vala hocam geçen seneki pao maçı ile bu seneki arasında ne fark vardı denirse, mccollum derim.
geçen yıl 3. çeyrekte kırıldık, bu sene 3. çeyrekte kırdık.
42-40 önde olduğumuz bölüm ile 53-45 öne fırladığımız bölüm arasında 9 mccollum sayısı vardı.
wilbekin’in geçen yılki f4 performansı aklımızda halen.
mccollum’u yollayıp, wilbekin’i tutma ihtimalini mantığım almıyor.
umarım yapmayız öyle bir şey.
Sunduğun bu argümanla haklı olabilirsin ama aynı mcCollum Final maçında da yokları oynadı. Belki Wilbekin olsaydı benzer ya da daha iyi bir katkıyı final maçında verirdi.
Elbette bu yorumum çok nesnel bir yaklaşım değil. Ama bir de şu açıdan bakmakta fayda var;
Burada asıl üstünde durulması gereken konu bence, geçen yılın takımının vaat ettikleriyle bu yılın takımının vaat ettikleri arasındaki fark. Geçen yıl rakip savunmaların odak noktaları belliydi. Rakip savunmacıların kimi kilitlemesi gerektiği kabak gibi ortadaydı. Bu yıl ise, kime odaklandıysalar, bir diğeri ortaya çıktı, işi bitirdi...
Bir röportajında Erick şunu söyledi; "rakip savunmacıların odak noktası ben olmadığımda, hücumda bunun konforunu yaşıyorum"... gibi bir şey söylediğini hatırlıyorum. Aslında Fenerbahçe Basketbolunun geldiği noktayı çok güzel özetlemiş.
Duygusal bir kişiliğin yaklaşımı gereği, şampiyon kadronun bozulmaması gerekir. Hele ki şu an başarı daha çok tazeyken, objektif düşünmek çok daha zor oluyor. Neyse ki bunu düşünmesi gereken profesyoneller var. Onlar düşünsün, odaktaki Wilbekin mi daha iyi, yoksa odakta olmayan McCollum mu
