İzleyemedim, keşke 0-2 yapabilseydik. Asıl deplasman süreci şimdi başlıyor. Daha üçüncü dakikada başlarlar bağırmaya; "euroleague mafya" diye. Sanki böyle bağrıldığı zaman kararlar lehimize dönecekmiş gibi. Girmeyen üçüncü şuttan sonra yükselecek olan homurtular da cabası. Ayakta olup homurdansalar yanmayacağım, göt üstünde oturup, anca son çeyrekte bir şeyler olursa ayağa kalkıp maça giren bir kitle...
Doğal olarak hepimiz maç sonunda yapılan hataları ve yanlışları görme eğilimindeyiz. Öte yandan maç başındaki saçma sapan işler belirliyor maç sonlarını da. İki maçtır geride başlayıp durumu düzeltmek için ekstra enerji harcıyoruz, götümüz çıkıyor. İşin doğası gereği yorgunluktan daha da artıyor yanlış tercihler maç sonlarında. İstanbul'daki maçlar sona kalmamalı, o raddeye kadar vurmalıyız kafalarına, nefes aldırmamalıyız. Yoksa ritim bulduğu takdirde ne halt edeceği belli olmayan bir takım var karşımızda, fişi çekerler. Umarım Ataşehir beni utandırır. Ben razıyım, yeter ki geçelim şu turu...