Gönderen Konu: Fenerbahçe Ülker Köşe Yazıları  (Okunma sayısı 26804 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Eto

  • Genel Moderatör
  • Üye
  • Yaş: 34
  • Yer: Pendik-İstanbul
  • İleti: 772
  • Cinsiyet: Bay
Fenerbahçe Ülker Köşe Yazıları
« : 23 Aralık 2013, 22:39:40 »
HER ŞEY YENİ BAŞLIYOR.



Euroleague gruplarının noktalanmasıyla birlikte genel bir değerlendirme yapma vakti de geldi. Bu senenin kendi adıma en büyük gündemi olan basketbol takımı hakkında birkaç şey yazmazsam, ileride çocuklarımın yüzüne güvenle bakamamaktan korkuyorum.

Sezon başı gelişmeleri ve değişen ortam hakkında söylenecek her şey söylendi. Beni ilgilendiren kısmı gelişim tarafı ve gelinen nokta. Obradovic isminin olduğu yerde beklenti olmaması imkansız. Bunun yanında, yaşanmışlıklarla birlikte benim gibi bünyeler 'bekleyelim görelim' tavrına bürünmüştü. Haksız da değildik fakat Obradovic bize gereğinden fazla şey gösterdi. Bunu yazın devamında daha net şekilde açıklayacağım ama burada bulunsun.

Grup içerisindeki Barcelona ve Cska maçlarını sadece başkaldırabildiğimiz, pes etmediğimiz ve takım gibi parkeye basabildiğimiz birer mücadele olarak görüyordum. Bu şartlar içerisinde kazanılacak maçlar da tabii ki sürpriz olmayacaktı. Sonuç olarak ciddi bir bütçe var ortada. Bir de son senelerde olduğu gibi 'kağıt üzerinde' iyi bir kadro. Yine de kimlik kazanmak basketbolun en zor işidir. Obradovic ve oyuncuları kimlikleri cebindeymiş gibi başladılar sezona. Kiev maçında biraz geçmişe benzeyen ve 'acaba?' dedirten tablodan sonra her şey çok tadında gelişti.

Geçen seneden sonra, Barcelona maçında bir ara oluşan yirmi farklık açıklığın karşı tarafın sorumluluğunda olduğunu görmek her şeyi açıklıyor aslında. İlk günden beri Euroleague maçlarında net olarak gördüğümüz bir şey var. Parkeye ayak basan her adam o maçı istiyor. Kenardaki adam o maçı herhangi bir maçtan veya herhangi bir adamdan daha fazla istiyor. Fenerbahçe'nin geçen senelerden farklı olarak yaptığı tek şey belki de buydu. Karşımızdaki rakibe buradan çıkacak olan sonucun kendi isteğimiz doğrultusunda olacağını bastıra bastıra söyledik. Bunun yanında, geriye düştüğümüz ve beklediğimiz o sınavlara tabii tutulduğumuz maçlar da oldu. Bu dönem aslında Barcelona'nın geri dönüşü ve tutulup kalan oyuncuların bir şekilde maçı noktalayabilmesiyle başladı. Barcelona deplasmanında yediğimiz birkaç yumruktan sonra, tekrar maçın içine girebilmemizle gelişti. Cska için hayati bir maçı, sürekli maçın içerisinde kalarak ve sinir bozucu şekilde kazanarak iyice keyifli bir hal aldı. Cska'nın yaşadığı dönemsel sıkıntılar ya da oturmamış parçalara takılmamak lazım. Genel olarak yapabildiğimiz ve alışık olduğumuz şeyler değil bunlar.

Mental olarak aşılan bu eşikten sonra, çizilen, yapılmaya çalışılan teknik şeyler konusunda da bir şüphe kalmıyor zaten. Çünkü o konularda gidilen her yol kenardaki adama çıkıyor. Bundan daha büyük bir güven duygusu yok. Sadece tek bir örnekle bu konuyu geçmek istiyorum. Partizan yenilgisinde, fark ikiye kadar düşmüşken Bojan'a çizilen bir oyun var. Maçı edinme imkanım olmadığı için görüntülü analiz yoluna gidemiyorum ama çok net hatırlanacaktır. Tepede yapılan iki perde sonrası Emir solda boş kalıyor. Daha sonra dikkatlerden uzaklamış Bojan ters tarafa doğru devriliyor, gerekli perdeler yapılıyor ve maçı getirecek üçlük için fırsat elde ediyor. Bu tarz bir seti en son ne zaman gördük hatırlamıyorum. Aslında çok fazla takıma da nasip olmuyor.

Ben işleyen bu düzenin dişlilerine inmek istiyorum biraz da. Takımın böyle işeleyebilmesi için neler yapılmış ve kimler başrol oynamış biraz daha ayrıntılı bakmak gerekiyor.



'O sene bu sene'lerin Oğuz ile baş kahramanlarından birisi olan Emir Preldzic'ten başlamak gerekiyor diye düşünüyorum. 'O sene'yi en sonunda yakalayabildi. Topun tüm işleyişi O'na bakıyor. Sahada en çok kalan oyuncu ve kenarda olduğunda da net şekilde yokluğu hissediliyor. Ayaklarının çok hızlı olmadığını düşünürsek, asla çok iyi bir savunmacı olamayacak belki ama gayreti ve kol boyuyla birlikte savunmasını da -takımla birlikte- bir kademe yukarıya çıkarttığını söylemek yanlış olmaz. Ribaundlara yaptığı katkı da pozisyonuna göre çok çok değerli. Şut seçimleri çok daha mantıklı. Hala daha çok güvenilir bir el değil ama ritmindeki dalgalanmalar eskisi kadar can sıkıcı değil. Faul çizgisine hiç olmadığı kadar çok gidiyor ve yüzdesi de kabul edilebilir noktalarda.



Bunların ötesinde Emir'in sahada olduğu ve olmadığı istatistikler de burada. Çok uzun süreler sahada kaldığı için sağlıklı bir değerlendirme olmayabilir ama izleyen kişiler de az çok görüyordur. Emir bu sene topun dolaşmasındaki belki de tek anahtar. Olmadığı zaman yarı saha hücumlarımız kötü haller alabiliyor. Bu yüzden Emir bu sene çok çok kritik. Bu çizgide gitmek zorunda. Hatta belki de bir eklenti düşünülüyor olabilir. Sezonun geri kalanında aynı tempoda götürmesi iyice zorlaşacak.



Gelelim benim açımdan sezonun kahramanı olan Bo McCalebb'e. Sezon başında ''daha çok atış kullandığı bir düzenimiz olmalı'' dediğim için çok pişmanım. Gelinen noktada, Bo'nun rolü o kadar güzel çizilmiş ve Bo da rolünü o kadar iyi oynuyor ki Obradovic'e bir kez daha hayran kalmamak için hiçbir sebep göremiyorum. Bo'yu patlamaya hazır bekleyen ve gerektiği her an yüksek yüzdeyle sayı kazandıran bir savaşçıya dönüştürdü. Bo inanılmaz istiyor ve çok hırslı. Özellikle Emir, Bojan, Bjelica, Kleiza ile birlikte sahada bulunduğu zaman çok etkili bir hal alıyor. Onların yarattığı boşluklar ve şut tehditi ile Bo'nun oyun tarzının birleşmesini izlemek çok keyifli. Maç başına neredeyse iki top çalıyor ve ribaundlar konusundaki katkısı da inanılmaz. Bu sene bir şeyler başaracaksak en büyük kahramanlardan birisi Bo olacak. Hiçbir şüphem yok.



Geldiği sene nasıl bir skor potansiyeli olduğunu biliyorduk fakat Bojan Bogdanovic'in son Avrupa Şampiyonası ve devamında evrildiği model çok çok yüksek bir noktaya çıktı. Şu an Avrupa'nın en komple skorerlerinden birisi. Sırtı dönük oyununu getirdiği nokta ile birlikte tam olarak durdurulamaz bir skorer haline geldi. Hala daha tek eksiği toplu oyunu ve on saniye kadar elinde tutup saçmaladığı pozisyonlar olarak gösterilebilir. Bunun yanında mental olarak da belirli bir eşiği aşması gerekiyor. Büyük maçlarda büyük oynamaya başladı. Şimdi asıl sahne var. Orada da devamını getirmeli. Geleceği düşünmekten günü yaşayamayan adamlardan olmak istemem ama Bojan'ın olası gidişi çok büyük yaralar açabilir. O'nun ayarında ve O'nun silahlarına sahip bir skorer piyasada yok.



