Gönderen Konu: Erkek Voleybol Yabancı Ligler & Avrupa Kupaları  (Okunma sayısı 141400 defa)

0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Sisley Volley TV

  • Üye
  • Yaş: 35
  • İleti: 387
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Erkek Voleybol Yabancı Ligler & Avrupa Kupaları
« Yanıtla #615 : 01 Haziran 2018, 19:19:56 »
Bir Civitanova hikayesi : Hegemonyaya hazır olun.

İtalyanlar Trentino'dan sonra 7 sezondur CL kupasına hasret. Bu periyotta üst üste 4 ü Zenit olmak üzere 3 farklı Rus takımı CL kupasını müzesine götürdü. Fakat sonuncusu en zor olanıydı. Son yıllara damgasını vuran Yenilmez Zenit az kalsın şampiyonluğu Rusya'da Lube Volley'e bırakıyordu. Lube belki şampiyonluğa ulaşamadı ama göstermiş olduğu mücadeleyle herkesin saygısını kazandı.

Kupayı son defa Çizmeye getiren Trentino ile Zenit'e soğuk bir duş yaşatmaya çok yaklaşan Lube arasında ortak bir isim vardı. O ismin Trentino ile yaşadığı CL şampiyonluklarına duyduğu özlem duygusu; Zenit maçından sonra acı ve üzüntüye, maç sonrası Sirci ve Bernardi'nin sevinçlerine tanık olduktan sonra ise büyük bir rövanşa dönüşüyordu. Şüphesiz en büyük hedefi kulüp sahiplerinin kendisine olan güvenlerini tazelemesiydi ki istediği geri dönüşü aldı. Artık o ismin tek bir hedefi kalmıştı. Hegemonya...



Giuseppe Cormio... Jesi'li bir gazeteci. Voleybolu o kadar çok seviyordu ki hep bu alanda çalışmayı istiyordu. Daha otuzuna bile gelmeden rüyası gerçek oluyor ve 28 yaşında kendi şehri olan Jesi'nin sportif direktörlüğüne getiriliyordu. O dönem İtalya ikinci ligi'nde mücadele eden Jesi'ye birde başantrenör gerekliydi ve Cormio tercihini yapmıştı. Hiç kimsenin tanımadığı Arjantinli bir çaylağı takımın başına getirmişti. O çaylak kim miydi ? Şu anda dünya voleybolunun en büyük efsanelerinden... İtalyan voleybolunun başına gelen en güzel şey... Julio Velasco.

Aradan yıllaaar geçmiş Cormio bu seferde Trentino tarafından menajerliğe getirilmişti. Trentino o dönemde tek bir şampiyonluğa bile sahip olmayan bir takımdı. Cormio takımın başına tıpkı Jesi'de yaptığı gibi yine bir çaylağı getirdi. Kim miydi ? O çaylak bu sefer de Radostin Stoychev'di. Trentino Stoychev ile tarihinde ilk kez ligi kazanmanın yanında üst üste 3 kerede CL şampiyonluğuna ulaşıyordu.
 


Müthiş bir kadro planlayıcısı olan Beppe bu başarıları şimdi de Sportif Direktörü olduğu Lube Volley ile yaşama peşinde. En son 16 yıl önce Ivan Miljkovic önderliğinde CL yi kazanan Lube'nin bu hasretini en kısa sürede bitirmeyi hedefleyen Cormio, CL sampiyonluğunu kılpayı kaçıran kadroya Bruno Rezende ve Yoandy Leal'i de ekleyerek gövde gösterisi yaptı. Bununla da yetinmeyip 2019-20 içinde kolları sıvadı. En büyük hedefinin Robertlandy Simon olduğunu söyleyen ve voleybol dünyasında , ABD basketbol milli takımının yaratmış olduğu etkiyi hedeflediklerini belirten Cormio belli ki gerek Ruslara gerekse de Perugialılara daha lig başlamadan gözdağı vermeye fazlasıyla konsantre.

Ne diyelim... Yeni sezonu iple çeken biri olarak; bakalım Sirci'nin hayallerinin bittiği yerde Beppe'nin gerçekleri mi başlayacak :)

Sisley Volley TV

Çevrimdışı Sisley Volley TV

  • Üye
  • Yaş: 35
  • İleti: 387
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Erkek Voleybol Yabancı Ligler & Avrupa Kupaları
« Yanıtla #616 : 29 Temmuz 2018, 18:03:36 »
Yakın geçmişte erkek voleybolunda devir açıp devir kapatan en önemli 2 sihirli transfer hamlesini yazdım. Transferlerin öyküleri , kazananları ve kaybedenleri...

Bölüm 1: Eş zamanlı; Çöküş ve Yükseliş

İtalya Liginde 2002-2007 yillari arasina damga vuran Sisley Treviso için herşey iyi giderken 2007 yılında kulübün efsane antrenörü Daniele Bagnoli'ye iyi bir ücret karşılığı D.Moskova'dan baş antrenörlük teklifi geliyordu. Treviso organizasyonunun beyni olan Bagnoli'nin ayrılma ihtimali kulüp için hiçte iyi bir haber değildi. Artık değişiklik isteyen ve yeni hedefler belirleyen Bagnoli teklifi kabul etmişti. Bu durum D.Moskova'da Alekno' nun yardımcılığını yapan Bulgar antrenör Stoychev içinde iyi bir haber değildi. Çünkü artık Alekno yoktu ve yerine gelen Bagnoli yardımcısını da belirlemişti. (Roberto Piazza) Çaylak Rado artık kulüpsüz kalmıştı. Tam da ülkesi Bulgaristan'dan bir kulüple anlaşacakken Trentino menajeri Giuseppe Cormio'dan (şu anda Lube Sportif Direktörü) baş antrenörlük teklifi aldı. Cormio geçmişte Jesi'de ki direktörlüğü sırasında Julio Velasco örneğinde olduğu gibi takımının başına yine çaylak denilebilecek bir antrenör getirmişti. Hatırlatalım- Cormio'nun İtalyan voleyboluna kazandırdığı Velasco daha sonra İtalya milli takımının başına geçerek takımına 2 Dünya , 3 Avrupa ve 5 Dünya Ligi şampiyonluğu kazandırmış 1 kez de Olimpiyat Finali oynatmıştı. Cormio acaba Stoychev konusunda da mı hedefi 12 den vuracaktı ?



