http://zonebasket.com/atom-sinegi/15 Ekim 1999 Fila Forum Milano McDonalds İnternational Cup yarı finali: Tim Duncan; “Fena maç değildi.Bu arada o kırmızı kafalı oyuncu muazzam yetenek”
11 Şubat 2005: Jasmin Repesa; “O tam bir psikopat. Ben ve takım arkadaşları artık onu bu kulüpte istemiyoruz.”
18 Aralık 2010: O sezon sadece tek maça çıkmıştı ve kendi asla kabul etmese de artık yolun sonundaydı. Birazdan çıkıp gazetecilere basketbolu bırakma kararını açıklayacaktı. Takım soyunma odasında maç sonu toplantısı yaparken purosunu yaktığında herkes şaşkınlıkla onu izlerken muhtemelen 19 yıllık basketbol kariyerinin son psikopatlığını yapıyordu. O gün bir gazetecinin sorduğu basketbolu bırakırken gençlere vereceğin bir tavsiye var mı sorusuna verdiği “Gençlere tavsiye vermemi mi istiyorsun? Pekala benim yaptıklarımın aynısını yapsınlar ve bende puromu yakıp ne kadar iyi yolda olduklarını izleyeyim ” yanıtı bu adam hakkındaki birçok sorunun cevabıydı sanki..
Basketbola Udine altyapısında 14 yaşında başladı.sonraki yıllarda izleyeceğimiz portrenin aksine sessiz ve içine kapanık bir çocuktu. Hızı, oyun görüşü ve o yaş grubunda eşsiz sayılabilecek şut yeteneği ile 1990 da 18 yaşındayken A takıma yükseldi.2 sene formasını giydiği Udine’yi son sene 2.lig de şampiyon yaparken 21.8 sayı 10.4 asist ortalamasıyla oynuyordu.İstatistikleri cok takımın dikkatini çekse de 93 de Livorno’nun yolunu tuttu. 1.ligdeki ilk sezonun istatistikleri 10.7 sayı ve 7.4 asistti. O yaz hayatının fırsatı önüne çıktı.Varese ve Gheradini’nin Benetton’u onu istiyordu. Başkan Humberto her iki takımla da anlaşmış ve son karar ona bırakmıştı. ‘Yıllarca neden Varese’yi seçtiğim soruldu. Şuan 25 yaşına dönsem Varese’yi ve taraftarını, Lakers’a tercih ederim. Sanırım bu soruya verebileceğim tek cevap bu. ‘
1994 yazıyla birlikte artık İtalya Basketbolunda bir yıldız yükseliyordu.. Namı değer “Atom Sineği”
1994-2002 yılları arasında Varese’de oynadı ve taraftarın sevgilisiydi.Devamlı değiştirdiği saç stili ve rengi, korkusuz ve eşsiz oyunu ve kazanmak için her şeyini sahaya koyması onu taraftarın idolü yapmıştı ve artık bir lakabı vardı ‘Atom Sineği’. 1998’a kadar 1 yıl İtalya sayı krallığı ve 1 kerede asist krallığını alıyordu.Bu 4 yıl taraftar herhangi bir kupa sevinci yaşayamasa da onun varlığı bile onlar için yeterliydi. Saha içinde tam bir iki ucu keskin bıçaktı. Bir rakip oyuncu koç yada taraftarın tezahüratı bile onu çileden çıkarmak için yeterli unsurdu ve çoğu maç onun için bundan sonra başlardı.Bundan sonrası artık onun kişisel şovuydu ve takım ona ne kadar ayak uydurabilirse Varese o kadar başarılıydı.
1998 yazı onun için ve Varese için bir dönüm noktasıydı. Hayatı boyunca onu dizginleyebilen tek koç Carlo Recalti takımın başına getirilmişti ve o yaz Fortitudo Bologna ile anlaşan takımdaki en büyük yardımcısı ve arkadaşı Andrea Meneghin son anda transferden vazgeçerek takımda kalıyordu.O ve takım enfes bir sezonun ardından kulübe 10.şampiyonlukla birlikte Süper Kupayı kazandırırken 16.3 sayı 6.2 asist ortalamasıyla takımın yıldızıydı. Artık kendini İtalya’nın en iyisi olarak ilan etmişti ve bu durum belki de onun için sonun başlangıcıydı.
