Şahsen şampiyonluğun söz konusu olduğu yerde gözüm ne genci, ne yaşlıyı görür. Sadece kazanmaya odaklanır ve kazanmasını bilen, kazanacak oyuncuların sahada olmasını isterim. Bunlar genç de olur, veteran da... Yaşları umurumda olmaz.
Ama eğer şampiyonluk şansımız çok düşük olarak sezona başlıyorsak, yani zorunlu sebeplerle bir bütçe küçülmesine gittiysek ve rakibimiz Halkbank bu sezonun da açık ara favorisiyse; bence ikinci olmakla, yarı finalde elenmek arasında fark yok. Sonuçta önümüzdeki yıllar ekonomik olarak futbol dışı branşlar için daha da kötü olacak. Erkek voleyboluna büyük bütçeli sponsor bulunamaz. UEFA futbol gelirleri konusunda her geçen yıl titizleniyor. Bu sebeple hazır Halkbank korkunç paralar saçmışken, tek kuruşu bile israf etmeden olabildiğince "ışık vadeden" gençleri parlatmak, onlara yatırım yapmak lazım. Şampiyon olamadıktan sonra diğer derecelerin pek bir önemi yok. Olimpiyat değil ki bu; gümüş ve bronz madalya ünvanı versinler.
Genç oynatmış olmak için değil; gelecekte yıldız olacak potansiyelleri parlatmak için... Yani adam olacak genç duruşundan belli olur diyerek iyi örneklere güvenmek, inanmak ve bu sezondan itibaren bir kaç sene sonrasının yatırımını yapmak lazım. Madem ki şampiyonluk ihtimali çok az... Kazanabildiğimiz kadar genç kazanalım.
NOT: Ivan'ın kalmasına sevinirim. Gençler onun gibi winner bir karakterin yanında kazanmak ve zirveye tırmanmak için ne yapmak lazım geldiğini öğrenir. Bence Ivan'a bireysel performansından çok bu yönüyle ihtiyacımızın olduğu bir sezon. Hatta mümkünse "yarı oyuncu - yarı antrenör" bir rol verilsin.