Cem, kemal... hacılar niye birşey yazmıyorsnuz gazımızı alın bari o işler öyle olmuyor siz bir şeyden çakmıyosunuz falan yazın arada..
Estağfurullah Arif abi, kimseye iş öğretmek haddimize değil.
Kendi adıma konuşursam biraz geri planda kalmak iyi oluyor. İnsanlar rahatça eleştirisini yapsınlar. Bazen virüs gibi içimize sızanlar oluyor ama virüs yayılmadan önlem alabiliyoruz. Bazen bu virüsler sinirimi zıplatıyor, sövmek zorunda kalıyorum, sonra gerçekten eleştirilerine saygı duyduğum arkadaşlar üzerine alınabiliyor, yanlış anlamalar oluyor. Bu nedenle biraz geriden geliyorum açıkçası.
Transfer dönemine gelirsek ..
Beklentilerimin altında ifadesi yanlış olur, beklediğimden geç hareket ediyoruz dersem daha doğru olur.
Kostas Sloukas hamlesine 10 üzerinden 10 veriyorum. Oly'le oynadığımız maçlarda ve Oly'nin Efes maçlarında ''İnşallah bize gelir'' demişliğim vardı. Bunu dediğim arkadaş, ki kendisi Kostas'ı çok sever, aylar önce Kostas'la birlikte Antic'i de çok istediğimi hatırlattı. Kostas'ı isterken cümle içersinde umarım Antic de gelir demiştim. O zaman ne Antic'in adı bizimle anılıyordu, ne de böyle bir şey gündeme gelmişti. Pero Antic transferine de haliyle çok sevindim. Vasat bir uzun olduğunu düşünmüyorum. Avrupa standartlarında ortalamanın üzerinde katkı verecektir. En önemlisi bu takım geçen sezon final four'dan sonra ruh gibi dolanıyordu. Bizim Antic gibi ruh seansı yapan adamlara da ihtiyacımız var. Biz, uzun bir aradan sonra ilk defa İpekçi'de maç kazanırken, adım gibi eminim burada herkes benden çok Antic fanlığı yapacak. Çünkü biz, o galibiyeti sahada asla geri adım atmayan ve attırmayan Antic'le alacağız.
Bogdan konusunda fikrim sabittir. Gereksiz polemiklere girmek istemediğim için çok fazla deşmiyorum olayı. Bu sene bu takımın en büyük transferi Bogdan olur. Şimdi malum burayı okuyup, bu lafımı da kullanan bazı hastalıklı ruhlar olacaktır, Bogdan gereken cevabı onlara da verir. Geçen sene onun yaptığı fedakarlığı es geçenlere de söyleyecek lafım yok. Kendi vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum. Ben geçen sene bu takımın iç sahadaki hemen hemen bütün maçlarına gittim. Bir oyuncunun hücumdaki rolü ne kadar kısıtlanabilirse (sistem buna mecbur kıldı) o kadar kısıtlandı rolü. Buna rağmen ne mızmızlandı, ne isyan etti, ne de farklı bir tepki gösterdi Bogdan. Çıktı sadece işini yapmaya çalıştı. Üstelik arada ciddi de bir sakatlık yaşadı. Bogdan'a önümüzdeki sezon hücumda biraz daha fazla sorumluluk ve özgürlük verilecektir. Ben buna olumlu anlamda cevap vereceğini düşünüyorum. Kendisiyle ilgili en ufak kuşkum yok. Beni ve benim gibi kendisine inanları mahçup etmeyecektir.
Dixon transferine şu aşamada ne iyi ne kötü derim. Karşıyaka'daki oyununu çok beğeniyordum ama burada nasıl bir etki gösterir görmek lazım. Açıkçası Calathes-Sloukas bekliyordum. Calathes'i almamak bana göre hatadır. İmkanın vardı, gidip alacaktın. Pao 2 veriyorsa, sen 2.5, 2.5 veriyorsa gerekiyorsa 3 verecektin yine alacaktın. Umarım bu konuda ilerleyen dönemlerde çok fazla ah-vah etmeyiz.
İnandığımız kaynaklardan aldığımız bilgiler var. Bunlardan en önemlisi Walter Tavares olayı. Her konuda anlaşılmış, iş imzaya kalmış ama malum son anda Hawks devreye girdi ve aldı. Keza James Anderson içinde benzer bir durum var. Kağıt üzerinde bu takımın plansız iş yapmadığı ortada. Sıkıntı şu ki, Nemanja'yı NBA hevesi yüzünden kaybeden bir takım, NBA sevdalısı 2 oyuncu üzerinden ana plan yapmamalıydı. Listendeki ilk isimleri tek tek kaybedince alternatiflere yönelmen ve bunun bilincinde olan menajerlerin kucağına düşmen de çok normal.
Son olarak yine de iş öğreteyim Arif abi, seni kırmayayım. Lafım sana değil elbette, özellikle kanı kaynayan genç zümreye. Her şey dışardan görüldüğü kadar kolay olmuyor. Çok kısa bir anımı anlatayım. Anı diyorum ki isteyen okumadan pas geçebilir bu bölümü.
Kuşadası'nda yaşarken, Cem Ağrak bilir, kedili evimde kalmışlığı da vardır, o zamanlar emlak işi yapıyoruz. Bu emlak işleri de menajerlik işleri gibidir. İşin doğasında biraz fahişelik vardır. Ancak fahişeliğin de kendi içinde kuralları vardır. Rekabet içinde olduğumuz firmalarla yazılı olmayan kuralların konuşulduğu bir toplantı yapmıştık. Ben bize gerekli olan kısmını aktarayım. O zaman bazı şeyleri daha net görmüştüm. Bildiğim şeylerdi aslında ama içinde olunca daha net idrak ediyordum. Neydi o yazılı olmayan kural? Elbette rekabet içindeyiz, elbette hepimiz elimizdeki evleri satacağız, elbette birbirimizi atlatmaya çalışacağız ancak konu Araplar oldu mu orada duracağız. 2+1'i yerli piyasada istediğin fiyata düşürebilirsin ama konu onlarsa 300.000'den aşağı fiyat söylemek yasak. Hepimizin taban fiyatı 300.000'dir, tavanı yüksek olan akşam mangalı yakar.
Umarım anlatabilmişimdir.