Trentino İtalya'da henüz önemli bir başarısı bulunmayan,başarıya aç bir kulüptü. İtalyan Ligine gitmek Rado için voleybolun zirvesiydi. Kendisi için müthiş bir fırsat olan bu teklifi düşünmeden kabul eden Radostin Stoychev Trentino'nun başına geçti. (Kaziyski'yi de yanına alarak) İlk senesinde İtalya Ligi şampiyonluğuna ulaştı. Bu kulüp tarihinin en büyük başarısıydı ve hiç şüphesiz devamı gelecekti. Böylece Itas Diatec Trentino efsanesi başlamış oldu. Sisley Treviso'nun ise çöküş süreci...  Sisley Treviso, istemeden de olsa , celladının tayin edilmesi sürecinde dolaylı olarak rol almış oluyordu. Bundan sonra ne Treviso ne de Bagnoli'nin yüzü gülmeyecekti. Geçen süreçte Trentino üst üste 3. kez (2009-10-11) CL şampiyonluğunu ilan ederken ertesi sene Sisley Treviso efsanesi kapanıyor, Bagnoli'nin İtalya'dan ayrılması voleybolun tüm fay hatlarını yerle bir ediyordu.

Bölüm 2: Rzeszow'a bahar geldi ama yalancı bahar...

Skra Belchatow 2011 yılında Polonya'da üst üste 7. şampiyonluğunu ilan ederken hiç kimsenin onları alt edemeyeceği düşünülüyordu. Öte yandan son şampiyonluğunu 1975 senesinde yaşayan Asseco Resovia'da ise baş antrenörlüğe mevcut yardımcı antrenör Andrzej Kowal getiriliyordu. Kowal aynı zamanda eski bir Resovia oyuncusuydu. Yani camianın çocuğuydu. Hayatını Resovia'ya adamış biri olan Kowal'ın kendini ıspatlaması çokta uzun sürmedi. Göreve başladığı 2011-12 sezonunda Skra Belchatow'un saltanatına son vererek Resovia ile şampiyonluğunu ilan etti. Ertesi yıl (2013) bir kez daha şampiyon oldu. Kowal artık Rzeszow'da büyük bir fenomendi. Gözü artık Şampiyonlar Ligi şampiyonluğundaydı.



2014 senesi Asseco Resovia için rüya gibi bir haberle başladı. Süper yetenek Wilfredo Leon voleybola Avrupa'da dönmek için Resovia'yı seçmişti. Polonyalı bir kızla nişanlanan ve Türklerin milli takım teklifini reddederek Polonya için oynamak isteyen Leon, Asseco ile antrenmanlara çıkıyordu. Artık imza an meselesiydi. Resovia bu takviyeyle Şampiyonlar Ligini de kazanabilirdi. Ama beklenen olmadı. Rus kulübü Zenit Kazan son anda devreye girdi. Asseco'nun verdiği ücretin 5 katını teklif ederek oyuncunun aklını çeldi. Tüm bu olanlardan sonra Rzeszow'da büyük bir hayal kırıklığı vardı. Kowal için de bu durum can sıkıcıydı. Ama o yine de Resovia ile Şampiyonlar Ligini kazanacağına inanıyordu. Takvimler 2015'i gösterdiğinde Asseco Resovia  , Şampiyonlar Liginde finale yükseldi. Kowal'a artık bir sihirbaz gözüyle bakılıyordu. Olmaz denilenleri yapan adamdı o. Belchatow hanedanlığına son vermesi yetmiyormuş gibi üstüne birde CL finali yapıyordu. Finalde ki rakip Zenit Kazan'dı. Asseco'nun işi çok zordu. Nitekim beklenen oldu ve favori olan Zenit CL yi kazandı. Maçın yıldızı ise Zenit'li Wilfredo Leon'du. Hani 1 sene öncesinde Resovia ile antrenmana cıkan,Resovia maçlarını formasıyla takip eden, Resovia ile imzalaması an meselesi olan Leon. Kaderin cilvesi dedikleri şey bu olsa gerek...  Aradan geçen 3 yılda Resovia bu noktalara bir daha ulaşamazken Leon bu CL şampiyonluğunun yanına 3 tanesini daha ekledi. Yani CL de üst üste 4 kez Zenit şampiyonluğu... Anlaşılan Wilfredo Leon'un, Resovia'dan ayrılıp Kazan'a gitmesi voleybolun fay hatlarını birkez daha yerinden oynatıyordu.

Sisley Volley TV
« Son Düzenleme: 29 Temmuz 2018, 18:31:07 Gönderen: Sisley Volley TV »

Çevrimdışı Sisley Volley TV

  • Üye
  • Yaş: 35
  • İleti: 387
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Erkek Voleybol Yabancı Ligler & Avrupa Kupaları
« Yanıtla #617 : 12 Kasım 2018, 15:16:01 »
Razem Jesteśmy Siłą

Özellikle Anadolu'da erkek voleyboluna gösterilen ilgi üst seviyede. Buna bizzat şahit oldum. Oralarda takımları küme düşmemeye dahi oynasa salonu ağzına kadar dolduran bir taraftar profili var. Nitekim federasyonda bunun farkında ki bu sezon erkek voleybol milli takım maçlarını Anadolu'nun çesitli illerinde oynattı. Bunlar güzel örnek. Ama bunun tam tersine kendi taraftarı tarafından yalnızlığa itilen takımlarda var. Bazen taraftarları bazende yöneticileri tarafından üvey evlat görülen takımlar...

Şimdi bu kısa önsözden sonra Polonya 'ya gidiyor ve Polonya erkekler voleybol liginde ki puan durumunu görüyoruz. Son sırada ki takıma dikkat. Asseco Resovia Rzeszow.



Oynadığı tüm maçları kaybetmiş bir takım profili var karşımızda. Şimdi bir foto daha paylaşıyorum. Bu sefer ki, Asseco'nun 9 Kasım Cuma günü yaptığı antrenmandan geliyor. (Antrenmanlarını izleyenlerin sayısı Türkiye'de ki bazı takımların MAÇLARINDA ki seyirci sayısından bile fazla.)



Bir tanede 11 Kasım'dan yani dünden. Asseco Resovia'nın kendi sahasında 4 bin taraftarının desteğiyle oynadığı ve yine kaybettiği dramatik Zaksa maçından.



Araya maçın atmosferini birazcık da olsa gösterebilmesi amacıyla 50 saniyelik bir video linkide koyalım.

https://mobile.twitter.com/er_volley/status/1061667938959351808?_e_pi_=7%2CPAGE_ID10%2C6916604532

Hayatta sevdiğimiz,peşinde gittiğimiz veya desteklediğimiz şeylerin, iyi ve kötü gününde yanında olmak onlara koşulsuz desteğimizi sunmak ve bunu yaparkende mutlu olmak,gurur duymak ne kadar güzel eylemlerdir değil mi. Aynı zamanda yazımında başlığı olarak seçtiğim "Razem Jesteśmy Siłą" işte tam da bunu ifade ediyor. "Birlikte gücüz güçlüyüz" anlamına gelen bu söz Resovialıların en çok kullandığı slaganlardan birisi. Görüyoruz ki bu sözün sadece laftan ibaret olmadığını özellikle bu sezon tam anlamıyla kanıtlıyorlar.