Gelelim işin en çok umut veren kısımlarından birisi olan Bjelica'ya. Çok çok uzun süredir basketbol izlemiyorum. Yaşım buna el vermez ama izlediğim dönem içerisindeki en yetenekli adamlardan birisi. Buna eminim. 'Hile' olarak tanımlanabilecek bir basketbol bilgisi, saha görüşü ve şut yeteneği var. Pozisyonu için ekstra olarak sayılabilecek bir sürü şeyi çok iyi yapıyor. Bjelica'yı özel kılan nokta burası. Şu an pozisyonu içerisinde dakika başına en çok sayı atan isim. Zoric ve Vidmar ile oynamaya başladığı 4-5 ikili oyunlarının artışı da sevindirici. Üçlük çizgisinin etrafından içeriye süzülüşleri skorer tadında. Bazen üçlük atması gereken yerlerde çok tereddüt ediyor. Bu kadar özgüveni yüksek bir adam için garip bir alışkanlık. Hele çizginin iki metre gerisinden attığı üçlükleri falan düşününce iyice garipsiyorum ama büyük bir problem değil. Üçlük isabeti ve yüzdesi ortada. Beklediğim şekilde ilerlerse, iki sene sonra Avrupa'nın en iyisi olabilir.



Beni en çok şaşırtan ve mutlu eden adamların başında gelen Kleiza'dan da biraz bahsetmek istiyorum. Yeteneğinden, yapabileceklerinden haberdardık fakat sakatlıklar ve Bjelica'nın alınmış olması bu transferi -kendi açımdan- çok ilginç kılmıştı. Kleiza'nın da topu isteyen ve dengesiz bir yapısı olduğunu biliyoruz. Burada işler pek öyle olmadı. Düzen içerisinde tanınan özgürlükleri 'bence' çok iyi anladı. Bir iki maç hariç haddini aştığını ya da takımı bozduğunu hatırlamıyorum. O zamanlar da eli sıcaktı ve O'nun seviyesindeki bir yıldızın deneyebileceği, belki de denemesi gerektiği pozisyonlardı. Yani aslında bozmak kelimesini kullanmak yanlış olabilir. Sezonun ortasında şut ritmi düştü. Bunun sebebini de yeni yeni öğrenmeye başlıyoruz. Tahmin edildiği gibi Kleiza vücudunu toparlamak için çalışmalar yapmış. Sene başında bel kısmından sarkan parçalar pek hoş gözükmüyordu. Eskisi gibi ince bir adam olmadığı aşikar ama bu yönde bir çalışma yapılması da normal. Zaten gerektiği her maçta, gereken skoru verdi. Sene başında, arkadaş sohbetlerinde konuştuğumuz 'Bu takımın lideri kim olur?' sorusunun cevabını daha çok Kleiza'da buluyorduk. O da kritik maçlarda pek aksini yapmadı. Şimdi daha fazla söyleyecek sözü olduğuna eminim.

--




Bunların yanında, Fenerbahçe'nin genel grafiği de bunu yansıtıyor. Ofansif olarak çok iyi bir noktadayız. Yine de yarı saha hücumunda ve yukarıda bahsettiğim Emir Preldzic'in olmadığı dakikalar konusunda aşmamız gereken çok önemli bir eşik var. Final Four macerası için Bo-Emir-Bojan üçlüsünün yanına bir tane daha güvenilir bir isim eklemek zorundayız. Kenan tam da tahmin ettiğimiz gibi gözümüzün önünde bağıra bağıra gelişiyor ama henüz o isim değil. Ömer'in son günlerde yaptığı şeyler sevindirici ama topa yön verme konusunda en son başvurulacak isim olabilir. Topun dolaşımını sağlayacak, takımını rahatlatacak bir isim lazım. Sene başı sorulsaydı saf bir iki numara isteyebilirdim ama gelinen noktada ihtiyacımız olan şey bu değil. Zoric'in de sezona beklenen noktada girmediğini söylemek gerek. Avrupa Şampiyonası ve Hırvat takımının saçma sistemi O'nu bayağı geri atmış. Fizik olarak da çok iyi değildi. Son bir aydır toparlanmaya başladığı hissediliyor. Bunu düzenli şekilde yapması da sevindirici. Hücum konusundaki silahlarını bir şekilde kullanacaktır. Bunun yanında Zoric'in zekasına ve perde bilgisine çok ihtiyacımız var. Yani diri kalmasına.

Hiçbir şey duymadım, hiçbir şey de araştırmadım ama bir takviye gelebileceğini düşünüyorum. Tam olarak bahsettiğim sebeplerden ötürü. Ya da takım içinde bir çözüm bulunacaktır. Bunun için benim aklım daha fazla çalışmıyor ama Obradovic ne yapar, ne düşünür bilemem. İlla ki en iyisini düşünecektir.

Sonuç olarak; gelinen nokta benim hayal gücümün ötesinde oldu. Bundan sonra asıl savaş alanı var. Oralara çok yabancıyız ve son tecrübemiz de pek hoş değildi. Şimdi nasıl kalktığımızı ve aslında daha fazlasına da sahip olduğumuzu gösterme vakti olabilir. Bu kadar büyük bir bütçeyle başladığımız ve başarı için gerekli olan bütün parçaların elimizde bulunduğu bu seneyi, klasik ufak eksikler yüzünden, gerektiği noktada bitirememekten korkuyorum. Ya da hala daha çok tedbirli yaklaşıyorum. Bilmiyorum. Ne olursa olsun, her şey şimdi başlıyor. Yolumuz açık olsun.
« Son Düzenleme: 08 Mayıs 2014, 15:45:06 Gönderen: Carter-Williams »

Çevrimdışı nemanja bjelica

  • Üye
  • Yaş: 36
  • Yer: Ankara
  • İleti: 2177
Ynt: Fenerbahçe Ülker Grup Maçları Değerlendirmesi
« Yanıtla #1 : 24 Aralık 2013, 00:22:24 »
Elinize sağlık güzel bir yazı olmuş.ALLAH utandırmasın.

Çevrimdışı tecessus

  • Üye
  • Yaş: 44
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 551
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe Ülker Grup Maçları Değerlendirmesi
« Yanıtla #2 : 24 Aralık 2013, 16:05:15 »
Radar chartlar için teşekkürler, en sevdiğim grafik türleridir, elinize sağlık
Fenerbahçe

Çevrimdışı Tolga Gümüş

  • Üye
  • Yaş: 32
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 658
  • Cinsiyet: Bay
    • tolgagumus_
Ynt: Fenerbahçe Ülker Grup Maçları Değerlendirmesi
« Yanıtla #3 : 24 Aralık 2013, 19:11:18 »
Euroleague'de kendi grup analizini yapmış; http://www.euroleague.net/news/i/126846
"Ben Fenerbahçe'ye ikinci olmak için gelmedim." - Zeljko Obradovic

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe Ülker Grup Maçları Değerlendirmesi
« Yanıtla #4 : 26 Aralık 2013, 13:20:52 »
Madem gruplarda belirlendi şöyle bi durum kontrolü ve takım incelemesi yapmak gerek diye düşünüyorum .

Olympiacos :
Son 2 yılda kazandıkları şampiyonluklarda kadro derinlikleri bence bu kadar yoktu. Bu yıl Real ile birlikte ürkütücü bir hale büründüler.Evet geldikleri grup belki ilk aşamadaki en kolay gruptu ama seyirci desteği olan İstanbul deplasmanında kontrolü elden bırakmayan ve aynı zamanda oyuncu dakikalarını iyi ayarlayan bir takım gördük.Evet hayalleriniz büyük ise Olympiakos ve Real Madrid gibi takımlarla bir yerde karşılaşmanız gerek.Ki bence gruplar bizim istediğimiz şekilde oldu.Önemli olan bundan sonra mevcut performansı artırarak devam etmek.
4   PETWAY, BRENT           USA          Forward   2.05   1985
5   LAW, ACIE                   USA           Guard   1.90   1985
6   DUNSTON, BRYANT           USA           Forward   2.03   1986
7   SPANOULIS, VASSILIS   Greece   Guard   1.93   1982
8   PERPEROGLOU, STRATOS   Greece   Forward   2.03   1984
9   PAPAPETROU, IOANNIS   Greece   Forward   2.03   1994
10   SLOUKAS, KOSTAS           Greece    Guard      1.90   1990
12   SIMMONS, CEDRIC            USA     Center   2.06   1986
14   BEGIC, MIRZA              Slovenia   Center   2.16   1985
15   PRINTEZIS, GEORGIOS   Greece   Forward   2.02   1985
16   AGRAVANIS, DIMITRIOS   Greece   Forward   2.08   1994
17   MANTZARIS, EVANGELOS   Greece   Guard   1.96   1990
18   KAVVADAS, VASILEIOS   Greece   Forward   2.04   1991
19   KATSIVELIS, DIMITRIOS   Greece   Guard   1.96   1991
24   LOJESKI, MATTHEW              USA   Guard   1.98   1985

Mevcut kadroları bu şekilde. Pire'de oynadıkları maçlarda genellikle ilk yarılarda 10-15 sayılık bir diferans yakalayıp maçı bunu koruyarak ya da üstüne koyarak devam etmeye çalışıyorlar.İlk tur grup maçlarında 11-22 lik GORA maçı dışında herhangi bir sorun yaşamamışlar özellikle hedef maçlarda.Bunun dışında Malaga ve Siena maçlarında da tek basketlik farklarla ilk çeyreği geride geçmişler.Deplasman ise Malaga maçı dışında yumruğu ilk çeyrekte vurmuşlar.

