Gönderen Konu: Avrupa & Dünya Basketbolu İle İlgili Köşe Yazıları  (Okunma sayısı 7017 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ereng.

  • Üye
  • Yaş: 31
  • Yer: Kayseri
  • İleti: 937
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Avrupa & Dünya Basketbolu İle İlgili Köşe Yazıları
« Yanıtla #15 : 16 Ağustos 2014, 14:20:39 »
https://docs.google.com/spreadsheets/d/1OMNGwcE0JlQFdzs6VObdby0cW3G7-QrZeqE4whGdC1k/edit#gid=1706245429

Köşe yazısı değil ama muazzam bir çalışma. NBA , Euroleague , Eurocup vs de transfer hareketlerinin tamamı mevcut.

Çevrimdışı Andrew Goudelock

  • Üye
  • Yaş: 29
  • Yer: İzmir
  • İleti: 2543
  • Cinsiyet: Bay
  • Andrew Goudelock
Euroleague Free-Agent (Top-5)
« Yanıtla #16 : 24 Eylül 2014, 14:21:15 »
Euroleague Free-Agent (Top-5)

Euroleague sezonu hızla yaklaşırken, bazı yıldız oyuncular hala bir takımla anlaşmadı..

Eurooops'tan Aris Barkas, serbest durumda olan oyunculardan Top-5 yaparken, bizde sizler için bu değerlendirmeyi yorumlayarak çevirdik.

1-Bo McCaleb

2 yıllık Fenenerbahçe Ülker kariyeri sona eren Bo McCaleb, şu an serbest durumda olan oyuncuların arasındaki en değerli oyuncu..

Yaz boyunca ismi Avrupa'dan Laboral ve Kazan ile anılan McCaleb, bir türlü istediği kontratı alamazken, Çin'den gelen teklifleri ise reddetti. ABD'li yıldız NBA'den gelen garanti olmayan kontratları da redderken, bir Euroleague takımından teklif bekliyor.

Derin Avrupa'nın kaynaklarına göre 29 yaşındaki guard ile Kazak takımı Astana ve Partizan yakından ilgileniyor ancak Bo, Euroleague'de oynamak istiyor.

2- Mickael Gelabale

Fransa Milli Takımıyla oldukça iyi bir turnuva geçiren Gelabale'de kontrat bulamayan yıldız oyuncular arasında..

Yaz başında ismi Galatasaray Liv Hospital ile anılan Gelabale ile şimdilerde Barcelona'nın ilgilendiği iddia ediliyor..

Fransız yıldız, en kötü ihtimal ile bir Fransız takımıyla anlaşacaktır.

3- Pops Mensah Bonsu

Yaz başında Olympaikos ile anlaşan Bonsu, daha sonra sağlık testlerinden geçemediği için serbest oyuncu konumuna düştü..

ABD'li pivotun sakatlıklarını bilmeyen yok.. Sezon başında büyük takımların hiç biri böyle bir riski almak istemeyecektir.. Belki Top-16'da bir Euroleague takımından kontrat bulabilir.

4- Milan Macvan

Galatasaray LH'den ayrıldıktan sonra kontrat bulamayan oyunculardan birisi de Milan Macvan oldu.

Dünya Şampiyonasına gidemeyen Sırp power forvet ile yaz ortasında Cavs'ın ilgilendiği hakkında dedikodular çıksa da arkası gelmedi..

Şimdilerde Macvan ile Partizan'ın ilgilendiği konuşulsa da bu iddialarda yalanlandı..

5- Mike Bramos

Aldığı ücret yüzünden Panathinaikos'un yollarını ayırdı Mike Bramos'da daha bir takımla anlaşmadı..

Olympiakos ve Real ile görüşen ancak anlaşamayan Bramos, Las Vegas'taki yaz liginde sakatlandı..

Şimdilerde Kutxa'nın ilgilendiği iddia edilse de Bramos'un sahalara dönmesi için en az 3 ay gerektiği söyleniyor.

Ekstra Oyuncu: Jamont Gordon


DerinAvrupa-Utkan
Ve, Madrid’e ulaşırlarsa… Benchlerinde Avrupa’da hiçbir takımda olmayan bir avantaja sahip olacaklar.

