Gönderen Konu: Fenerbahçe Ülker'in Şampiyonluk Hikayesi  (Okunma sayısı 391715 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı akarship

  • Üye
  • Yaş: 58
  • Yer: Mersin-İskenderun
  • İleti: 2165
  • Cinsiyet: Bay
Harun Erdenay ı destekliyoruz zaten .
efes biz banvit ksk beşiktaş hepsi destekliyor.

Oh be Cem yüreğime su serptin, Allah ne muradın varsa versin. Lütfü ş..... gelecek diye üzülüyordum yani.

Çevrimdışı Okan Y.

  • Üye
  • Yaş: 42
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 1672
  • Cinsiyet: Bay
    • KendoKamae
Kampa da girmişler :)
hayatları geri vites
ulan Allahın salakları, velev ki istediklerinizi aldınız. Bu kulüp salak mı? Kazanılmış hakkından sizin için vazgeçecek?
« Son Düzenleme: 18 Haziran 2014, 17:26:36 Gönderen: Okan Y. »
Bizler bir gün daha Fenerbahçeli olarak yaşamak için hayata bağlanırız ve gerekirse o bir gün için bütün bir ömürü gözden çıkartırız.
A.Y.

Çevrimdışı sonkale1907

  • Üye
  • Yaş: 46
  • Yer: MERSİN
  • İleti: 2390
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: ANKET: Perşembe Akşamı...
« Yanıtla #3347 : 18 Haziran 2014, 17:29:01 »
Yalnız son şık çok bomba  :D
FENERBAHÇE

Çevrimdışı exex

  • Üye
  • İleti: 1520
  • Cinsiyet: Bay
Turgay Demirel olayları Ntvsporda yorumlarken üzüntüsünden ağlamış resmen.Nasıl kirli bir oyun oynanıyor böyle
https://vine.co/v/MIlzXvrD2n1

Bu adamı neyle tehdit ettiler acaba ?

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Basketbolda kriz: Maalesef hastayı kaybettik

Kaan Kural



Uzun süredir bugüne geliyorduk zaten. Hele son yıllarda koşar adım ilerliyorduk.
Sadece zaman meselesiydi. Bugün olmasa seneye, olmazsa 2 sene sonra. Türkiye’de spor ve özellikle ezeli rekabet sürekli bünyesine eziyet eden, sağlığını kendi eliyle riske eden bir insana benziyor.

Bünyenin ne kadar dayanacağını bilemezsiniz belki ama iflas edeceğini biliyoruz.
Galatasaray’ın şampiyonluk maçına çıkmaması dünün tekil kararı değil. Son yıllarda iyice sağlığı bozulan bir rekabet ortamının sonucu.
Tamamen kazanma odaklı bir anlayışta Makyevel’i mezarında 3 tur döndürecek uygulamaların artık genel geçer kabul edildiği bir ortamda, sağduyu sahibi olması gerekenlerin tam tersine her şeyi daha da provoke ettiği bir yapıda nereye gitmeyi bekliyorduk?
Sonunda ulaştık son durağa. Yıllardır sağlığını kendi eliyle bozan hastayı kaybettik.
Artık uğruna tüm ilkelerin ayaklar altına alındığı bir “galibiyetten” söz edemeyiz.
Çünkü öldü. Spor öldü, rekabet bitti.
Final serisi daha başlarken herkes endişeliydi olabileceklerden. Nitekim ilk 4 maç itibariyle görüldü ki evsahibi avantajını iki taraf da sonuna kadar zorlayacak.

Bu ortamda hakem olmak da imkansız neredeyse. En basiti evsahibi takım çok daha sert oynayıp, kuralları esnetebildiği son noktaya kadar esnetiyor, zaman zaman yıkıyor ama hakemler o ortamda eşit şekilde bakamıyor iki takıma.
Savunmada biraz daha fazla temas yapan, ortadaki bir kararda biraz daha fazla isyan eden hep evsahibi oluyor.
O büyük baskı altında hiçbir hakem aynı şekilde bakamaz olan bitene.
Ancak bu artık sağlığını kaybetmeye başlayan hastanın yeni bünyesi için 'normal' kabul edilebilir.
Artık midesi iflas ettiği için çok sağlıklı olmadığı halde sürekli püre yemesi gibi. Doğru veya sağlıklı değil ama artık 'normal' ve 'mecburi'.
Ama işte basketbolun doğası gereği bir maçta onlarca ortada karar verir hakemler. Ve nereden baktığınıza bağlı olarak her şeyin tamamen aleyhinize geliştiğini düşünebilirsiniz.
Hele ki rakip sahada iseniz, bu “ortada karaların” biraz daha fazla bir tarafa kayması gözünüzde katlanarak büyür.
Zaten adeta düşman topraklarındasınız. O ortamda her şey sizi yok etmek için tasarlanmış olarak görünür.
Hakem hataları
Bir de sporun doğası gereği hatalar var elbette. Onlar da bu ortamda daha korkunç görünüyor.
Zaten sağlıksız hastanın basit bir soğuk algınlığı yaşaması gibi. Etkileri ve sonuçları çok daha ağır. Atlatması çok daha güç.
Nitekim 2. maçın sonunda Galatasaray 1 sayı öndeyken Markoişvili’ye yapılan faulü görmedi hakemler. Ben tribündeydim ben de görmedim.

