Tina Charles, şu an Avrupa'daki en dominant hücum ve ribaund performansı sergileyebilecek uzunlardan biri. Potaya yakın, uzak, sırtı dönük, hareketli, şutla; her şekilde basketi bulabilen bir oyuncu. Fizik olarak da aslında savunma yapmaya uygun bir fiziği var. Mesela Howard 5 numara için çok kısa kalıyordu. Ama Tina maalesef çok yumuşak bir oyuncu.
İkincisi, Tina'da da çoğu dominant Amerikalı uzunun muzdarip olduğu bir her aldığını atma huyu var. Topu Tina'ya verince geri alamıyorsun, ille o topu potaya atacak. Ekstra pas, oyun zekâsı, hiçbir şey yok.
Ben böyle söyleyince iloturo sen kafayı Howard ile bozmuşsun diyor ama Howard geçen senenin son dönemi hariç bizde pek katkı veremedi, Tina gibi her aldığını atıp bir de savunmada hiç efor sarfetmiyordu. Sene sonu ligdeki ÇBK serisiyle kendini buldu, şu anda da iyi oynamaya devam ediyor ÇBK formasıyla. Ama geçen sene bu vakitleri hatırlayın, Howard'ın as olduğu takım üst üste yenilgiler alınca yerine Collier getirip şampiyon olmuştuk. Howard ile devam etsek olabilir miydik, emin değilim, bence olamazdık. O zamanlar da yazmıştım bunları.
Tina misal son maçta 15 sayı yapmasına karşın sadece 11 PIR'de kalmış. Howard da Fener'de aynı böyleydi. 20 sayı atıp 8 ribaund almış diye bakıyordum, 12 PIR'i oluyordu. Çünkü 12'sini kaçırdığı 20 tane şut atıyordu, savunmada da pek bir şey veremiyordu. İkisi de çok verimsiz kıta dışılar maalesef.
Mesela son dönemlerin Iagupova'sı da aynı böyle bir oyuncu olmaya başladı. Her maç 5 tane topu kaybedip 6'da 1 üçlük atınca, attığın 20 sayının çok da bir kıymeti olmuyor.