Gönderen Konu: Fenerbahçe Ülker Euroleague (2014-2015 Sezonu)  (Okunma sayısı 846996 defa)

0 Üye ve 4 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Umut

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 44
  • Yer: Berlin
  • İleti: 4408
  • Cinsiyet: Bay
  • 1899
Cevap sonradan verilmiş bu konuda ki ben de aynı fikirdeyim, bir kişi aptal olmasa da aptallık yapabilir. Sorun bu nitelemenin genişletilebilmesi sorunu değil, rezil ve kepaze sözcüklerinin ağır olması, bağlam ne olursa olsun söylenmek istenenin önüne geçiyor. Bence siz de aslında buna takıldınız, daha yumuşak bir ifade olsa sıkıntı olmazdı. Özellikle böyle birbirini tanımayan insanların da olduğu bir yer için sıkıntılı sözcükler.
Öyle tabii ki. Ben özünde kullanılan sıfatları bu takımın hak etmediğini düşündüğümden çıkış yaptım. Neyse, önemli değil. Belki de benim hassasiyetimdir.
Kara deryalarda bir FENERsin!

Çevrimiçi iloturo

  • Üye
  • Yaş: 45
  • Yer: KADIKÖY
  • İleti: 11867
  • Cinsiyet: Bay
Gou'nun o bahsi gecen sut secimlerinin hatali oldugu hususunda gercekten saygi duyarim.  Faul ozelindeki yoruma ise ekleme yapmam gerekir. Gou, "crossover dribble" ve akabindeki "fake"ler hususunda Avrupa'nin cok ilerisinde.  Oyle oldugu zaman hem ucluk hem de iceri penetrede adamin yakalayip faul yapmasi zor.  Iceri penetrede de son adimi atmadan yuksekten birakiyor.  Son temas gelmiyor.

Faul yaptırmak bir meziyettir. Maçlarda da sıkça duyarız,  faulü aldırmak denir buna ki crossoverı olan oyuncular çok daha rahat faul aldırır.  Gou'nun bir özelliği de kora kor temasa dayalı oyunu pek sevmemesi. Bu nedenle de çok az çizgiye gidiyor. Avrupada şimdiye kadar 13 maçta 9 kez çizgiye gitmiş (18de 12). Top 16 da ise sadece 1 kez gidip 2de 1 atmış. Yeri geldiğinde bunu da bir sayı opsiyonu olarak kullanmak lazım.

Çevrimdışı Besim

  • Üye
  • Yaş: 41
  • Yer: Londra
  • İleti: 3628
  • Cinsiyet: Bay
Faul yaptırmak bir meziyettir. Maçlarda da sıkça duyarız,  faulü aldırmak denir buna ki crossoverı olan oyuncular çok daha rahat faul aldırır.  Gou'nun bir özelliği de kora kor temasa dayalı oyunu pek sevmemesi. Bu nedenle de çok az çizgiye gidiyor. Avrupada şimdiye kadar 13 maçta 9 kez çizgiye gitmiş (18de 12). Top 16 da ise sadece 1 kez gidip 2de 1 atmış. Yeri geldiğinde bunu da bir sayı opsiyonu olarak kullanmak lazım.

Dogrudur, o bir meziyettir.  Ama her zaman dedigim bir sey var.  Bu adamin yuzdeleri gosteriyor ki, skor uretme sikintisi yok :)  O meziyetin faydali oldugu yer, skor uretmenin sikintili oldugu yerlerde bunu kotarmak.  Belki, zorlama denilen uclukler yerine bunu yapmaya calisabilir ama onlarin sayisi da cok sinirli.  "De minimis" kurali isletilebilir.  Ayrica ben daha adamin kacirdigi bir penetre, turnike vs. hatirlamiyorum.  Bir tek yedigi bir blok vardi.  Onda da rakip bile hizli hucumu kesmek icin faul yapmak istemis, hakem vermemisti.   
« Son Düzenleme: 19 Ocak 2015, 20:16:39 Gönderen: Besim »