Çevrimdışı Andrew Goudelock

  • Üye
  • Yaş: 29
  • Yer: İzmir
  • İleti: 2543
  • Cinsiyet: Bay
  • Andrew Goudelock
Ynt: Avrupa & Dünya Basketbolu İle İlgili Köşe Yazıları
« Yanıtla #17 : 25 Eylül 2014, 18:09:03 »
Zoran Dragic, Malaga'dan ayrılıp, Phoenix Suns'a gitti.

Yaz başında Avrupa basketbolu hakkında şunları yazmıştım. Hala arkasındayım..

Uzun yıllardır Avrupa'da ve ülkemizde en çok konuşulan konulardan birisi de Avrupa basketbolunun NBA'le kıyaslanması olmuştur.

Özellikle Amerika'nın Rüya Takımlarıyla Olimpiyatlar'da yaptığı etkiyle yeni bir hava kazanan Avrupa basketbolu bundan beri sürekli NBA ile karşılaştırıldı.

Bazı basketbol severler Euroleague'ın sert savunması ve NBA'ın özellikle normal sezonda çok rahat geçen maçları yüzünden Avrupa basketbolunun daha iyi durumda olduğunu iddia ederken, NBA severler ise en iyi basketbol en iyi oyuncularla oynanır mantığıyla karşı görüşleri direk reddediyor.

Bu yazıda hangi tarafta daha iyi basketbol oynanıyor tartışmasını girmeyeceğim. Bir NBA sever olarak tabii ki NBA'de daha kaliteli basketbol olduğunu düşünüyorum. Ancak bunu tartışmaktan daha çok Avrupa basketbolunun, NBA için pazar olmaya başladığından beri iki taraf için de oluşan bir sıkıntıyı dile getirmek istiyorum.

Yugoslav kökenli oyuncuların NBA'de 80 lerin sonu ve 90 larda tutunmaya başlamasıyla (hatta yıldız olmasıyla birlikte) NBA gözünü Avrupa'ya çevirmeye başladı. Özellikle Spurs ile başlayan bu moda çığ topu gibi giderek büyümeye başladı. Her büyüyen şey gibi bunun iyi yanları olsa da bir yandan da kötü yanları ortaya çıktı.

Bu sıkıntıları her iki taraf için ayrı ayrı değerlendirmenin mantıklı olduğunu düşünüyorum. İlk olarak Avrupa basketbolu üzerinden gidelim.

Avrupa Basketbolunu Nasıl Bilirdiniz?

Hiç bir zaman nerede o eski efsane oyuncular, bir daha onun gibi oyuncu gelmez gibi bir düşünceye inanmadım. Efsanelere saygı duymak ve onları iyi bir şekilde anmak önemli. Ancak basketbol gelişen bir şey.. Her zaman yeni oyuncular gelecek.. Geliyor zaten ancak büyük farklılıklarla..

2000'lerin başıyla birlikte NBA kapısının Avrupalı oyunculara iyice açılmasıyla birlikte Avrupa basketbolu yavaş yavaş resmen NBA'ın sömürgesi haline gelmeye başladı. Avrupa'nın yetiştirdiği yeni yıldızların çoğu NBA'e akın etti. 2000 Draftından beri NBA takımları tam 153 Avrupalı ve Avrupa'da yetişmiş oyuncuyu draftta seçti. Ki bu 153 oyuncunun 64'ü ilk turda seçildi. Bunun yanında seçilmeyip te giden bir çok yıldız oyuncuyu da unutmamak lazım. Oyuncuların NBA'de tercih edilmesi belki Avrupa basketbolu için iyi bir şey gibi gözükse de giderek ortada oyuncu kalmamaya başladı.

Bugün Avrupa basketboluna baktığımızda Yunanlıların jenarasyonun yaşlanmasıyla birlikte ortada sadece İspanyolların NBA'ye gidip geri dönen yıldızları ve bir kaç Yugoslav kökenli yıldızın kaldığını görüyoruz. Alttan yetişen oyunculara hiç bakamıyoruz onlarda zaten ha bu yıl ha öbür yıl NBA'ye gidecek.