Çok ani gelişti her şey. Ama maç içinde herhangi bir hatadan daha önemli bu durum. Maçta onlarca basket atılır. Ama sonda maçı kazandıran basketin değeri bambaşkadır.
Keza onlarca hata olabilir ama sonda yapılan hatanın etkisi de bambaşka oldu. Galatasaray 3 dakika kala 7 sayıdan nasıl o duruma düştüğünü sorgulamak, hakemin 1 hatasına karşılık takımın lideri Arroyo’nun 3 büyük hatasına bakmak yerine bu hataya daha fazla odaklandı.

Ama zaten sağlığını kendi gözetmeyen biri genelde sorunu hep başka yerde aramaz mı?
Elbette şiddet ve öfkenin tırmanması, bir sonraki adımın, bir öncekinin üstünde bir düzeye çıkması da bu döngünün bir parçası.
Basketbolun tek maç üzerinden oynanmaması, seri halinde gelen maçlar, öfkenin dinecek zaman bulamadan yeni bir dalgayla büyümesine neden oluyor.
Soğuk algınlığı ilerliyor, nekaat dönemi olmadığı için zaten sağlıksız hastada zatürreye dönüşüyor ve ağırlaştıkça ağırlaşıyor.
İlk iki maçta yaşananların, sonraki iki maçta artması da bekleniyordu. Arttı da. Abdi İpekçi Spor Salonu’nun yapısı gereği seyirciler daha konsantre oturduğu –daha doğrusu ayakta durduğu- için oluşan atmosferdeki gerginlik de artıyor.
Öfke büyüdükçe büyüdü
Dip dibe ortamda öfke yakındakileri de tetikliyor, adrenalin artıyor. Sıcak, kalabalık derken öfke büyüdükçe büyüyor.
Hastalığın ilerlemesi için ideal ortam. Nitekim o maçlarda özellikle de 4. maçta yaşanan olaylardan sonra G.Saray 2 maç seyircisiz oynama cezası aldı.
Sonrası ise hastalığın ilerleme süreci. Önce Fenerbahçe kulüp başkanı düzeyinde zehir zemberek bir toplantı yaptı.
Rakibi, hakemleri yerden yere vurdu, federasyonu tanımadığını söyledi. Uyarı adı altında direkt gözdağı verildi.
Bu ortamda beşinci maç belki de bir şans eseri görece şiddetin daha da tırmanmadığı bir ortamda geçti. Fenerbahçe maça çok hızlı girip farkı erkenden açınca hastada soğuk pres etkisi yaptı ve biraz ateş düştü.
Ama bu zatürrenin iyileştiği anlamına gelmiyor elbette. Nitekim o maçta da ses bombası, artık 'normalleşmiş' pek çok öfke patlaması yaşandı.



Maç boyunca Galatasaray bankının arkasındaki tribünde normalden çok daha kalabalık olarak yerleşen kitlenin rakip oyuncuları tacizi en sonunda korkulukların kırılmasına ve bu kitlenin direkt bankı koruyan yapıya düşmesine neden oldu.
Asıl amaç o olmasa da fiilen banka müdahele edildi.

