Her ne kadar beklenen ve sıradan bir ayrılık gibi gözükse de özellikle genç oyuncular için üzerinde itinayla durulması gereken bir Fenerbahçe kariyeri oldu Thomson'un. Zira başarı her zaman iyiyi ve güzeli örnek almaktan değil kimi zaman da hatayı ve yanlışı ibret almaktan geçer kanaatimce.
Bana göre ilk büyük hatası en başından itibaren kısa zamanda çok fazla katkı vermek istemesi oldu. Bunun getirdiği aşırı istek ve konsantrasyona bir de sabırsızlığı eklenince hata üstüne hatalar yapmaya başladı. Battıkça çırpındı, çırpındıkça battı; bir yerden sonra da kamyonu devirdi haliyle.
İkinci büyük hatası ise özellikle faul konusunda hakemlerle aşırı derecede cedelleşmesiydi. Bu konuda da maalesef özellikle üslubunu bir türlü ayarlayamadı ve bir zaman sonra da kendini mimletdi zaten. Bunun da doğal sonucu olarak yaptıkları bir yana zaman zaman aleyhimize gelişen hakem eyyamlarının da genelde kendisi üzerinden yürümesine neden oldu. Özetle negatif anlamda ne varsa tüm dikkatleri itinayla üzerinde topladı resmen.
Üçüncü ve en büyük hatası ise koçu ve ekibi hiçbir zaman dinlememesi, gerek mental gerekse taktiksel anlamda ısrarla aynı hataları yapmaya devam etmesi oldu tabi. Takım içerisindeki kimselerden biri değilim elbet ama yukarıdaki hususlar doğrultusunda koç tarafından da yüzlerce kez uyarıldığına adım gibi eminim. Demekki koç da baktı her uyarı ve tavsiyesini kulak arkası edip ısrarla aynı şeyleri yapmaya devam ediyor, yolu gösterdi anlaşılan.
Yine de her şeye rağmen yaptığı hizmet ve gösterdiği emekten ötürü teşekkürler. Umarım buradaki yolculuğundan gerekli dersleri çıkarır bundan sonraki kariyerinde daha başarılı olur...