Farklı bakış açılarının temel alındığı farklı bir format planladık. Adını da "Yorum Farkı" koyduk. Artık fırsatımız oldukça bu topic altında "Yorum Farkı" 'nı yayınlayacağız. Fırsat oldukça dedik. Çünkü kesin bir takvimimiz yok. Ayda birde olabilir iki ayda birde...
Farklı bir format dedik. İsterseniz kısaca açalım. 3 önemli kıstasımız var.
1-"Yorum Farkı" dört farklı konudan oluşur.
2- Bu konuların ikisi ben ikisi ise emre tarafından belirlenir.
3- Burası önemli- Konuyu belirleyen taraf, karşı tarafın hangi görüşü savunacağına da karar verir. Buradan da anlaşılacağı üzere ben veya emre, çok beğendiği bir oyuncuyu,antrenörü veya bir takımı hunharca eleştirir bir pozisyona da düşebilir.
O yüzden baştan uyarımızı yapalım. "Yorum Farkı" altında yapılan yorumlar, bizlerin gerçekte yaptığı yorumlar ve savunduğu görüşlerden "format gereği" çok farklı olabilir. O yüzden siz değerli forumdaşlardan bizlerin "Yorum Farkı" dışında ki yorumlarını gerçek düşünceleri olarak kabul etmeniz. Zaten en başta dedik ya amacımız sadece "Yorum Farkı"
TERZİC-SB COMMUNİTY VE FENERBAHÇE İLİŞKİSİSerkan: Son zamanlarda Terzic ve bağlı olduğu SB Community arasında ki transfer ilişkisi eleştirilerin hedefinde. Evet Fenerbahçe gerçekten de yabancı oyuncu seçimlerini bu ajans üzerinden yapıyor. Fakat ben yine de bu yönde yapılan eleştirileri haksız buluyorum.
Bir antrenörün başariya giden yolda kalitesine güvendiği,tanıdığı ve bildiği oyunculara güvenmesi en doğal hakkıdır. Terzic'te bunu yaptı. Daha önceden tanıdığı Vargas,Antonijevic ve Rabadzhieva'yı kadroya dahil etti. Ki hücumda Vargas savunmada Raba oldukça kilit oyuncular oldular. Bu oyuncuların SB Community üyesi olmaları Terzic'in eldeki imkanlar dahilinde iyi bir kadro kimyası yakalamak istemesine engel olan bir etken olmamalı. Terzic mevcut durumda CL de yola devam ederek tercihlerini sorgulayanlara iyi bir yanıt vermiştir. Eğer sonunda düzenli olarak CL de yarı final ve ötesini görecek bir takım ortaya çıkarılacaksa ki bunun ilk emareleri görüldü, yabancıların büyük çoğunluğunun SB Community üzerinden seçilmesi, eleştirilmeyi hak etmeyen bir strateji seçimidir.
Emre: Terzic'in tüm transferleri, yönettiği tüm kulüp takımlarında SB Community üzerinden yapması çok rahatsız edici, kesinlikle etik değil. Bu transferlerden, kulübün başarısından bağımsız olarak maddi çıkarları var, kulüp yönetiminin sessiz kalması voleybolu üvey evlat olarak görmelerinden..."Dünya şampiyonu" apoleti olan bir hocaya bu serbestliği kulüp vermeli mi? Hayır. Çünkü bu sistemle Volero Zurich ne kadrolar kurdu ama hep başarısız sonuçlandı, ve çok para harcanarak oluşturulan kadrolar aslında kağıt üstünde hep eksikti. Sonuçta SB Community ne kadar güçlü olursa olsun herkese sahip değil.
Mesela Bricio ile yolların ayrılmasının sebebi, yaklaşık 1 ay önce Scandicci ile anlaştığını düşünürsek, performansından alakasız. 24 yaşında, mükemmel fiziğe sahip ve herhangi bir teknik kusuru olmayan bir smaçörün, mevcut kısıtlı kadın voleybolu oyuncu havuzunu da düşününce yollanmasının tek nedeni SB Community olmamalı. Belki Berlin'de kupayı Eda kaldıracak ve Sam MVP olacak...Ama bunların hiçbir önemi yok, çünkü Sammy SB'den değil.
