Takımın maç başlarındaki konsantrasyon sorununa ben de sinirleniyorum. Fakat bir de şu var: CSKA'yı deplasmanda 12-13 sayıdan gelip rekor bir uzatmayla farklı yenebilen, çok berbat görüntü çizdiği maçta son çeyreğine 18 sayı geride girdiği Olympiakos deplasmanında maçı ortaya getirebilen bir takımımız var. Bunlar gelecek için ve mevcut ciddi rakiplerin kafasındaki imaj adına kayda değer doneler. Şu anda herhangi bir takım son çeyreğine 20 sayı farkla önde bile girse bize karşı maçı kaybedebileceğinin farkında. Bakın, herhangi bir takım diyorum, orta seviye takımlardan bahsetmiyorum.
Bizimle oynanan maçlarda rakiplerin salonları ful çekiyor, berbat maçta bile rakip takım koçları inanılmaz ciddiyetle ve tedirginlikle yaklaşıyorlar. Bunların hepsi bizim şu anki pzosiyonumuzu belli eden durumlar. Bu sebeplerle bu takıma daha şimdiden "F4 yapamaz, cacık olmaz" muamelesi yapılmasına hiç anlam veremiyorum.
Takım içinde bir sıkıntı varsa bunu en iyi idare edebilecek koçla çalışıyoruz. Oyuncuların form durumlarını konuşacaksak da bunun için henüz net bir fikre varmaya mahal olmadığını söyleyebiliriz. Ortada kaybedilmiş herhangi bir şey varsa ben de öğrenmek isterim.
Maça gelecek olursak da Olympiakos'un ilk devre ekstra üçlüklerine bizim olağanüstü durağan hücmumuz eklenince fark oldu. Dixon'ın maç topu da girmeyince yenildik. Şahsi fikrim Antic-Sloukas ikilisi normal oyunlarını oynasalardı kazanırdık ama canları sağolsun, telafisi var. Bana göre Datome ve Vesely 1 ay içinde eski hallerine dönmüş olacaklar. Dixon da inişli-çıkışlı grafiğini derler toplarsa geriye Bogdan'ın form tutması kalacak. Ekstradan Melih de ciddi süre alıyor artık ve bilhassa savunmada çok gayretli ve sonuç da alıyor. Ha, olur da bir uzun takviyesi olursa kaymak olur, o ayrı.
Son olarak da tekrar hatırlatmakta fayda var ki 8 maç içeride oynayacağız 2. devre ve Madrid hariç görece kolay deplasmanlara çıkacağız. Dolayısıyla taraftarın negatif hissiyatlara girmek yerine içerideki maçların tamamının epey zorlu olacağı bilinciyle son 2 yılın atmosferini yitirmeden yaklaşması lazım maçlara. Hatta üstüne koyarak. En iyi takımlarla içeride oynuyoruz diye bu maçları çantada keklik görecek lüksümüz yok. Ama taraftarın itici gücüyle birleşince bu maçlar çok daha kolay geçecek bizim için.