Ve son olarak... bir foto daha paylaşıp yazıyı sonlandırıyorum. Dünden yani Pazar günü oynanan Fenerbahçe-Arkas maçından...  -YORUMSUZ-

« Son Düzenleme: 12 Kasım 2018, 15:20:53 Gönderen: Sisley Volley TV »

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Erkek Voleybol Yabancı Ligler & Avrupa Kupaları
« Yanıtla #618 : 12 Kasım 2018, 17:00:59 »
Şu yukarıdaki fotoğraflar... Vay bee... Tüyler ürpertici... Ki ben bizim Erkek Voleybol Takımının en iyi zamanlarında bile, Korkunç Ivan, Uçan Marshall ve Coşkovic'li kadroların bile, üstelik şampiyonluk maçlarında dahi, bir defa bile dolu salona oynadıklarını hatırlamıyorum. Hatta en çok ilgi gören maçta bile Burhan Felek'in taş çatlasın yarısını doldurmuşuzdur... Sanmam ki fazla olsun.

Çevrimiçi iloturo

  • Üye
  • Yaş: 44
  • Yer: KADIKÖY
  • İleti: 10238
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Erkek Voleybol Yabancı Ligler & Avrupa Kupaları
« Yanıtla #619 : 12 Kasım 2018, 18:24:39 »
Polonyada maçlar full oluyor, voleybola ilgi büyük. 10000 + kişiye şampiyonlar ligi maçları da yaptıkları oluyor. Bizim ülkemizdeki voleybol kültürü ile kıyaslanamaz. Almanya futbol ligi mesela kaçıncı lig olursa olsun büyük bir kitle olur maçlarda.

Aynı erkek futbol takımı gibi erkekler voleybol ligi takımımız da Ali Koç zamanında dip yaptı. Seyirciden bağımsız bu söylediğim çünkü Ivanlı kadrolarla da boş salona oynuyorduk ama bir amacımız hedefimiz vardı. Ali Koç döneminde bunların hepsi yok oldu. En basiti Gs erkek voleybol takımı bizden çok mu fazla bütçeye sahip. Namağlup lider durumda. Tablo ortada ve çok acı.

Çevrimdışı Sisley Volley TV

  • Üye
  • Yaş: 35
  • İleti: 387
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Erkek Voleybol Yabancı Ligler & Avrupa Kupaları
« Yanıtla #620 : 02 Mart 2019, 19:31:10 »
Asseco Resovia tribünleri güzel bir sürprize tanıklık ettiler. Sıradışı olsada voleybolu çok seven Sabina için teklifin yapılacağı mekan oldukça güzel düşünülmüş :)




« Son Düzenleme: 02 Mart 2019, 19:47:19 Gönderen: Sisley Volley TV »

Çevrimdışı kenz

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 45
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 8076
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Erkek Voleybol Yabancı Ligler & Avrupa Kupaları
« Yanıtla #621 : 05 Mart 2019, 21:14:28 »
İlk maçı 3-1 kaybeden G.Saray, rövanşta ilk seti kaybetmesine rağmen altın setle finale yükseldi.Büyük sürpriz...Turun net favorisi Ruslardı. Finalde İtalyan devi Trentino olacak rakip. Finalin 2. maçı İstanbul'da olacak. Salon ful çekecektir.

Çevrimdışı Sisley Volley TV

  • Üye
  • Yaş: 35
  • İleti: 387
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Erkek Voleybol Yabancı Ligler & Avrupa Kupaları
« Yanıtla #622 : 26 Nisan 2019, 18:27:24 »
Kulüplerin, salonlarına forma asmalarını oldum olası büyük sempatiyle karşılamıştırım. Zenit Kazan'da bu yolla oyuncularını  onore edenlerden. Ruslan Olikhver, Dmirtry Fomin, Igor Shulepov, Sergey Tetyukhin ve Lloy Ball.



Geçtiğimiz günlerde aralarına bir tanesi daha eklendi. Matt Anderson...



Eklendi eklenmesine ama bu tabloda büyük bir eksiklik var.

Wilfredo Leon... Kendisine bu konuda büyük bir haksızlık edilmiş gibi görünüyor.
« Son Düzenleme: 26 Nisan 2019, 18:40:13 Gönderen: Sisley Volley TV »

Çevrimdışı Sisley Volley TV

  • Üye
  • Yaş: 35
  • İleti: 387
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Erkek Voleybol Yabancı Ligler & Avrupa Kupaları
« Yanıtla #623 : 05 Mayıs 2019, 17:39:37 »
Razem Jesteśmy Siłą

Özellikle Anadolu'da erkek voleyboluna gösterilen ilgi üst seviyede. Buna bizzat şahit oldum. Oralarda takımları küme düşmemeye dahi oynasa salonu ağzına kadar dolduran bir taraftar profili var. Nitekim federasyonda bunun farkında ki bu sezon erkek voleybol milli takım maçlarını Anadolu'nun çesitli illerinde oynattı. Bunlar güzel örnek. Ama bunun tam tersine kendi taraftarı tarafından yalnızlığa itilen takımlarda var. Bazen taraftarları bazende yöneticileri tarafından üvey evlat görülen takımlar...

Şimdi bu kısa önsözden sonra Polonya 'ya gidiyor ve Polonya erkekler voleybol liginde ki puan durumunu görüyoruz. Son sırada ki takıma dikkat. Asseco Resovia Rzeszow.



Oynadığı tüm maçları kaybetmiş bir takım profili var karşımızda. Şimdi bir foto daha paylaşıyorum. Bu sefer ki, Asseco'nun 9 Kasım Cuma günü yaptığı antrenmandan geliyor. (Antrenmanlarını izleyenlerin sayısı Türkiye'de ki bazı takımların MAÇLARINDA ki seyirci sayısından bile fazla.)



Bir tanede 11 Kasım'dan yani dünden. Asseco Resovia'nın kendi sahasında 4 bin taraftarının desteğiyle oynadığı ve yine kaybettiği dramatik Zaksa maçından.



Araya maçın atmosferini birazcık da olsa gösterebilmesi amacıyla 50 saniyelik bir video linkide koyalım.

https://mobile.twitter.com/er_volley/status/1061667938959351808?_e_pi_=7%2CPAGE_ID10%2C6916604532

Hayatta sevdiğimiz,peşinde gittiğimiz veya desteklediğimiz şeylerin, iyi ve kötü gününde yanında olmak onlara koşulsuz desteğimizi sunmak ve bunu yaparkende mutlu olmak,gurur duymak ne kadar güzel eylemlerdir değil mi. Aynı zamanda yazımında başlığı olarak seçtiğim "Razem Jesteśmy Siłą" işte tam da bunu ifade ediyor. "Birlikte gücüz güçlüyüz" anlamına gelen bu söz Resovialıların en çok kullandığı slaganlardan birisi. Görüyoruz ki bu sözün sadece laftan ibaret olmadığını özellikle bu sezon tam anlamıyla kanıtlıyorlar.