81.2 sayı ortalaması ile oynuyor Olympiakos. Bence asıl önemli olan %57 lik 2 sayılık atış yüzdesi. 3 sayılış atış yüzdesi %38.4 . Serbest atış yüzdesi Bryant Dunston'a rağmen %70.
Maç başına ortalama 32.6 ribaund alıyorlar. Bu rakam BENCE Euroleague seviyesi için düşük.Takımın en ribaundcu ismi ise Bryant Dunston.Özellikle ofansif ribaundlarda çok dikkat edilmesi gereken bir isim.Maç başına yapılan 18.7 asist karşılığında ise 12.7 top kaybı ile oynuyorlar.Spanoulis gibi bi winner'ın olduğu bir takımda bu top kaybı oranı oldukça kabul edilebilir.

Takımın sayı lideri 15.8 sayı ortalaması ilse Spanoulis.Printezis-Bryant ikilisi totalde ortalama 13 ribaundluk katkı yapıyorlar.

İlk tur gruplarında en çok yıpranan yani en çok süre alan oyuncular ise ; 27.17 Spanoulis - 25.43 Lojeski - 25.28 Dunston .

Acie Law kenardan inanılmaz bi eneji ve katkı ile geliyor.Bunun dışında yıllardır bildiğimiz Printezis aynı şekilde atış stiliyle oynamaya devam ediyor.Takım oyununa devam eden Olympiakos Lojeski ' den beklentiler dahilinde katkı almaya devam ediyor.Perperoglu bu yıl extra katkı veriyor.Sloukas zor anlarda el yakayan şutlarda gene titremeden devam ediyor atmaya.Mantzaris , Brent Petway ve Cedric Simons işin emek kısmında gene işbaşındalar.Ek olarak Printezis 'i yazmaya gerek duymadım.Malumunuz bütün ağır ve pis işlerin hepsi onun sırtında.

Geçen yıldan eksik olarak Kostas Papanikolou'nun öldürücü nitelikteki diplerden gelen 3 sayılık atışlarını ve mükemmel ötesi savunmasını ve K.Hines'ın pota altında güce dayalı boyundan büyük işlerini aramıyor değiller.

Bu yıl uzun seçimlerinde Pana'nın Lasme ve Gist seçimlerine karşılık verebilmek adına biraz daha uçan kaçan isimleri tercih ettiler.

Şu ana kadar Begic'ten istedikleri katkıyı alamadılar.Asist ve Ribaund konusunda sıkıntıları oldukları çok belli.Takviye yaparlar mı bilemem ama bence ihtiyaçları var.Özellikle bizim beğenmediğimiz Vidmar tarzında bir oyuncuya ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum.

Başlangıç olarak Olympiakos değerlendirmesi yaptık devamı yolda ;-)

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe Ülker Grup Maçları Değerlendirmesi
« Yanıtla #5 : 26 Aralık 2013, 13:21:57 »
Şimdi sırada EA7 Emporio Armani Milano

Geçmişten kalan bir hesabımız var EA7 ile . İtalyanların paralı mahalle çocuğu olaran nitelendirilen EA7 bu yıl genel olarak güzel bir kadro kurdu.
Gruplara bakarak 3.lerden seçim yapmak istesek EA7 bunlardan birisi olurdu diye düşünüyorum.
00   HAYNES, MARQUEZ   USA   Guard   1.88   1986
5   GENTILE, ALESSANDRO   Italy   Guard   1.96   1992
6   GIGLI, ANGELO   Italy   Forward   2.09   1983
7   CERELLA, BRUNO   Italy   Guard   1.94   1986
9   MELLI, NICOLO   Italy   Forward   2.05   1991
12   TOURE, MOHAMED   Italy   Guard   1.90   1992
13   CHIOTTI, DAVID   USA   Forward   2.05   1984
14   KANGUR, KRISTJAN   Estonia   Forward   2.01   1982
21   MERLATI, ANDREA   Italy   Forward   1.98   1995
23   LANGFORD, KEITH   USA   Guard   1.93   1983
24   SAMUELS, SAMARDO   Jamaica   Forward   2.06   1989
30   WALLACE, C.J.   USA   Forward   2.06   1982
31   LAWAL, GANI   USA   Forward   2.05   1988
34   MOSS, DAVID   USA   Forward   1.95   1983
55   JERRELLS, CURTIS   USA   Guard   1.85   1987

mevcut kadroları bu şekilde oluşuyor.Bunun yanında D. Hackett ismini de artık bu kadroya yazabiliriz. Ne derece gerekli bir transfer olduğu bilinmez ama Siena'dan kaptıkları son isim yüksek olarak Hackett olacak.
Spanoulis'li Olympaikos'un aksine EA7'de dakika paylaşımı konusunda sorunlar var. 20 dakika ortalamanın üzerinde oynayan 7 oyuncu var (Gentile,Jerrells,Kangur,Langford,Melli,Moss,Samuels) .

5 galibiyet 5 mağlubiyet ile geldikleri TOP16'da ne yapacakları ise bence çok meçhul.Maçlara iyi başlamakta zorluklar yaşayan EA7 genellikle ilk çeyrekleri kafa kafaya oynuyorlar.Deplasman ise ilk çeyreklerde abondane olma ihtimalleri çok yüksek.Zira ilk tur gruplarında önde bitirdikleri herhangi bir deplasman ilk çeyreği yok.

Takımın sayı yükü Gentile ve Langford üzerinde.Maç başına bu ikili minumum 30-35 sayı atıyorlar.Takım ortalamasının 74.2 olduğunu düşünürsek %50 ' ye yakın bir oran yakalayan bu 2 oyuncu ana hücum silahı durumundalar.Takımda asist konusunda öne çıkan isimler ise Gentile-Langford ve Jerrells . %51.4 2 sayılık %30.3 3 sayılık ve %74.7 serbest atış yüzdesine sahip olan EA7 maç başına ortalama 34.2 ribaund çekiyor.Maç başına 13.5 asist oranı ise bu takımın ''bencil'' oluşunun bir göstergesi.12.7 top kaybı oranı mevcut.Yani asist-top kaybı oranı hemen hemen 1 ..Melli açık ara takımın ribaund lideri.
Jerrells-Melli-Langford-Moss-Samuels ilk 5'i zorluk seviyesi yüksek maçlarda tercih ettikleri başlangıç seçimi.

Takımın düzeninden bahsetmemiz zaten imkansız.Guard olarak Jerrells birinci opsiyon olan bir takımda bireysel performansların önplanda olması normal.Hackett takviyesinden sonra biraz daha düzene gireceğine inandığım EA7 gene en büyük sorunu pota altında yaşıyor.Genç Melli emek kısmında devrede.Jamaikalı Samuels aldığı dakikaya oranla düşük sayı üretiminde bulunsa da yüzdeli atmasından dolayı pozitif katkıda bulunuyor.Gani Lawal - Kangur ikilisi fazlasıyla katkıda bulundular.Beklentilerin üzerinde olmalarının sebebi de buydu aslında.Sorunlu oyunculardan kurulu EA7 genel olarak günlük/anlık performanslarla tabiri caizse ''Geçinen'' bir takım haline geldi.
Son olarak dikkat çekmek istediğim bir oyuncu var : C.J Wallace . 2001-2011 yılları arasında çok iyi performans gösteren bu oyuncu geçirdiği sakatlık ve Gran Canaria seçimi üzerine kariyerini düşüşe geçerdi.31 yaşına gelen oyuncu son yıllarda diz sakatlığı üzerine sorunlar yaşasa da o katkı vermeye başlarsa EA7 etkin bir takım haline gelebilir.

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe Ülker Grup Maçları Değerlendirmesi
« Yanıtla #6 : 26 Aralık 2013, 13:23:15 »
Şimdi Sırada Yılların Tau Ceramica'sı bi kaç yıl öncenin Caja Laboral'i ve son olarak Labarol Kutxa Vitoria ..

Hani Euroleague'i Türkiye Birinci Futbol Ligi ile eşleştirmeye kalkarsak büyük takımların en çok zorlandığı deplasman ( Bursa-Eskişehir) Laboral deplasmanı olarak görülebilir.Ciddi olarak hiç ama hiç istemediğim bir takımdı.Onlarla daha önce defalarca oynadık.Ve genel olarak başarısız sonuçlar aldık.Dengeli bir ekip olarak nitelendirebileceğimiz olan LABORAL  bu yıl Bjelica'yı aldığımız takım .

