Gönderen Konu: Fenerbahçe / Basketbol Transfer Dosyası (Kasım 2013 - Aralık 2015)  (Okunma sayısı 4970473 defa)

0 Üye ve 75 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Andrew Goudelock

  • Üye
  • Yaş: 29
  • Yer: İzmir
  • İleti: 2543
  • Cinsiyet: Bay
  • Andrew Goudelock
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12255 : 07 Ekim 2014, 13:46:19 »
Euroleague'i bilmem ama bu takım TBL'de kolay maç kaybetmez. Ben 30'da 27'den açıyorum ihaleyi.

Abi o iş öyle olmayabilir. Şu anlamda bu yabancı kısıtlamsıyla birlikte takımlar cidden çok kaliteli kadrolar kurdu. Mesela Telekom, Doğuş, Gaziantep, Trabzon geçen sezona göre çok daha iyiler.. O yüzden sıkıntılı tempo da zaman zaman hatalar gelebilir.

Ama ben bu takımı bir seride 4 maç yenebilecek bir takım görmüyorum.. NBA'deki gibi hani dersin ya bu takım burada ama bu takımı play-off ta 4 maç yenebilecek takım yok diye.. Aynı durum burada da geçerli.
Ve, Madrid’e ulaşırlarsa… Benchlerinde Avrupa’da hiçbir takımda olmayan bir avantaja sahip olacaklar.

Çevrimdışı pikenrol

  • Üye
  • Yaş: 38
  • İleti: 998
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12256 : 07 Ekim 2014, 13:57:29 »
Selamün Aleyküm...

Point Guard nickli arkadaş çok güzel yazmış, ellerine sağlık...
Bence bir şey izah edilecekse bu şekilde samimi dille izah edilmeli.
Yazdıklarına %90 oranında katılıyorum, ancak katılmadığım yerlerde yok değil, var elbet.

En başta şu geliyor mesela.
"“Guard nasıl alınmaz?” deniyor. Alternatif azsa ve şartlar oluşmadıysa alın(a)mayabilir."
Alınmayabilir ve alınamayabilir benim için geçerli mazeretler değil.
Alınmalı...
Basketbol Calathes ve Teodosic üzerinde dönmüyor.
Bu ikisi dışında alınabilecek bir sürü guard bulunabilirdi.
Memphis serbest bıraksa bile Panathinaikos'a gideceği daha Haziran ayının sonlarında belli olan Calathes için Temmuz ortası beklenmeyebilirdi.
Ki bu zaman zarfı içinde iş görebilecek Delaney ve Farmar gibi guardlar boştaydı, almak mümkündü ikisinden birini.
Ya da "Ülker çıksın ordan 1 milyon daha" diye ummak yerine, ayağımızı yorganımıza göre uzatıp Goudelock veya Hickman'dan kesinti yaparak Heurtel'in bonservisine kullanabilirdik.
Ya da Bogdanovic'e ödenen 1.3 milyon Euro bonservisi ödemeyebilirdik.
Mesele bütçe içinde kalmak ve ayağı yorgana göre uzatmaksa bunun bir tek yolu yok, çeşitli alternatifler üretilebilirdi.

Olan oldu ama kötü planlamadan ötürü bu duruma gelindiğini en azından Point Guard kabul etmiş, bu noktada samimi davranmış.
Bundan sonra yazacaklarımın ana fikri de Point Guard'ın samimiyeti olacak müsadenizle...

- Aylarca sağda solda Hickman'ın son Euroleague şampiyonunda oynamasından yola çıkılarak, kendisinin Avrupa Birliği ve Balkanların en iyi oyun kurucularından biri olduğunu dinledik.
Hickman'a PG değil, 2 numara diyenlerle dalga geçildi, afaroz edildi.

- Obradovic'ten iyi mi bilceniz diye mazaretler üretildi, gelinen noktada guard lazım diyenlerin Obradovic'ten iyi bildikleri sonucuna vardık...

- İhtiyaç duyulan point guard tanımları dalga konusu oldu, kavramlar üzerinden milletle dalga geçildi.