Ve son olarak... bir foto daha paylaşıp yazıyı sonlandırıyorum. Dünden yani Pazar günü oynanan Fenerbahçe-Arkas maçından...  -YORUMSUZ-



"Burada kadın maçlarına erkeklerden daha fazla gidiliyor olması bana tuhaf geliyor. Neredeyse 50-60 kişiye oynuyoruz. Taraftarlardan daha fazla saygıyı hak ettiğimizi düşünüyorum."

Salvador Hidalgo Oliva
« Son Düzenleme: 05 Mayıs 2019, 17:42:56 Gönderen: Sisley Volley TV »

Çevrimiçi iloturo

  • Üye
  • Yaş: 44
  • Yer: KADIKÖY
  • İleti: 10238
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Erkek Voleybol Yabancı Ligler & Avrupa Kupaları
« Yanıtla #624 : 05 Mayıs 2019, 19:34:55 »
........

Zenit üst üste iki kez yenildi kendi sahasında ve 2-0 yenik Rusya liginde. efsane Zenit iki maçta sadece 1 set alabildi.
« Son Düzenleme: 05 Mayıs 2019, 19:37:04 Gönderen: iloturo »

Çevrimdışı Sisley Volley TV

  • Üye
  • Yaş: 35
  • İleti: 387
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Erkek Voleybol Yabancı Ligler & Avrupa Kupaları
« Yanıtla #625 : 01 Haziran 2019, 22:27:49 »
Not => Farklı bakış açılarının temel alındığı farklı bir format planladık. Adını da "Yorum Farkı" koyduk. Fırsatımız oldukça "Yorum Farkı" nı yapma niyetindeyiz. Fırsat oldukça dedik. Çünkü kesin bir takvimimiz yok.

Farklı bir format dedik. İsterseniz kısaca açalım. 3 önemli kıstasımız var.
1-"Yorum Farkı" dört farklı konudan oluşur.
2- Bu konuların ikisi ben ikisi ise emre tarafından belirlenir.
3- Burası önemli- Konuyu belirleyen taraf, karşı tarafın hangi görüşü savunacağına da karar verir. Buradan da anlaşılacağı üzere ben veya emre, çok beğendiği bir oyuncuyu,antrenörü veya bir takımı hunharca eleştirir bir pozisyona da düşebilir.

O yüzden baştan uyarımızı yapalım. "Yorum Farkı" altında yapılan yorumlar, bizlerin gerçekte yaptığı yorumlar ve savunduğu görüşlerden "format gereği" çok farklı olabilir. O yüzden siz değerli forumdaşlardan bizlerin "Yorum Farkı" dışında ki yorumlarını gerçek düşünceleri olarak kabul etmeniz. Zaten en başta dedik ya amacımız sadece "Yorum Farkı"


BÖLÜM 1 

SKRA BELCHATOW - Hata kimde ?


Serkan: Beklentiler odağında bu sezon ki en büyük hayal kırıklıklarından biri de Skra Belchatow oldu. Sezona şampiyonluk iddiasıyla giren son şampiyon, PlusLiga'da yarı finale dahi kalmayı başaramadı. CL de bu sezon oldukça şanslı kuralarla son 4 yapılması bile yaşanan bu hezimeti gölgeleyemedi.

Plusliga'nın en önemli kulübünün hayalkırıklığı yaratmasında ki temel neden bence kulüp başkanlarının aldığı yanlış kararlardı. Konrad Piechocki, üst üste 7 kez şampiyon olunan efsane dönemde dahil olmak üzere uzun süredir kulübün başında. Fakat son sekiz senesi pekte iç açıcı değil. Bu periyotta Belchatow sadece iki şampiyonluk elde edebildi. Bu şampiyonlukların ikincisi 2018 de geldi. Geçen sezon gelen şampiyonluk Skra'nın tekrar yükselişe geçmesi ve ligi domine etmesi için iyi bir başlangıç olabilirdi ama atılan yanlış adımlar kulübü bu sezon hiç beklemediği bir hüsrana uğrattı. Peki Piechocki nerede hata yaptı? Aslında bunu 3 başlık altında toplayabiliriz.

Şimdi bunları teker teker açıklayalım.

1-Belchatow 2018 yılını şampiyon tamamlarken bu yolda belki de en büyük avantajı kaliteli ilk altısının yanında yedekte güvenebileceği kozlara da sahip olmasıydı. Özellikle Marcin Janusz ve Nikolay Penchev iş başa düştüğü zaman oldukça iyi işler çıkardı. Pasör Janusz'un Lomacz formsuz veya sakatken takımı idaresi hiç sırıtmadı. Keza Penchev'in; Bednorz ve Ebadipour ile de rotasyonu. Hal böyleyken birbirini çok iyi tamamlayan oyunculara ve güvenebileceği 7. ve 8. adamlara sahip Belchatow ipi gögüslemekte pekte zorlanmadı.

Yeni sezona girilirken Penchev ve Janusz ile yollar ayrıldı. Bu oyuncuların yerlerini alan isimler isteneni veremediler. Skra bu iki oyuncunun yanında Bednorz ve Lisinac'ı da kaybetti ama yerlerini hemen hemen aynı kalitede oyuncularla (Szalpuk,Kochanowski) doldurdular. Başkan Piechocki belki de Lisinac ve Bednorz'un yerlerini doldurduğunu düşündüğü için Penchev ve Jarosz'un gidişlerini pekte önemsemedi ve ilk büyük hatasını da burada yaptı.

2- "Güvenilen dağlara kar yağdı." Konrad Piechocki'nin güvendiği dağlara...

Yeni sezona girilirken Belchatow ilk altısı için iki büyük soru işareti vardı. Liberoları Kacper Piechocki ve efsaneleri p.çaprazı Mariusz Wlazly.36 sına girecek Wlazly'nin çapraz mevkisinde ilk seçenek olarak düşünülmesi git gide daha da rekabetçi bir hal alan Plusliga da Belchatow için oldukça riskli bir tercihti. Nitekim öyle de oldu. Eskisi gibi zinde olmayan Wlazly sezon boyunca formsuz bir görüntü sergiledi. Mariusz Polonya voleybolunun en büyük efsanelerinden biri. Hali hazırda Belchatow ile 9 lig şampiyonluğu var ve 10. şampiyonluğu istiyor. Ama artık eski dominantlığından eser yok. Bu durumda takımı oldukça olumsuz etkilemeye açık ve etkiledi de. Oysa Wlazly'e alternatif olacak Teppan hamlesi yerine Wlazly'i alternatif yapacak bir çapraz hamlesi gelseydi Skra çok daha doğru bir yol izleyecekti.

Şimdi gelelim diğer soru işaretine yani libero Kacper Piechocki'ye. Hemen belirtelim Kacper Piechocki Skra Belchatow başkanı Konrad Piechocki'nin oğlu. 2014 te takıma katıldı. Öyle ki önü kesilmesin diye uğruna Pawel Zatorski gözden çıkarıldı. Zatorski'nin gönderilişinin başkanın o dönemki en önemli hatalarından biri olduğu günümüzde apaçık ortada zira kendisi milli takımın değişmez ismi olmuş durumda.

