Maalesef ikili tartışmalar olmuş, açıkçası bu tarz yazışmalar okumak beni üzdü.
Çok basit bir kaç şeyden bahsedeceğim, herkesin eleştirme hakkı var, düşüncelerini ifade etmek en doğal hakkımız ve herkes herkesin bu hakkına saygı duymalı.
Ancak düşüncelerimizi ifade ederken objektif olmaya özen göstermekte yarar var. Hayatta hiç bir şey siyah-beyaz değildir, grinin farklı tonları da vardır. Eğer sürekli pozitif yorumlar yapıyorsanız bir şeyleri es geçtiğiniz muhakkaktır. Aynı şey devamlı olarak sadece negatif yorumlarda bulunan arkadaşlar için de geçerli. Bu nedenle herkese yaptığı yorumları gözden geçirmesini öneririm, eğer yaptığınız yorumların %90'nı pozitif ya da negatif ise objektif olamıyorsunuz demektir, böyle bir durumda yeni bir şeyler yazarken yorum yaptığınız konuda es geçtiğiniz pozitif ya da negatif şeyler var mı tekrar düşünmelisiniz.
Maalesef eleştirmeyi de övmeyi de beceremiyoruz. Özellikle bu seneki takım eleştirilerinin transfer konusunda verilen peşin hükümlerden kaynaklandığını düşünmekteyim. Obradovic'in EL röportajını dinlediyseniz 6-7 yeni oyuncunun katıldığını anlatıyordu, yeni bir sistem oluşturulması takımın oturması hepsi zaman alan şeyler ancak ilk günden itibaren hazırlık maçlarında bile çok ağır eleştiriler yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Daha takımın oturmamış iken belki Obradovic'in kafasında bile uygulanacak sistem henüz net değilken takımı eleştirmek namına yerden yere vurmak anlamsız bence.
Hatırlatmakta fayda var mevcut kadro belliyken, transfer yapılıp yapılmayacağı bile net değilken, x çok kötü yerine y olmalıydı demek yapıcı eleştiri olmuyor, eldeki malzeme az çok belli ise eldekilerle daha farklı ne yapılabileceği konusunda fikriniz varsa onu belirttiğiniz anda yapıcı eleştiri yapmış olursunuz.
Eleştiriler haklı olur haksız olur herkesin kendine göre bir açıklaması var zaten, ancak bana göre sürekli aynı şeyleri tekrar edip ben demiştimcilik yapmak hiç bir tartışmaya katkıda bulunmaz. Bir de üstüne her konuda daima ben haklıyım tarzında ego saplantılarına girip ikili tartışmalara girmek oldukça gereksiz bir kakafoniye neden oluyor.
Sokrates ünlü sözünde "Tek bildiğim hiç bir şey bilmediğimdir" diyor, gerçekten de yeni bir şeyler öğrendiğinizde önceden ne kadar şey bilmediğinizin de farkına varırsınız. Bu bağlamda insan öğrendikçe ve bilgi dağarcığı genişledikçe daha ağırbaşlı olmayı da bilmeli, özellikle genç arkadaşlara tavsiyem iyi bildikleri şeyler kadar bilmediklerinin de farkında olmaları ve buna göre davranmaları, böylece gereksiz ego kaynaklı tartışmalara girmekten kurtulurlar.