Beğenirsiniz beğenmezsiniz Avrupa basketbolunun önemli ülkelerinden biri olan Türkiye'de oynanan oyunculara baktığımız zaman bir tane elit yıldız kalmadığını görüyoruz.

Avrupalı oyuncuların NBA'ye kaçmasıyla birlikte sadece yıldız oyuncu eksikliği ortaya çıkmadı. Ortalık NBA'ın istemediği 3. sınıf ABD'lı oyuncularla doldu. Bu da hayliyle geçtiğimiz yıllarda izlediğimiz ve takip ettiğimiz Avrupa basketbolunda kaliteyi giderek düşürüyor. Daha doğrusu Avrupa basketbol kültürü giderek kayboluyor. Onun yerine ise giderek NBA'ın çakma haline gelmeye başlayan bir Euroleague alıyor.

Geride bıraktığımız 2013-14 sezonu sonrası Euroleague damgasını vurmuş genç oyunculara bakarsak;

Bogdan Bogdanovic: 2014 Draftının ilk turunda seçilmesi bekleniyor. Özellikle Spurs seçip hemen NBA'ye gelmesini istiyor.
Alessandro Gentile: 2014 Draftında seçilmesi bekleniyor. 1-2 yıl içinde NBA'ye gidecek.
Furkan Aldemir: Galatasaray ile sözleşme uzattı ancak Sixers ona kontrat teklif etti.
Nikola Mirotic: Bulls ile anlaştı.
Kostas Papanikolaou: Knicks istiyor.
Tibor Pleiss: NBA'ye gitmek istediğini söyledi.
Bojan Bogdanovic: Nets tekrar tekrar istiyor.
Dario Saric: Belki de şuan da yetenek açısından Avrupa'nın zirvesi olan Saric, bu sezon ilk 10 dan draft edilecek. En iyi ihtimal 2 yıl Avrupa'da kalacak.
Jusuf Nurkic: NBA'ye gitmek istiyor.

Bu oyuncular sadece bu senenin yıldızları... Bunlara son 5 yıldır giden oyuncuları da ekleyince ortaya büyük bir sorun çıkıyor. Bu oyuncuların belki hepsi NBA'de tutunmuyor. Ancak giden oyuncular tam yıldız adayından yıldıza doğru evrilecek iken NBA'de 2-3 yıl kenarda oturunca ileriye doğru gideceğine aksine geriye gidiyor. 18-23 yaşlarında gelişimi duran bir oyuncunun da potansiyeline ulaşma şansı imkansıza yakın oluyor.

Avrupalı oyuncuların NBA'ye akın etmesi dışında oyuncu yetiştirme konusunda sıkıntı çıkmaya başladı.
Fundemantala, savunmaya, sertliğe ve oyun aklına önem veren Avrupa basketbolu, eskiden oyuncularına bu tarzı uygun antrenmanlarda yetiştiriyordu. Son yıllara baktığımız da ise özellikle oyuncuların NBA rüyası sebebiyle bu özelliklerden uzaklaştığını görüyoruz. NBA'de tutunmak isteyen Avrupalı oyuncular, fundemantel antrenmanı yapacağına atletizm antrenmanı yapıyor. Bunun etkisiyle son yıllarda Avrupa'da daha atlletik Avrupalılar ortaya çıktı. Ancak bu ortaya çıkınca oyuncular kendi özelliklerini bir kenara bırakıp, yine bir NBA'ın çakması haline gelmeye başlıyor.

Bu noktada bizden bir örnek vermek gerekirse son yıllarda ülkemizde yetişen guardlara baktığımız zaman oyuncuların atletik olarak çok çok iyi bir durumda olduğunu ancak işin özellikle şut kısmında ise koca bir kara delik olduğunu görüyoruz.

