lig bitti can sıkkın.baskette euroleague alınsa bari süper olur. boşluk da kendimce transfer yapayım bari.
« : 10 Nisan 2016, 00:17:04 » yazdığım mesajın bir kısmı yukarıda. İnternetten takip ettiğim kadarıyla Ragnick Leipzig'den ayrılmış. Basındaki menejer haberlerine kanıp Lucescu, Bielsa felan peşinde koşulacağına, tecrübesi, bilgisi, hep bir projesi için uzun soluklu maceralara atılması nedeniyle Ragnick bizim için biçilmez kaftan olur. Yetenekli genç Türk ve potansiyelli yabancıları seçmesine izin verilip, takımın anahtarı kendisine teslim edilirse Fenerbahçe'nin genlerinde olmamasına rağmen son günlerde dillendirilen basketboldaki Obradoviç modelini futbolda Ralf Ragnick, yardımcıları:Jens Keller, Tayfun Korkut'dan oluşan ekip tarafından yerleştirilebilir. Tayfun Korkut'da sabreder ve kendini geliştirirse Ragnick sonrası büyük fırsat yakalayabilir.
Oh, sonunda benim gibi Alman modelini takıma getirmek isteyen birini buldum.
Hocam öncelikle Rangnick bu senelik tekrardan sahaya indi, seneye benim bildiğim tekrardan Leipzig'in yönetiminde görev almaya devam edecek. Orada çok ciddi bir yatırım ve yapılanma aşamasındalar. Bu sene transfer bütçeleri aşağı yukarı 50m euro olacakmış. Hoca olarak da Ingolstadt'ın Avusturyalı teknik direktörü Hasenhüttl'ı getirdiler. O yüzden Rangnick hayali güzel ama zor.
İkincisi Jans Keller'i neden istediniz anlamadım. Benim hiç beğenmediğim, hatta neredeyse nefret ettiğim bir adam. Schalke onun yönetiminde kaybetmeye alışkın bir takım haline geldi. Sanırım Union Berlin'e yazıyorlardı onu en son. Anlaşma ne durumda bilmiyorum ama Union Berlin demişken bu sene Union Berlin'i çalıştıran Sascha Lewandowski'yi çok beğeniyorum ben. Sözleşmesi bitiyor bu yaz galiba. Umarım Bundesliga'da bir takım çalıştırır tekrardan. Onun haricinde Slomka ve Favre var göze çarpan boşta hocalardan ama Slomka'nın son takımları hep sıkıntı yaşadı. Favre da Türkiye'de zorlanır gibi geliyor bana. Çünkü çok farklı bir yapı var Gladbach'da. Burası biraz daha zor.
Ben sene başı bu sportif direktör mevzusu açıldığında da o görev için Alman birisini istemiştim Terraneo'dan ziyade. Birinci sebebi Almanların bu iş üzerine olmasa bile eğitim seviyeleri daha yüksek, İngilizce'yi daha iyi konuşuyorlar ayrıyetten de Alman sd demek Alman ve orta Avrupa futbolcu pazarına girmek demek. Alman hoca da bunun üzerine kaymak olurdu.
Ki ben Terraneo geldiğinde de kafamda daha farklı hamleler vardı. İtalyan/Arjantinli bir hoca getirir ve Serie A yada Arjantin'den bir kaç genç oyuncu kaparız diyordum. fakat hiç biri olmadı. Terraneo ingilizce bilmiyor, Vitor çat pat konuşuyor, ee futbolcurın neredeyse çoğu brezilya/portekizli. inanılmaz bir iletişim kopukluğu vardı bu sene takımda. her kademede sadece futbolcular arasında değil. futbolcular arasında da uyumsuzluğa yol açtı bu. beşiktaş mesela daha ziyade alman futbolculara yöneldi, daha bizden daha uyumlu ve kollektif oynamaları sadece hocayla alakalı değil yani. ki performans olarak da baktığın zaman beck vasat bir oyuncu olmasına rağmen bizim portekiz/brezilyalı futbolcularımız gibi bir maç var beş maç yok oynamadı. belirli bi standartta oynadı devamlı. ha çok ekstra iş yapmadı belki ama küfür de ettirmedi kendine. gomez konusunda da aynısı geçerli. gurbetçilerin olduğu takımda kendini çok rahat hissetti, ekstra olarak da onların orta sahaları bizim çok önümüzdeydi bu sezon. rvp&mario gomez farkı büyük ölçüde bundan kaynaklanıyor. ozzy bizde olsaydı ve kuyt gitmeseydi rvp çok daha farklı bir performans sergilerdi, hem de takıma daha çabuk adapte olurdu mesela.