Ve bir önceki basın toplantısının altında kalmayan Galatasaray misillemesi geldi. Yine zehir zemberek açıklamalar, yine hakemler ve rakibe suçlamalar ve bu defa gözdağından öte neredeyse örtülü bir tehdit.
Ve son perde. Federasyon Fenerbahçe için seyircisiz oynama cezasına gerek görmedi. Üstüne üstlük son maça, şampiyonluk maçına 2. maçtaki hayati hatayı yapan hakem Rüştü Nuran’ı atadı.
Ötenazi kararı
Galatasaray da son kararı veren oldu ve artık komadaki hastanın kurtarılamayacağına karar vererek ötenaziyi seçti.
Maça çıkmamak, yani ötenazi kararını vermek ne olursa olsun yanlıştır. Eğer takım “son topa kadar” şiarını benimsemişse, kulüp de son ana kadar savaşını vermelidir, sahneden çekilmek yenilmekten öte teslim olmaktır.
O her tür değerden vazgeçilen 'galibiyet'in artık bir anlamı kalmamasıdır. Bir seçenek olamaz. Komada bile olsa yaşatmaya çalışmak gerekir.
Her şeyden bütün yaşananlardan daha önemlisi de bu. Eğer Pandora’nın Kutusu’nu bir kere açarsanız içinden çıkanlarla tüm dünyayı felakete boğarsınız.
Galatasaray bu kararı vererek sadece hastayı öldürmedi. Bir kapıyı araladı. Bundan sonra o kapıdan kimlerin geçeceğini bilemeyiz. Bundan sonra kendisini haklı gören herkes işin sahada çözülemeyeceğine kanaat getirerek sahadan çekilebilir.
Galatasaray sadece hastanın ölüm kararını vermedi. Bundan sonra her hastalık için ölümü bir seçenek olarak ortaya sürdü. Hastayı değil sağlık sistemini öldürdü.
Emsal karar
Bu kararı sadece kendi hastası için almadı, tüm hastalar için emsal oluşturdu. Ve bu emsalin sonu ölüm değil katliamdır. Asıl en büyük günah da bu. Geri dönülemeyecek, her şeyi ateşe atacak sonuç bu.
Zaten yavaş yavaş yıllardır sağlığını kaybeden hastanın son günlerini gördük burada.
Ötenazi kararı değil, yıllardır kötü beslenme, spor yapmama (ironik oldu değil mi?), alkol, sigara, düzensiz hayat bu sağlıksız bünyeyi bu sonuca getirdi.
Ve en kötüsü bu sağlıksız iyice zayıf düşen bünye hastalandığında, en dikkat edilmesi gereken zamanda tam tersine rahatsızlığın ilerlemesi için her tür yanlış yapıldı.
En sonunda da vefat haberi. Hepimizin başı sağolsun.



EDİT:
bu yazıyı özellikle koydum . bazı beni rahatsız eden yerleri de bold yaptım yazı karakterini büyüttüm...

tarafsız diyen varsa ağzımı bozmayacağım ama taraf bu adam bariz ötesi...
bunun adı piyasayı manipüle etmektir başka da birşey değil ...
resimlerdeki ayrıntı bile yeterli. abdı ipeçkiden güzel bir ambians ama bizim salondan en göz alıcı ambians.

bizdeki bo nun pozsiyonu ballandıra ballandıra anlatmış abdi ipekçideki 6 teknik faule laf bile etmemiş...

sonra kaan kural tarafsız .. geçiniz abi cidden geçiniz
ben gözü karartmış bir taraftar değlimdir ama bu yazıya tarafsız diyecek halim yok ...

bizim lehimize sanalda yazı yamış 1 tane ADAM VAR mı ?

yok olmaz çünkü biz Fenerbahçe'liler kendi içimizde birbirimizi yeriz.
ben twitterda veya forumda söylerim hep sitesi olan blogu olan yazmak isteyen kim varsa elimizden gelen desteği yaparım...
yapmaya da devam edeceğim.
ne kadar çok fenerbahçe li kalem olursa bizim camıa için faydalıdır.
aşırı fanatik olmak doğru değildir ama aşırı objektif takılmaya çalışan ılıklardan da nefret ediyorum...

biz kendi değerlerimizi sahip çıkmayı değilde itin bir tarafına sokmayı çok severiz o yüzden aynen devam

Çevrimdışı Ereng.

  • Üye
  • Yaş: 33
  • Yer: Kayseri
  • İleti: 937
  • Cinsiyet: Bay
Bu objektif takılmaya çalışmak büyük bela her konuda. Hem taraftar olup hem nasıl yüzdeyüz objektif olunabilir ki? Baştan çelişkili bir durum zaten.

