Fenerbahçe'ye tarihin en büyük hezimetini yaşatanların el üstünde tutulmasını, onlara bir bedel ödetilmemesini eleştirmek her Fenerbahçe'li kadar benim de HADDİMDİR; herkesin haddidir. Bilakis ortada bir haddini bilmemek varsa, bizim bunu sineye çekmemizi, yaşanan rezilliği unutmamızı, görmememizi istemektir. İlla bir hadsizlik aranacaksa... Ama hayır; ben bunun da bir hadsizlik olduğunu düşünmem. Kişisel bir tercih. Bir Fenerbahçe'linin Guiza'yı ve Aragones'i sevme hakkı kadar tabii bir hak. Ama onların seviliyor olmasına dair yapılan tesbitlere tahammül etmek kaydıyla...
Tarihinin en büyük hezimeti derken?
1 sene önce 26 sayı ile yenilmek değil de bu daha büyük hezimet ise, o zaman beslendiğimiz duygu Fenerbahçe sevgisinden çok Galatasaray nefretidir. Bu da bir motivasyundur, kabul, ama bunu Fenerbahçelilik ile eş değer tutmayı kabul etmiyorum
Tabi ki ezeli rakibine avrupa finalinde kaybetmek çok ama çok dokunur, travma yaşarsın. Ama geçer.
Geçmiyorsa, şampiyonluğu kaybettiğini değil; rakibin kazanmasını mesele ediyorsun demektir.
Bana göre bu yanlış bir tutum. Bana göre yanlış olması evrensel bir yanlış olduğu anlamına gelmez
Ayrıca ortada bir hezimet varsa (spor, siyaset, iş, sanat vs), bütün kadroyu değiştirmek de bir metottur, yanlışın sebebi olduğunu düşündüklerini değiştirmek de.
Bir de meşhur "iyi günde kötü günde" olayı vardı. O nerede yer alıyor burda?