İşin daha kötüsü bunların hepsi "Obradovic'i savunmak" adına yapıldı.
Halbuki savunulan şey Obradovic falan değildi.
Üzerine vurgu yaparak tekrar söyleyim, savunulan şey Obradovic falan değildi.
Sadece Obradovic'i savunduğunu sanmaktı.
Ve Obradovic'e en büyük zararı veren şey de Obradovic'i savunuyorum sanılarak üretilen bahneler oldu bilmem farkında mısınız...
Bir şeyin savunanı varsa saldıranı da olur.
Savunduğunu sanan kesim kendi doğruları veya bahanelerini Obradovic'in doğrularıyla özdeşleştirdi.
Saldıran kesim de üretilen bahaneleri Obradovic'in doğruları bilerek saldırdı.
Sonunda sidik yarıştıran 2 kesim arasında Obradovic sıkışıp kaldı.
Bilmiyorum anlatabiliyor muyum...
Daha basit ifadeyle şöyle diyeyim:
Ne savunan kesimin savunduğu şeyler Obradovic'in doğruları, ne sallayan kesimin salladıkları Obradovic'in doğruları.
İki taraf birbirinin doğru ve yanlışlarına sallıyor, arada Obradovic güme gidiyor...
Özetle Obradovic'in güme gitmesinde sallayanların payı ne kadarsa, savunanların payı da o kadar.
Kusura bakmayın...

Tekrar Point Guard'ın yazdıklarına dönersem;
Kendisinin söylediklerinde samimiyet kelimesini üstüne basa basa vurguladım ya.
Mesele bu...
İsteyen istediği kadar bahane üretsin.
Bahane üreterek belki 1-2 ay ortalığı yatıştırma konusunda başarılı olunur ama sonrasında durumun söylendiği gibi olmadığı anlaşılınca problem daha fazla derinleşir.
Ki bugün problemin derinleşmesinde üretilen bahanelerin de payı çok büyük...

Sürç-i lisan ettiysem, ağır bir dil kullandıysam affola...
Amacım ne kimseleri suçlamak, ne kimseyi kırmak.
Durum despiti yapmaya çalışıyorum sadece...

Saygılar

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12257 : 07 Ekim 2014, 14:10:31 »
Eto kardeşim ile beraberiz herkese selamı var
Canımı sikmayin ak47 ile dalarım hepinize diyor
Ona göre :)

Çevrimdışı Undisclosed Desires

  • Üye
  • Yaş: 29
  • Yer: İstanbul-İzmir
  • İleti: 348
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12258 : 07 Ekim 2014, 14:11:43 »
Delaney hakkında bilgim yok da Farmar için menajerlerin üfürdüğü rakamlar 3.5-4 milyon dolar/euro idi.Bu rakamlara Farmar için çıkılır mı?Bütçe uygunsa çıkılırdı ama bütçe sınırsız değil.Hem o paraları görüyor olsak Teo'yu da geri ikna ederdik herhalde.

Bogdan da yıllık maaştan kurtarıyor işi.800 bin dolar senelik Bogdan için çok makul rakam.

Ben bütçenin çok yükseklerden uçmadığını,abartılı para harcadığımızı düşünmüyorum.Küçülme ya da daha doğrusu bütçede küçülmemsi bir durum olmuş bunu görmek lazım.

Yine de daha aylardan ekim.Bu kadar strese gerek yok.Geçen sene ekim,kasımı iyi geçmenin herhangi bir artısını göremedik.Fakir umudu olsa da Top16 zamanı belki piyango düşer guard alırız,sanki Saras'ı çok bilinçli almıştık 2011'de.

Çoğu insan gardını almış eleştirme derdinde ve Euroleague zamanı eleştiriler daha da artacak ve fikstürün de etkisiyle(ilk 6 maç 4deplasman 2 içeride)pek iyi başlangıç yapacağımızı sanmıyorum,kazan dahada kaynayacaktır.Umarım kötü şeyler olmaz.

Ligdeki durumumuzu çok parlak görüyorum.Guard transfer edilmese bile şampiyonluk gelir normal sezondaki iş kazaları bir yana playoffta vites yükseltme-geniş rotasyon faktörleriyle kendimizi önde görüyorum.Arroyo'nun üzerinden yine yük alınmazsa Hazirana kadar kaldırması zor,pili biter ve bu sefer ona yardımcı olacak Markoishvili de yok.Efes desen kısa rotasyonu bizden kötü,uzunlarda da en kötü çarpışırız.

