Fenerbahçe / Basketbol Transfer Dosyası (Kasım 2013 - Aralık 2015)

[nemanja bjelica]

Acep Barış Ermiş'i geri çağırırlar mı

[burak karacay]

Valla önce futbolda semihin gidişinden sonraki emenike ve webo sakatlıkları. Şimdi Barış ın gitmesinden sonra Kenan ın sakatlığı.. Ekim - Kasım aylarını müthiş geçerken diyen diyordu ama Fenerbahçe Fenerbahçe dir. Bu kadar rahat sezon beklemeyin diye..

Ligde ve kupada Berk her türlü götürür de Euroleague için ne yapıcaz bakalım..

[Cem Ağrak]

Kendisini sevmiyorum ama mevcut şartlarda kerem Tunçeri hamlesi mantıklı duruyor....
Şu cümleyi de kurdum ya hay ağzım ...........

[fb_balkay]

Kendisini sevmiyorum ama mevcut şartlarda kerem Tunçeri hamlesi mantıklı duruyor....
Şu cümleyi de kurdum ya hay ağzım ...........

kerem tunçeri tek alternatif olarak gözüküyoda Telekom bırakır mı abi???

[Cem Ağrak]

Birakmaz ise birakmasin barış kendileri bilir.
Hani çok da ..... anladın dimi yavru

[Solamnus]

Birakmaz ise birakmasin barış kendileri bilir.
Hani çok da ..... anladın dimi yavru

çok ihtiyaç olursa bizim Barış'ı geri çağırabilir miyiz acaba? Kiralık gitti sonuçta.

[Cem Ağrak]

Sözleşme detaylarına bakmak lazım be cem

[fbulker27]

Kenan'ı şimdi duydum ve gerçekten çok üzüldüm. Başımızda kara bulutlar dolaşıyor. Aman Kerem'i vermesinler orda paşa paşa oynasın. Barış'ı şuan tüm antep halkı gerçekten çok seviyor ve maçtan önce ve maç içinde bağırlarına basıyorlar. Gerçi kendi de bunun karşılığını fazlasıyla veriyor. Kendisiyle fotoğraf çektirdiğim zaman da az bir zaman konuşma firsatı buldum kadayıfçı da (şehire hemen adapte olmuş) hatta antep yönetimi hata yapmasaydı bu anlaşma yarım sezon olmayacaktı arkadaşlar

[fb_balkay]

Birakmaz ise birakmasin barış kendileri bilir.
Hani çok da ..... anladın dimi yavru

anladımda abi yerli rotasyonu bayağı sıkıntı olucak.

[thamerist]

Kerem hem ligde hemde Euroleague'de faydalı olur tecrübesiyle . Zoric ve Sekulic'e pozisyon hazırlar Emir'i rahatlatır olsa iyi olur

[Cem Ağrak]

http://www.totemspor.com/yazarlar/uygar-karaca/sakin-guc-sekulic-060214

uygar karaca yazmış , bizim marko rt yapınca denk geldim , en azından tanıyan birisi olarak detaylı bir izahat yapmış ,
biraz moralede ihtiyaç varken görece olumlu bir yazı olduğu için paylaşalım
bir sakıncası yoktur sanırım buraya yazıyı koymanın !!

Hırvatistan'dan feribotla Karadağ'a ulaşırken, ülkeye neden böyle bir isim verildiği çok iyi anlamıştım. Hakikaten kıyıya baktığınız zaman koskocaman ama kara değil, yemyeşil dağlar gözünüzü alıyordu. Tabi 90’larda ülkeden çıkan 'dağ gibi' pivotlar da epey meşhur oldu. Evet belki günümüzde en iyileri hücum tarafında Nikola Pekovic'le savunma tarafında Milko Bjelica ama 2000’ler boyunca izlediğimiz 2.30'luk Slavko Vranjes'i, eski Efesli Predrag Drobnjak'ı, Bulatovic'i, Ivan Maras'ı, eski Beşiktaşlı Djuro Ostojic'i, Dragan Ceranic'i herkes çok iyi hatırlar. İşte, ülkeden yetişen birçok önemli oyuncu gibi, Buducnost'un Avrupa basketboluna armağan ettiği: 'İşini iyi yapan uzunlar' listesinin başındaki aktif oyuncuların arasında, hiç de unutulmaması gereken bir yerdedir Blagota Sekulic…

