Öncelikle şu 3 maddeyi not edeyim ;
1-) Top-16'da, mental anlamda zorlu bir süreci, bitime 1 maç kala, ilk 2'yi garanti altına alarak tamamlıyorsun.
2-) Roller belirgin bir hal almışken, Ricky Hickman'ın sakatlığıyla moral olarak bozulma yaşıyorsun ve zorunlu olarak tekrar denemeler yapmaya mecbur kalıyorsun.
3-) Ki bu en önemlisi, bağlı olduğun kulübün futbol takımı bir gece önce silahlı saldırıya uğruyor ve futbolcular ölümden dönüyor.
Bunları kulüpten kimse bahane olarak sıralamaz. Obradovic dahil olmak üzere oyuncuların hiçbiri de bunları basın karşısında konuşmaz. Ancak yolculuk esnasında oyuncular birbirileriyle konuşur. Özellikle yerli oyuncular futbol takımının uğradığı silahlı saldırı hakkında 1-2 kelam ederler. Yabancılar da mevzuyu bildikleri için meraktan da olsa muhabbete dahil olurlar. Olayın geçtiği yerin Trabzon olduğundan dem vurulur, TBL'de Trabzon'un 8. sırayı alması halinde, olası bir 1-8 eşleşmesinin nasıl bir etki yaratacağı endişeli bir şekilde konuşulur.
Benim içerden ya da dışardan böyle konuşmalar olduğuna dair bir bilgim yok. Olmuş da olabilir, olmamış da olabilir. Olmuşsa da kimse bu konuşmaların olmasını yadırgamaz sanırım.
Normal bir süreç yaşanmadığı için, kimse kusura bakmasın ama en azından şu maçtan sonra Kenan'dan tutun Bogdan'a kadar, çoğu eleştiri bana boş geliyor ve bunu adil bulmuyorum.