyor ama onlarla konuşup bundan vazgeçirmek mümkün. Bunlar için imkânsız. Türkiye berbat bir yer der, işin içinden çıkarlar. Zinhar yanılamazlar.

Yabancı hocalarla acilen şampiyonluk gerektikçe şampiyon olamazsın. İstikrar sözüne de katılmıyorum. Sergen, Okan, Avcı ilk tam sezonlarında şampiyon oldular takımlarında. Aykut da 2010'da öyle oldu. Şampiyon olacak takım belli eder kendini.

Çevrimdışı Maldonado

  • Üye
  • Yaş: 30
  • İleti: 2597
Ynt: Fenerbahçe | Türkiye Süper Ligi (2024-25 Sezonu)
« Yanıtla #469 : Bugün, 01:37:44 »
Emre'yi futbolcuyken severdim ama teknik direktörlük kariyeri çok kötü maalesef kısa sürede bizde yaşadıkları özellikle Sivas ve Malatya maçları diğer takımlara bakıyorum Başakşehirle iyi başlayıp çöküşe geçti Çağdaş zor toparladı takımı Agücü ile geçen sene küme düştü sanki şuan yetersiz.

Aykut Kocaman işi de zor bence Ali Koç ile baya sıkıntılı araları basından gördüğümüz kadarıyla bir de oynattığı oyun gerçeği var oda pek hoş değil doğrusu şuan her ne kadar hedef sadece şampiyonluk olsa da bazı gerçekler var.

Ali Koç başarısız olan Jesus'u tutmak istedi ikna edemedi ben bundan yola çıkarak  Mourinho'nun devam edeceğini düşünüyorum ligin 2.yarısında derbilerde falan fark yemediği sürece ama oynanan oyun, oyuncu seçimi gibi konularda anlaşma sağlanması lazım yoksa önümüzdeki sezon başı erken ayrılığa gider bu iş

Asla Emre fanı değilim, futbolcuyken de olmadım ama Emre lider bir adam. Büyük takımlara da hocalık için bence en büyük meziyet o, liderlik. Ankaragücü kariyeri filan bence ölçü değil, Ankaragücü şu an çok iyi bir kadrosu olmasına rağmen birinci ligde orta sıralarda yine, yönetimsel olarak çok sıkıntılı bir camia, ikinci ligin Trabzon'u. Asla dikiş tutturamıyor kimse. Başakşehir'de de Çağdaş'ın büyük maçlardaki rezilliği de sürüyor, o da Emre'nin dışında ayrı rezil bir camia.

Büyük takım farklıdır. Ben takımın başına bunlar değil de sen bile geçsen, iki sene içinde Feneri şampiyon yapacağını düşünüyorum ve bunda ciddiyim. Mourinho'dan yüksek ihtimaldir bu.

Çevrimdışı Maldonado

  • Üye
  • Yaş: 30
  • İleti: 2597
Ynt: Fenerbahçe | Türkiye Süper Ligi (2024-25 Sezonu)
« Yanıtla #470 : Bugün, 01:41:45 »
Ahmet Ketenci story attı ama ne demek istediğini anlamak zor yönetime sitem olabilir fikir ayrılığı var herhalde


https://x.com/12numaraorg/status/1870939916504539500?s=46&t=wL4q1aadPsTIXupaWWoi5w

Galata bankerleri gibi bu kulübün başını Saras'lar, Mourinho'lar, Branco'lar, Terzic'ler filan tuttuğu müddetçe doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Sözde bu Branco zırtopozu 10'da 10 ile gidilirken takımı beğenmeyip İsmail hoca ile şampiyonluk gelmez, ben yabancı hoca getireyim demiş de onu dinlememişler filan. Acaba şimdi takım şampiyon olabilir diye rapor verdi ve Mourinho'yu beğeniyor mu bu 38 yaşında Dzeko, 37 yaşında Bonucci getiren "transfer sihirbazı"?

