Aşağıdaki yazı biraz önce bitti. Fenerbasket için yazdım. Ama sevgili adminimiz sanırım bugün erkenci. Henüz mesajımı görmedi. Yayını sanırım yarına kalacak. Bende sıcağı sıcağına forumda paylaşayım istedim. Malûm, maç yazısının tazesi makbuldür.
BİRAZ ZOR OLDU AMA TEMİZ OLDU! Az evvel sona eren maçta Euroleague Şampiyonu Fenerbahçe, Beşiktaş Japon’u 75-69 yenerek, Türkiye Basketbol Süper Ligi 2017 Final serisinde 1-0 öne geçti.
Genel tahminlerin aksine zor maç oldu. Beşiktaş son dakikaya kadar maçın içindeydi. Aslında buna şaşırmamak gerekir. Darüşşafaka’yı süpürdüğümüzden bugüne tam bir hafta geçti. Takımın 7 günlük bir aradan sonra soğuması çok normal. Beşiktaş ise daha üç gün önce sona eren Efes serisinden çok sıcak ve formda geldi.
Yorucu bir sezonun üstüne, üstelik en büyük hedefe erişildikten sonra ve Haziran ayında maç oynamadan bir takımı 7 gün aynı form seviyesinde tutabilmek mantık olarak da imkansız. Fenerbahçe buraya 35 Euroleague, 35 BSL, 1 Türkiye Kupası ve 1 Cumhurbaşkanlığı Kupası olmak üzere toplam 72 maç oynayarak gelmişti. Bir haftalık ara dinlenme açısından iyi olsa da, bahsettiğim şartlarda ritim kaybetmemek akıl dışı bir şey olurdu. Euroleague ile FIBA organizasyonun zorluk farkına girmeden, sadece Beşiktaş’ın en az 15 maç daha az oynayarak buraya geldiğini de belirtmek isterim. Yine bir Euroleague takımı olan ve tıpkı biz gibi 70 üzeri maç yaparak buraya gelen Efes serisini sürklase etmelerinde temel etkenlerden başlıcası da budur. Diğeri de Euroleague sezonu bitiminde oyuncuların daha küçük bir hedefe konsantrasyon güçlüğüdür ki, bu çerçeveden bakınca Obradovic’in Fenerbahçe’si bunu neredeyse hiç yaşamamıştır. Bahsettiğimiz bir haftalık aradan sonra ise böyle bir şeyin yaşanmayacak olması eşyanın tabiatına terstir. Buna Obradovic bile engel olamazdı. Kafaca olmasa bile bedence bu yaşanacaktı. Bu açıdan serinin ilk maçı kritikti.
Bütün bunların üstüne Beşiktaş’ın oyun tarzı olarak oynamaktan çok rakibin oyununu bozmaya dönük basketbol anlayış ve sertlikleri de kendisini rölantiye alan bedenleri zorladıkça zorladı.
Efes - Beşiktaş serisi oynanır iken Beşiktaş yerine Efes'i istememin sebebi, Beşiktaş'ın Efes'ten daha sert bir takım olmasıydı. Bugün de onu çok net gösterdiler. Fakat 2. maçı bundan daha rahat kazanacağımızı düşünüyorum. Çünkü oyuncular kafaca ve bedence yeniden maç temposunu hatırladılar ve Pazar akşamı bunu net olarak göstereceklerdir. Koç ise gerekli tedbirleri alacak ve özellikle Stimac’a bu kadar rahat top indirilmesine engel olacak stratejiler geliştirecektir.
Beşiktaş’ın maça fırtına gibi başlamasında Kenan’ın Stimac’ı çok iyi beslemesi başlıca faktördü. Bizim Beşiktaş savunması karşısında bu kadar zorlanmamızın da temeli Datome'nin çok kötü bir gününde olmasıydı. Onun şutları oyunu açmak bakımından özellikle kritikti. Çünkü forvet pozisyonundan bulunacak dış isabetler Beşiktaş’ın boyalı bölgeden kurmak istediği üstünlüğe en öldürücü darbe olacak ve oyunu açacaktı. Yabancı kontenjanına takılan Antic ile Nunnaly ikilisinden birisini bu maç özelinde aramadım değil.
Bizim adımıza maçın kahramanı Vesely’di. Takımı o uyandırdı. Gerisini Dixon getirdi. Kalinic’in ceza şutlarındaki isabet de her zaman olduğu gibi çok değerliydi. Bogdanovic’in penetreleri ise her zaman olduğu gibi takımın temel harcı niteliğinde. Oyunu şekillendiriyor. Bu anlamda Bogdanovic en alternatifsiz oyuncu. Umarım bir sezon daha bizimle devam eder.
Beşiktaş’ın kadrosundan bir isme de dikkat çekmek istiyorum. Eski oyuncumuz Kenan Sipahi çok iyi bir maç çıkardı. Belli ki, Obradovic’e ispat edeceği bir şeyler olduğunu düşünüyor. Bizdeyken maçlara bu kadar konsantre olsaydı, şu an onun da kariyerinde bir Euroleague şampiyonluğu olurdu. Fakat onun bu iyi oyunu da Michael Thompson'ın süresinden çalmasına sebep oldu. Savunma ve boyalı bölge sayılarıyla ayakta kalan Beşiktaş maç boyu üçlüklerde zorlandı. Bu kadar kötü dış şut atarak, sadece pota altı üretimiyle bizi yenemeyecekleri için bir şekilde Michael Thompson'ı devreye sokmaları lazımdı. Fakat Ufuk Sarıca bu riski almak yerine iyi başlayan Kenan'da ısrar etti. Aslında bizim adımıza da tercih edilebilir. Nihayetinde Kenan tek başına maç alamaz. Michael Thompon’ın dışarıdan ritim bulup skor üretme ihtimalindense, onun kenarda unutulup, bütün iyi oyununa rağmen Kenan’ın sahada kalmasını tercih ederim.
Hakemlere gelince... Beşiktaş'ın her perde ve her ikili sıkıştırmasında net fauller oluyor; ancak üçüncü darbeden sonra düdük çıkıyor. İlk ikisinde bize bir şekilde top kaybı yaptırırlarsa, yanlarına kâr kalıyor. Fakat bütün oyuncular aynı sertliği gösterdiği ve her pozisyonda bunu yaptıkları için hakemleri de buna alıştırdılar. Eğer şu yönetim tarzını Akatlar'da da sergilerlerse sandığımızdan daha zor bir seri olacaktır.
Yine de serinin en kötü ihtimal 5. maçta ve kendi taraftarımız önünde biteceğini zannediyorum. Beşiktaş deplasmanda bir maç çalacak ise anlattığım sebeplerden bu maç ilk maç olurdu. Treni kaçırdılar. Akatlar’da ise bizi üst üste iki kere yenemezler.
Allah mahcup etmesin.
09 Haziran 2017
Hakan YAMAN