Euroleague finali dahil, Kadın basketbol takımının tek maçını izlemediğim için yanılır isem kimse ayıplamasın. Çünkü Birsel ve Candace Parker dışında hiçbir oyuncuyu tanımıyorum. Pazar günü kanalları dolaşır iken en ölü saatte maçın üçüncü periyotuna rastladım ve üç beş dakikasına baktım. Kazandığımızı da akşam forumdan (Anka'nın mesajından) öğrendim. Şaşırdım. Çünkü izlediğim bölümde karşı taraf her yönüyle bizden daha iri, daha diri, daha istekli, daha organize bir takım görüntüsü veriyordu.
Nasıl kazandılar bilmiyorum ama -izlediğim beş dakikalık bölüm ne kadar kriter olacaksa- benim gördüğüm Yakın Doğu, bu Fenerbahçe'yi 20'ye bağlar. Yanına bile yaklaştırmaz. Dediğim gibi tesadüf ettiğim beş dakikayı baz alarak yazıyorum.
Hakan Abi, Ydü Vandersloot ve Mc Bride'ın sırtına binmiş gidiyor. Tabi bir de Quanitra meselesi var, onunla ilgili ayrıca bir şeyler yazacağım.
Hakkını yemeyelim Zafer Kalaycıoğlu'da kenardan takımına bizim koçtan çok çok daha iyi etki ediyor.
Q'ya gelince;
Hani çocukluğumuzda mahallede maç yapılırken aralara 3-4 yaşlarında çocuklar katılırdı. Kimisi topu elle alır koşar, kimisi de kale direği yaptığımız taşları alır bir kenara fırlatırdı..
Küçük oldukları ve anlamadıkları için gülüp geçer maçımıza devam ederdik..
Q da o misal ne yaparsa yapsın hakemler görmezden geliyor.
Hatalı yürümeler, sarılmalar hakemlerden yana öyle özgüven gelmiş ki bazı pozisyonlarda rib.a kalkarken bizim 2-3 oyuncumuzu bowling topu gibi savuruyor..
Son maçta bir pozisyon vardı ki eyvah dedim..
Pelin sol dipten boş üçlüğü buldu. Blok için pelin'in üzerine koşup öyle bir havalandı ki..
Pelin'in arkasında da bizim bench var. Hala şükrediyorum o gelişle bir faciaya yol açmadığı için..
Final sersindeki son dört maça baktığımızda bu kızın normal şartlarda 18-19 dk.yı zor tamamlaması lazım ama seride 2 faulle bitirdiği maç bile var.
Kim şampiyon olur kısmına gelirsek tamamen günlük performansa bakar.
Bizde C.parker Quigley ve Birsel oynayacağım derse maçı almaları zor.