Liverpool taraftarının maç başlamadan önce you will never walk alone’u söylediği esnada az sayıda Villareal taraftarının da eşlik etmesi çok hoştu.
Tribün sadece maça gidip golleri alkışlayan buna karşılık takım kötü gittiğinde futbolcuları yuhalayan bir grup taraftar değildir.
Tribün bir ruhtur ve ne hatırlamaktan ne de umut etmekten yorulmaz…
Dünya değişti; her şey müşteri memnuniyeti, haliyle tribün dediğimiz şey de müşteri grubu haline geldi diyeceğim de merkez kapitalist bir ülkede adamlar 30 yıl lig şampiyon olamasalar da asla yalnız yürümeyeceksin diye Anfield’ı inletmekten, o tribünleri doldurmaktan vaz geçmediler. Şimdi verdikleri desteğin meyvelerini yeme gururunu taşıyorlardır eminim.
Tamam her şeyimiz kötü, onlar gibi müreffeh bir yaşam da sürmüyoruz, bu bizi farklı bir kültürel atmosfere sokuyor ama tribünün ruhunu, taraftarın güzel günler hafızasını da taşıyan, hatırlatan ve umut etmekten vaz geçmeyen bir grup olduğunu unutmamak gerekiyor.
Çok fazla “müşteri” olduk. Her şeyi çok biliyoruz (!) her şeyi eleştirme kapasitesine sahibiz (!)… Peki gerçek tribün, gerçek taraftar bu mu??