Besim, hatırlarsın ben bu örneği daha önce de verdim, yine vermem gerekiyor. Bu örneği anlamak için NBA takip etmeye gerek yok zira rakamlar üstünden giderek aslında olayın rakamlardan öte belli bir kültürle alakalı olduğunu gösteriyor.
Hani işimize gelince ekol - sistem ortalığı ayaklandırıyoruz ya o bakımdan.
Pistons geçen sezon deli gibi üçlük yiyen, her maç potasında 100 sayı gören, sezonu da 104 sayı ortalama yiyerek bitiren bir takımdı. İlk bakışta bir insan ne düşünür bu tablo karşısında. Demek ki bu takımın dış şut savunmasında sıkıntı var, genel savunması da yerlerde, bu takım savunmada bir şeyleri düzeltirse istediği sonuçları alır.
Bu sezon ilk 9 maç sonunda Pistons'ın yediği sayı ortalaması 97. Geçen sezonki gibi deli gibi üçlükte yemiyor. Dış şut savunmasında gözle görülür bir düzelme var.
Peki sonuç ne ?
Geçen sezon 9 maçtaki derece 3-6, bu sezon 9 maçtaki derece yine 3-6.
Basketbol bu, market rafı değil. Onu oradan alalım, buraya koyalım, bunu kaldıralım, şunu koyalım diyerek düzene girmiyor. 104 sayı yerken de kaybediyorsun, 97 sayı yerken de kaybediyorsun, hatta 2 sezon önce 95 sayı yerken de kaybediyordun.
Demek sorun attığın ve yediğinle alakalı değil sadece. Pistons koçu Van Gundy ne diyor, tıpkı bizim dediğimiz gibi, ''Sorun hücum ve savunmadan öte kazanma kültürüyle alakalı. Bu kültürü 3-5 maçta oturtmanın imkanı yok. Biz önce kazanma kültürünü aşılayacağız.'', durum bu kadar basit aslında.