Şöyle bir hipotezim var;
Baştan söyleyeyim hiç bir duyumum yok, işkembeden atıyorum! Malum severiz hikaye yazmayı...
Sene başında Başkan, bir hedef verdi. Biz iyi bir seriyle başlayalım, neticesinde sponsor getireceğim dedi. Fikstür de bu hedefe uygundu. Yavaş yavaş efor arttı, CSKA ve Real maçları ile max a ulaştı. Bu arada Beko geldi ve ilk yarı bitti.
Şimdi yeni bir hikaye yazma zamanı. Tabi, artık resmin tamamını görmek daha kolay. Aşağı yukarı ilk sekize kimlerin gireceği daha rahat tahmin ediliyor. Buna göre Euroleague 2.yarısı için de bir strateji gerekli. Her maçı kazanmak istersin ama, bunu oyuncuyu max düzeyde koruyarak yapmak lazım. Bazı oyuncular, salacak, dinlenecek, mental olarak gevşeyecek. Koç bu durumda az süre alanlardan katkı bekleyecek. Yüksek yüzde ile kazandığımız maçlar sonrası elbette yük binen adamlar yorulacak. Sırada bekleyenlere gün doğacak, performans verdi-verdi, vermedi vallahi koç gözünün yaşına bakmaz. Top, birkaç haftalığına Euroleague ya da TBL farketmeksizin Ahmetin, Egehanın, Melihin, Greenin, Sinanın hatta Barışın elinde.
20.Hafta Oly = Maç içerde, savunma kasarız.
22.Hafta Pana = İçler acısı haldeydiler, yeni koç bakalım neler getirecek.
24.Hafta Efes = İlk yarıdaki tek malubiyetimiz vardı. Bu maça özel hazırlanacağız.
25.Hafta Real (D) = İkili averaj için çok önemli.
28.Hafta Cska (D) = İkili averaj için çok önemli.
Efes maçına kadar sallana sallana gideriz. Son iki hafta ise yine sallanırız. 24-28 arası max oluruz.