ECZACİBAŞI'NIN CL BAŞARISIZLIĞI VE NALAN URALSerkan: Sezona büyük bütçe,büyük umut ve büyük sansasyonla(Kim transferi) girmelerine rağmen an itibariyle büyük bir fiyasko ile karşı karşıyalar. Bu durumun en büyük günah keçisi de Nalan Ural olmuş durumda. Açıkcası ben burada birçok kişiden ayrılıyorum. Aksine Ural'ın iyi işlere imza attığını da düşünüyorum. Dünya voleybolunun en komple smaçörlerinden Jordan Larson'u , Fenerbahçe'nin simge ismi Kim'i ,Partizan'ın yükselen yıldızı Boskovic'i tek bir organizasyonda buluşturmayı başarmış bir menajeri kadro planlaması üzerinden eleştirmeyi doğru bulmuyorum. Ne yapsaydı peki, bu oyuncuların yerine kimi alsaydı. Tıpkı Futbol Manajer gibi Voleybol menajerlik oyunu da olsaydı hangimiz büyük kulüp kariyerimizde böyle bir üçlüyü bir araya getirmek istemezdik.
Nalan Ural hatasız mı? elbette ki hataları da oldu. Mesela çalıştığı antrenörlere gereğinden fazla güvendi. Bunlardan birisi de Motta'ydı. Kendisinden beklediği katkıyı alamadı. Üst seviye olmayan-olamayan yerliler (orta ve pasör) takımı olumsuz etkiledi. Ural özellikle yerli oyuncuların Motta ile gelişim göstereceğine inandı. Aslında burada da yanlış düşünmedi ama sonucunda hayalkırıklığı büyük oldu. Durum itibariyle karşımızda büyük bütçelerle kurulmuş ama daha şimdiden oldukça başarısız olmuş bir organizasyon var. Üstelik bunu ilk kez de yaşamıyorlar. Ben burada problemin takımın saha dışı yapılanmasından (mühendislik) daha çok saha içi uyumsuzluğundan kaynaklandığını düşünüyorum. Bu durumda Motta ya yazar. Sonuçta üst seviye isimleri yönetme becerisi de önemli bir fark ettiricidir. Bu doymuş yıldızları aç olduklarına ikna edemezsen sahip olduğun kaliteyi sahaya yansıtman da mümkün olamaz. Sonucunda fiyasko olursun. Tıpkı daha önceki yıllarda olduğu gibi.
Emre: Nalan Ural'ın popüler olduğu 2 konu var; her şeye karışması(Vakıf'tan yollanmasının ana sebebi) ve kurduğu yanlış kadrolar. Neslihan-Grün-Nikolic ile lig 8.'si takıma elenmeleri ilk büyük rezaletiydi ve sonrasında kendisinin ayrılmasıyla Vakıfbank başarıya kavuştu. Larson-Kim-Boskovic köşe üçlüsü isim olarak ne kadar iyi durursa dursun, voleybol bir takım sporu. Bu 3 isimin yanına pasör ve orta oyuncu koymadan başarılı olacağını düşünmek, yıllardır yaşanan fiyaskoları da düşününce, çok büyük bir polyanacılıktı. Bu sporun içinden gelen birinin, zamanında Mehmet Ali Aydınlar'ın açgözlülüğü ile kurduğu Fafao-Skowronska'lı takım kadar yanlış kadrolar kurma hakkı yok.
Motta'nın buradaki rolü nedir? Geçen sene çok değişiklik yapmayacağız şeklinde bir açıklaması vardı Marco'nun, sonrasında takımın pasörü ve köşe smaçörü değişti. 2011-2016 arası dünyanın en iyi oyuncusuna, 2018 yılında hiçbir antrenör hayır diyemezdi, Nalan hanım gerekli iletişim kanalını kurduktan sonra Motta'nın onay verdiğini düşünüyorum. Zamanında Vakıf'tan ayrılmasına sebep olan şeyler...Ama Eczacı yönetimi o zamanki Vakıf yönetiminin yaptığını yapacak kadar iyi değil, tabi Giovanni'nin istediğini alabilme becerisi ve taktiksel bilgisinin Motta'dan çok daha üstün olduğunu da unutmamak gerek.
