Balık hafızalı bir toplum olduğumuz için bu yazımda hiçbir şekilde analiz yapmayacağım. Yazıyı olabildiğince kısa tutarak bir gerçeği tekrar tekrar gözler önüne sereceğim.
Bana Ergin düşmanı diyenler olacaktır,
desinler değişemem,
Ergin de değişmez,
kimse kolay kolay değişemez ..
Öncelikle milli takımı tebrik etmek gerekiyor, son saniyeye kadar mücadele eden, ter akıtan, tüm oyuncularımıza kocaman bir alkış. Bu oyuncuların alın terine en ufak saygısızlık yapmam, yapmamız mümkün değil. Bunun altını kalın kalın çiziyorum. Ki ilerleyen satırlarda, bu takımın yıldızı Emir'le ilgili yazacaklarımdan sonra kimin, kime, hangi hesaplarla saygısızlık yaptığını göreceğiz.
Amerika dışında kalan takımların, tam dişimize göre olduğunu söylemek, ne oyuncularımıza ne da ülkemize ihanettir.
En büyük yıldızı (Francisco Garcia) NBA'de rol oyuncusu olmaktan öteye gidemeyen Dominik Cumhuriyeti, 2 tane oyuncu sayın desek Koponen'den gayrısı sayılmayacak Finlandiya, Türkiye'de oynamasa kimsenin tanımayacağı Kirk Penney'li Yeni Zelanda ve tarihinde ilk kez dünya şampiyonasına katılan Ukrayna'nın olduğu gruptan çıkmak, çok büyük bir başarı gibi lanse ediliyorsa eğer, oyuncularımıza saygısızlık yapan, bunu büyük başarı gibi görenlerdir.
Amerika'nın ardından ikinci olmamız büyük bir başarı değil aksine olması gerekendir.
Bizim kadromuz elbette son yıllara kıyasla nispeten daha güçsüz gibi duruyor lakin rakiplerin kadrosuda yıldızlar topluluğu olarak durmuyor. Amerika dışında kalan takımların kadrosuna baktığımızda hangisinin bizden iyi olduğunu iddia edebilirsiniz. Turnuva olmasa çoğu takımın varlığından bile haberi olmayan insanların, şimdi çıkıp 3-5 google araştırması yaparak ahkam kesmesi, en azından benim için hiçbir şey ifade etmiyor.
Milli takım hepimizin takımıdır, bu takım maç kazandığı zaman hepimiz seviniyoruz, oturup ağıt yakmıyoruz.
Gelelim asıl konuya.
Dönelim birkaç ay öncesine.
Bugün, herkesin bazı şeyleri unutarak, yere göğe sığdıramadığı Ergin Ataman, çok değil 4 ay öncesine kadar, Emir Preldzic'i milli takımdan saf dışı bırakabilmek için elinden geleni yapmıştı. Emir'i istemediğini açık açık göstermekle kalmamış, bazı tetikçilerini devreye sokarak, Emir'in itibarını sarsacak haberler yaptırmıştı.
Hatırlayın o günleri ;
- Emir geceleri alemlere gidiyor hiçbir şey umrunda değil.
- Devşirdiğin adam buna değmeli Emir orta sınıf bir oyuncu.
- Emir'den daha kalitelisini buluruz.
- Emir iyi ama özel hayatı sorunlu.
Bu ve bunun gibi bir çok haber, yazı, mesaj, tweet okumadınız mı Allah aşkına, çok az hafızanızı zorlayın.
Milli takım ve kulüp takımlarını ayrı tutalım diyoruz, lakin milli takımın başına getirdiğin adam, en büyük kulüpçülüğü yaparak, Emir'i harcamayı göze alıyor ve Keith Langford için bastırıyor. Eğer Langford, Galatasaray'da oynamayı kabul etseydi, bir şekilde devşirme hakkı ondan yana kullanılacak ve bugün milli takımı sırtlayan Emir olmayacaktı.
Şimdi bunları yazıyorum diye ben mi kulüpçülük yapıyorum yoksa operasyon üstüne operasyon yapan Ataman mı ?
Allah'ın sopası yok.
Düne kadar kadroya almamak için her türlü çabayı gösterdiğin Emir, bugün çıkıp aslanlar gibi oynuyor ve seni kurtaran adam oluyor.
Milli takım söz konusu olduğunda her şeyi unutalım diyoruz, tam unutmaya başlamışken, hatır gönülle milli takıma dahil edilen 36 yaşındaki Kerem Gönlüm, milli takım kampında, ''Benim için son şampiyon Galatasaray'dır.'', diyor.
Bunu diyen adam kulüpçülük yapmıyor ama bunu hatırlatanlar yapıyor, öyle mi, yok öyle bir dünya.
Konu milli takım olduğunda, insanlar bu kadar bölünüyorsa ve küfürler havada uçuşuyorsa, ben oradaki ''milliliği'' sorgularım. Bu bütünlüğü kim bozmuşsa, onun bozulması için elimden geleni yaparım. Sen kimsin diyenler olabilir, ben tek başına bir şey ifade eden bir adam değilim, kendi kendine takılan biriyim. Lakin sadece ben değil, benim gibi birçok insanın daha varlığını görüyorsam eğer, bu dava benim davam olmaktan çıkmış demektir.
Adım gibi biliyorum ki, bana şuan kızan birçok kişi, 3 ay sonra benden daha beter bir şekilde Ataman'ı sorgulamaya başlayacak. Lanet edecekler, milli takımdan istifasını isteyecekler. Bu noktada bir hatırlatma daha yapayım, haziran ayında Ataman'ın istifasını isteyenler, şimdi destekçisi oldu, bu ne yaman çelişkidir, bu nasıl bir ironidir.
Ergin Ataman, bu ülkeyi birazcık seviyorsa, turnuva bitiminde derhal istifa etmeli ve bizi daha fazla bölmemeli.
Hayatta her şey kazanmak değildir.
Son olarak herkesin olduğu gibi, benimde çevremde Galatasaraylı arkadaşlarım var, ailemin içinde de bu takıma gönül veren kişiler mevcut.
Bana kızıyorlar, Ergin Ataman konusunda oldukça katı olduğumu düşünüyorlar. Bir noktaya kadar onları anlıyorum ancak şunu hatırlatıyorum kendilerine. Sizler, zamanında sadece ama sadece verdiği teknik bir karar nedeniyle, milli takımda Ersun Yanal'ın başını yerken hiç vicdan muhasebesi yaptınız mı, hiç milli duygularınızı öne attınız mı, adama yapmadığınızı bırakmadınız. Ki o adam kimseyi incitecek tek bir açıklama dahi yapmamıştı, sadece işini yapıyordu ve hiçbir kulüple bağlantısı yoktu.
Bu ülkede, milli takım hocası Ersun Yanal'ın statlarda istifasını isteyenler, Hakan Şükür diye yeri göğü inletenler, bir zahmet bana laf söylemesinler.
Milli maskeyi takanların, gerçek yüzlerini, sabah kalktıklarında göreceksiniz.
Kemal Erdem
twitter.com/KE_Billz
EDİT : şöyle uzun uzadıya dursun kemalim. sen kendine demişsin ya ben kimim diye. benim maveni kardeşimsin. bu da sana yeter diye düşünüyorum.. yanlız yazı biraz ağır olmuş sadece ateş etmemiş aynı zamanda tecavüz etmişsin.