Bunların aklına uyup iş yapanlar da her şeyi hak ediyor da neyse.

Çevrimdışı Ertan Ürkmez

  • Üye
  • Yaş: 47
  • Yer: Macaristan
  • İleti: 2797
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe | Türkiye Süper Ligi (2024-25 Sezonu)
« Yanıtla #471 : Bugün, 03:34:45 »
Uyrukla ilgisi yok ve olamaz tabii ki evet de bizim getirdiğimiz ve getirmeye uğraştığımız kariyerli yabancı hocalar genellikle burayı küçümsüyorlar kendilerince haklı sebeplerle, kafalarındaki doğrular ile bu ligin gerçekleri uyuşmayabiliyor, doğrusunu bulana kadar da harcanacak para, zaman ve sabır maliyeti yükselip böyle olmayacağını gördükleri zaman da ligi tanımak için bir çaba sarf etmeyi bırakıp ligi, ülkeyi, insanları, takımı, oyuncuları, kendilerinden başka herkesi suçlayarak kendilerini kapatıyorlar, sonra onlardan da bir hayır gelmiyor.

Jesus'un yaptırdığı transferleri düşün. Samet takıntısını düşün. Derbi ve büyük maçlara üçlü savunma ile çıkıp hepsinde madara olmasına rağmen bunda ısrarını düşün. Vitor'un Topal Josef takıntısını ve doğruyu ancak son maçlarda bulmasını düşün. Fenerbahçe, Vitor Nani'yi forvet arkasına çekip kanatları Alper-Volkan yapmayı akıl edene kadar 6 ay kaybetti, şampiyonluk gitti. Advocaat her maç takımı suçladı. Ne bileyim, Jesus tüm kritik maçlarda üçlü ile oynamakta ısrar etti, sadece son kupa maçında bundan vazgeçti, takım kupayı kazandı. Mourinho da kafayı Samet'e, Mert'e filan takmış durumda. Çünkü bunlar kendilerini asla hatalı görmez. Şimdi Mourinho salak mı, değil. Osayi'nin orta kalitesi düşük, Mert'i alayım orta kessin, içeride Dzeko ve Neysri var diyor mesela. Bu kadar detaylı düşünmenin bu ligde bir yeri yok işte. Yabancı hocalar sistemlerine aşık adamlar. Sistemi değiştireceğine 200 milyon harcatıp yeni takım2 yapmayı tercih eder, sonra da bana zaman verilmedi, Türkiye'de sabır yok filan der. Jesus iki maçta GS'den yarım düzine gol yemiş, ligin sportif gerçekliği yok diye geziniyordu. Türkiye kupasının var ama herhalde kazandığına göre... Ki Jesus bence kalabilirdi, en azından Avrupa'da kupa ihtimali ciddi anlamda olurdu Fenerin.

Yani yerli hocaların da takıntıları, yanlışları oluyor ama onlarla konuşup bundan vazgeçirmek mümkün. Bunlar için imkânsız. Türkiye berbat bir yer der, işin içinden çıkarlar. Zinhar yanılamazlar.

Yabancı hocalarla acilen şampiyonluk gerektikçe şampiyon olamazsın. İstikrar sözüne de katılmıyorum. Sergen, Okan, Avcı ilk tam sezonlarında şampiyon oldular takımlarında. Aykut da 2010'da öyle oldu. Şampiyon olacak takım belli eder kendini.

Yerli-yabancı ayrımından bağımsız İsmail Kartal'ın kalmasından yana oldum. Şampiyonluktaki en büyük rakibinden 4 puan aldı, tek bir maç kaybetti, 99 puan aldı ve şampiyon olamadı. Herife kalorifer kazancısı diyen ve adam yerine koymayan iç dinamikler bir tarafa hepimiz saha dışında ne olduğu bittiği konusunda hemfikiriz sanırım. İki tarafı da halledemeyecek bir yönetim olmaksızın yerli ya da yabancı olmuş yine fark etmeyecek...