Uğruna Zatorski feda edilen Piechocki hiçbir zaman üst düzey bir libero olamadı. Belchatow'da ilk altı oynaması özellikle taraftarda rahatsızlığa yol açtı. Geçen sezon gelen şampiyonluk bu rahatsızlıkları halının altına itsede Kacper'in bu sezon ki performansı üst seviye bir libero olmadığını kanıtlar nitelikteydi. Mevcut performansı, takımın en zayıf halkası olduğunu açıkca ortaya koydu. Polonya milli takımı tarafından hiçbir zaman as oyuncu olarak düşünülmemiş, an itibariyle geniş kadrosunda ki 4 libero içerisinde bile adı olmayan bir libero Polonya'nın en büyük kulübünün ilk altısında savunma sigortası olarak görev alıyor. "Başkan oğluna iltimas geçiyor" tarzı söylemler artık çokça dile getirilmeye başlandı.

3- Wojciech Janas'la yolların ayrılması.

Wojciech Janas kim diye soracak olursak ; kendisi Skra Belchatow oyuncularının tüm fizik ve kondisyon programlarını yöneten yegane antrenördü. 2018 de ki şampiyonluktan hemen sonra Piechocki kendisiyle sözleşme uzatmadı. Yerine ise Eduardo Romero getirildi. Ne olduysa bundan sonra oldu. Takım fiziksel olarak hazır olmayan bir görüntü sergiledi, sakatlık sorunları baş göstermeye başladı hatta öyle ki ligin ortasında Szalpuk,Wlazly ve Ebadipour arka arkaya sakatlandı. Sezon başında ki hatalı transfer politikaları yüzünden yedek kalitesi bir hayli düşen Belchatow bu eksiklikleri yeterince tolare edemedi. Oyuncular sakatlıktan dönselerde takım bir türlü istenilen seviyeye ulaşamadı. Konrad Piechocki transfer politikalarının yanında antrenör tercihinde de çuvalladı.

Sözün özü şu ki, başkan; şampiyon olunan sezonun ardından aldığı kararlarla adeta takımının fay hatlarıyla oynadı. Belchatow gelecek sezon Şampiyonlar Liginde olmayacak. Bu alışık olmadıkları bir durum. Başkanın artık şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekiyor. PlusLiga devinin son sekiz yılda sadece iki şampiyonluk kazanması... Tüm bu başarısız tablonun en büyük sorumlusu o. Belchatow'un artık değişime ihtiyacı var. Bunun içinse en uygun isim Mariusz Wlazly. Milli takımdan arkadaşları Sebastian Swiderski Zaksa'ya, Piotr Gacek Onico Varşova'ya, Krzysztof Ignaczak Asseco Resovia'ya ve Pawel Zagumny Plus Liga'ya başkan oldular. Wlazly'nin tıpkı bu arkadaşları gibi artık formasını çıkarıp takım elbiselerini giyme zamanı geldi. Aksi takdirde başkanın görevde kalma, Wlazly'nin ise voleybol oynama inadı sürerse bundan en çok zararı yine kulüp görecek.



Emre: Belchatow bu sene Polonya ligindeki hayal kırıklıklarından biriydi ancak en büyüğü değildi, Resovia kadar kötü bir sezon geçirmediler. Sezona başlarken İtalya'ya giden, şu an dünyanın sayılı ortalarından olan Lisinac'ın yerini alabilecekleri en iyi isimle doldurdular. Kochanowski, Polonya'nın altın altyapı jenerasyonun en özel ismiydi ve A milli takıma geçip, WCH18'deki şampiyonluğa büyük katkıda bulundu. Skra'nın oyuncularla izlediği uzun süreli sözleşme politikasını da düşününce Kochanowski yakın zamanda, erken yaşta takım kaptanlığının emanet edilebileceği bir karakter. Modena'ya giden Bednorsz yerine ise Polonya milli takımının WCH18'deki as smaçörü Spalzuk alınarak doğru bir hamle yapılmış oldu. Penchev'in kenardan verdiği destek ise oyunucunun son dönemdeki formunu düşününce göz ardı edilebilecek bir faktördü.

Kötü bir sonuçla ligi kapatan Belchatow'da CL ise bir başarı hikayesiydi, kendi evlerinde Rus devlerinden birini yenip deplasmanda altın seti kazanmak son 4 yıl içerisinde Leh takımları tarafından ulaşılan en büyük Avrupa başarısı. Plusliga'da son yıllarda yaşanan gariplikleri de düşününce, Skra'nın lig başarısızlığına gereğinden fazla anlam yüklememek gerek. Dinamikleri çok farklı olan, bütçelerin birbirine yakın olduğu bir lig Plusliga. Skra ise bu uyarıdan gerekli dersi alacak bir kulüp, zamanında Atanasijevic'li sezonun sonrasında yaptıkları gibi...Resovia'nın aksine gerekli düzenlemeleri yapacaklardır.

Uzun yıllardır takımın formasını giyen Wlazly ile devam edilmesi, mevcut ekonomik şartları da düşününce doğru bir hamle ancak yedek olarak bir kalite daha yüksek isim alınıp sezon içerisinde daha iyi rotasyon yapılabilir. Ayrıca libero ve smaçör rotasyonuna alınacak birer isim Skra'yı yeniden lig zirvesine çıkarmak için yeterli olacaktır.


BÖLÜM 2

VICTOR POLETAEV - Tokyo'da as başlar mı ?


Emre: Bir başka altın jenerasyon Rusya'nın 96-96 jenerasyonu. Kliuka, Volkov, Kurkaev gibi süperstarlar ve altyapıdayken süperstar olması beklenen Vlasov, Pankov bu jenerasyondaki isimler. Diğer bir isim ise, oldu mu olacak mı kaygısı doğuran Victor Poletaev. Yaşadığı sakatlık sonrası gelişimi yavaşlayan Poletaev gerekli kırılma noktasına bu sezon ulaştı ve Rusya ligini Zenit'e karşı kazandı.  Dehşet bir zıplama yeteneğine oyun bilgisi ve yeteneğini de ekleyen Polataev, ligi kazanarak herkese kendini ispatladı.

Yeni soru ise Rus milli takımının as çaprazı Tokyo'da kim olacak? Mikhaylov mu Polataev mi? WCH18'de kariyerinin en kötü turnuvasını geçiren ve üstüne de 5 senedir kazandığı CL ve Rus ligini kaybeden Mikhaylov büyük bir düşüş içinde. Poletaev ise sakatlık sonrası, eski halinden bile üst seviyeye çıktı. Gelecek sezon ilk kez as olarak CL oynayacak ve kendisini Rusya dışında da ispat etme şansı olacak. Mikhaylov ise yeni bir maceraya, 4 numara smaçörü olmaya yelken açıyor.