Bu noktada Avrupa basketbolunun tam olarak dibe vurmamasının tek sebebi ise Avrupalı koçlar.. Belki de şuanda Avrupa'nın NBA'ye göre daha iyi olduğu tek konu koçlar... Duško Vujošević, Zeljko Obradovic, Ettore Messina, Duško Ivanović, Dusan Ivkovic, David Blatt, Svetislav Pešić ve bunlar gibi bir çok iyi koç sayesinde Avrupa basketbolu ayakta duruyor. Bunların ortaya koyduğu Avrupa basketbolu kültürü ve basketbol zekası sebebiyle vasat oyuncularla da olsa Avrupa basketbolu şuanda zor da olsa ayakta kalıyor. Ancak bu koçların yavaş yavaş NBA gitmesi ve yavaş yavaş emekli olmaya başlamasıyla birlikte Avrupa basketbolu için karanlık dönem başlayacak.

NBA İçin Standartlar Düşüyor

Son yıllara bakarsak NBA ekiplerinin özellikle draftın 2. turlarındaki haklarını Avrupa'nın potansiyelli oyuncularına sakladığını görüyoruz. Zaman zaman NBA ekiplerinin buralardan seçtikleri Avrupalı oyunculardan büyük katkı aldığını görüyoruz. Ancak bazen öyle seçimler yapıyorlar ki gülünç oluyorlar. Fenerbahçe Ülker'de bile yetersiz olan İzzet Türkyılmaz'ın, bunun yanında Adam Hanga gibi yetenek fakiri oyuncuların seçildiğini görüyoruz. Bu da otomatikman NBA'ın standartlarını düşürüyor.

Bunun yanında seçtikleri yetenekleri oyuncuları Avrupa'da pişmeden getirmeleri de onlara zarar veriyor. Evet bazı oyuncular hazır durumda iken gitmesi gerekiyor. Örnek olarak bana göre Dario Saric'ın NBA'ye gitmesi gerekiyor çünkü Avrupa'dan alacağı herhangi bir şey kalmad. Ancak Avrupa'da tam olarak her şeyi almayan oyuncuları erken getiren NBA ekipleri bu oyuncuları kullanamıyor. Kullanmayınca da belki de 2 yıl sonra gelse takıma büyük katkı verecek bir oyuncu kaybediyor. Bu oyuncuların erkenden NBA^ye gelmesinden dolayı oluşan kalitesizlikte NBA'yi etkiliyor.

Toparlarsak Avrupalı yeteneklerin akın akın NBA'ye gitmesi her iki organizasyon içinde büyük zararlar veriyor.
 
Burada ben kişisel olarak bir öneride bulunuyorum.. Euroleague, Avrupa basketbolunun giderek ölmesini istemiyorsa bir an önce NBA ile masaya oturup Avrupalı oyuncuların NBA'ye gelmesi konusunda görüşmeli. Ve aynı NCAA'den draftta katılan oyuncularda olduğu gibi Avrupalı oyuncular içinde NBA'ye gitmesi için belli bir süre Avrupa'da oynaması şart olmalı..

Yoksa Avrupa basketbolu ölüyor..

2000'den beri Draft edilen Avrupalı oyuncular;

2000 Draftında

11. Jérome Moïso
16. Hidayet Türkoğlu
24. Dalibor Bagarić 
25. Iakovos "Jake" Tsakalidis
27. Primož Brezec

30. Marko Jaric
40. Hanno Möttölä
51. Igor Rakocevic

(5'i ilk tur olmak üzere 8 oyuncu seçildi)

2001 Draftında

3. Pau Gasol
12. Vladimir Radmanović
24. Raúl López
28. Tony Parker

37. Mehmet Okur
47. Antonis Fotsis
55. Robertas Javtokas

(4'ü ilk tur olmak üzere 7 oyuncu seçildi)

2002 Draftında

5. Nikoloz Tskitishvili
16. Jiří Welsch
24. Nenad Krstić

34. Dan Gadzuric - NCAA
36. Milos Vujanic
37. David Andersen
40. Juan Carlos Navarro
41. Mario Kasun
49. Peter Fehse
50. Darius Songaili
51. Federico Kammerichs
55. Mladen Sekularaca
56. Luis Scola

(3'ü ilk tur olmak üzere 13 oyuncu seçildi)

2003 Draftında

2. Darko Mikicic
11. Mickaël Piétrus
17. Žarko Čabarkapa
19. Sasha Pavlovic
21. Boris Diaw
22. Zoran Planinic

31. Maciej Lampe
34. Sofoklis Schortsanitis#
35. Szymon Szewczyk
39. Slavko Vraneš
42. Zaza Pachulia
46. Sani Becirovic
50. Paccelis Morlende
52. Remon van de Hare
54. Nedžad Sinanović

(6'si ilk tur olmak üzere 15 oyuncu seçildi.)

