Fenerbahçe | Türkiye Süper Ligi (2024-25 Sezonu)

[Ertan Ürkmez]

Aklıma takıldı Eyüp maçında Tadic'in ortasında ele çarpan topta sahadaki oyunculardan yedek kulübesindeki idari menajerine kadar bir Allahın kulu da uyanmamış penaltıyı. Konsantrasyon ve inanç bitmiş.

Aynı mevzu bir önceki maçta Szymanski'nin pozisyonu için de geçerli...

[Samet_GFB]

Statta kaos hakim işler kötü gittikçe artacak görünen o maç için diyeceğim ilk gole kadar iyi oyun daha sonrasında Hatay bi kere geldi gol attı takım düştü. Tadic en rezil maçlarından birini oynuyor Kostic 6-7 orta açtı 1 tane isabetli ortası yok

[MotorCade]

İnanılmaz goller kaçırıyoruz.

[MotorCade]

Tribün çok kötü bugün, En Nesyri gördüğüm en kötü forvetler arasına girer net.

[Samet_GFB]

Ben bu kadar yeteneksiz bir takım görmedim

[MotorCade]

Yönetim şu durumda istifa etmiyorsa çok net art niyetlidir. Şu durum cidden çok kötü.
Ama şundan eminim ki yönetim 10 yıl daha bu kulübün başında kalacak.
En Nesyri'yi acilen göndermek lazım.

[Samet_GFB]

Tribün çok kötü bugün, En Nesyri gördüğüm en kötü forvetler arasına girer net.

Hangi tribün ne tribünü camia bölünmüş statta birbirini yumrukluyor millet tribün mü kalmış

https://x.com/haber/status/1875957433249501266?s=46&t=wL4q1aadPsTIXupaWWoi5w

[MotorCade]

Hangi tribün ne tribünü camia bölünmüş statta birbirini yumrukluyor millet tribün mü kalmış

https://x.com/haber/status/1875957433249501266?s=46&t=wL4q1aadPsTIXupaWWoi5w

Samet durum çok kötü. Kadın sporları dışında başarı şansımızda yok.
Yönetim istifa etmediği sürece daha da kötüye gideceğiz.

[Samet_GFB]

Samet durum çok kötü. Kadın sporları dışında başarı şansımızda yok.
Yönetim istifa etmediği sürece daha da kötüye gideceğiz.

Amatörler falan hikaye onlarada sirayet eder bu protestolar

[Samet_GFB]

Acun Ilıcalı: "Özellikle Samet olayını içlerine sindiremiyor futbolcularımız, çok dokundu onlara. Taraftarın desteği bizim için çok değerli ama futbolcularımız bundan etkileniyor. Futbolcularımızın moralini bozmamak lazım."

Ya adam 2 senedir takımın içinden geçti hala Samet diyor

[iloturo]

Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho galibiyeti beIN SPORTS'a değerlendirdi.

"Çok iyi oynadık. Maçın başından sonuna kadar domine ettik. Yarım şans pozisyonlarda bile şanssızlık yaşadık. Çok fazla pozisyona girdik. Son paslarda iyi olamadık. 2-1 bitmesi garip. Pratik olarak iyi bir sonuç ama 6, 7, 8 olabilirdi. Oyuncularım ellerinden geleni yaptık. Renkler farklı olsaydı maç 11'e 8 bitebilirdi. Oynadığımız lig toksik bir lig. Rakipler de bunu biliyor. Başka rakiplere karşı nasıl oynayacaklarını biliyorlar. Son 2 maçta 5 kırmızı kart olması gerekiyordu. Bizim oyuncularımız bunu biliyor."

FARK SORUSUNA YANIT
Jose Mourinho'dan 'Puan farkının kapanacağını düşünüyor musunuz?" sorusuna yanıt:

"Gerçeği söylemeyi neden korkuyorsunuz? Bu soruyu bana sorup neden gerçeği saklamaya çalışıyorsunuz? Bu ülkede insanlar neden korkuyorlar? Sizce puan farkı sadece oynanan futboldan mı kaynaklı? O zaman gerçeği söyleyin."

"35 YILLIK KARİYERİMDE İLK KEZ GÖRDÜM"
Jose Mourinho, Futbol kariyerinde Türkiye'de ilkleri yaşadığını ifade etti.

"Sadece bugün değil, sadece bugün olsaydı (hakem hataları) çok daha iyi durumda olurduk. Ben Türkçe konuşmuyorum, TV izlemiyorum, gazete okumuyorum, sosyal medya takip etmiyorum ama benim de düşüncelerim var. 35 yıllık futbol kariyerimde böylesini daha önce hiç görmedim. Bu boyut, anlaşılabilir sınırların ötesinde. Tek başına bir kulübün, bu var olan sistemi yok edebileceğini düşünmüyorum. Bu lig, benim ligim ama aslında sizin liginiz, bu ülkedeki çocukların ligi. Siz bu ligin statükosundan mutluysanız mutlu olun. Tek başına bir kulüp bunu çözmeyecektir. İçimizdeki bölünme de çözemeyecektir. Güçlü bir kulüp tek başına mücadele edemez."