2016'dan sonra hiç bozulmayan Kliuka-Volkov smaçör ikilisinin bozulmayacağını düşünürsek( gelecek sezon CL oynayarak daha da gelişme imkanları var) Mikhaylov milli takımda yeniden ilk olarak çapraz düşünülecektir. Orada ise rakibi Poletaev. Mikhaylov'u yedek yapıp, Kliuka-Volkov-Poletaev üçlüsünden kim aksarsa onun yerine sokmak Rusya'nın Leon'lu Polonya ve Leal'li Brezilya karşısında hala altın madalya adaylarından biri olmasına katkıda bulunacaktır.



Serkan: Poletaev Kuzbass ile Rus liginde şampiyonlukla tamamladıkları rüya sezonun en büyük kahramanıydı. Tıpkı Kurek gibi küllerinden doğdu. Ağır sakatlıklar, formsuz sezonlar, yavaş yavaş umutların kesilmesi be devamında gelen bir peri masalı.

2016 da Victor Poletaev'in önünde iki seçenek vardı. Ya kulübü Zenit'te, kenardan gelen adam rolünü benimseyen bir kupa koleksiyoncusu olacaktı ya da düzenli forma şansı yakalayacağı bir kulüpte kendini geliştirecekti. Cesur oldu ve soluğu Kuzbass'ta aldı. Üçüncü sezonunda eski kulübü ve Alekno'ya ben daha ölmedim mesajını ilk elden verdi ve Zenit'e karşı şampiyonluğunu ilan etti. Bu durum kendini kanıtlama anlamında müthiş bir başarı hikayesiydi.

Rus pasör çaprazının bu büyük sıçrayışında ki temel etken mental anlamda ki gelişimi oldu. Ne demek istediğimi daha iyi anlatmam amacıyla Poletaev'i alıntılayalım. Bakalım neler söylemiş.

"Bir keresinde Alekno'nun yanına gittim. Oynamak istediğimi ve ayrılmama izin vermesini söyledim. O da bunu duyar duymaz hemen bir kulüp bulmama yardımcı olacağını ifade etti ve kararımı onayladı.

Zenit'te sadece kısa periyotlarda oynama şansım oluyordu. Hata yapma hakkım yoktu. Aksi durumda tekrar kenara geliyordum. Bu şekilde kendime olan güvenimi kaybedip sonrasında yine başarısız olacağımdan korkuyordum. Kuzbass'ta ise durum farklı. Bir hata yaptığım zaman telafi etme şansım oluyor. Bu da psikolojik olarak rahatlamama yol açıyor."

Victor Poletaev artık Rus milli takımı için daha önemli bir isim. Bunun yanında milli takımın başına kendisine en fazla güvenen antrenör geldi. Bu isim Poletaev'in kulüp takımı Kuzbass'ın hocası olan Tuomas Sammelvuo.
Tüm bunlardan yola çıkarsak devir Poletaev'in devri. Ama şunu unutmamalıyız ki ; Bir şampiyonun yüreği asla hafife alınmamalı.

Maksim Mikhaylov...

Son iki senesi istediği gibi geçmedi. Milli takımda Volkov-Kliuka ikilisinin mental anlamda zaafları kulüp takımı Zenit'te ise N'Gapeth'in formsuzluğu, üzerindeki yükü daha da arttırdı. Mikhaylov hala Rusların en büyük silahı. Onun gibi tecrübeli ve iş bitirici bir çaprazın görev tanımını ilk altı dışında ayarlamak herşeyden önce milli takıma zarar verebilir. Bu seviye bir çaprazın kesilip kenara çekilmesi hele hele bunu Poletaev'in hocası Sammelvuo'nun yapması iyi niyetli bir hamle olsa da istenilen etkiyi yapmayabilir. Bence Ruslar için en olumlu senaryo yine Kliuka-Volkov ve Mikhaylov olacaktır. Kliuka veya Volkov'dan biri aksarsa Mikhaylov aksayan parçanın yerine, Maksim'den boşalan pasör çaprazı mevkiinede Poletaev geçebilir. Bu görev tanımı Viktor içinde en uygun olanı.

Maksim, Victor'un bu yükselişinin farkında ve bayrağı eninde sonunda ona devredeceğini biliyor. Ama 2020'den önce değil. Henüz son kurşununu atmadı ve olimpiyatlar bunun için en uygun ortam. Kesinlikle ayrı bir motivasyonla hazırlanacaktır. Fiziken iyi hazırlamış ve iyi odaklanmış bir Mikhaylov her daim dünyanın en iyi 3 çaprazı arasındadır.


BÖLÜM 3

OSMANY JUANTORENA - MVP adresleri daha farklı olabilir miydi ?


Serkan: Lube Civitanova hem ligi hem de CL yi kazanarak sezonu double ile tamamladı. Hem Perugia hem de Zenit'i alt ederek bu kupaları kazanmaları başarılarını daha da anlamlandıran ana noktaydı. Bu şüphesiz takım oyununun bir zaferiydi. Ama performanslarıyla biraz daha öne çıkan isimlerde vardı. Bunlardan biri de hem İtalya ligi hem de CL finalinin MVP si seçilen Osmany Juantorena'ydı. Fakat Küba asıllı İtalyan milli oyuncunun iki finalin ikisinde de MVP seçilmesini takımın diğer yıldızlarını görmezden gelen bir karar olarak nitelemek çokta yanlış olmaz.

Gerek son iki finalde takımını iyi yöneten Bruno gerek Perugia ve Zenit'e hem blok hem de hücum tehdidiyle korku veren Simon gerekse yeteneğiyle,tecrübesiyle finallerin adamı Leal bu ödülü en az Juantorena kadar hakeden diğer isimlerdi. Keza Sokolov'da...

Göründüğü üzere takımda ki bir çok dişli görevini eksiksiz yerine getirdi. Haliyle MVP için aday yelpazesi de boldu. Bence iki MVP ödülünden en azından biri bu isimlerden birine gitmeliydi. Özellikle de Leal'e.

Brezilya milli takımında oynamak icin gün sayan Kübalı oyuncu yeteneklerinin yanında Winner kimliğiyle de dikkat çeken bir isim. İtalya ligi şampiyonluğu,dünya kulüpler şampiyonluğu ve tabii ki şampiyonlar ligi şampiyonluğu. Bence kulüpler bazında en prestijli üç organizasyon. Leal; Cruzeiro ve Lube formalarıyla bu en önemli üç organizasyonun finallerinde Leon,Mikhaylov ve Anderson'a karşı oynadığı 4 finalin tamamını kazandı. Juantorena ise 20 gün öncesine kadar son 6 finalinin tamamını kaybeden bir oyuncu profilindeydi. Leal'le birlikte ise 2019 da makus talihini yendi. Lube'nin Leon,Mikhaylov ve Anderson'a karşı kaybettiği psikolojik üstünlüğü Leal'in gelişiyle tekrar kazandığı gayet açık.

