Başta şunu söyleyeyim bugün nerdeyse 2-3 bin civarı seyirci vardı.
İkinci setin ortasında bile gelenler vardı.
Ee memur kentinde alakasız saate maç koyarsan olacağı budur.
Tribüncü tayfasının maça beklenilen ölçüde önem göstermemesi nedeniyle seyirci(kendimi ayrı tutmuyorum) tiyatro izlemekten farklı tepkiler vermedi.
İlk set sonrası, oyunda kenarda tribünde herkesin yüzler düştü.
İkinci setin ortasında koç İvan ve moralsiz Marshall'ı dinlendirince acaba normal sezondaki maç gibi bir geri dönüş olur mu dedim ama üçüncü sette yine kötü başlayınca maçın kaderi belli olmuştu.
İstatistiklerin yorumlanmasına göre iki takım arasında büyük fark yok gibi duruyor.
Sahada benim gözlemlediğim rakibin çok iyi yapıp bizim yapamadığımız şey, onlaarın savunmada her topa son topmuş gibi mücadele etmeleriydi.
Maç sırasında şunları yazarım diye kafamdan geçirmiştim; rakibin servise yüklenmesi, bizim orta oyuncuların iyi gününde olmamasından sürekli kenar hücumları yapmamız dolayısıyla tahmin edilebilir hücumlarımıza iyi kurulan bloklarla(bir ara her hücumumuz ya bloklandı ya da defanstan çıkarılabilecek kadar yumuşayıp rakibe hücum imkanı yarattı) üstünlüğü onların elde ettiği vs...
İstatistik kağıdında arada fark yok denildiğine göre baya bir yanılmışım.
Maçın adamı kesinlikle Juantoreno'ydu.
Hakikaten adamın her hareketinden kalite fışkırıyor.
Sezon bitimiyle üçe beşe bakmadan bağlamalı...
Rakip içinden tek övdüğüm öveceğim adam o'dur.
Bu arada kendisini ısınırken özellikle takip ettim.
Isınma sırasında ne zaman file önüne gelse sağ eliyle fileye değmek için azami gayret gösteriyor.

Bizim İvan'da tamamen müziğin ritmine göre ısınma ve açma germe antrenmanına devam ediyor.
Özel yeteneklerin hepsinde böyle garip huylar var anlaşılan.
Rakipten Hüseyin için ben bişey demiyorum.
Analar o'nun gibisini daha doğuramaz...
Bizim takımda iyi olan nerdeyse bir Allah'ın kulu yoktu.
İyi dediğimin iki gün yaşamadığını Marshall övgülerimin karşılığı olarak bugünkü performansından görebiliyorum.
Marshall demişken maç içinde sürekli bloklara yakalandığından çıktığını düşünüyordum ama kenara geldiğinden itibaren sağ omzuna tedavi uygulandığından oyun dışında olmasının tek sebebi kötü oyunu olmayabilir.
Neyse öyle ya da böyle bir maçı kaybettik.
Cumartesi günü daha nitelikli bir toplulukla(aynı gün gençFB'nin e-bilete hayır yürüyüşü varmış Ankara'da, o belki taraftar sayısını azaltabilir) ve takım kendini bulmuş bir şekilde sahada olursa maçı kazanmamak için bir neden göremiyorum.
Maç sonunda takıma moral alkışı yapıldığında Fonteles sürekli bir sonraki maç böyle olmayacak deyip durdu.
Umarım dediği gibi cumartesi günü sahaya yürek koyan bir takım izleriz.