İşte yeni Fenerbahçeli Sekulic!
90’larda sıklıkla rastladığımız Yugoslavya basketbolcu tipine uygun olarak hem çok erken yaşta profesyonel kariyerine başlayan hem de 1-5 numara arasındaki tüm pozisyonlarda oynayan Blagota Sekulic, fazla gösterişli olmayan ama efektif basketboluyla, fazla şov peşinde koşmayan her hocanın uzun rotasyonunda görmek isteyebileceği bir oyuncu oldu.
2000’lerin sonunda, sadece 16 yaşında, profesyonelliğe Buducnost'la imza atan Sekulic, belki de takımın Yugoslavya ve Avrupa'daki son güzel günlerine şahitlik eden önemli jenerasyonlardan birine mensuptu. 98-99'de şimdinin Radnicki hocası Miroslav Nikolic'in çalıştırdığı Vlada Scepanovicli Buducnost, Saporta Kupası'nın çeyrek finalinde Tofaş'ı elemiş ve yarı finalde Zeljko Obradovicli Benetton Treviso'nun rakibi olmuştu. Sekulic o günlerde guard pozisyonunda Pajovic ve uzunlarda da Bulatovic gibi tecrübeler varken takıma giremiyordu; Zaten, eşleşmenin rövanş maçı da gerçekleşemedi çünkü Yugoslavya'daki savaş yüzünden ne Benetton Podrogica'ya gelebildi, ne de Buducnost maçın oynanmasına karar verilen Yunanistan'a çıkabildi. Sekulic, gençlik kariyerini işte bu karanlık yıllarda inşa etmişti.

Sonraları, birçok Yugoslav oyuncu gibi sınırı aşıp, soluğu Yunanistan'la alan Sekulic, işte Zeljko Obradovic’le gerçek buluşmalarını burada yaşayacaktı. Gerçi Sekulic 2003'te AEK'e geçtiğinde Obradovic çoktan PAO hanedanlığını inşa sürecinde epey mesafe kat etmişti; ama yine de AEK, halen Euroleague'e katılabilen bir güç pozisyonundaydı.

Sekulic'in avantajı, kariyerinin gelişme evrelerinde boyunca genç, yetenekli ve hırslı koçlarla çalışma şansı bulması oldu. Bu antrenörler, onun farklı pozisyonlarda takıma katkı verebilmesi özelliğinden faydalanarak süre verdiler. AEK'te Katsikaris'le Euroleague tecrübesi yaşadı, Maroussi'de koç Panagiotis Giannakis ve genç yıldız Vassilis Spanoulis'le birlikte, dar bütçeye rağmen Obradovic ve PAO'ya rakip olabilen, Avrupa'da Kupa 3'te ve Yunanistan Kupası'nda da finaller yakalayan Maroussi'de kendisini iyice geliştirdi. Tipik bir Yugoslav uzunu olarak avantajı, orta ve uzun mesafeden yüksek isabet yüzdesine sahip olmasıydı. Fakat potaya yaklaştığında da çok sakin biçimde attığı, feykler ve bir iki hamleye  etrafını boşaltarak bıraktığı basketler de bu yüzde de büyük pay sahibidir.