Velhasıl kelam... Lube harika bir takım oyunu sonucunda iki büyük kupaya da ulaştı. Sezon başlamadan Lube'nin en büyük eksiği, Osmany'nin büyük finallerde ki mental eksikliğini tölare edip özgüvenini kazanmasına yardım edecek bir smaçördü. Bunun için de bu konuda master yapmış birini getirdiler. Leal'i... Sonucunda da hedeflerine ulaştılar. Son iki büyük finalde Leal ve Juantore'non birbirlerine bariz bir performans üstünlüğü yoktu. İkisi de Lube için en iyisini yaptılar. Sorumluluğu güzel paylaştılar. Bu açıdan Leal'in de bir MVP ödülüyle onurlandırılması gayet güzel olurdu.



Emre: Osmany Juantorena için Trentino zamanları sonrası kariyerinin en iyi kulüp sezonu 2 MVP ödülüyle kapandı. Bu kupaları kazanırken takımda en çok yorulan, oynayan; daha doğrusu bunları yapmak zorunda olan isimdi Osmany. MVP olması beklenen diğer isimler Leal, Bruno ve Simon olabilir ancak en çok hak eden Osmany idi.

Sezona sakatlıkla başlayan Sokolov geri dönene kadar hücumda tüm yük 4 numaraya bindi, Leal'in İtalya macerasına çok kötü başlaması Osmany'nin yükünü daha da arttırdı. Sokolov döndükten sonra hücumda rahatlasalar da tüm sezon sürecek olan manşet sorunu kendini gösterdi. Leal, Sada ile kupalar kazanırken Serginho-Felipe ikilisi manşette onu çok rahatlatmış ve hücuma odaklanmasını sağlamışlardı. Ayrıca tüm sezon İtalya ligi ve CL'de atılan servisle, Brezilya ligi ve 1 haftalık WCCH karşılaştırılamaz bile...

Leal İtalya'ya gelirken kendi manşetini almak zorunda olduğunu bilerek geldi ve alamadı, tüm yük libero Balaso ve Osmany'e bindi. Koca bir sezondan sonra Leal'in en iyi oynadığı CL finalinde bile Lube'nin kaybetmesine yol açabilecek tek nokta Leal'in manşeti ve onu kapatmaya çalışırken zorlanan Balaso-Osmany manşetiydi. Ayrıca Leal'in manşeti Brezilya millide de başını ağrıtacağa benziyor, ilk maçtan ciddi çatırdamalar başladı.

Simon sezona pasör çaprazı olarak başladıktan sonra ortaya döndü ve hücumu tüm sezon üst seviyedeydi. Ancak bazı maçlarda yerini Stankovic'e bırakmasına ve hatta final serisi içinde 1 maça yedek başlamasına sebep olan, bloğu tüm sezon vasattı. Ne zaman köşelere koşsa ellerine değen her top blockout oldu. Lig finalinin 5.maçı ve Cl finalinde rakiplerin kötü manşeti, Lube'nin iyi servisi onun işini kolaylaştırdı ve stabil blokta topları indirdi Simon. Ancak koca sezon rakip sistem içindeyken köşeye yetişip yakaladığı tek blok hatırlamıyorum. Ve oynadığı pozisyon "middle blocker"

Bruno ise sezon başında herkese "neden 26 yaşındaki Micah'ı yolladınız" dedirtti ancak sezon sonuna doğru kendi kalitesini gösterip, toplandı. Zaman zaman yerini Belçikalı pasöre bırakması gerektiği maçlar olsa da oynaması gereken yerleri eksiksiz oynadı Bruno. Ancak MVP olacak kadar oynamadığını söylemek mümkün çünkü bundan önce çok daha iyisini yapabileceğini gösterdi.

Tüm bu etkenleri göz önüne alınca, zamanında Trentino ile kazandığı 3 CL kupası ve 2 MVP'liğin üstünden 8 yıl sonra tekrar zirveye çıkan 34 yaşındaki Osmany Mvp ödüllerini alması gereken isimdi ve aldı. Şimdi akıllardaki soru ise Leon 30 yaşında bir şeyler kazanabilecek mi?


BÖLÜM 4

ADİS LAGUMDZİJA - Lube,Modena,Perugia,Trentino... En iyilerden olabilir mi ?


Emre: 1999-2000 jenerasyonunun dünyadaki en iyi erkek voleybolcusu kim diye sorsak, bugünlerde herkesin ortak cevabı Adis Lagumdzija olur. Yugoslovya milli takımının pasör çaprazı, Ekrem Lagumdzija'nın oğlu olarak Bosna'da doğdu Adis ve voleybola başladıktan kısa bir süre sonra Galatasaray'a geldi. Altyapı milli takımlarında kendinden büyüklerle as oynadı, bu da gelişimini daha da hızlandırdı.

97-98 jenerasyonuyla hem 4 numara hem de pasör çaprazı oynadıktan sonra tam zamanında asıl pozisyonuna karar verildi ve "yerli Sokolov"u yetiştirmeye devam ettik. U18 milli takımı ile Avrupa Şampiyonası MVP'liği ile adını uluslararası arenada ilk defa duyurdu ve bu sene, Arkas'ı lig finaline ve finalde de 5.maça taşıyarak erkek voleybolunu izleyen, bilen herkesin adını bildiği bir isim oldu.

Yüksek temel tekniği, oyun bilgisi ve atletizmi ile, benzer bir tekniğe sahip olduğu Sokolov kadar iyi bir çapraz olmaması için herhangi bir engel görmüyorum. Servisi üzerinde çalışıp(Sokolov'un kötü servisi de benzerlik) fiziksel olarak biraz daha güçlenebilirse, 2-3 yıl içinde İtalya liginin üst 4 takımından birine, Vettori sonrası Trentino yahut takımın as çaprazı olarak 96'lı, 1 sezon İtalya'da orta sıralı takımda iyi performans vermiş Lüksemburg'lu Kamil'i alan Lube'nin çaprazı olabilir.

Adis ve Kamil'i sezon boyunca takip eden herkes Adis'in potansiyelinin çok daha yüksek olduğunun farkındadır. Bundan sonrası doğru menejerle, yanlış uzun süreli sözleşmelere imza atmadan eksik yönlerini geliştirmesine bağlı...Tabi milli takımda Nedim Özbey etkeninden dolayı Metin Toy'un yedeği olacak olması gelişimi için kötü bir etken, ancak Gleen Hoag bunu tolore edecek kadar iyi bir hoca.