Çevrimdışı Bülent

  • Üye
  • Yaş: 40
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 2295
  • Cinsiyet: Bay
    • @blntdgn84
Faul yaptırmak bir meziyettir. Maçlarda da sıkça duyarız,  faulü aldırmak denir buna ki crossoverı olan oyuncular çok daha rahat faul aldırır.  Gou'nun bir özelliği de kora kor temasa dayalı oyunu pek sevmemesi. Bu nedenle de çok az çizgiye gidiyor. Avrupada şimdiye kadar 13 maçta 9 kez çizgiye gitmiş (18de 12). Top 16 da ise sadece 1 kez gidip 2de 1 atmış. Yeri geldiğinde bunu da bir sayı opsiyonu olarak kullanmak lazım.

MM maç içinde 4-5 kez bizim oyuncular kafasını geriye atmayı bilmiyor mu deyip durdu.
Maçta saymadım ama sırf böyle 4 kere felan Oly faul aldı.
EL sayı liderimizin bile ne kadar serbest atış attığı ortadayken cevabı evet demek yanlış olmaz herhalde.
...

Çevrimdışı Besim

  • Üye
  • Yaş: 41
  • Yer: Londra
  • İleti: 3628
  • Cinsiyet: Bay
Neyse, simdi zorlama bicimde savunuyor gibi algilanmak istemem.  @iloturo, mantiksiz bir sey demiyorsun.  Ama benim takildigim nokta, hep Goudelock'in yuksek yuzdesi ile basketboldaki nihai amac arasindaki iliski oluyor.  O cercevede bakinca, pragmatik yaklasiyorum biraz.
« Son Düzenleme: 19 Ocak 2015, 20:19:29 Gönderen: Besim »

Çevrimdışı Solamnus

  • Üye
  • Yaş: 40
  • Yer: istanbul
  • İleti: 1880
  • Cinsiyet: Bay
  • in zeljko we trust!
    • cemturk
Bu maçı alırız Milano çok kotu bu sene Kleiza dan mıdır nedir :)))

Çevrimdışı Besim

  • Üye
  • Yaş: 41
  • Yer: Londra
  • İleti: 3628
  • Cinsiyet: Bay
Icimden bir ses, Bjelica'nin maci olacak diyor.  Buz Adam, Olympiakos macinda biraz devreye girse, mac bizimdi.  Bunu affettirecektir. 

Çevrimdışı Umut

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 44
  • Yer: Berlin
  • İleti: 4408
  • Cinsiyet: Bay
  • 1899
Aslında savunma oturdu gibi. Yani bunu şundan söylüyorum: 3 maç arka arkaya, aynı oranda ciddi savunma yaptı takım. Aynı savunmaya devam edersek de Milano'nun mental anlamda daha kırılgan bir takım olması avantaj olacak. Tek sıkıntım Gentile'nin ekstra oynama ihtimali.
Kara deryalarda bir FENERsin!

Çevrimiçi iloturo

  • Üye
  • Yaş: 45
  • Yer: KADIKÖY
  • İleti: 11867
  • Cinsiyet: Bay
MM maç içinde 4-5 kez bizim oyuncular kafasını geriye atmayı bilmiyor mu deyip durdu.
Maçta saymadım ama sırf böyle 4 kere felan Oly faul aldı.
EL sayı liderimizin bile ne kadar serbest atış attığı ortadayken cevabı evet demek yanlış olmaz herhalde.
İste bunların hepsi tecrübe ila alakalı. Spa ve Navarro bu isin üstatları. Dış şutları da mükemmel olmasına rağmen yeri gelip takımın tikandigi noktada hep çizgiye giderler.