4   MAINOLDI, LEO   Argentina   Forward   2.03   1985
5   NOCIONI, ANDRES   Italy   Forward   2.03   1979
7   VAN OOSTRUM, DEVON   England   Guard   1.93   1993
8   HANGA, ADAM   Hungary   Forward   2.00   1989
11   HAMILTON, LAMONT   USA   Center   2.08   1984
12   DIOP, ILIMANE   Senegal   Center   2.10   1995
15   HODGE, WALTER         USA   Guard   1.82   1986
19   SAN EMETERIO, FERNANDO   Spain   Guard   1.98   1984
21   PLEISS, TIBOR   Germany   Center                           2.13   1989
22   HEURTEL, THOMAS           France         Guard   1.89   1989
25   JELINEK, DAVID          Czech Rep.     Guard   1.94   1990
51   BJELICA, MILKO              Montenegro   Forward   2.07   1984
55   CAUSEUR, FABIEN          France   Guard   1.94   1987
MARTINEZ, CARLOS              Spain   Forward   1.96   1996

bu oyuncular LABORAL ' in kadrosunu oluşturmakta.Az önce de bahsettiğimiz gibi kendi evinde attıkça coşan bir takım olan LABORAL İspanyol ekolünün bir temsilcisi.İlk tur gruplarda 6 galibiyet 4 mağlubiyet ile elde ettiler.Son hafta 7 sayı farkla kazandıkları KUBAN maçı sayesinde PANA'yı da yanına alarak bizim gruba geldiker. DİOP dışında takım inanılmaz dengeli ve uyumlu bir şekilde rol alıyorlar.10 dakikanın altında süre alan sadece 1 oyuncu var.20 dakikanın üzerinde ise 8 oyuncu var.

Takım maç başına ortalama 76.7 sayı atıyor.%55.1 2 sayılık - %35.4 3 sayılık ve %80.4 serbest atış yüzdesiyle oynuyorlar.32.9 ribaund oranı düşük dediğimiz Olympiakos seviyesinde.16.6 asist oranına karşılık 13.7 top kaybı oranı ise düşündürücü.

Takımın Ribaund lideri NOCİONİ.Tibor Pleiss ise onun en büyük yardımcısı.Walter Hodge topa yön veren isim. Maç başına en az 3 asist yapan HODGE aynı zamanda Pick'n Roll oyunlarında da etkin rol oynuyor.

Takımda sayı dağılımı geniş bir payda da ele alınmalı.Milko Bjelica,Hamilton,Andreas Nocioni ve Tibor Pleiss 50-55 sayı civarında katkıda bulunuyor.Ama her maçın kendisine göre bir hikayesi ve kahramanı oluyor LABORAL'de.

2 maçta da MACCABİ'yi yenmeleri onların potansiyellerini ve yeteneklerini göz önüne çıkartıyor.Ama 2 maçta da KIZILYILDIZ'a yenilmeleri de düşündürücü.Gruptaki diğer mağlubiyetlerini PANA ve KUBAN'a karşı aldılar.

Thomas Kelati-Kaukenas-San Emeterio-Fabien Causeur takıma katkı sağlayan diğer oyuncular. Özellikle San Emeterio tutturursa can yakabilecek bir oyuncu.

Dikkat çekmediğim isim ise Head Coach Sergio Scariolo.Onun Malaga kariyerini unutmak imkansız.Bu sene başına geçtiği LABORAL'de aynı etkiyi yapabileceği kanaatindeyim.

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe Ülker Grup Maçları Değerlendirmesi
« Yanıtla #7 : 26 Aralık 2013, 13:23:57 »
Unicaja Malaga ...

Gruptaki diğer bir İspanyol.İçeride bazen hissettikleri taraftar desteği ile rakibin kafasına balyoz indirebilen , ama bazen de aşırı kırılgan yapılarından dolayı kazanmları gereken maçları kaybeden bir ekip.
6   TODOROVIC, DEJAN   Serbia   Forward   1.96   1994
8   SABONIS, DOMANTAS   Lithuania   Forward   2.08   1996
9   VIDAL, SERGI   Spain   Guard   2.00   1981
10   URTASUN, TXEMI   Spain   Guard   1.93   1984
11   CALLOWAY, EARL   USA   Guard   1.90   1983
12   SUAREZ, CARLOS   Spain   Forward   2.02   1986
15   GRANGER, JAYSON   Uruguay   Guard   1.89   1989
17   VAZQUEZ, FRAN   Spain   Center   2.09   1983
18   NGUIRANE, MAODO MALICK   Senegal   Center   2.10   1993
19   TOOLSON, RYAN   USA   Guard   1.93   1985
21   KUZMINSKAS, MINDAUGAS   Lithuania   Forward   2.05   1989
22   DRAGIC, ZORAN   Slovenia   Guard   1.96   1989
30   HETTSHEIMEIR, RAFAEL   Spain   Center   2.08   1986
33   CANER-MEDLEY, NIK   USA   Forward   2.03   1983
51   STIMAC, VLADIMIR   Serbia   Center   2.10   1987
DIAZ, ALBERTO   Spain   Guard   1.90   1994

Bu kadroda göze çarpan isimler ; bu sezon ki muhteşem çıkışıyla Nik-Caner MADLEY , Dragic biraderlerin Avrupa şubesi olan Zoran DRAGİC ve BARCA'da geçirdiği yıllardan sonra sahil kasabasına yerleşmiş emekli modundaki Fran VASQUEZ.

İlk tur gruplarda 75.59 sayı ortalaması yakalayan MALAGA geçtiğimiz yıllara göre düşük olan şut yüzdesiyle göze çarpıyor.
%52.5 2 sayılık - %32.4 3 sayılık ve %72.4 serbest atış yüzdesi yakalayan MALAGA , maçlarda ortalama 35.1 ribaund alıyor.Takımın ''Ribaund Kralı'' CANER-MADLEY maç başına 5.4 ribaund alıyor.Oyun kurucu olarak takımda Granger-Calloway ikilisini görüyoruz.Bu ikili maç başına 9-10 asist yapıyor.11.6 olan top kaybı oranı ise kabul edilebilir seviyede.Top kaybında bile bir dengeden bahsedebiliriz.

Daha önceden tanıdık yüzler olarak KARŞIYAKA zamanından TOOLSON ve daha geçen yıla kadar BANVİT forması giyen STİMAC karşımıza çıkıyor.
Fakat aldığı dakikaya ve beklentiye göre epey düşük seviyede kalan TOOLSON şu aralar Koç JOAN PLAZA'nın en önemli sorunlarından birisi.
İlk tur gruplarında 5 galibiyet 5 mağlubiyet alan MALAGA en kritik maçlarda ( Son SİENA galibiyetine rağmen) reaksiyon göstermekte zorlanan bir takım.Örneğin İstanbul'da GSLH'ı yenselerdi grupta 2. ya da 3. olmak için oldukça güçlü bir söze sahibi olacaklardı fakat o kadar kırılgan bir takım ki 10 sayı farkla önde gittikleri SİENA maçını son topta kazandılar.

Takımın başında oldukça deneylimli bir koç olan JOAN PLAZA var.Takım geçtiğimiz yıllarda epey başarılı olsa da beklenilen seviyeye bir türlü gelemediler.Gene de grupta dikkat edilmesi gereken takımlardan birisi de  MALAGA ...

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe Ülker Grup Maçları Değerlendirmesi
« Yanıtla #8 : 26 Aralık 2013, 13:24:29 »
Koç OBRA'nın Pionir Arena'dan sonra duygusal anlar yaşayacağı OAKA ... Yani PANATHİNAİKOS ...

Hani bir takım hakkında yorum yaparsınız sizi yanıltmak adına yeni şeyler bulmaya devam eder ya işte PANA tam da öyle bir takım.Hem futbol hem de basketbol takımındaki bütçe daralması yüzünden belki de son yıllardaki en kötü ilk tur grup performasını yaşadılar.Son hafta LABORAL'in KUBAN'ı yenmesi sayesinde grubumuza gelen PANA benim hiç ama hiç istemediğim bir takımdı.