Serkan: Seninde bahsettiğin gibi Adis'in babası eski bir voleybolcu olan Ekrem Lagumdzija. Kendi döneminde takım arkadaşı Vladimir Grbic ile Yugoslavların en iyilerindendi. Hatta o dönemin Yugoslavya'sında Tine Urnaut'un abisi Andrej Urnaut'ta vardı. Ekrem Boşnak , Vladimir Sırp, Andrej Slovendi ve ülke dağılmadan önce aynı milli takım için mücadele veriyorlardı. Ekrem Lagundzija savaş yıllarında ülkeden ayrıldı ve kariyerine Yunanistan'da devam etti. Şimdi ise Bosna Hersek'te ki genç yetenekleri bulma ve onları geliştirme üzerine odaklanmış durumda. Hatta Vakıfbank'ın yine bu ülkede ki spor okulunda da görevli. Oğlu Adis'i Galatasaray'a kazandıran da kendisiydi. Ama Galatasaray oyuncuyu karşılığında hiçbirşey alamadan Arkas'a kaptırdı. Galatasaray Tijana Boskovic'i de yıldız olmadan 13 yaşındayken keşfetmiş ve Türkiye'ye getirmişti ama kulüp bu işin devamını getiremeyerek oyuncuyu Sırplara kaptırmıştı. Dipnot olarak düşeyim dedim.

Adis'e dönecek olursam. 2.10 luk boyu ile yeteneğini birleştirince genç yaşta öne çıkmayı başardı. Ama ilerisi için pozisyonunda dünyanın en iyilerinden biri olabilir mi? Açıkcası çok zorlu bir süreç. Uluslararası altyaş turnuvalarında fark yarattığı maçlar oldu ama bunda fiziğinin getirdiği avantaj yadsınamaz. 20-21 yaş altı turnuvalarda fiziksel üstünlüğe sahip oyuncular, birazda yeteneği varsa öne çıkmakta fazla zorlanmaz. Fakat bu durum A seviyeye gelindiğinde değişir. Yalnızca fiziksel özellikler yetmez. Devreye mental etkenler ve teknik gelişim de girer. Adis için esas zorlu dönem yeni yeni başlıyor. Bu sezon ki Türkiye ligi performansı için dalgalı yakıştırmasını rahatlıkla yapabiliriz. Üstelik son yılların en zayıf Türkiye liginden bahsediyoruz. Polonya'da iki aydır maça çıkmayıp göbek şişiren Hidalgo'nun gelip fırtınalar estirdiği bir ligden. Adis için en önemli sınavlardan biri Fenerbahçe serisiydi. Kalite olarak üst seviye olmayan bir Fenerbahçe'ye karşı daha fazla fark yaratması gerekirdi. Gelişimesi elzem olan bir dönemde, sevislerde bir arpa boyu kadar yol alamaması kendisi adına çok büyük bir eksiydi. Bu durum kendi gelişiminin dışında Arkas'ı da çok kötü etkiledi. Adis'in bu konuda bir hayli yol katetmesi gerekiyor çünkü servis voleybolun en önemli fark yaratıcısı durumunda. Oyunun bu alanında fark yaratamayan bir oyuncunun üst seviye voleybolda adından söz ettirmesi oldukça güç. Artı bunun yanında hücumda basit hataya oldukça açık. Bu konuda Melissa Vargas seviyesinde değil ama yine burada da bir törpülenmeye ihtiyacı var.

Adis'in potansiyelini inkar edemeyiz ama henüz hazır değil. Herşey iyi gidip kendisini 2-3 level geliştirirse ancak birseyler olur. Umarım gelişim mentalitesi klasik Türk sporcuları gibi olmaz zira bu konuda oldukça kötüyüz. (Genç yaş gruplarında sivrilme+popüler olna+milli takıma yükselme+iyi bir kontrat alma=serbest düşüş) Adis için en iyi reçete Polonya liginin 5 üst seviye takımından birine veya İtalya'nın orta seviye takımlarından birine gitmek olurdu. O voleybol iklimlerinde gelişimini hızlandırması daha kolay. Ülkede kalmaya devam ederse en fazla olacağı nokta şimdikinden farklı olmayacaktır. Arkas, Fenerbahçe,Ziraatbankası,Halkbankası, Galatasaray seviyesi bir pasör çaprazı..

Son olarak Kamil Rychlicki'ye değineyim. Lube'ye transfer olmasında iki faktör önemli rol oynadı. Bunlardan birincisi doğru kariyer planlamasıydı. İtalya Liginin zayıf takımlarından birine gelip ilk altı oynaması ve bu zorlu ligde gelişimine yön vermesi oldukça akıllıca bir hamleydi. Zira Ravenna yerine Fenerbahçe veya Arkas' ta oynasaydı Lube'nin radarına kolay kolay giremeyecekti. İkincisi ise şans faktörüydü. Çünkü Rychlicki, Giuseppe Cormio için üçüncü hatta dördüncü seçenekti. Ana hedef Ivan Zaytsev'di. Çok uğraşıldı olmadı. İkinci hedef Bartoz Kurek'ti ama o da olmadı. Bu iki transfer hedefi de yüksek maliyetler nedeniyle olmayınca şans Rychlicki'nin yüzüne gülmüş oldu. Ne diyelim... umarım şans+doğru kararlar verme kombinasyonu Adis'in de yanında olur.
« Son Düzenleme: 01 Haziran 2019, 22:30:29 Gönderen: Sisley Volley TV »

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 48
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Erkek Voleybol Yabancı Ligler & Avrupa Kupaları
« Yanıtla #626 : 14 Haziran 2019, 19:15:09 »
Bunlar çok değerli yazılar... Ne futbol, ne basketbolda böyle detaycı, klas dosyalara rastlayamıyorum. Ellerinize sağlık.

Çevrimdışı Sisley Volley TV

  • Üye
  • Yaş: 35
  • İleti: 387
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Erkek Voleybol Yabancı Ligler & Avrupa Kupaları
« Yanıtla #627 : 15 Haziran 2019, 00:45:17 »
Bunlar çok değerli yazılar... Ne futbol, ne basketbolda böyle detaycı, klas dosyalara rastlayamıyorum. Ellerinize sağlık.

Çok sağolun.
« Son Düzenleme: 15 Haziran 2019, 00:46:58 Gönderen: Sisley Volley TV »

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Erkek Voleybol Yabancı Ligler & Avrupa Kupaları
« Yanıtla #628 : 17 Haziran 2019, 15:50:02 »
Çok sağolun.
Serkan ;
Luve Kübalıları sonunda bir çatı altında toplamayı başarmış ha
Osmany , Leal , Simon , Bruno bildiğimiz Bruno mu :)
Leon neler yapıyor ya takip edemedim onun vatandaşlık mevzuları vardı

Çevrimdışı Sisley Volley TV

  • Üye
  • Yaş: 35
  • İleti: 387
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Erkek Voleybol Yabancı Ligler & Avrupa Kupaları
« Yanıtla #629 : 17 Haziran 2019, 16:16:21 »
Serkan ;
Luve Kübalıları sonunda bir çatı altında toplamayı başarmış ha
Osmany , Leal , Simon , Bruno bildiğimiz Bruno mu :)
Leon neler yapıyor ya takip edemedim onun vatandaşlık mevzuları vardı

Evet bildiğin Bruno abi ;)
Leon'un da Leal'in de milli takım problemleri çözüldü. Leal Brezilya milli takımında oynamaya başladı. Leon ise 3 ay sonra ki Avrupa şampiyonasında Polonya milli takımının formasını giyecek.