2004 Draftında

11. Andris Biedriņš
21. Pavel Podkolzin
22. Viktor Khryapa
23. Sergei Monia
27. Sasa Vujacic
28. Beno Udrih

40. Albert Miralles
43. Victor Sanikidze
50. Sergei Lishouk#
51. Vassilis Spanoulis
52. Christian Drejer
58. Sergei Kraulov

(6'si ilk tur olmak üzere 12 oyuncu seçildi)

2005 Draftında

11. Fran Vazquez
12. Yaroslav Korolev
25. Johan Petro
27. Lİnas Kleiza - NCAA
28. Ian Mahinmi

36. Ersan İlyasova
37. Ronny Turiaf - NCAA
41. Roko Ukic
43. Mile Ilic
44. Martynas Andriuškevičius
46. Erazem Lorbek
48. Mickaël Gelabale
52. Axel Hervelle
57. Marcin Gortat
59. Cenk Akyol

(5'i ilk tur olmak üzere 15 oyuncu seçildi.)

2006 Draftında

1. Andrea Bargnani
13. Thabo Sefolasha
18. Oleksiy Pecherov
27. Sergio Rodriguez
30. Joel Freeland

38. Kosta Perovic
44. Lior Eliyahu
48. Vladmir Veremeenko
53. Jotam Halperin
56. Edin Bavcic
57. Loukas Mavrokefalidis
59. Damir Markota

(5'i ilk tur olmak üzere 12 oyuncu seçildi)

2007 Draftında

18. Marco Belinelli
24. Rudy Fernandez
28. Tiago Splitter
30. Petten Koponen

38. Kyrylo Fesenko
39. Stanko Barac
48. Marc Gasol
50. Renaldas Seibutis
58. Giorgos Printezis
60. Milovan Rakovic

(4'ü ilk tur olmak üzere 10 oyuncu seçildi)

2008 Draftında

6. Danilo Gallinari
20.Alexis Ajinça
23. Kosta Koufos
24. Serge Ibaka
25. Nicolas Batum

31. Nikola Pekovic
36. Ömer Aşık
44. Ante Tomic
45. Goran Dragic
53. Tadija Dragićević
56. Sasha Kaun
60. Semih Erden

(5'i ilk tur olmak üzere 12 oyuncu seçildi.)

2009 Draftında

5. Ricky Rubio
22. Victor Claver
23. Omri Casspi
25. Rodrigue Beaubois

34. Sergio Llull
39. Jonas Jerebko
45. Nick Calathes
47. Henk Norel
49. Sergiy Gladyr
53. Nando de Colo
57. Emir Preldzic

(4'ü ilk tur olmak üzere 11 oyuncu seçildi)

2010 Draftında

17. Kevin Seraphin

31. Tibor Pleiss
35. Nemanja Bjelica
45. Paulao Prestes
49. Ryan Richards
53. Pape Sy

(1'i ilk tur olmak üzere 6 oyuncu seçildi)

2011 Draftında

3. Enes Kanter
5. Jonas Valanciunas
6. Jan Vesely
7. Bismack Biyombo
16. Nikola Vucevic - NCAA
20. Donatas Motiejūnas
23. Nikola Mirotic

31. Bojan Bogdanovic
42. Davis Bertans
54. Milan Macvan
59. Adam Hanga

(7'si ilk tur olmak üzere 11 oyuncu seçildi)

2012 Draftında

20. Evan Fournier

32. Tomas Satoransky
48. Kostas Papanikolaou
50. İzzet Türkyılmaz
53. Furkan Aldemir
54. Tornike Shengelia
56. Tomislav Zubcic
57. İlkan Karaman

