Şu yorumuna hicbir sey diyemem abi saygı duyarım cunku tamamen oyuncu yorumu bu herkes aynı düşünecek diye bir şey yok.
Yalnız küçük takımı taşıyan Dixon'u ben de gelelim ana gardımız yapalım demiyorum. Ama iyi bir pasor savunmacı gardın yanındaki skorer, zıpır Amerikalı yapmakta bir sakınca görmüyorum.
Sanırım sen o rolde de patlayacağını düşünüyorsun.
Bense o haliyle bile yerli olduğu takdirde Emirden cok daha suya sabuna dokunur işler yapacağını düşünüyorum.
Şu cümleyi kimin yazdığına bakmadan tahmin et deseler seni en son sıralarda söylerdim sanırım.
Seni daha çok şu cümleye 3-5 paragraflık uzun biraz da hukuki() dilde güzel bir cevap hazırlayan biri olarak hayal ederdim. Gerçekten şaşırdım.
Etkili olamazdan derken kastim su: simdilerde aliskin oldugumuz oyununu ortaya koyamaz. Bu bariz bence. Belki dedigin Emir konteksinde degerlendirmek gerekirse, hak verebilirim. Senede birkac mac iyi oynayacak diye, Emir'e tahammul etmek artik sikmaya basladi.
Ikinci alinti icin biraz daha detay vermem lazim. Final Four ertesi hemen her macta soyledim. Bu tur ust duzey turnuvalarin akabinde, cogu takim ve oyuncular mental olarak dususe gecerler. Bu cok normal. O yuzden, Karsiyaka'nin sampiyonlugu onundeki en buyuk engel biz; bizim onumuzdeki en buyuk engel ise bahsettigim mental handikap idi. Bunun en guzel orneklerini neredeyse 4 kisi kalan Galatasaray'a karsi gorduk. O halleriyle bile bize ciddi zorluk cikardilar. Persembe'nin gelisi Carsamba'dan belliydi. Kisacasi demek istedigim sey su: alelade bir takim dahi (Galatasaray) bizi neredeyse elenmenin esigine getiriyordu. Bu hayli kotu performansa ragmen, bir iki ufak detay lehimize olsaydi, biz Karsiyaka'yi supurme dahi supurebilirdik aslinda. Tum bu faktorler isiginda bakinca, Karsiyaka'nin sampiyonlugu tabii ki buyuk bir basari olur ama detaya girince, anlamini yitiriyor.