Çevrimdışı selimiyeli

  • Üye
  • Yaş: 42
  • İleti: 1464
  • Cinsiyet: Bay
Bi de bu hafta deplasmanda kazandılar bi miktar özgüvende artış olabilir
« Son Düzenleme: 19 Ocak 2015, 20:34:10 Gönderen: selimiyeli »

Çevrimiçi iloturo

  • Üye
  • Yaş: 45
  • Yer: KADIKÖY
  • İleti: 11867
  • Cinsiyet: Bay
Neyse, simdi zorlama bicimde savunuyor gibi algilanmak istemem.  @iloturo, mantiksiz bir sey demiyorsun.  Ama benim takildigim nokta, hep Goudelock'in yuksek yuzdesi ile basketboldaki nihai amac arasindaki iliski oluyor.  O cercevede bakinca, pragmatik yaklasiyorum biraz.


Gou ozelinde degil, bogdani da elestirdigim olmustur. Bojani aratiyor bazen diye. Tam tersi, Misal bayan takımında kimse biba'yi görmek istemiyor takımda. Ben mutlaka kalmalı diyorum. Bunlar hep gördüğunle alakalı seyler. Bir de su var. Bir oyuncu ne kadar büyük ise beklenti ile orantılı eleştiri de o kadar cok olur. Gou'nun su an yaşadığı da bu.

Çevrimdışı Bülent

  • Üye
  • Yaş: 40
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 2295
  • Cinsiyet: Bay
    • @blntdgn84
İste bunların hepsi tecrübe ila alakalı. Spa ve Navarro bu isin üstatları. Dış şutları da mükemmel olmasına rağmen yeri gelip takımın tikandigi noktada hep çizgiye giderler.

Aynen İlhan abi. :)
Gou'ya iyi bir hücumcudan, kusursuz bir hücum silahına dönüşmesi için sabah akşam v-span & navarro'nun yaptıklarını izletmek, antrenmanlarda da bu konu üzerinde çalışma yapmasını sağlamak lazım.
...

Çevrimdışı Okan Y.

  • Üye
  • Yaş: 41
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 1672
  • Cinsiyet: Bay
    • KendoKamae
Bir süredir yazamıyorum yoğunluktan, maşallah her kaybedilen maç sonrası olduğu gibi gene sayfa sayısı fezaya gitmiş.

Oly maçı özelinde çok fazla bir şey yazmak istemiyorum. Teknik taktik uzun uzun yazılmış. Salonda maçı 40 dakika değil, 2400 saniye gibi yaşamış biri olarak ne kadar üzüldüğümü anlatmam mümkün değil. Bununla birlikte, 3 maç sonunda böylesine havlu atmış bir kısım taraftardan biri olmadığım da aşikar.

Şu ana dek grupta 3-0 yapacak kadar iyi basket oynadık ve savunma yaptık ama toplam 1:30 dakikada 2 mağlubiyet aldık.

Her ne olursa olsun, çoğunu şahıs olarak bildiğim ve burada yazan kişilerin tümünün en az benim kadar basketbol bildiğine ve Fenerbahçe'yi de en az benim kadar sevdiğine kefil olurum. Bununla birlikte sonucun veya sonuçların duygularımızı fazla etkilediğini düşünüyorum. Şu an bu takımın 2 tane temel hedefi vardır:

a. Yıllardır yolunu unuttuğu TOP8e çıkmak
b. Ligde en azından saha avantajını finale taşıyacak pozisyonu almak

Hedef TOP8e çıkmak iken, bunun için henüz 5 içeride 6 dışarıda (Dışarıda olan maçların biri İstanbul Abdi İpekçi'de) maç varken herşey bitmiş ve asla bir şey olmayacakmış gibi konuşmanın adı ne objektifliktir, ne realizmdir ne de dost acı söylerdir. Bunun adı öğrenilmiş çaresizliktir. Özünde sıradan bir spor olan basketboldan aldığınız keyfe karşılık böylesine uç bir olumsuz duyguyu besliyorsanız, sizin hem oyunu hem de hayatın bütününü anlama ve değerlendirme konusunda derin bir zaf'iyetiniz var demektir.