EBRAR KARAKURT VE OLASI POZİSYON DEĞİŞİMİEmre: Ebrar Karakurt son dönemde herkesin en çok beklenti içinde olduğu bir isim. Altyapılarda, orta ve 4 numara olarak oynadıktan sonra u18 milli takımında pasör çaprazı olarak dikkatleri üzerine çekti ve geçen yaz milli takımla iyi bir "rookie" yılı geçirdi. Çin maçı sonrası yeni çaprazımızı bulduk dedik ama Giovanni o fikirde değildi, Ebrar'ın bu seviyeye hala hazır olmadğını düşündü ve Ebrar da zaten hazır değildi. Bu sezon Vakıf'ta yabancı kuralını da düşününce sene sonu ligte Lonneke'yi kesecek diye beklerken Giovanni farklı arayışlara girdi, 4 numara smaçörü yaratmak.
Şu an Ebrar'ın ihtiyacı olan pasör çaprazı olarak oynamak ve bu pozisyondaki eksiği üzerine, 1 numara hücumu(altyapılarda hep 6 numaradan kullanma yanlışı) ve kondisyon, ekstra çalışmakken Gio kızın başına manşet antrenmanları çıkardı. Ebrar 4 numarada anca Mikhaylov-Rusya örneğinde olduğu gibi geçici çözüm yaratabilir, uzun vade için yanlış bir düşünce. Özellikle bunun Fener'e karşı altyapı oyuncusu havasına bürünen Haak için yapıldığını düşününce işler daha da karmaşıklaşıyor. Vakıfbank ve Gio, Ebrar'ı manşetle uğraştırmak yerine lig sonunda as çapraz olacak şekilde hazırlasaydı keşke demeden geçemiyorum.
Serkan: Açıkcası ben Guidetti'nin bu hamlesini olumlu ve akıllıca buluyorum. Hem Vakıfbank hem de milli takımın işine gelecek bir hamle bu. Gui Ebrar'ın en potansiyelli Türk voleybolcu olduğunun farkında ve amacı onu çok yönlü bir oyuncu yapabilmek. Eğer işler yolunda giderse kendisi tam anlamıyla bir joker olacak.
Vakıfbank gelecek sezon için pasör çaprazı tercihini tıpkı Ebrar gibi genç ve gelişime açık Haak'tan yana kullanmış durumda. Bu Ebrar'ın pasör çaprazı mevkisinde yine ikinci planda kalacağının göstergesi. Fakat Gui'nin Ebrar'ı dört numaraya alıştırma, manşetini geliştirme girişimleri oyuncuyu bir anda ikinci plandan en ön plana çıkartmakta. Yeni görevine uyum sağlamış bir Ebrar Vakıfbank'ın en vazgecilmez oyuncusu olabilir. Ki manşet aldığı maçlarda fazla da sırıtmadı. Buda oyuncunun bu işe yatkınlığını gösteriyor. Ebrar genellikle dört numara oynayıp,manşet almanın yanında Haak'ın istenileni veremediği zamanlarda onun yerine de geçebilir. Keza aynı plan milli takım içinde kullanılabilir. Ebrar sahip olduğu hırsı kendini geliştirmeye odaklı kullanırsa bu zorlu yolda Gui'nin önderliğinde oldukça iyi işlere imza atacak ve herşeyden öte çok yönlü bir oyuncu olacaktır.
İTALYA MİLLİ TAKIMI VE OLİMPİYAT YOLCULUĞUEmre: Atlanta'da gümüş, Sydney'de bronz, Atina'da gümüş, Londra'da bronz, Rio'da gümüş. İtalya erkek voleybol takımının son 5 olimpiyatta kazandığı madalyalar. Ancak İtalyanların Tokyo için akıllarındaki soru madalya rengi değil, orada olup olamamak. 2012 sonrası bir türlü dolduramadıkları köşe smaçörü eksiğini Osmany ile geçici bir dönem doldurdular ancak kendisinin milli takımı bırakmasıyla çok büyük bir boşluğa düştüler. Kadınlarda veteranlarla oynadıkları 2014 WCH sonrası yapılan en mantıklı iş "Club Italia"nın 1.ligte oynamasıydı, Malinov-Egonu-Danesi, 2018'de final oynayan takımın yarısı 18-17 yaşında as oynadı ligte. Ama erkeklerde bu sorunu çözmek için ne federasyon ne de kulüpler bir hamle yaptı. Modena'nıın bile milli takıma giremeyen Polonyalı yabancı as smaçörü var, ya da federasyon son dönemde altyapılarda isim yapan tek köşe smaçörün, Gardini'nin NCAA'e gitmesine izin verdi. (Baba Gardini ile kurulacak düzgün bir iletişim kanalı bunu önleyebilirdi).
