Mariusz Sordyl Polonya basınına bir röportaj vermiş. Röportajı yapan Resovia'lı bir arkadaşım. E haliyle bir iki soruda benim sormam kaçınılmaz oldu. Bazı satır başlarını Türkçe ekleyeyim. Lehçe link koyup kendimize sövdürmeyelim

-Kasım ayında ve buraya gelmeden önce kulüp oynadığı yedi maçtan sadece ikisini kazanarak dokuzuncu sırada yer alıyordu. Benimle çalışmaya ilgi duyduklarını belirttiler. Cumartesi günü görüşmelerimiz başlamış ve Çarşamba günü İstanbul'a gelmiştim. Benimle temasa geçen kişi Dariusz Stanickiydi. O 25 yıldır burada ve büyük saygı görüyor.
-Her oyuncunun karakteri ve yaklaşımı farklıdır. Bu yüzden herbirine doğru bir şekilde yaklaşmalısınız. Biri daha fazla konuşmaya ihtiyaç duyabilir biri daha az, biri yalnız kalmak ister biri daha fazla dikkat ve ilgi. Burada bizlerin rolü oyuncunun potansiyelini yansıtması için en ldoğru yolu bulmaktır.
-Türkiye kupası maçlarından önce yaptığımız toplantıda takıma, normal sezonda üzerimizde yer alan kulüplerle bizi ayıran hattın çok ince olduğunu, tutarlı bir çalışma ile karşılıklı güven inşa etmenin birçok sorunun üstesinden gelmemizi sağlayacağını söyledim.
-İstanbul eşsiz ve büyük bir şehir. Henüz çok küçük bir kısmını gezebildim. Maç ve antrenman temposundan sonra ancak dinlenmeye zaman ayırabiliyorum. Fakat fırsatta olunca pazar öğleden sonra kahvesi eşliğinde deniz kenarında ki liman manzarasının keyfini çıkartmak çok güzel. Sekiz aydır bu ülkedeyim ve kendimi rahatsız hissedebileceğim tek bir anım bile olmadı.
-Sokakta birisine hangi takımı desteklediğini sorarsanız cevapları genellikle Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş olacaktır. Bu Türkiye'nin genelinde böyle, bu kulüplerin taraftarları ülkenin her tarafına dağılmış durumdalar. Maçlar için diğer şehirlere gittiğimizde bunu açıkça görebiliyorsunuz. Bu konuda Fenerbahçe taraftarı bize eşsiz bir atmosfer yaratıyor. Kulüp Türkiye'de büyük bir marka.
-Galatasaray'a karşı oynadığımız her maç harika bir atmosfer ve heyecana sahne oluyor. Açıkcası bu derby eşsiz bir tada sahip. Sonuncusu ise Türkiye Kupası finalinde gerçekleşti. Kek üzerinde kiraz ve çilek gibi.
-Kula'ya transfer olurken zorluklar yaşayabileceğimizi tahmin ediyordum. Kulübün finansal sıkıntılar çekmesi bu açıdan sürpriz olmadı. Takımın çalışıp gelişmesi için gerekli temel şartları bile bulamadık ki bu en büyük problemdi. Benim amacım Türkiye'ye gelmek ve elimden geldiğince çalışmaktı. Fakat belli bir noktadan sonra bunu başarmak çok zor bir hale geldi. Bazı oyuncular ayrıldı.
-Türkiye'den ayrıldıktan üç hafta sonra geri döndüm ve marka olan bir kulübe geldim. Türkiye kupasını kazandık ve artık şampiyonluk için savaşacağız. Bu yüzden seçtiğim yol doğru çıktı. Burada organizasyon açısından standartlar en üst düzeyde.
-Türk ligi ve kulüplerini bugün nerede görüyorsunuz sorusuna; Birkaç yıl öncesine kadar bu ligde daha büyük yıldızlar oynadı. Bu sezon biraz farklı olabilir ama daha mı kötü ? Mesela Galatasaray CEV finaline ulaştı. Bir başka deyişle durum bir kriz olmaktan çok uzak. Tabii ki İtalya,Polonya ve Rus ligleri Avrupa'nın en iyileri ancak Türkiye ligi hakkında endişelenmek için bir neden göremiyorum.