Çevrimdışı Samet_GFB

  • Genel Moderatör
  • Üye
  • Yaş: 30
  • Yer: Ankara
  • İleti: 7587
  • Cinsiyet: Bay
En güzel açıklama Ergin Ataman'dan gelmiş ben şimdi dinlendim Taurasi'de doping yaptı diyor şaka gibi
« Son Düzenleme: 18 Haziran 2014, 17:51:26 Gönderen: Samet_GFB »

Çevrimdışı Kevin Rankin

  • Üye
  • Yaş: 46
  • Yer: İzmir
  • İleti: 1424
  • Cinsiyet: Bay
gs hala ortamı germeye çalışıyor, camiamızın yanıtı sizinle her şartta her yerde oynarız olmaması gerekirdi. yanıtımız sahaya çıkmayacağız dediniz sözünüzü tutun ve maça çıkmayın bu kadar basit

gurol1967

  • Ziyaretçi
Basketbol konusunda Obradovic'in yanında basit kafalarız evet.

Burada herkesin gördüğü ufak ayrıntıları koskoca Obradovic mi görmüyor?

İlahlaştırdığım yok ama basketbol adına bir adam en tepeye koyulacaksa O da bu adamdır.

Hata yapmıştır, yapacaktır ama gidip de hiçbir şeyi düzeltmiyor ya da ispanyol koç daha iyi yönetti tadında herifi hiçe sayacak yorumları yapacak kadar bilgili görmüyorum kendimi.

Bu adamdan daha ötesi yok. Şu şubenin içinde uğraşılan şeylerin oyuncuların basketbol karakterleriyle alakalı olmadığını, bu şubenin artık suyunun çıktığını herkes görüyor ama görmemekte ısrar ediyor.

Obradovic senelerce burada kalacak ve bütün pislikleri tek tek kazıyacak. Ne zaman ki sadece tüm enerjisini, kendi aklını parkeye yansıtmaya ayırmaya zamanı olacak; o zaman yarattığı miras algılanacak.

Belki o zaman taraftar da memnun olur bir şeylerden.

Obradovic'in koçluğu benim yaşım kadar, çoğunu da canlı izlemedim ama hepsini tek tek okuyup, araştırdım. Bir sürü maçını tek tek izledim. Hakkında yapılmış tüm videoları dahi izledim.

Bu adam bizim beyinlerimizin üzerinde bir basketbol bilgisine sahip. Bu cümleyi neresinden almak isterseniz orasından alın. Benim açımdan bir rahatsızlık yok. Kendimi de katarak konuşuyorum.


Kendi adına konuş Basit kafalarız derken basketbol 9 bilinmeyenli denklem değil herkes
kendi ilgi,alakasına göre bir şeyler bilip yorum yapabilir.
Çok şükür beynim basit değil görebiliyor,yapabiliyoruz yorumumuzu.
Adam her maçtan sonra yaptığı hataları itiraf ediyor Siz burada nerdeyse her seferinde
''Hayır öyle demek istemedi böyle demek istedi '' modundasınız.
 
Sadece Siiz takip etmiyor,bilgi almıyorsunuz şube ile ilgili biz de bilgi alıyoruz
olan bitenleri biliyoruz ama ''Kimseyi dokunulmaz'' yapmadığımız için
biz olağan karşılayamıyoruz tabii.

 Esas rahatsızlığım şu ; memleketin baskıcı totaliter sistemi ortada insanlar düşüncelerini
açıklamaktan çekinir hale gelmişken biz bu forumu ''kurallara uyduğu,üslubunu uygun
seçtiği,altını doldurduğu takdirde her türlü eleştiriyi özgürce yapabilsin'
' diye kurduk.
 Ancak üzülerek görüyorum ki son dönemde bu felsefeden hızla uzaklaşılıyor.
Hatta eleştirdiğimiz forumlara doğru aynı şekilde hızla gidiyoruz.

 Perşembe den sonra belki daha uzun bir şey yazarak belki de şunları
yeterli görerek şahsi bir karar almamızın zamanı geldiğini görüyorum.

Diğer yorumları da okudum şimdi gene aynı yönetici arkadaşlarımız tarafından
tek taraflı yönlendirmeli yorumlar var.Bu yüzden işte ben de araştırdım bir de
başka taraflardan neler deniyor diye edindiğim bilgiler bu arkadaşların
yazdıklarıyla ne yazık örtüşmüyor.Mesela Guard transferi konusunda
mesela Vidmar'ın kalma kararında,mesela sezon başında uzun transferi
konusunda 400 bin dolara Gani Lawal teklif edilmişken istememekte
mesela Pierre Jackson ve Sekuliç transferlerinde,Sekuliç'in sakat olduğu
İspanya da sezonu hafta içi 1 antrenman hafta sonu maç şeklinde idare
ederek bitirdiğinin bilinmesine rağmen alınması v.s. v.s.
Aynı şekilde burada eleştirilen organizasyon şemasının eleştirildiği
gibi olmadığı Şubenin iplerinin koşulsuz şartsız tamamen Obradoviç'e
teslim edildiği aynen geçen sezon da Pianigiani'ye teslim edildiği gibi
ama işler istendiği gibi gitmediğinde farklı istekler geldiği gibi v.s v.s.
 
