Barcelona maçının ilk bölümünde 10 sayı geri düştüğümüzde durumdan gayet memnun olmuştum.
Bundan sonra ya savaşır geri geliriz, ya fark 20'yi aşar demiştim.
Geri gelemedik, fark 20 sayıyı gördü ilk çeyrekte.
Sonra karakter koyduk ve geri gelmeyi başardık...
Bugün 3. çeyrekte tutukluk oldu ama toparladık.
Son çeyrek başında 3 tane üçlük yedik üst üste, 6 sayı geri düştük, ama yine toparlayıp kazandık.
Anlatmak istediğim şey şu;
Hedefim var diyen takımın, oyuncu kalitesinden önce mental kalitesi yüksek olmalıdır.
Kırılgan takımın, kolay dağılan takımın, büyük hedeflere ulaşma şansı yoktur.
İşin doğrusu 2 maçtır saha içinde mümkün olduğunca zor durumlara düşmeyi istiyordum.
Takımın reaksiyonu, hedeflerin ne derece gerçekçi olduğuna dair en önemli referans olacaktı çünkü.
Hem Barcelona deplasmanında, hem bugün yeterince zor duruma düştük ama hepsinde geri gelmeyi bildik.
Senelerdir söylediğim bir şey var, sistem elbette önemlidir ama yıldızlar daha önemlidir.
Büyük maçlarda sistem işlemez olur, düzen dışına çıkarsınız çünkü.
Takımın dağıldığı, hücumda bir şeyler üretilemeyen anlarda yıldızların çıkıp sizi oyunun içinde tutmasını beklersiniz.
Mental olarak üst seviye takımların, mental olarak üst düzey oyuncuları yapabilir bunu sadece.
Gerek Barcelona maçında, gerek bügün; işlerin kötü gittiği anlarda hep farklı biri sorumluluğu aldı,
Her seferinde bir başkası takımın oyunda kalmasını sağladı.
Galibiyetler ve grup liderliğinden daha önemli olan nokta burası...
Bizim takımın mental açıdan her türlü hedefe oynayacak kadar güçlü olduğuna fazlasıyla ikna oldum son 2 maçta...
Helal olsun hocaya, karakterini kısa sürede takıma ve oyunculara yansıttı yine...