2006'da PAOK'a katıldıktan kısa süre sonra, Yunanistan'da artık paraların suyunu iyice çekmeye başladığı dönemde, Ocak 2007'de Real Madrid'e katılan Sekulic, yine mütevazı kadrolara yakalattığı başarılarla bilinen Joan Plaza'nın takımıyla, oldukça uzun sürecek İspanya kariyerini başlatacaktı. Çok iyi bilindiği üzere, Kerem Tunçeri’nin önderliğindeki takım, 'Los Galacticos' felsefesine hiç de uymayan o ekiple yıllar sonra gelen bir Avrupa başarısı yakalayacak ve ULEB Kupası’nı kazanacaktı. Sekulic, o sene Charles Smith’le birlikte kontrat yeniledi ve ''Hayatımın en güzel yıllarıydı'' dediği Madrid’te kaldı. 2008’de, o sene Madrid’de yapılacak olan Final Four’a hazırlanan Real Madrid’in fiyakası, evinde Yotam Halperin’in üçlüğüyle Maccabi Tel Aviv’e kaybetmesiyle bozuldu. Axel Hervelle ve Felipe Reyes gibi iki savaşçı uzunun arkasında fazla süre bulamamaya başlayan Sekulic, Avrupa’da gezginlik dönemlerine geçti.
2010’da, yurttaşı Luka Pavicevic’in çalıştırdığı ALBA Berlin’e katılan Sekulic, burada da sıklıkla bençteydi ancak temelde pick&roll oynayan ve güçlü savunması ve mücadeleye dayalı basketboluyla Avrupa’da şaşırtan ve tekrar çıkışa geçen ALBA’yla ULEB Kupası finaline kadar geldi.

Kariyerinde, bu noktaya kadar kariyerinde genelde 'rol oyuncusu' biçiminde izlediğimiz Sekulic, İspanya’da geri vitese takarak Murcia ve sonra da Tenerife’ye geçse de, buralarda artık takım liderliğini ele almıştı.
Özellikle son iki senede, takımın hücum liderliğine soyunan Sekulic, geçen senenin ikinci yarısından beri çok az 15 sayılık katkının altına indi. Zamanla oyun zekasını geliştiren ve tecrübesiyle çok daha tehlikeli bir silah haline gelen Karadağlı uzun, belki Gasper Vidmar kadar 'deli yürek', atletik, yırtıcı ve 'her ribaundu alacağım' yaklaşımında bir 'coşkulu' oyuncu olduğunu bahsedemeyiz; fakat daha ziyade hücumda, rakip takımın dengesini içeriden, ortadan ve dışarıdan bozabilecek, ağır gibi gözüken ama soğukkanlı, rakip potada gayet 'temiz' bitirişler yapan, her koşulda topu yere vurmayı seven  ve bu yüzden de zaman zaman çok kaybı da yapabilen bir  takım oyuncusu.

İginç biçimde tıpkı Vidmar gibi, Sekulic’in de eksikliklerinden biri, serbest atışlarda, %70’i geçmeyen sezonluk yüzdesi. Eski yıllardan kalma alışkanlığı olarak, fundamentalı iyi olduğu için, özellikle dışarıya kendisiyle birlikte gelen uzunları gördüğünde içeri penetre etme alışkanlığı ve boş arkadaşını bulup, asist yapma özelliğine de sahip. Savunmada rakiple ille de dişe diş mücadele etme gibi bir kaygı olduğunu söyleyemeyiz ama sezgisiyle zaman zaman ilginç hücum ribauntları kovalayabiliyor. Tarz olarak ben onu, en çok bir başka Karadağlı uzun ve şimdilerde Zielona Gora oyuncusu olan eski Caja Laboralli Zoran Dragievic’e benzetiyorum. Gittiği her takımın gereksinimlerine göre kendisini ayarlamayı bilen bir oyuncu olarak, Fenerbahçe’ye elbette ki 4 ve 5 numaralarda faydası büyük olacaktır.

[muhendis40]

Bence Kenan'ın yerine Kerem Tunçeri'yi alırsak daha önce yapmayı düşündüğümüz yabancı 1 numara transferinden vazgeçip belki yabancı bir uzun daha alınır gibime geliyor ...

[ardglr]

Kenan'ın sakatlığı biraz daha karıştırdı işleri. EL'de çok süre alamıyordu belki ama ligde hem Bo'yu dinlendirmek adına hem de son zamanlarda olmasa bile bazı maçlarda verdiği ciddi katkıyla önemliydi Kenan. Beklenen etkiyi yarattı mı derseniz, yaratmadı tabii ki, ama bu yıl için çok beklentiye de girmemek lazımdı zaten. Lig için Berk opsiyonu var, Kenan'ın daha potansiyelli olduğunu kabul etmekle birlikte Berk'in neler yapabileceği, ne katkı vereceği daha öngörülür durumda. Bu nedenle süre alacaktır, yeterli mi olur, birlikte göreceğiz ama yerli oyun kurucu bulmak pek mümkün görünmüyor. Kerem Tunçeri bence de o pozisyonu çok rahatlatır, ama geleceğini düşünmüyorum. Berk'e en azından lig için güvenmek durumundayız.