(1'i ilk tur olmak üzere 8 oyuncu seçildi)

2013 Draftında

5. Alex Len - NCAA
15. Giannis Antetokounmpo
16. Lucas Nogueira
17. Dennis Schröder
19. Sergey Karasev
27. Rudy Gobert
28. Livio Jean-Charles
30. Nemanja Nedović

32. Alex Abrines
45. Marko Todorovic
47. Raulzinho Neto
55. Joffrey Lauvergne
59. Bojan Dublijevic

(8'i ilk tur olmak üzere 13 oyuncu seçildi)

2014 Draftında Olası Seçimler;

Dario Saric, Jusuf Nurkic, Clint Capela, Bogdan Bogdanovic, Vasilje Micic, Damien Inglis, Walter Tavares, Thanasis Antetokounmpo, Alessandro Gentile, Ojars Silins, Nemanja Dangubic
Ve, Madrid’e ulaşırlarsa… Benchlerinde Avrupa’da hiçbir takımda olmayan bir avantaja sahip olacaklar.

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Avrupa & Dünya Basketbolu İle İlgili Köşe Yazıları
« Yanıtla #18 : 13 Ekim 2014, 17:25:49 »
http://zonebasket.com/atom-sinegi/



15 Ekim 1999 Fila Forum Milano McDonalds İnternational Cup yarı finali: Tim Duncan; “Fena maç değildi.Bu arada o kırmızı kafalı oyuncu muazzam yetenek”
 

11 Şubat 2005: Jasmin Repesa; “O tam bir psikopat. Ben ve takım arkadaşları artık onu bu kulüpte istemiyoruz.”

18 Aralık 2010: O sezon sadece tek maça çıkmıştı ve kendi asla kabul etmese de artık yolun sonundaydı. Birazdan çıkıp gazetecilere basketbolu bırakma kararını açıklayacaktı. Takım soyunma odasında maç sonu toplantısı yaparken purosunu yaktığında herkes şaşkınlıkla onu izlerken muhtemelen 19 yıllık basketbol kariyerinin son psikopatlığını yapıyordu. O gün bir gazetecinin sorduğu basketbolu bırakırken gençlere vereceğin bir tavsiye var mı sorusuna verdiği “Gençlere tavsiye vermemi mi istiyorsun? Pekala benim yaptıklarımın aynısını yapsınlar ve bende puromu yakıp ne kadar iyi yolda olduklarını izleyeyim ” yanıtı bu adam hakkındaki birçok sorunun cevabıydı sanki..

Basketbola Udine altyapısında 14 yaşında başladı.sonraki yıllarda izleyeceğimiz portrenin aksine sessiz ve içine kapanık bir çocuktu. Hızı, oyun görüşü ve o yaş grubunda eşsiz sayılabilecek şut yeteneği ile 1990 da 18 yaşındayken A takıma yükseldi.2 sene formasını giydiği Udine’yi son sene 2.lig de şampiyon yaparken 21.8 sayı 10.4 asist ortalamasıyla oynuyordu.İstatistikleri cok takımın dikkatini çekse de 93 de Livorno’nun yolunu tuttu. 1.ligdeki ilk sezonun istatistikleri 10.7 sayı ve 7.4 asistti. O yaz hayatının fırsatı önüne çıktı.Varese ve Gheradini’nin Benetton’u onu istiyordu. Başkan Humberto her iki takımla da anlaşmış ve son karar ona bırakmıştı. ‘Yıllarca neden Varese’yi seçtiğim soruldu. Şuan 25 yaşına dönsem Varese’yi ve taraftarını, Lakers’a tercih ederim. Sanırım bu soruya verebileceğim tek cevap bu. ‘

1994 yazıyla birlikte artık İtalya Basketbolunda bir yıldız yükseliyordu.. Namı değer “Atom Sineği”