5   CHARALAMPOPOULOS, V.   Greece   Forward   2.02   1997
6   BRAMOS, MICHAEL   Greece   Guard   1.96   1987
7   CURRY, RAMEL   USA   Guard   1.91   1980
8   BATISTE, MIKE   USA   Forward   2.04   1977
9   FOTSIS, ANTONIS   Greece   Forward   2.09   1981
10   UKIC, ROKO   Croatia   Guard   1.96   1984
11   LASME, STEPHANE   Gabon   Forward   2.03   1982
12   MAVROKEFALIDIS, LOUKAS   Greece   Center   2.10   1984
13   DIAMANTIDIS, DIMITRIS   Greece   Guard   1.96   1980
14   GIST, JAMES   USA   Forward   2.06   1986
15   PAPPAS, NIKOS   Greece   Guard   1.94   1990
16   GIANKOVITS, VLANTIMIR   Greece   Forward   2.02   1990
17   SHANG, PING   China   Forward   2.05   1984
18   MACIULIS, JONAS   Lithuania   Forward   1.98   1985
19   APOSTOLIDIS, GEORGIOS   Greece   Forward   1.97   1984
20   DIAMANTAKOS, GEORGIOS   Greece   Center   2.14   1995

Bütçe daralması olmasına rağmen oldukça potansiyelli oyunculardan kurulu ve evinde adeta sırtını taraftarına yaslayarak rakip takımı boğan bir ekip.Malum sebeplerden ötürü bizim OAKA'daki maçlarımız çok da sakin geçmeyecektir.Belki , bir ihtimal OBRA'dan dolayı hafif bir sempatiklik olabilir.

PANA ilk tur gruplarında 76.8 sayı attı. 2 sayılık yüzdeleri %49.9 3 sayılık yüzdesi 36.1 ve serbest atış yüzdeleri %75.2 . 2 sayılık atış yüzdesinin bu kadar düşük olması gerçekten düşündürücü.Pota altında zıp zıp isimlere rağmen yumuşak kalma sorunu devam eden PANA maç başına 31.8 ribaund alıyor.DİAMANTİDİS'in kötü zamanlar geçirdiği ilk tur gruplarında 17.1 asist ve 12.4 top kaybı oranlarına sahip oldular.

Takımın sayı lideri maç başına 12.3 ile Jonas MACUILIS. En çok ribaund alan oyuncu LASME . Onun yardımcılığını ise eski kurt FOTSİS üstleniyor.Asist liderini tahmin etmek ise çok da zor değil.

MACCABİ'ye 2 maçta da yenilmeleri eskisi kadar sert olmadıklarını gösteriyor.Fakat asıl düşündürücü olan bence rakiplerin nefes almakta zorlandığı OAKA'da ilk tur gruplarında 2 mağlubiyet almaları.Genelde namağlup geçtikleri periyotta 2 mağlubiyet onların tarzı değil.

Benim düşünceme göre onların en büyük sorunu gençlik . 30 yaş üzerinde 7 oyuncuya sahip PANA. Ki bu isimlerin başında DİAMANTİDİS geliyor. İlk tru gruplarda onları darma dağın edebilen bir takım yok.Bu biraz da tecrübe biraz da strateji ile alakalı bir durum. Son MACCABİ maçını 13 sayı ile kaybettiler.RYTAS'a 1 , LABORAL'e 2 ve KUBAN'a 3 sayı farkla kaybettiler.Yani son toplar girseydi PANA grup ikincisi olarak da gelebilirdi bizim grubumuza.

DİAMANTİDİS-LASME-BRAMOS-MACIUILIS ve son olarak biraz da UKİC takımın öldürücü isimleri olarak dikkat çekiyor.Ayrıca bize son yıllarda saç baş yoldurmuş olan GİST ve BATİSTE de PANA kadrosunda süre alıyorlar.BATİSTE yaklaşık olarak 6-7 dakika oynasa da GİST enerjisi sayesinde 20 dakika civarında oyunda kalıyor.
DİAMANTİDİS üzerine kurulu setler izlediğimiz PANA'da Ramel CURRY ve MACIUILIS ceza şutlarını %40 civarında sokuyor.LASME'nin bu yıl %47 civarında seyreden 2 sayılık atış yüzdesi onların temel sorunlarından birisi.Fakat çoğu smça olmak üzere GİST %70 ile 2 sayılık atış kullanıyor.Fazla süre almasa da sene başında kadroya dahil etmek adına ismi bizimle anılan MAVROKEFALIDIS ise sakatlıkların etkisinden kurtulamamış olacak ki ortalama sadece 6.5 dakika oynuyor.Ayrıca sık sık girdiği faul problemi de bunun sebeblerinden birisi.Son olarak maç başına 3.3 blok ortalaması da oldukça dikkat çekici.

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe Ülker Grup Maçları Değerlendirmesi
« Yanıtla #9 : 26 Aralık 2013, 13:25:18 »
İlk tur gruplarında da birlikte yer aldığımız FC BARCELONA .

00   PULLEN, JACOB   USA   Guard   1.85   1989
6   DORSEY, JOEY   USA   Center   2.03   1983
8   SADA, VICTOR   Spain   Guard   1.92   1984
9   HUERTAS, MARCELINHO   Brazil   Guard   1.90   1983
10   ABRINES, ALEJANDRO   Spain   Forward   1.97   1993
11   NAVARRO, JUAN CARLOS   Spain   Guard   1.91   1980
14   TODOROVIC, MARKO   Montenegro   Forward   2.08   1992
16   PAPANIKOLAOU, KOSTAS   Greece   Forward   2.03   1990
23   HEZONJA, MARIO   Croatia   Forward   1.98   1995
24   OLESON, BRAD   USA   Guard   1.91   1983
25   LORBEK, ERAZEM   Slovenia   Center   2.08   1984
30   LAMPE, MACIEJ   Poland   Center   2.10   1985
34   NACHBAR, BOSTJAN   Slovenia   Forward   2.06   1980
44   TOMIC, ANTE   Croatia   Center   2.17   1987

Son 2 haftada herkes CSKA gelsin derken ısrarla BARCA'yı isteyen birisi olarak muradıma ermiş durumdayım.BARCA'yı çok fazla anlatmaya gerek yok.İlk turda oynadığımız 2 maçta takımın etkili olduğu alanları net olarak gördük.Ve tabi ki yumuşak karnını da.Sezon genelindeki istatistiklere bakacak olursak hata yapacağımıza inanıyorum.Son 7 maç daha belirleyici olacaktır.6 galibiyet 1 mağlubiyet (CSKA deplasman) aldığı bu süreçte NANTERRE deplasmanı ve KİEV deplasmanı onların eksileri.Bizim maçta oynadıkları kusursuz ilk çeyrek ise belki de en göz dolduran performansları.

78.59 sayı ortalaması ile oynuyor BARCA . Zor bir gruptan geldiğini varsayarsak oldukça iyi bir performans. Onlar adına yüzdelerde kötü olarak söyleyebileceğimiz şeyler %69 serbest atış yüzdesi ve %32 üç sayılık yüzdesi.Vites artıracağından adımız gibi eminiz BARCA'nın ama deplasmanda oynadıkları CSKA maçında da vites yükseltmişlerdi.Sonuç olarak 14 sayılık mağlubiyet.
Takımda klasik olarak NAVARRO en skorer isim. 2 maçta bize toplamda 31 sayı atmış NAVARRO.
Bizimle oynadığı maçlara bakarsak  ;
2.maçta bizi yaralayan kısım NACHBAR ve PAPANIKOLAOU dan gelen etkileyici performanslar.İlk maçta totalde 5 sayı atan bu ikili ikinci maçta 41 sayı ile bizim fişimizi çektiler.
60.9% 2 sayılık    33.3% 3 sayılık    80% serbest atış yüzdeleri ile oynadıkları 2. maçta sezonun belki de en İSABETLİ gecesini yaşadılar.
Sayılar arasında kalmadan NEDEN BARCA sorusunun cevabını verelim.
CSKA-BARCA kıyaslaması yapacak olursak BENİM basketbol bilgi ve görüşüme göre CSKA kat be kat daha potansiyelli daha iş bitirici ve daha büyük oyunculara sahip ekip.
Örneğin guard rotasyonu Teodosic-Pargo-Jackson olan bir ekiple mi karşılaşmak istersiniz yoksa Huertas-Sada-Navarro mu ?
Pota altında ; dışarıdan oynamayı seven Lampe-Nachbar-Lorbek gününde olmadığında sizi çılgına çeviren Tomic istikrarsız Dorsey ' i mi tercih edersiniz  yoksa HINES-KHRYAPA-KAUN-VORONTSEVİCH-KRSTİC pota altını tercih ederdiniz ?
Bakınız benim yazdıklarım ihtimallere dayalı ama nasıl Kleiza'dan yüksek bir beklentim varsa aynı şekilde KRSTİC'de daha fazla katkı verecek . Ve ne olursa olsun koç farkı da var.MESSİNA'nın takımına karşı oynamak istemem ki kıyaslamaya kalkarsak ayıp edeceğimizi düşnüüyorum PASQUAL ile.

Bizim BARCA'yı nasıl yendiğimizi iyi hatırlamamız gerekiyor.
1-NACHBAR ve PAPA devre dışı bırakılmalı.
2-Maç skoru 60 ile 75 arasına indirilmeli yani düşük tempo ve el gösterilen şutlar
3-KLEİZA mutlaka hücumda sorumluluk almalı.
4-Asist yükü sadece EMİR'de olmamalı.

BARCA üzerine söylenebilecek notlar şimdilik böyle.

