Gönderen Konu: Vitor Pereira  (Okunma sayısı 12037 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Enver Tarcan

  • Üye
  • Yaş: 52
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 1119
  • Cinsiyet: Bay
  • İnadına Fener
Ynt: Vitor Pereira
« Yanıtla #90 : 21 Aralık 2021, 07:21:59 »
Pereira meselesi hem insan yönetimi, hem sportif doğrular, hem de finansal açıdan Ali Koç’un yetersiz yöneticiliğinin bir diğer örneği oldu.

Takımın başına geç getirildiği, ilk tercih (hatta ikinci, üçüncü bile…) olmadığı vb konularına girmeyeceğim. Bunlar zaten Ali Koç’un planlama ile ilgili herkesin malumu haline gelen yetersizliklerinin  sonucuydu.

Pereira’nın kişilik olarak Fenerbahçe yapısı ile uyuşmadığını göremedi ya da dediğim gibi başka alternatif çözümü olmadığı için bile bile lades demek zorunda kaldı.

Vitor, neden bize/bizim futbol ortamımıza uygun olmadığı ile ilgili o kadar çok done bırakıp gitmişti ki oysa…

2016’daki Monaco maçı sonrası basına da yansıyan “Fenerbahçe benden önce de Şampiyonlar Ligi'ne gidemiyordu.” sözleri bile onun insani açıdan olaylara yaklaşımının nasıl olduğunu görmek için yeterli olmalıydı.

Bundan önceki dönemine bakarak; işine karışıldığında ya da eleştiriler kendisine yöneldiğinde nasıl raydan çıktığını, dış etkilere (basın vb) açık ve bunları yönetmekte zorlandığını, kendine güvenin azaldığını hissettiğinde nasıl moralinin düştüğünü/küstüğünü görmek gerekirdi. Son 3-4 haftadaki yüz ifadesine bakın, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Bu adamı takıma getiriyorsan insani yönetimini de ona göre yapmalıydın. Son güne kadar -tereddütsüz- arkasında olmalıydın. Taraftar ve basındaki kıymeti kendinden menkul çok bilenlerle birlikte adama karşı bir cephenin içinde olduğun hissiyatını yaratmamalıydın… Hepsini geçtim Trabzon maçından sonra adamı megafonla konuşturarak zaten hassas olan ayarları ile oynamamalıydın mesela… Ersun Yanal’ı Sivas maçından sonra basın/taraftar önünde suçlarken, Emre’ye kaçan şampiyonluğun faturasını çıkarırken yaptığının bir değişik versiyonuydu aslında o havalimanı vakası… Ki o maçtan sonra kaybedilmiş hiç bir şey yoktu daha!

İnsani açıdan Vitor’un bizim genlerimizle ne kadar uyuşmadığını düşünüyorsam da sportif olarak çok kötü bir tercih olmadığı kanısındayım. Adam bir sistem hocası. Portekiz’de, Yunanistan’da şampiyon olmuş… bizim kıytırık ligimizde mi olamayacak. Ersun Yanal’a nasıl bir sol kanat alamadıysa Vitor Pereira’ya da topu ileride tutan, pres yapan bir santrfor alamadı Ali Koç. Oysa adamın oynatmaya çalıştığı oyunun en kritik tarafı hücumda başlayan savunma… Vitor’u geçtim zaten Abubakar gibi bir topçunun fark yarattığı ligin en önemli bug’ı bu. Fiziksel temastan kaçmayan, bastıran, topu ayağında ezmeyen, kaleye direkt vurabilen bir santrfor… Vitor’a vereceğin 4 milyon Euro tazminatla bir tane böyle bir profil bulamadın mı mesela… Bu da işin gelinen son noktadaki finansal beceriksizlik tarafı.

Vitor mu böyle birini istemedi diyeceğim ama adam zamanında Fernandao’yu (bahsettiğim özelliklere yakın olmasından dolayı) van Persie’ye tercih eden biri… O yüzden buna ihtimal vermiyorum.

Crespo gibi, Min Jae gibi bizim müthiş scout ekibinin (!) rüyasında göremediği adamları takıma kazandırdı. Tisserand’ın futbolcu olduğunu hatırlattı… Ferdi’yi Fenerbahçe’nin yeni değeri haline getirdi… Taa ki Ali Koç ve diğerleri (Acun, Rıdvan, Mesut, tataftar her kimse) ayarları ile oynayıncaya kadar “ya adam bir şeyler yapacak galiba” dedirtti bana… Teknik hataları yok muydu? Elbette bir sürü vardı. Ama ayarları bozuluncaya kadar bunları minimumda tutmuştu.

Sonuç olarak Ali Koç’un iş bilmezliği bir teknik adamın daha (daha 4 yıl olmadan 7. kez) başarısızlığına dönüşmüş oldu.