Oyunu görmeden, biraz çizgi roman tadında, biraz teşbih ile takımı yorumlamak istiyorum.
Takımlar sene başında kurulduğunda; "zamana ihtiyaç var", "biraz görelim", "ne oynayacaklar", "takım kimyası uyacak mı" vs. gibi çekincelerle çoğu kişi temkinli yaklaşır. Bunu söylememin nedeni, gerçekten takımın şaftı neredeyse tamamen değişti.
Benim gördüğüm, bu takımın bir karakteri var! Oluşturulmak istenen en önemli karakter, HIZ. Ben bu takımı kurulmaya çalışılan yapıyı görerek, bir suzuki hız motoruna benzetiyorum. Bu motorun amacı rakiplerini piste çekmek! Sürekli yarış kovalamak, hız yarıştırmak. Bu motorla, "tın tın" gidilmez. Çamur deryasında, tampon tampon gidilmez. Bu motoru yavaşlatmak isteyecekler. Ancak bu motor ribandu aldı mı, uçacak. Bloğu yaptı mı, potaya akacak. Tek eksik, sert bir uzun. Gerektiğinde mahallenin dayısı gibi, "noluyor burda" diye posta koyacak bir kabadayı.
Meşhur Aykut Kocaman deyişiyle; "rakipleri 60 dan sonra bükmek" gibi, bu takım 3.çeyreklerde rakipleri bükmeye aday adayı.
Sezon öncesi test maçlarında oyunu görelim, bakalım bizim motor Suzuki mi? Yoksa mobylette mi? Ama ben oluşturulmak istenen karkas ile heyecanlandım doğrusu...