"İÇİMİZDEKİ BÖLÜNMELER..."

"Bana en çok dokunan şey oyuncularıma olan tepkiler. Geçen sene Krunic'e, bu sene Samet'e oldu negatif. Şanslıyız ki Dusan Tadic bu tip şeylerle baş edebilir. Saklanmaz, korkmaz. Bizler için savaşmak zaten zor. Bu içimizdeki bölünmeler de yardımcı olmayacak. Tek yol var, çok çalışmaya devam etmek. Bazen iyi bazen kötü oynayabiliyoruz. Neredeyse hep VAR ve hakemler var. Şans ki bu lig yurt dışında takip edilmiyor."

"DÜN YENİ BİR TÜRKÇE KELİME ÖĞRENDİM"

"Farkı kapatabilmemiz için kazanmamız, liderin de puan kaybetmesi gerekiyor. Biz maçları kazanacağız. Şu an olduğumuzdan daha iyi olacağız. Onlar nasıl puan kaybedecek, nasıl? Ben Türkçe konuşamıyorum ama çok fazla tekrardan ötürü bazı kelimeleri öğreniyorum; günaydın, toplantı gibi. Dün de sürekli aynı kelimeyi duydum, skandal, skandal, skandal! Yeni bir kelime öğrendim: skandal! Bu kelimeyi duydum. Bazılarınızın hoşuna gidiyor bu. En kötüsü de şu ki, kazananın hoşuna gidiyor. En kötüsü bu. Her koşulda ve bu şekilde kazanmak en kötüsü!"

[Maldonado]

Biraz da şov dışında bir şeyler bilsen keşke Mourinho efendi. Konuşup konuşup ilk büyük maçta ağzını ayırıp üç tane yememizi izler yine kenardan.

[Av.Asım]

Defalarca yazdım, yine yazacağım çünkü korktuğum yere doğru gidiyoruz.

Benim doğrularıma göre hiçbir futbolcu taraftarınca sportif nedenler gerekçe göstererek hiçbir koşulda yuhalanmamalıdır. Kutsal saydığımız şeylere bir yanlışı olur, armaya formaya kulübe ihanet eder vs. ancak bunlar için tepki gösterilebilir.  Hatta bir tık ileri götürüyorum oyuna girecek, serbest vuruş kullanacak, penaltı kullanacak veya oyundan çıkacak futbolcuya karar vermek üzere tribünden gelen tepkileri de yanlış buluyorum. Çoğunluk anlamamakta ısrar ediyor ama bunun 3. dünya ülkeleri haricinde örneği yok. Bunlar yapıldığı sürece istediğiniz oyuncu gelsin, hoca gelsin ve hatta yönetim gelsin dünyanın sayılı şanslıları arasında değilse bu camianın aşağı giden ivmesini değiştiremeyecektir. Bizim camiamızda yaşanan stres ortamının sadece onda birini yaşayan avrupa büyüklerinin dahi kolay kolay aşağıya giden ivmeyi terse çeviremediklerini görüyoruz.

Ben eleştirilmesinler veya eleştirilmeyi hak etmiyorlar demiyorum. Sadece her şeyin beri yeri ve usulü var. Bu yaşanlar eleştiri falan değil bu elindekileri ama bilerek ama bilmeyerek yok etmeye çalışmaktan başka bir şey değildir.

Katma değerli, yeteneğe ve yaratıcılığa dayanan bir işte siz mobbing yaparak bir verim alamazsınız. Sportif başarıyı geçtim şu yapılanların neden olduğu durum ekonomik açıdan da sürdürülebilir değil. Kalburüstü bir oyuncu şuraya iyi bir futbol ortamı var diyerek gelir mi gelse gelse sadece para için tercih eder. Yüksek bedellerle gelen futbolcunun kötü performansla düşen değerini tepkilerle tümden sıfırlayınca al sana double zarar.

Şuradaki bilinç ve farkındalık seviyesinin ortalamanın üstündende olduğunu düşündüğüm azınlığı dahi ikna edemediğim için çoğunluğu, halihazırda çalıştığı işyerinde gördüğü mobbingi normal kabul etmiş veya katma değer üretmeyen kendine ait işyerinde altında çalışanlarına mobbingi verimlik kabul etmiş farkındalık ve bilinç seviyesi düşük çoğunluğun değişmesine dair hiçbir umudum kalmıyor.