« Son Düzenleme: 18 Haziran 2014, 18:53:13 Gönderen: gurol1967 »

Çevrimdışı Eto

  • Genel Moderatör
  • Üye
  • Yaş: 35
  • Yer: Pendik-İstanbul
  • İleti: 772
  • Cinsiyet: Bay
Kendi adına konuş Basit kafalarız derken basketbol 9 bilinmeyenli denklem değil herkes
kendi ilgi,alakasına göre bir şeyler bilip yorum yapabilir.
Çok şükür beynim basit değil görebiliyor,yapabiliyoruz yorumumuzu.
Adam her maçtan sonra yaptığı hataları itiraf ediyor Siz burada nerdeyse her seferinde
''Hayır öyle demek istemedi böyle demek istedi '' modundasınız.
 
Sadece Siiz takip etmiyor,bilgi almıyorsunuz şube ile ilgili biz de bilgi alıyoruz
olan bitenleri biliyoruz ama ''Kimseyi dokunulmaz'' yapmadığımız için
biz olağan karşılayamıyoruz tabii.

 Esas rahatsızlığım şu ; memleketin baskıcı totaliter sistemi ortada insanlar düşüncelerini
açıklamaktan çekinir hale gelmişken biz bu forumu ''kurallara uyduğu,üslubunu uygun
seçtiği,altını doldurduğu takdirde her türlü eleştiriyi özgürce yapabilsin'
' diye kurduk.
 Ancak üzülerek görüyorum ki son dönemde bu felsefeden hızla uzaklaşılıyor.
Hatta eleştirdiğimiz forumlara doğru aynı şekilde hızla gidiyoruz.

 Perşembe den sonra belki daha uzun bir şey yazarak belki de şunları
yeterli görerek şahsi bir karar almamızın zamanı geldiğini görüyorum.
Forumun işleyişinden sıkıntısı olanların açıkca söyleyebildiği, çözüm bulamayanların ise kendi istekleri ile uzaklaştığı medeni bir platform olduğumuzu düşünüyorum.

Herkesin görüşü kendini bağlar. Benim üç kere üst üste yazdığım şeyden sonra hala daha baskıcı ve eleştiri istemeyen bir yapıda olduğumu düşünen varsa benimle tartışmaz olur biter. Tartışanlarla da zaten en güzel (kendimizce, keyif alarak) konuşmaları biz yaparız. Hocanın sene başından beri olan hatalarını, bahsettiğimiz şeyleri söyleriz. Söylemediğimiz şeyler değil.

Benim kulüpten aldığım bilgiler herkesin bildiği şeyler, kendimi özel bir adam olarak görmüyorum. Bunları da koçun uğraşına yormayı yeğliyorum.

Perşembeden sonra benim için hiçbir şey değişmeyecek. Forumdan da işleyişden de gayet memnunum.

Sadece şampiyonluk sonrası uzun bir değerlendirme yaparız kendimizce. Tartışma ortamı oluşur. Biz de bilgileniriz. Benim başka bir planım yok.
« Son Düzenleme: 18 Haziran 2014, 18:54:00 Gönderen: Eto »

Çevrimdışı Tekirdağlı

  • Üye
  • Yaş: 54
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 4974
  • Cinsiyet: Bay
hükümet kanadından da açıklamalar gelmeye başladı; şampiyon sahada belli olsun diye...
Bu maç oynanacak yarın, bütün takım hazır olmalı...
Ayrıca maç öncesi kullanabilecekleri negatif bir ortam yaratılmamalı...
Her şey düdükle başlamalı ki ağlayacak fırsatları olmasın....
Muhtemelen yarın hakemler de ağır baskı altında olacaklar...Telafi düdükleri gs lehine olacaktır...Buna da oyuncularımızın hazırlıklı olmalı lazım... Maalesef kriz yönetimini yine beceremedik... Bir de özaydınlı abuk sabuk mesajlarla iyice mağdur durumuna düşürdü bunları...
Kısaca onları yarın iyi karşılayıp, kafalarına sahki sopayla vura vura uğurlamalıyız ki... bir daha kafalarını kaldıramasınlar   

not: Bizim yönetim Her yerde oynarız diye meydan okuyana kadar bir tek soru sorarak nefeslerini keserdi onların: Bizim bayan takımımız orada şampiyon olsaydı salondan çıkabilir miydi?
Ama nerdeee
« Son Düzenleme: 18 Haziran 2014, 19:00:45 Gönderen: Tekirdağlı »