Mevcut duruma dönecek olursak Fransa-İtalya-Sırbistan üçlüsünden biri Tokyo'da olamayacak. Sırbistan, Yugoslavya sonrası ilk defa Rio'ya gidemeyerek herkesi şaşırtmıştı ancak 2018 WCH'de biz geri döndük mesajı verdi. Fransa takımda herhangi bir değişiklik yapmadan devam ediyor. İtalya için ise durum çok karışık, Osmany'siz bir köşe kadrosu... Bu üçlüden kimin Tokyo'ya gidemeyeceğini bilmiyorum ama İtalya'nın gideceğine eminim. Dünyanın en ligine sahip olmak, tüm sezon üst düzey ve "gerilimi" yüksek maçlar oynamak diğer 2 takıma karşı İtalya'nın en büyük avantajı olacak tansiyonun tavan yapacağı eleme turnuvasında. Geçici bir çözüm üretmeleri gerek ve bunu yapabilecekleri bir isme sahipler. 2016 Rio'nun efsanesi, en iyi çaprazı Ivan'a ancak bu sefer smaçör olarak. Perugia'da Russell'ı manşette saklayarak smaçör oynadığı 2 sezon İtalya'nın Tokyo yolunda elini rahatlatacaktır. Gianelli'nin pasör olarak en verimli sezonlarını oynadığı bu yıllarda Vettori 2013 Eurovolley'de kendini dünyaya tanıttığı performansına yaklaşırsa İtalya madalyasız dönecekleri Tokyo'ya gidecektir.
Serkan: Olimpiyatlar ve ona katılım... 12 takımın arasına girmek inanılmaz zorlu olacak. Avrupa kıtasından Polonya ve Rusya'nın katılımına kesin gözüyle bakıyorum. Üçüncü takım ise İtalya veya Sırbistan'dan birisi olacak. Zaytsev özelinde İtalya'ya değinelim. Çar, 4 numaraların yetersizliğinden dolayı tekrar istemediği pozisyonda oynamış olacak. Perugia'dan ayrılışının ana nedeni zaten buydu. Kendisini bu sefer milli takımda tekrardan bu role hazırlaması ve başarılı olması oldukça güç. Bu konuda büyük bir mental yıpranmışlık var üzerinde. O bu rolden kaçtıkça her defasında tekrardan yakalanıp duruyor. Bunun dışında İtalyanların bariz bir takım olamama durumu var. Oyuncular birbirlerine inanmıyor,zoraki bir araya getirilmiş gibiler. Yani nereden bakarsak elimizde kalıyor bu takım. Olimpiyata gitme ayaklarından biri Ağustos'ta Çizme'de. İtalyanlar ev sahibi avantajı olmasına rağmen benim bu grupta ki favorim Sırbistan. Bence tarih tekerrür edecek ve İtalyanlar 2018 de olduğu gibi Sırplardan yine büyük bir darbe alacaklar. Çünkü karşılarında devamlı gelişen, olimpiyata katılma hedefine büyük bir açlıkla hazırlanan ve psikolojik üstünlüğü rakibine karşı elinde bulunduran bir Sırbistan olacak.
İtalya için dananın kuyruğu 2020'nin başında ki Avrupa elemelerinde kopacak ve burada da Fransa büyük zorluk çıkaracak. 2018 den sonra 2019da da evinde Sırbistan karşısında fiyasko olan bir İtalyan takımının büyük bir hesaplaşmaya gideceği ve az olan takım olgusununda yok olacağı az çok tahmin edilen birşey çünkü buna çok müsait bir oyuncu yapısına sahipler. Bence düşene bir tekmede N'gapeth ve Boyer önderliğinde ki Fransa vuracak, İtalya alışık olmadığı bir şekilde olimpiyatların dışında kalacaktır. Sonrasında ise gelen şok,yaşanan tartışmalar ve erkek voleybolunda yeniden yapılanma süreçleri...