EL için ise mutlaka bir kısaya ihtiyacımız var, Zisis çok yerinde bir transfer olurdu ama olamadı maalesef. Teodosic'in seneye geleceğini tahmin ediyoruz ( geçenlerde Krstic ile birlikte Efes'e gidecek haberleri de çıktı. ), bu durumda bu yıl Sekulic tarzı, yarım sezonluk bir sözleşmeyle gelecek, koçun da tanıdığı bildiği bir isimle anlaşmak mantıklı duruyor. Bu isim kim derseniz de bilmiyorum açıkçası, bilenler varsa aydınlatsın lütfen

[Tolga Gümüş]

Kenan'ın yaklaşık 3 ay sonra sahalara dönecek olması yerli guard konusunda ciddi sıkıntı yaşamamıza neden olacak. Lig için belki Berk'i rotasyonda daha fazla değerlendirir koç ama bence şu noktada Kerem Tunçeri gibi bir oyuncuyu takıma dahil etmek çok mantıklı bir hamle olur. Kerem tecrübesi ile hem Euroleague'de de takıma olumlu katkı verebilir. Telekom'da çok maçını izledim dersem yalan olur. Ancak dün gece KSK maçında çok iyi oynadı. İyi bir Galatasaraylı olmasına rağmen kariyerinin son sezonunda Obradovic gibi bir koç ile çalışma ve Euroleague'de belki de son kez yer alma hedefini gerçekleştirmek için takıma gelmeyi isteyecektir. Kerem sadece Türkiye Ligi'nde değil Euroleague'de de takıma özellikle 1 numarada bu yaşına rağmen büyük katkı verebilir. İnşallah yönetimden ve koçtan bu yönde bir hamle görürüz. Kerem'in bu zor süreçte takıma katılmasına gerçekten çok sevinirim.

[Cem Ağrak]

Sarı Lacivertliler, Türkiye Kupası’nda oynanan Trabzonspor maçında elinden sakatlanan ve yaklaşık 2 ay sahalardan uzak kalacak Kenan Sipahi’nin yerine oyun kurucu arayışlarına başladı.

Türkiye’de yerli oyuncu transferinin kapanmasının ardından rotayı yabancı oyuncuya çeviren Fenerbahçe Ülker’de yönetim yeni oyuncunun Avrupa Kupaları’nda forma giyebileceği ilk tarih olan Euroleague’de Top16′nın ikinci yarısına kadar transferi sonuçlandırmayı amaçlıyor.

KARAKAŞ: TRANSFER YAPMAK İSTİYORUZ

Fenerbahçe Ülker Basketbol Şube Koordinatörü Nedim Karakaş transfer arayışlarının sezon başından bu yana sürdüğünü belirterek “Şu an için takımımıza doğrudan katkı verecek ve transferi mümkün olan oyuncu bulamıyoruz. Imkan bulmamız halinde kadromuza takviye yapacağız.” dedi.

TEK OPSİYON BERK

Sezon ortasında takımın diğer Türk oyun kurucu opsiyonu Barış Ermiş’i Royal Halı Gaziantep’e gönderen Fenerbahçe Ülker’de Bo McCalebb dışında Obradovic’in kullanabileceği tek isim Berk Uğurlu.  U-16 ve U-18 Milli Takımları ile iki kez Avrupa Şampiyonluğu yaşayan genç oyun kurucuya Obradovic sezon içinde zaman zaman şans vermişti.


böyle bir haber gördüm burada paylaşmak istedim , kurallar gereği yerli oyuncu transferi  yapamıyorsak boşuna kerem filan konuşuyoruz zaten