1994-2002 yılları arasında Varese’de oynadı ve taraftarın sevgilisiydi.Devamlı değiştirdiği saç stili ve rengi, korkusuz ve eşsiz oyunu ve kazanmak için her şeyini sahaya koyması onu taraftarın idolü yapmıştı ve artık bir lakabı vardı ‘Atom Sineği’. 1998’a kadar 1 yıl İtalya sayı krallığı ve 1 kerede asist krallığını alıyordu.Bu 4 yıl taraftar herhangi bir kupa sevinci yaşayamasa da onun varlığı bile onlar için yeterliydi. Saha içinde tam bir iki ucu keskin bıçaktı. Bir rakip oyuncu koç yada taraftarın tezahüratı bile onu çileden çıkarmak için yeterli unsurdu ve çoğu maç onun için bundan sonra başlardı.Bundan sonrası artık onun kişisel şovuydu ve takım ona ne kadar ayak uydurabilirse Varese o kadar başarılıydı.

1998 yazı onun için ve Varese için bir dönüm noktasıydı. Hayatı boyunca onu dizginleyebilen tek koç Carlo Recalti takımın başına getirilmişti ve o yaz Fortitudo Bologna ile anlaşan takımdaki en büyük yardımcısı ve arkadaşı Andrea Meneghin son anda transferden vazgeçerek takımda kalıyordu.O ve takım enfes bir sezonun ardından kulübe 10.şampiyonlukla birlikte Süper Kupayı kazandırırken 16.3 sayı 6.2 asist ortalamasıyla takımın yıldızıydı. Artık kendini İtalya’nın en iyisi olarak ilan etmişti ve bu durum belki de onun için sonun başlangıcıydı.

Şampiyon takımın yıldızı olarak katıldığı milli takımla 1999 Eurobasket’e hazırlanırken akşam antrenmanı sonrası odasında içerken Tanjevic’e yakalanıp milli takımdan kovuluyordu. Azzuri’ler şampiyonluğu kazanırken kupa törenini evinden izlemek zorunda kalmıştı. Tanjevic dahil ona destek olmayan tüm takım arkadaşlarına kızgındı. En çok da o sene Varese’den ayrılacak olan Meneghine..19999-2000 sezonu Varese ve onun için vasat bir sezon olurken taraftarlar arasından ilk defa onun hakkında homurtular yükseliyordu. Sezonun son maçının ardından yaptığı ‘onların alkışları tüm kariyerim boyunca beni ürpertti.ama şunu anlamalılar 5 sezon önceki ben değilim aynı şeyleri her daim yapamam’açıklaması bir nevi taraftara tepkiydi.

2001 de tekrar İtalya ligi sayı krallığını elde ederken takım için kupasız bir sezon daha geride kalıyordu. Ve o yaz belkide sonrasında kendisinin bile inanamayacağı bir karar alıp NBA yaz ligine katıldı.Toronto ile çıktığı 6 maçta 20dk ortalamayla oynadı ve 7.9 sayı 6.1 asist ortalaması yakaladı. En zayıf noktası olan savunma direnci burada da karşısına sorun olarak çıksa da hücum gücüyle Toronto staffını etkilemişti.Yaz liginin son maçında Suns karşısında bir pozisyonda hakeme itiraz ederken Suns benchinden bir koç, “Hey gerizekalı burası NBA’diye” ona bağırmıştı. Sonraki pozisyonda topu rakipten çalıp hızlı hücumda 9m’den kaldırıp üçlüğü soktu ve doğruca karşı benche gidip ‘Bu eminim NBA hayatında gördüğün en iyi üçlüktü ve maalesef bir daha göremeyeceksin bok herif. ” dedi. Maçtan atılmıştı ve daha maç bitmeden kararını verdi. Burası onun yeri değildi ve tekrar İtalya’ya dönüyordu.

İtalya’ya döndükten sonra 1 yıl daha Varese’de oynadı ve 2002 de eski dostu Meneghin’in yanına Fortitudo Bologna’nın yolunu tuttu. 2004’de Eurolig finalini Maccabi’ye aynı yaz milli takımla Olimpiyat oyunlarında finali Arjantin’e kaybetti.2005’de Repesa’nın kendisine verdiği rolü beğenmeyip bir antrenmanda üstüne yürüdüğü için takımdan kovulup Zaragoza’nın yolunu tutuyordu. Bologna o sene sezonu şampiyon tamamlarken o yine evde eski takım arkadaşlarının kupa töreninin izliyordu. Belkide kariyerinin özeti sayılabilecek bir fotoğraf..