Şampiyon takımın yıldızı olarak katıldığı milli takımla 1999 Eurobasket’e hazırlanırken akşam antrenmanı sonrası odasında içerken Tanjevic’e yakalanıp milli takımdan kovuluyordu. Azzuri’ler şampiyonluğu kazanırken kupa törenini evinden izlemek zorunda kalmıştı. Tanjevic dahil ona destek olmayan tüm takım arkadaşlarına kızgındı. En çok da o sene Varese’den ayrılacak olan Meneghine..19999-2000 sezonu Varese ve onun için vasat bir sezon olurken taraftarlar arasından ilk defa onun hakkında homurtular yükseliyordu. Sezonun son maçının ardından yaptığı ‘onların alkışları tüm kariyerim boyunca beni ürpertti.ama şunu anlamalılar 5 sezon önceki ben değilim aynı şeyleri her daim yapamam’açıklaması bir nevi taraftara tepkiydi.
2001 de tekrar İtalya ligi sayı krallığını elde ederken takım için kupasız bir sezon daha geride kalıyordu. Ve o yaz belkide sonrasında kendisinin bile inanamayacağı bir karar alıp NBA yaz ligine katıldı.Toronto ile çıktığı 6 maçta 20dk ortalamayla oynadı ve 7.9 sayı 6.1 asist ortalaması yakaladı. En zayıf noktası olan savunma direnci burada da karşısına sorun olarak çıksa da hücum gücüyle Toronto staffını etkilemişti.Yaz liginin son maçında Suns karşısında bir pozisyonda hakeme itiraz ederken Suns benchinden bir koç, “Hey gerizekalı burası NBA’diye” ona bağırmıştı. Sonraki pozisyonda topu rakipten çalıp hızlı hücumda 9m’den kaldırıp üçlüğü soktu ve doğruca karşı benche gidip ‘Bu eminim NBA hayatında gördüğün en iyi üçlüktü ve maalesef bir daha göremeyeceksin bok herif. ” dedi. Maçtan atılmıştı ve daha maç bitmeden kararını verdi. Burası onun yeri değildi ve tekrar İtalya’ya dönüyordu.
İtalya’ya döndükten sonra 1 yıl daha Varese’de oynadı ve 2002 de eski dostu Meneghin’in yanına Fortitudo Bologna’nın yolunu tuttu. 2004’de Eurolig finalini Maccabi’ye aynı yaz milli takımla Olimpiyat oyunlarında finali Arjantin’e kaybetti.2005’de Repesa’nın kendisine verdiği rolü beğenmeyip bir antrenmanda üstüne yürüdüğü için takımdan kovulup Zaragoza’nın yolunu tutuyordu. Bologna o sene sezonu şampiyon tamamlarken o yine evde eski takım arkadaşlarının kupa töreninin izliyordu. Belkide kariyerinin özeti sayılabilecek bir fotoğraf..
Zaragoza’dan sonrası bitiş devriydi onun için.Eskiye dnmek için ne kadar uğraştıysa dibe daha çok battı. Başarısız Zaragoza serüveni sonrası, 2 yıllık kayıp Khimki macerası ve sadece rol oyuncusu olarak sure bulduğu Orlandina Basket dönemi.. Zaman bir efsanenin defterini daha dürüyordu..
Eşsiz oyun görüşü,muazzam şut yeteneği kazandığı onca bireysel ödül çıkardığı kavgalar verdiği saçmasapan demeçler ve herkesin biraz kendini bulduğu Protestan duruş. Bugün eskileri yad ederken kimin aklına gelse eminim ki hayranlıkla beraber bir tebessümde yüzlere düşüyordur. İtalyan basketbolunun unutulmaz yeteneği Gianmarco Pozzecco namı değer ‘Atom Sineği’
Hazırlayan: Serkan Sofuoğlu (
https://twitter.com/dr_tylerr)
@dr_tyler
doktor SErkan'ın eline yüreğine sağlık..