Sadece biz değil Türkiye'deki kalabalık taraftara sahip bütün kulüplerin rakiplerine göre daha kırılgan oluşu benzer nedenlere dayanıyor. Şans eseri veya saha dışı aksiyonlarla sert bir değişimle kazanan tarafa geçmek dışında bu ivmenin terse dönmesi konusunda pek umudum kalmıyor.

Ülkede 1 kazanan dışında kalabalık ve tutkulu taraftar topluluğuna sahip bütün camiaların kırılganlığını, istikrarlı başarı elde edememesini aynı nedenlere dayandırabilirim. Trabzonspor, Ankaragücü, Bursaspor, Karşıyaka, Sakaryaspor, Kocaelispor, Eskişehirspor, Ads say say bitmez.

[Ertan Ürkmez]

Defalarca yazdım, yine yazacağım çünkü korktuğum yere doğru gidiyoruz.

Benim doğrularıma göre hiçbir futbolcu taraftarınca sportif nedenler gerekçe göstererek hiçbir koşulda yuhalanmamalıdır. Kutsal saydığımız şeylere bir yanlışı olur, armaya formaya kulübe ihanet eder vs. ancak bunlar için tepki gösterilebilir.  Hatta bir tık ileri götürüyorum oyuna girecek, serbest vuruş kullanacak, penaltı kullanacak veya oyundan çıkacak futbolcuya karar vermek üzere tribünden gelen tepkileri de yanlış buluyorum. Çoğunluk anlamamakta ısrar ediyor ama bunun 3. dünya ülkeleri haricinde örneği yok. Bunlar yapıldığı sürece istediğiniz oyuncu gelsin, hoca gelsin ve hatta yönetim gelsin dünyanın sayılı şanslıları arasında değilse bu camianın aşağı giden ivmesini değiştiremeyecektir. Bizim camiamızda yaşanan stres ortamının sadece onda birini yaşayan avrupa büyüklerinin dahi kolay kolay aşağıya giden ivmeyi terse çeviremediklerini görüyoruz.

Ben eleştirilmesinler veya eleştirilmeyi hak etmiyorlar demiyorum. Sadece her şeyin beri yeri ve usulü var. Bu yaşanlar eleştiri falan değil bu elindekileri ama bilerek ama bilmeyerek yok etmeye çalışmaktan başka bir şey değildir.

Katma değerli, yeteneğe ve yaratıcılığa dayanan bir işte siz mobbing yaparak bir verim alamazsınız. Sportif başarıyı geçtim şu yapılanların neden olduğu durum ekonomik açıdan da sürdürülebilir değil. Kalburüstü bir oyuncu şuraya iyi bir futbol ortamı var diyerek gelir mi gelse gelse sadece para için tercih eder. Yüksek bedellerle gelen futbolcunun kötü performansla düşen değerini tepkilerle tümden sıfırlayınca al sana double zarar.

Şuradaki bilinç ve farkındalık seviyesinin ortalamanın üstündende olduğunu düşündüğüm azınlığı dahi ikna edemediğim için çoğunluğu, halihazırda çalıştığı işyerinde gördüğü mobbingi normal kabul etmiş veya katma değer üretmeyen kendine ait işyerinde altında çalışanlarına mobbingi verimlik kabul etmiş farkındalık ve bilinç seviyesi düşük çoğunluğun değişmesine dair hiçbir umudum kalmıyor.

Sadece biz değil Türkiye'deki kalabalık taraftara sahip bütün kulüplerin rakiplerine göre daha kırılgan oluşu benzer nedenlere dayanıyor. Şans eseri veya saha dışı aksiyonlarla sert bir değişimle kazanan tarafa geçmek dışında bu ivmenin terse dönmesi konusunda pek umudum kalmıyor.

Ülkede 1 kazanan dışında kalabalık ve tutkulu taraftar topluluğuna sahip bütün camiaların kırılganlığını, istikrarlı başarı elde edememesini aynı nedenlere dayandırabilirim. Trabzonspor, Ankaragücü, Bursaspor, Karşıyaka, Sakaryaspor, Kocaelispor, Eskişehirspor, Ads say say bitmez.

Fenerbahçe tribünlerine yönelik cümlelerim yüzünden defalarca tepki aldım burda. Fazla bir şey yazmayacağım, sadece şunu söyleyeyim, yurtdışında olmayıp tribüne devam etseymişim her maç sopa yermişim. Öte yandan Samet mevzusu futbolcuya yönelik bir tepki değildi. Tamamen yönetime karşı isyandı. Yıllardır isyan ettiğin TFF başkanı için "büyük başkan" diye bağıran, Trabzon'da uzatmada attığımız gole sevinmeyen, hülasa "profesyonel bağlamda dahi hiç bir aidiyeti olmayan adamın bu kulüpte hala ne işi var" tepkisiydi o.