Zaragoza’dan sonrası bitiş devriydi onun için.Eskiye dnmek için ne kadar uğraştıysa dibe daha çok battı. Başarısız Zaragoza serüveni sonrası, 2 yıllık kayıp Khimki macerası ve sadece rol oyuncusu olarak sure bulduğu Orlandina Basket dönemi.. Zaman bir efsanenin defterini daha dürüyordu..

Eşsiz oyun görüşü,muazzam şut yeteneği kazandığı onca bireysel ödül çıkardığı kavgalar verdiği saçmasapan demeçler ve herkesin biraz kendini bulduğu Protestan duruş. Bugün eskileri yad ederken kimin aklına gelse eminim ki hayranlıkla beraber bir tebessümde yüzlere düşüyordur. İtalyan basketbolunun unutulmaz yeteneği Gianmarco Pozzecco namı değer ‘Atom Sineği’

Hazırlayan: Serkan Sofuoğlu (https://twitter.com/dr_tylerr)


@dr_tyler

doktor SErkan'ın eline yüreğine sağlık..

Çevrimdışı Okan Y.

  • Üye
  • Yaş: 40
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 1672
  • Cinsiyet: Bay
    • KendoKamae
Ynt: Avrupa & Dünya Basketbolu İle İlgili Köşe Yazıları
« Yanıtla #19 : 13 Ekim 2014, 18:49:04 »
Cem bence yazının Pozzeco hk. olduğuna dair kısa bir açıklama koyup link ver
sitenin hiti artsın
Bizler bir gün daha Fenerbahçeli olarak yaşamak için hayata bağlanırız ve gerekirse o bir gün için bütün bir ömürü gözden çıkartırız.
A.Y.

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Avrupa & Dünya Basketbolu İle İlgili Köşe Yazıları
« Yanıtla #20 : 13 Ekim 2014, 18:54:49 »
Cem bence yazının Pozzeco hk. olduğuna dair kısa bir açıklama koyup link ver
sitenin hiti artsın


Verdik dostum . Eyvallah. 
Dostum diye söylemiyorum ama serkan bu biyografi yazılarında cidden çok iyi. Romantik ruhunu yaziya güzel döküyor :) 8)

Çevrimdışı kenz

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 45
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 8104
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Avrupa & Dünya Basketbolu İle İlgili Köşe Yazıları
« Yanıtla #21 : 14 Ekim 2014, 01:16:32 »
Cem senle Fenerbasket'te bir Pozzecco muhabbetimiz olmuştu, o geldi aklıma.Yalnız hocalık halleri oyunculuk halinden de çılgınmış:



35. saniyeden sonra film kopuyor.

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Avrupa & Dünya Basketbolu İle İlgili Köşe Yazıları
« Yanıtla #22 : 06 Ocak 2015, 20:47:31 »
özcan yeni gördüm bunu ..
evet hatırladım ...
deli bu adam bundan birşey olmaz ya bu kafa ile :)

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi

hmetin

  • Ziyaretçi
Ynt: Avrupa & Dünya Basketbolu İle İlgili Köşe Yazıları
« Yanıtla #24 : 06 Ocak 2015, 22:24:14 »
değerli @dr_tyler yazdı
http://zonebasket.com/12-hikaye-ile-drazen-petrovic/



Dun Obradovic'in acıklamaları ısıgında okuyunca insan daha cok etkileniyor.115 sutta 100 3'luk atmadan cıkmaması,Sigara ve Alkol ile Savası ve en onemlisi de uyuyamayıp Gece 01.00 de salonu actırıp 05.00'e kadar calısması ve Obradovic'in soyledigi sorsanız hepsinin aptal bahaneleri vardır lafını bir araya getirince insan iki resim arasındaki 7 farkı bulun bulmacası gibi dusunuyor.Elinize saglık ayrıca Dusko Vujosevic hikayesi de cok etkileyici Elinize Saglık