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe Ülker Grup Maçları Değerlendirmesi
« Yanıtla #10 : 26 Aralık 2013, 13:25:49 »
Grubun en zayıf ekibi olarak gözüken ve bizden hariç oynadığı maçlarda alacağı galibiyetler ile bize F8 yolunu açacak olan ANADOLU EFES .

Son yılların belki de en düşük bütçeli ekibini kurdular.Ama gene de harcadıkları rakam çok da düşük değil.Yani geçen yıldan bi 5-10 milyon euro daha az harcadılar.

4   BALBAY, DOGUS   Turkey   Guard   1.85   1989
6   OSMAN, CEDI   Turkey   Forward   2.04   1995
7   VASILEIADIS, KOSTAS   Greece   Forward   2.00   1984
8   BATUK, BIRKAN   Turkey   Forward   1.96   1990
9   ERDEN, SEMIH   Turkey   Center   2.10   1986
12   GONLUM, KEREM   Turkey   Forward   2.08   1977
13   KILICLI, DENIZ   Turkey   Forward   2.06   1990
20   SAVANOVIC, DUSKO   Serbia   Forward   2.04   1983
21   ULUBAY, OKBEN   Turkey   Forward   2.00   1997
22   GORDON, JAMON   USA   Guard   1.91   1984
32   HOPSON, SCOTTY   USA   Forward   2.00   1989
33   DRAGICEVIC, TADIJA   Serbia   Forward   2.05   1986
34   PLANINIC, ZORAN   Croatia   Guard   1.99   1982
41   KOSUT, EMIRCAN   Turkey   Center   2.16   1995
42   BARAC, STANKO   Croatia   Center   2.17   1986
YILDIZLI, BURAKCAN   Turkey   Forward   2.04   1994

Mevcut kadro bu şekilde.Nereden başlayacağımı bilemediğim şeyler var . Örneğin beklentilerin olduğu oyuncuların kötü performansları mı desem ya da dengesiz kurulmuş bir takım mı desem .. İnanın söylenecek o kadar çok şey var ki.

Takım maç başına 74.09 sayı atıyor. 50.1% 2 sayılık 37.7% 3 sayılık ve serbest atış yüzdesi olarak da 66.5% oranına sahipler.Geldikleri basit grup düşünülürse bunlar oldukça kötü rakamlar.Maç başına 30 ribaund alıyorlar.Semih ERDEN ironik bir şekilde 6.3 ribaund ile takımın ribaund kralı.HOPSON maç başına 15.4 sayı ile sayı lideri.15.6 asist yapan EFES 13.2 top kaybı ile oynuyor.

Takımı bireysel olarak ele alırsak GORDON olmasa 4 galibiyet aldıkları ilk turda yüksek ihtimalle 2 galibiyet alırlardı.36 yaşındaki KEREM takımı ateşleyen parça.İstikrarsız Yunan VASİLEİADİS anlamı olmayan DRAGICEVİC ve kariyerinin en kötü sezonunu yaşayan PLANINİC EFES'i özetleyen cümleler olarak tarihe geçmeli.

Takımda yıldız adayı olan genç oyuncular var.OSMAN-OKBEN-EMİRCAN ve BURAKCAn dışında beni heyecanlandıran herhangi bir şey yok EFES'te .

Grup sonunculuğu için en büyük favorim olan EFES umarım bize karşı 2 mağlubiyet alır ama kritik maçlarda diper takımlara darbe vurur.

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe Ülker Grup Maçları Değerlendirmesi
« Yanıtla #11 : 26 Aralık 2013, 13:26:50 »
Ve biraz da kendimize bakalım ...
FENERBAHÇE ÜLKER

4   McCALEBB, BO   USA   Guard   1.83   1985
7   ONAN, OMER   Turkey   Guard   1.94   1978
8   BJELICA, NEMANJA   Serbia   Forward   2.09   1988
9   ERMIS, BARIS   Turkey   Guard   1.94   1985
10   MAHMUTOGLU, MELIH   Turkey   Guard   1.91   1990
11   KLEIZA, LINAS   Lithuania   Forward   2.03   1985
12   TURKYILMAZ, IZZET   Turkey   Forward   2.10   1990
13   VIDMAR, GASPER   Slovenia   Center   2.10   1987
17   OLMAZ, AYBERK   Turkey   Forward   2.07   1996
21   SAVAS, OGUZ   Turkey   Center   2.13   1987
22   ZORIC, LUKA   Croatia   Center   2.11   1984
25   SIPAHI, KENAN   Turkey   Guard   1.97   1995
33   BIRSEN, JAMES METECAN   Turkey   Forward   2.03   1995
41   KARAMAN, ILKAN   Turkey   Forward   2.05   1990
44   BOGDANOVIC, BOJAN   Croatia   Forward   2.00   1989
55   PRELDZIC, EMIR   Turkey   Forward   2.06   1987

Kadroya eklemeler olur mu olmaz inanın bilmiyorum.Ama bildiğim bir şey varsa bu takım gösterdiği potansiyelden daha fazlasına sahip.
Takımımızda BOJAN 31.17 dakika ortalama ile epey yıpranıyor.BOJAN dışında 20 dakika üzeri oynayan 3 isim var.
Bjelica 24.33 Bo 25.13 Emir 29.37 . Ligdeki anlamsız yabancı sınırlaması da dikkate alınırsa EMİR üzerine inanılmaz yük biniyor.Ve OBRA elinden geldiği her an onu dinlendirmeye çalışıyor. Takımımız ilk tru gruplarında 84.9 sayı ortalamasına sahipti.   %56.62 sayılık ve %38 3 sayılık yüzdesinin yanı sıra %76.1 olan oldukça kabul edilebilir bir serbest atış yüzdesine sahip.Maç başına 10.9 hücum ribaundu alıyoruz.Bu konuda takım lideri VİDMAR.Savunma ribaundu ortalamamız ise 23.6.Bu kısımda takım lideri EMİR. Ribaund ortalamamız bence EUROLEAGUE seviyesi için düşük.Bu ortalamanın 37-38 ve hatta 40 olduğunu görürsek herşey çok daha güzel olabilir.
Maç başına 16.2 asist ortalaması ortalama bir rakamdan biraz daha üstte diyebiliriz.Ama daha iyi olmaması için hiç bir sebep yok.Takımın asist lideri 5.6 asist ile EMİR.
Bizim için önemli olan rakamlardan birisi de top çalma.Maç başına 6.8 top çalan FENERBAHÇE'de 1.8 ortalama ile BO ilk sırada.
11.2 top kaybı rakamını üst düzey maçlarda 8-9 civarına çekmemiz demek galibiyete yaklaşmamız demektir.2.1 ortalama ile ZORİC bu kategoride takımın lideri.Hücum faullerin de top kaybı sayıldığını düşünürsek 2 uzunumuzun yüksek top kaybı ortalamasıyla oynaması biraz daha kabul edilebilir.
Takımımızda en çok faul yapılan oyuncu ise BOJAN . Maç başına BOJAN'a 4.2 faul yapılıyor.
Takımımızda ZORİC-VIDMAR-KENAN-BO %60 'ın
EMİR-BOJAN-KLEİZA %50 nin üzerindeki isabet oranıyla şut atıyorlar.
%40 ın altında şut atan oyuncumuz yok.
BOJAN  maç başına 18.1 ile EUROLEAGUE SAYI KRALI.
BO ve EMİR maç başına 11.7
BJELİCA 10.6
KLEİZA 9 sayı ortalamaları ile oynuyorlar.

Takımımızda PIR yani kişisel index değeri - de olan tek oyuncu -0.2 ile ÖMER.

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe Ülker Grup Maçları Değerlendirmesi
« Yanıtla #12 : 26 Aralık 2013, 13:27:25 »
Grubumuzda dengeleri değiştiren oyuncular hakkında bilgiler ve önemli dipnotlara geldi sıra.