Bilenler bilir Pepe Metin'i. Dün paylaşmış. Tribün mü, uçak yolculuğu mu belli değil:

https://www.instagram.com/reel/DEcyckRN7Ke/?igsh=MmRwdTRkcXB5MTQ5

[Maldonado]

Defalarca yazdım, yine yazacağım çünkü korktuğum yere doğru gidiyoruz.

Benim doğrularıma göre hiçbir futbolcu taraftarınca sportif nedenler gerekçe göstererek hiçbir koşulda yuhalanmamalıdır. Kutsal saydığımız şeylere bir yanlışı olur, armaya formaya kulübe ihanet eder vs. ancak bunlar için tepki gösterilebilir.  Hatta bir tık ileri götürüyorum oyuna girecek, serbest vuruş kullanacak, penaltı kullanacak veya oyundan çıkacak futbolcuya karar vermek üzere tribünden gelen tepkileri de yanlış buluyorum. Çoğunluk anlamamakta ısrar ediyor ama bunun 3. dünya ülkeleri haricinde örneği yok. Bunlar yapıldığı sürece istediğiniz oyuncu gelsin, hoca gelsin ve hatta yönetim gelsin dünyanın sayılı şanslıları arasında değilse bu camianın aşağı giden ivmesini değiştiremeyecektir. Bizim camiamızda yaşanan stres ortamının sadece onda birini yaşayan avrupa büyüklerinin dahi kolay kolay aşağıya giden ivmeyi terse çeviremediklerini görüyoruz.

Ben eleştirilmesinler veya eleştirilmeyi hak etmiyorlar demiyorum. Sadece her şeyin beri yeri ve usulü var. Bu yaşanlar eleştiri falan değil bu elindekileri ama bilerek ama bilmeyerek yok etmeye çalışmaktan başka bir şey değildir.

Katma değerli, yeteneğe ve yaratıcılığa dayanan bir işte siz mobbing yaparak bir verim alamazsınız. Sportif başarıyı geçtim şu yapılanların neden olduğu durum ekonomik açıdan da sürdürülebilir değil. Kalburüstü bir oyuncu şuraya iyi bir futbol ortamı var diyerek gelir mi gelse gelse sadece para için tercih eder. Yüksek bedellerle gelen futbolcunun kötü performansla düşen değerini tepkilerle tümden sıfırlayınca al sana double zarar.

Şuradaki bilinç ve farkındalık seviyesinin ortalamanın üstündende olduğunu düşündüğüm azınlığı dahi ikna edemediğim için çoğunluğu, halihazırda çalıştığı işyerinde gördüğü mobbingi normal kabul etmiş veya katma değer üretmeyen kendine ait işyerinde altında çalışanlarına mobbingi verimlik kabul etmiş farkındalık ve bilinç seviyesi düşük çoğunluğun değişmesine dair hiçbir umudum kalmıyor.

Sadece biz değil Türkiye'deki kalabalık taraftara sahip bütün kulüplerin rakiplerine göre daha kırılgan oluşu benzer nedenlere dayanıyor. Şans eseri veya saha dışı aksiyonlarla sert bir değişimle kazanan tarafa geçmek dışında bu ivmenin terse dönmesi konusunda pek umudum kalmıyor.

Ülkede 1 kazanan dışında kalabalık ve tutkulu taraftar topluluğuna sahip bütün camiaların kırılganlığını, istikrarlı başarı elde edememesini aynı nedenlere dayandırabilirim. Trabzonspor, Ankaragücü, Bursaspor, Karşıyaka, Sakaryaspor, Kocaelispor, Eskişehirspor, Ads say say bitmez.

1.5 sezon seyircisiz oynandı. Birinde yedinci mi ne, öbüründe üçüncü olduk. Geçen sezon taraftar her kupayı kaybetmiş takımı bağrına bastı.

Herkes bir şeyler görüyor. Kimse salak da değil. Tüm dünya bir olsa Fenerbahçe bu sezon şampiyon olamaz. Avrupa'da zaten nal topluyoruz. Türkiye kupasına ise katılmayacağız muhtemelen. Boşa gitmiş bir sene. Böyle böyle ömürler geçip gidiyor.

Söylediklerine katılıyorum ama o işler öyle kolay olsa sahayı kapat, her sene şampiyon ol. Sahadaki gerçekler lehine olmaksızın hiçbir başarı kazanamazsın.

Kazanamıyoruz da zaten. Taraftarla ilgisi de yok. Artık bıktık. Cinnet geçirip ona buna saldıran çıkmaması zaten evliya olduğumuzu gösteriyor.