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Son cümlee katılıyorum volkan abi..
Biz hazırız takım pazartesi nden beri motive ve antrmen yapıyor ama yarın o saha nasıl olur bilemiyorum
Cidden işin tadı kaçtı

gurol1967

  • Ziyaretçi
Forumun işleyişinden sıkıntısı olanların açıkca söyleyebildiği, çözüm bulamayanların ise kendi istekleri ile uzaklaştığı medeni bir platform olduğumuzu düşünüyorum.

Herkesin görüşü kendini bağlar. Benim üç kere üst üste yazdığım şeyden sonra hala daha baskıcı ve eleştiri istemeyen bir yapıda olduğumu düşünen varsa benimle tartışmaz olur biter. Tartışanlarla da zaten en güzel (kendimizce, keyif alarak) konuşmaları biz yaparız. Hocanın sene başından beri olan hatalarını, bahsettiğimiz şeyleri söyleriz. Söylemediğimiz şeyler değil.

Benim kulüpten aldığım bilgiler herkesin bildiği şeyler, kendimi özel bir adam olarak görmüyorum. Bunları da koçun uğraşına yormayı yeğliyorum.

Perşembeden sonra benim için hiçbir şey değişmeyecek. Forumdan da işleyişden de gayet memnunum.

Sadece şampiyonluk sonrası uzun bir değerlendirme yaparız kendimizce. Tartışma ortamı oluşur. Biz de bilgileniriz. Benim başka bir planım yok.


Forumun işleyişinden sıkıntıyı açık açık kendi içimizde söylediğimizi Sen de biliyorsun.
Ya söyleyemeden uçurulan,şikayetlerini iletenleri ne yapalım ?
Çözüm bulamayanların kendi istekleri ile medenice uzaklaşıyorları bir güzel diyebiliyorken
acaba çuvaldızı neden biraz da kendimize batırmıyoruz insanların gitmesi mi güzel
gitmemesi için üzerimize düşenin yapılması mı ?

Herkesin görüşü kendisini bağlarsa herkesi bağlayan bir genelleme yapmadan kendi adımıza
konuşacağız kimse sonucu belli bu tartışmaya girmeye meraklı değil.

Forumdan,işleyişten kendi adına memnun olabilirsin forum Eren Onur Kişisel forumu değil ki
herkesin memnun olması için neden çaba sarf edilmesin.
Ha öyleyse biz de bilelim son dönemde hissettiğimiz hava da böyle de.

Meramımızı anlattık ikimiz de lütfen uzamasın dediğim gibi Perşembe'yi bekleyelim.

« Son Düzenleme: 18 Haziran 2014, 19:06:25 Gönderen: gurol1967 »

Çevrimdışı nuevitas

  • Üye
  • Yaş: 43
  • Yer: istanbul
  • İleti: 373
  • Cinsiyet: Bay
Ya gelecekleri çok belli sadece oyun oynuyolar bizim yönetimin çıkıp köpek gibi gelecekler demesi lazım.

Çevrimdışı SARI KANARYA

  • Üye
  • Yer: İZMİR
  • İleti: 118
  • Cinsiyet: Bay
Yarın maç oynanırsa hakemler bizi doğrar.Bu kadar net.Hakemler istedikleri kıvama geldi.Taraftarın ateşini söndürdüler.O atmosferde kazanamayacaklarını onlar da biliyordu.Nasıl olsa kazanamayacağım mantığı ile hareket edip böyle bir yola girdiler.Sonuçta değişen bişey yok.Her iki türlüde kaybedeceklerdi.Son senaryo yarın istedikleri ortamda salona çıkacaklar.Maç esnasında bile ya hakemin kararını beğenmedikleri anda yada taraftar yüzünden sahadan çekilebilirler.Taraftar gerildi en ufak tahrihe hemen cevap verir.

İşin ucunda hükmen 20-0 alacağız derken maç iptal olup hükmen 20-0 mağlup olmak da var.