BİREYSEL İSTATİSTİKLER

-Emir toplamda 194 dakika ile EUROLEAGUE'de en çok oynayan 3 oyuncu durumda (1. MİROTİC ve  2.LAVRİNOVIC)
-EUROLEAGUE'de en çok ribaund olan 12 oyuncudan 5i bizim grupta ve  geriye kalan 7 kişiden 4 ü elendi.
-Grubumuzdaki takımlardan OLY'de forma giyen Bryant DUNSTON elenen BROOSE'li ZIRBES'den sonra hücum ribaundu sıralamsında ligde 2. sırada.(VIDMAR 7.)
-Semih ERDEN savunma ribaundu sıralamasında 4.8 ile gruptaki rakamlar arasında en yüksek değere sahip.Genel lig sıralamasında 5.(BJELİCA 7.)
-DİAMANTİDİS maç başına 7.3 asist ile lig lideri.EMİR maç başına 5.6 ile lig ÜÇÜNCÜSÜ.
-Grubun top hırsızı JAMON GORDON aynı zamanda tüm ligin top çalma lideri. maç başına 2.1 . BO ise 5. ve ortalaması 1.8
-Blok konusunda ise tüm ligi hesaba katarsak 1. DUNSTON 1.7 2. SEMİH 1.5 .. BJELİCA ise 0.6  ile 32. sırada.
-Grupta en fazla top kaybı yapan oyuncu SPANOULİS maç başına 2.9 top kaybı yapıyor.ZORİC 2.1 ile 24. sırada
- 3 sayılık denemelerinde Ligde 2 grupta ise 1. sırada DİAMANTİDİS yer alıyor.BOJAN 18. sırada
-Başarılı 3 sayılık denemelerinde Ligde 5 grupta 1. sırada VASILEIADIS yer alıyor.BJELİCA ligde 14.sırada
-2 sayılık denemelerinde Ligde 3 grupta ise 1. sırada TOMİC yer alıyor.  BOJAN ligde 5.sırada
-Başarılı 2 sayılık denemelerinde Ligde 4 Grupta 1. sırada TOMİC yer alıyor.BOJAN Ligde 8. sırada
-INDEX RATİNG olarak grubumuza  baktığımızda  ;
1-PRELDZIC, EMIR   Fenerbahce Ulker Istanbul   10   194   19.40   26.20
2-LANGFORD, KEITH   EA7 Emporio Armani Milan   10   182   18.20   24.08
3-BOGDANOVIC, BOJAN   Fenerbahce Ulker Istanbul10   175  17.50       22.37
4-DUNSTON, BRYANT   Olympiacos Piraeus   10   164   16.40   25.76
5-SPANOULIS, VASSILIS   Olympiacos Piraeus   10   164   16.40   24.04
6-TOMIC, ANTE   FC Barcelona   10   161   16.10   28.52

Grubun en çok sayı atan ;
Pivot oyuncusu : TOMİC
Forvet oyuncusu : BOJAN
Oyun Kurucusu : LANGFORD

Gruptaki takımlardan kazanılan maçlarda en çok sayı atan oyuncu : BOJAN
Gruptaki takımlardan kaybedilen maçlarda en çok sayı atan oyuncu : LANGFORD
Gruptaki takımlardan  Son 3 maçta en çok ayı atan oyuncu : NİK CANER-MADLEY
Gruptaki takımlardan kendi sahasında en çok sayı atan oyuncu : BOJAN
Gruptaki takımlardan deplasmanda en çok sayı atan oyuncu : BOJAN
Gruptaki takımlardan  kendi sahasında en çok ribaund alan oyuncu :DORSEY
Gruptaki takımlardan  deplasmanda en çok ribaund alan oyuncu : TOMİC
Gruptaki takımlardan  kendi sahasında en çok asist yapan oyuncu :  DİAMANTİDİS
Gruptaki takımlardan  deplasmanda en çok asist yapan oyuncu : DİAMANTİDİS
Gruptaki takımlardan Asist-Top Kaybı oranı en yüksek olan oyuncu : EMİR ( Arkasından CALLOWAY ve UKIC geliyor)

Oyuncu istatistikleri bu şekilde sıralandı.

TAKIM İSTATİSTİKLERİ

Ligin en çok sayı atan takımı :REAL 
Grubun en çok sayı atan takımı : FENERBAHÇE
Ligin en çok ribaund alan takımı : BAYERN MUNCHEN
Grubun en çok ribaund alan takımı :BARCELONA
Ligin en çok asist yapan takımı : REAL
Grubunun en çok asist yapan takımı :OLYMPİAKOS
Ligin en çok top çalan takımı : REAL
Grubun en çok top çalan takımı :PANA
Ligin ve Grubun asist-top kaybı oranı en yüksek takımı : BARCELONA
Ligin ve Grubun en çok 3 sayılık atış deneyen takımı : PANA
Ligin en çok 3 sayılık basketi olan takımı : REAL
Grubun en çok 3 sayılık basketi olan takımı : OLYMPİAKOS
Ligin en çok 2 sayılık atış deneyen takımı :KIZILYILDIZ
Grubun en çok 2 sayılık atış deneyen takımı :BARCELONA
Ligin ve grubun en çok 2 sayılık basketi olan takımı : BARCELONA
Ligin en çok top kaybı yapan takımı : Zalgiris
Grubun en çok top kaybı yapan takımı : LABORAL


Son 3 maçın istatistiklerine göre :

Ligin ve grubun en çok sayı atan takımı  : OLYMPİAKOS
Ligin ve Grubun en çok ribaund alan takımı : BARCELONA
Ligin ve Grubun en çok asist yapan takımı : OLYMYPİAKOS


İÇERİDE OYNANA MAÇLARA GÖRE :

Grubun en çok sayı atan takımı:MALAGA
Grubun en çok ribaund alan takımı:FENERBAHÇE
Grubun en çok asist yapan takımı :OLYMPİAKOS

DIŞARIDA OYNANA MAÇLARA GÖRE :


Grubun en çok sayı atan takımı:FENERBAHÇE
Grubun en çok ribaund alan takımı:BARCELONA
Grubun en çok asist yapan takımı :BARCELONA


KAZANILAN MAÇLARA GÖRE :

Grubun en çok sayı atan takımı:OLYMPİAKOS
Grubun en çok ribaund alan takımı:OLYMPİAKOS
Grubun en çok asist yapan takımı :OLYMPİAKOS


KAYBEDİLEN MAÇLARA GÖRE :


Grubun en çok sayı atan takımı:EFES
Grubun en çok ribaund alan takımı:EFES
Grubun en çok asist yapan takımı :EFES

Şimdilik elimden gelenler bunlar daha detaylı bir araştırma yapmaya çalışacağım.Umarım faydalı olur .

Çevrimdışı Bülent

  • Üye
  • Yaş: 40
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 2295
  • Cinsiyet: Bay
    • @blntdgn84
Ynt: Fenerbahçe Ülker Grup Maçları Değerlendirmesi
« Yanıtla #13 : 26 Aralık 2013, 15:00:26 »
Konudaki tüm analizleri okumayı neredeyse bir saatte bitirebildim.
Okuması bu kadar süren bilgi ve analizleri bizlerle paylaşan Eren & İscilveger dostlarımızın emeklerine sağlık.
...

Çevrimdışı pikenrol

  • Üye
  • Yaş: 39
  • İleti: 1410
Şöyle bir şey yazdım bizim takımla ilgili...

---

DÜŞLER VE GERÇEKLER AYRI AYRI YAŞAR

Sezona 3 kulvarda üst üste 13 maç kazanarak başlayan Fenerbahçe Ülker, gayet başarılı bir Euroleague performansının ardından CSKA ve Barcelona gibi devleri altına alarak grubu ilk sırada tamamlamayı başardı. Takımın performansında zaman zaman dalgalanmalar olsa ve bazı problemler göze çarpsa da, F4 hedefi için mücadele verdiği 2 takıma karşı üstünlük kurması, Fenerbahçe’nin potansiyelini görmemize fazlasıyla yeter diye düşünüyorum. Lakin potansiyeli, başarıya dönüştürmek de tamamen saha içi problemlerin çözümüyle alakalı diyerek, sarı-lacivertli ekibin eksiklerini incelemeye başlayalım…

Savunma: Fenerbahçe’nin, sezonun geride kalan bölümünde yaşadığı en büyük sıkıntının savunma olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz. Aslında takımın potansiyelini görmekten söz ederken, bunu sadece kadro kalitesinin hangi hedefler için mücadele edebileceği kalıbının biraz dışına çıkarak incelemek gerekir. Bu bağlamda ilk turda Fenerbahçe’nin savunma potansiyelini de fazlasıyla gördük. Takım ideal beşiyle sahada yer aldığı anlarda (Bo-Emir-Kenan-Kleiza-Bjelica/Vidmar) gayet iyi savunma yapıp, 5-6 dakikalık bölümde rakiplerine ezici üstünlük sağlabiliyor. Daha umut verici olan kısım ise rakibin kim olduğundan bağımsız olarak kurulabilen üstünlük. Karşı taraf Mersin de olsa, Budivelnik de olsa, Barcelona da olsa, CSKA da olsa; Fenerbahçe eğer ideal beşiyle sahada yer alıyorsa, rakiplerinden her anlamda daha kaliteli bir takım görüntüsü sergileyebiliyor.

Ancak sarı-lacivertli takım için savunmada 2 oyuncunun varlığı ve yokluğu kilit rol oynuyor, McCalebb ve Zoric:

- McCalebb kenardaysa dış savunma çöküyor.

- Zoric oyundaysa pota altı savunması çöküyor.

- McCalebb kenarda, Zoric oyundaysa takım çöküyor.