Burada iki sorun vardır:

1. Hiçbirşey olmayacağı kesin olan bir büyük hayal kırıklığı için neden bu kadar zaman (ve hatta para) harcıyorsunuz?
2. Bir ümidiniz var ise -örneğin maçın 38:40 dakikasına kadar Olympiakos'u yeneriz diye ümit ediyorsanız- bu ümidi size bu takım değil de başka bir şey mi veriyor?

Bu sorulara vereceğiniz samimi cevaplar sizin düşünce yapınızı da ortaya koyar. Spor, hayatımızda tanımadığımız insanlarla bireysel düzeyde ilişki kurmamızı sağlar. Bugün hepimizin, Zoricle, Bogdanovicle, Kenanla, Goudelockla, Hickmanla ve diğer oyuncularla ilgili fert düzeyinde fikrimiz var. Biraz zorladık mı karakterlerini bile tahlil edebiliyoruz. Hal böyle iken, bu oyuncular ile kurduğumuz bireysel ilişki bizim onlara dair tüm fikrimizi oluşturuyor. Bu durumda bizim takımdan ümidimizi, takımla kurduğumuz bireysel ilişkinin düzeyi belirliyor. Bizim en büyük hayal kırıklığımız oyuncuların bizlerle aynı duyguları taşımadığını hissetmemizdir. Halbuki onlar her maçın sonunda o günü bitirip ertesi güne başlar. Şu an zannediyor musunuz ki Goudelock Oly maçında kaçan 3lüğü düşünüyor? Hayır, çünkü Goudelock Perşembe günü gene maçın 15.saniyesinde kaldırıp atacak. Ve soktuğu zaman da sevineceğiz.

Sözün özü, birazcık, çok değil birazcık, olan biteni akışına bırakıp, sayfalarca yazıyı, bir şeylerin olmayacağına karşınızdakini ikna etmeye değil, nasıl olurunu tartışmak, bunları yaparken buranın da , oyunun da, biraz olsun tadını çıkarmak zor olmamalı. Sahada olan herşeyi bir neden sonuç kalıbına oturtup sadece haftada 40 dakikasını gördüğümüz bir şey hakkında o 40 dakikanın (veya bir kaç 40 dakikanın) etkisinde kalıp, büyük anlamlar keşfetme çabasına kendimizi kaptırmaya gerek yok. Benden size son bir tavsiye, bu kadar dertliyseniz, çok değil 1 hafta Fenerbahçe basketboluyla ilgilenmeyin. Bakın bakalım kaç gün dayanabiliyorsunuz. Siz ne kadar az sabredebiliyorsanız bu takım da o kadar çok değerli ve güzel

selamlar,

Okan

Bizler bir gün daha Fenerbahçeli olarak yaşamak için hayata bağlanırız ve gerekirse o bir gün için bütün bir ömürü gözden çıkartırız.
A.Y.

Çevrimdışı daredevil

  • Üye
  • Yaş: 38
  • Yer: Muğla
  • İleti: 270
  • Cinsiyet: Bay
Diğer grupta barca da 3de 1 ile başladı. Küçük bi ihtimalde olsa belki barca 3. Fln da olabilir ı grupta. Açıkcası sıralama durumunu cok düşünmeye gerek yok bence sonucta takım mücadele ediyor ve iyi oynuyor ve top8 r çıkacağımızı düşünüyorum oradan sonrası artık nasip kısmet bence. Sonucta saha avantajı olsada f4 ün garantisi yok. Maccabi geçen yıl 3. Bitirip sampiyon oldu daha cok sey değişirrrrr...
Obra reis varsa gerisi teferruattır..
Sen kal gerisi farketmez..

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
bu ip adresi vs gibi durumlardan iyi anlayan birisi varsa bana bi dm den mesaj yazabilir mi ?