McCalebb’in, Fenerbahçe adına önemini anlamak için, takımın kadro yapısına bakmak yeterli. Kısa rotasyonunda ortalama savunmacı diyebileceğimiz tek oyuncu dahi yok. McCalebb hariç tüm kısalar, rakiplere bire birde çok kolay geçilen, bireysel anlamda epey kötü savunmacılar. “Savunmanın; bireysel olarak takım halinde yapıldığını” göz önüne aldığımızda, aksayan 1 kişiyi takım savunması içinde tolere edebilmek mümkün olabiliyor. Ancak kısaların tamamı kötü savunmacı olduğu zaman geçmiş olsun. Fenerbahçe takımında maç içinde yaşanan büyük dalgalanmaların temelinde de McCalebb’in sahada olup olması yatıyor. O sahadaysa, dış savunma sorunsuz işleyip, rakibi zorlayabiliyor. Kenara geldiğinde ise karşı takımda topu yere vuran her oyuncu rahatlıkla potaya gidebiliyor.

McCalebb’in yokluğuna bir de Zoric’in sahadaki varlığı eklenince, Fenerbahçe kiminle oynadığı fark etmeksizin 5-6 dakikalık bölümlerde 8-10 sayı geri düşüyor. Ligdeki en basit rakiplere karşı da, Barcelona ve CSKA’ya karşı da aynı senaryoyu izliyoruz. Aslında Hırvat oyuncu, geçtiğimiz 2 sezon Malaga’da en çok savunmacı kimliğiyle dikkat çekiyordu. Uzun kolları ve ayak çabukluğu ile içeri penetre eden kısaları durdurma konusunda Avrupa’nın en iyilerinden biriydi. Fakat Fenerbahçe’nin takım yapısıyla, Zoric’in basketbol karakteri birbirine uymamış gibi duruyor. Yukarda da sözünü ettiğim gibi sarı-lacivertli ekipte McCalebb hariç dış savunmayı yukarı çeken kimse yok. Bu durumda en azından pivotunuzun rakiple fiziksel temasa giren, pota altında boğuşan biri olması gerekir ki boyalı alan rakipler için maden olmasın. Fakat Zoric fiziksel teması seven bir oyuncu değil, daha ziyade pozisyon bilgisi ile savunma yapıyor. Buna bir de fizik olarak kuvvetsiz oluşu eklenince, rakip uzunlar fiziksel mücadelede kolaylıkla üstünlük sağlıyorlar. Bu da Fenerbahçe’nin pota ezilmesini doğurduğu gibi, ribaund sorunu da yaratıyor ve takım sıkıntı yaşıyor.

Oyun Kurucu: Emir Preldziç’ten senelerdir yeni Bodiroga olması beklenir ama kendisi yeteneklerine ihanet etmekte ısrar ederdi. Fenerbahçeli taraftarlar da “Emir’den sadece Obradovic verim alabilir” geyikleri yapardı. Gerçekten öyle oldu, Obradovic yönetiminde geçtiğimiz 6 sezondan çok farklı bir Emir izlemeye başladık. Takımı gayet iyi yönetiyor, daha da önemlisi kendisinden hiç beklenmedik şekilde istikrarlı olarak iyi oynuyor, büyük maçlarda ortadan kaybolmuyor. Ancak Emir kenara geldiğinde, Fenerbahçe büyük bir saha içi lider eksiği yaşıyor, hücumların kalitesi ve saha içi organizasyon epey düşüyor. Kenan Sipahi ilerde Avrupa basketbolunun en büyük liderlerinden biri olacak yetenekte, fakat bu yaşta Fenerbahçe gibi bir takımın liderliğini taşıyamadığı ortada. Zaten bu yaşta kendisinden böyle bir beklenti içine girmek büyük haksızlık olur.

Dar Rotasyon: Aslına bakarsanız, Fenerbahçe’nin saha içinde yaşadığı problemlerin temel kaynağı dar rotasyon. Kenara gelen kilit oyuncuların yokluğunu giderebilecek kadro derinliği maalesef ki yok. Mevcut kadroda Euroleague seviyesinde katkı verebilecek sadece 6.5 oyuncu var: McCalebb, Preldzic, Bogdanovic, Kleiza, Bjelica, Vidmar ve hücumdaki etkiliğinin hatrına Zoric.  Uzunlar konusunda rotasyon imkanı biraz daha bol olsa da, kısalarda durum vahim. McCalebb, Emir ve Bogdanovic, Top 16′daki bir çok maçta 30-35 dakika civarı oynamak zorunda kalacak gibi duruyor. Zira hedef maçlarda Kenan, Melih ve Ömer Onan’ın sahada bulunduğu her saniye takıma zarar verecek, takım için handikaba dönüşecek. Karşınızda Budivelnik, Nanterre gibi zayıf ekipler olduğu zaman çok fazla sorun yaşamayabilirsiniz ancak Olympiacos, Barcelona, Milano, Panathinaikos, Unicaja, Laboral Kutxa gibi üst düzey rakiplere karşı bu oyunculardan katkı beklemek biraz fazla iyimserlik gibi geliyor.

Not: Kenan ve Melih’in önümüzdeki 1-2 sene çok önemli oyuncular haline geleceğini düşünüyorum ama henüz ikisi için de çok erken.

Fenerbahçe Nereye Kadar Gidebilir?

Fenerbahçe’de taraftar da, yönetim de F4 havasına fazlasıyla girmiş durumda. Lakin başlıkta da yazdığı gibi düşler ile gerçekler birbirinden çok çok ayrıdır. Hayal kurmak elbette iyidir ancak sizi gerçeklerden uzaklaştırmaya başlamışsa, yediğiniz tokat epey sert olabilir. O yüzden gerçeklerle yüzleşmek her zaman iyidir, ben de biraz gerçeklere dönmek istiyorum…

Öncelikle yukarda değindiğim 6.5 kişilik rotasyon ile Fenerbahçe’nin mevcut problemlerini çözmesine imkan olduğunu düşünmüyorum. Zira takımın sorunları sistemden değil, oyuncu yapısından kaynaklanıyor. Sistemden kaynaklanan problemlerde çözümün ilacı zaman olabilir, zaman geçtikçe takım birbirine alışıp, sorunları gidermeye başlayabilir. Buna örnek olarak Fenerbahçe’nin sezon başındaki bireyselliğe bağlı hücum düzenlerinin yerini, son dönemde daha organize hücumlara bırakmasını gösterebliriz. Ancak oyuncu karekteri ve kalitesinden kaynaklanan problemlerin çözümü için takviye dışında bir seçenek olduğunu düşünmüyorum. Zira 1-2 ay gibi kısa bir süre içinde Bogdanovic ve Emir’in daha iyi savunma yapmaları, Kenan ve Melih’in, F4 hedefine katkı yapacak düzeyde oyunculara dönüşmeleri mümkün değil. Bu yüzden Fenerbahçe, 2 numaraya Bo kenardayken savunma direncini arttıracak, Emir kenardayken hücumu organize edecek birini almadığı takdirde, işlerin çok zor olacağını düşünüyorum.

F4 yolunda belirleyici etkenlerden biri çeyrek finalde saha avantajıdır. Top 16 gruplarını ilk 2 sırada tamamladıysanız, saha avantajını elde etmenin yanı sıra, çaprazdan daha zayıf rakiplerle eşleşirsiniz. Ki çapraz gruba baktığımız zaman, saha avantajını yakalaması durumunda Fenerbahçe’yi eleyecek Real Madrid dışında bir takım görmüyorum.  Bu durumda “hedefimiz F4 oynamak” diyorsanız, maddi-manevi bütün enerjinizi grubu ilk 2 sırada tamamlamak için harcamalısınız.

Fenerbahçe’nin grupta ilk 4 sırayı elde edip, çeyrek finale kalacağından çok fazla şüphem olmasa da, maalesef mevcut eksiklerle Olympiacos ve Barcelona’yı geride bırakabileceğini düşünmüyorum. Bu 2 takım da ilk turda yaşadıkları problemleri çözerek, en az bir vites arttıracaktır. Fakat Fenerbahçe’nin arttıracak vitesi kalmadı, takım zaten maksimuma yakın oynuyor. Haliyle muhtemelen grubu 3. veya 4. tamamlayarak çeyrek finalde Real Madrid ya da CSKA ile eşleşilir. Eğer rakip CSKA olursa, takviye yapmadan da F4 şansını %50 görüyorum. Ancak 4. olunur ve sezonun en formda takımı Real Madrid ile eşleşilirse umutlar gelecek sezona kalır. Sezon sonunda da bu kadar büyük yatırım yaptıktan sonra, son takviyeyi yapmamakta inat edip, hedefleri zora sokmanın mantığı tartışılır…

http://www.altinciadam.com/dusler-ve-gercekler-ayri-ayri-yasar/
« Son Düzenleme: 01 Ocak 2014, 21:56:17 Gönderen: Cem Ağrak »