Çevrimdışı Umut

  • Genel Moderatör
  • Üye
  • Yaş: 43
  • Yer: Berlin
  • İleti: 3690
  • Cinsiyet: Bay
  • Обрадовић: беспрекорна командант
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12259 : 07 Ekim 2014, 14:55:07 »
Selamün Aleyküm...

Point Guard nickli arkadaş çok güzel yazmış, ellerine sağlık...
Bence bir şey izah edilecekse bu şekilde samimi dille izah edilmeli.
Yazdıklarına %90 oranında katılıyorum, ancak katılmadığım yerlerde yok değil, var elbet.

En başta şu geliyor mesela.
"“Guard nasıl alınmaz?” deniyor. Alternatif azsa ve şartlar oluşmadıysa alın(a)mayabilir."
Alınmayabilir ve alınamayabilir benim için geçerli mazeretler değil.
Alınmalı...
Basketbol Calathes ve Teodosic üzerinde dönmüyor.
Bu ikisi dışında alınabilecek bir sürü guard bulunabilirdi.
Memphis serbest bıraksa bile Panathinaikos'a gideceği daha Haziran ayının sonlarında belli olan Calathes için Temmuz ortası beklenmeyebilirdi.
Ki bu zaman zarfı içinde iş görebilecek Delaney ve Farmar gibi guardlar boştaydı, almak mümkündü ikisinden birini.
Ya da "Ülker çıksın ordan 1 milyon daha" diye ummak yerine, ayağımızı yorganımıza göre uzatıp Goudelock veya Hickman'dan kesinti yaparak Heurtel'in bonservisine kullanabilirdik.
Ya da Bogdanovic'e ödenen 1.3 milyon Euro bonservisi ödemeyebilirdik.
Mesele bütçe içinde kalmak ve ayağı yorgana göre uzatmaksa bunun bir tek yolu yok, çeşitli alternatifler üretilebilirdi.

Olan oldu ama kötü planlamadan ötürü bu duruma gelindiğini en azından Point Guard kabul etmiş, bu noktada samimi davranmış.
Bundan sonra yazacaklarımın ana fikri de Point Guard'ın samimiyeti olacak müsadenizle...

- Aylarca sağda solda Hickman'ın son Euroleague şampiyonunda oynamasından yola çıkılarak, kendisinin Avrupa Birliği ve Balkanların en iyi oyun kurucularından biri olduğunu dinledik.
Hickman'a PG değil, 2 numara diyenlerle dalga geçildi, afaroz edildi.

- Obradovic'ten iyi mi bilceniz diye mazaretler üretildi, gelinen noktada guard lazım diyenlerin Obradovic'ten iyi bildikleri sonucuna vardık...

- İhtiyaç duyulan point guard tanımları dalga konusu oldu, kavramlar üzerinden milletle dalga geçildi.

İşin daha kötüsü bunların hepsi "Obradovic'i savunmak" adına yapıldı.
Halbuki savunulan şey Obradovic falan değildi.
Üzerine vurgu yaparak tekrar söyleyim, savunulan şey Obradovic falan değildi.
Sadece Obradovic'i savunduğunu sanmaktı.
Ve Obradovic'e en büyük zararı veren şey de Obradovic'i savunuyorum sanılarak üretilen bahneler oldu bilmem farkında mısınız...
Bir şeyin savunanı varsa saldıranı da olur.
Savunduğunu sanan kesim kendi doğruları veya bahanelerini Obradovic'in doğrularıyla özdeşleştirdi.
Saldıran kesim de üretilen bahaneleri Obradovic'in doğruları bilerek saldırdı.
Sonunda sidik yarıştıran 2 kesim arasında Obradovic sıkışıp kaldı.
Bilmiyorum anlatabiliyor muyum...
Daha basit ifadeyle şöyle diyeyim:
Ne savunan kesimin savunduğu şeyler Obradovic'in doğruları, ne sallayan kesimin salladıkları Obradovic'in doğruları.
İki taraf birbirinin doğru ve yanlışlarına sallıyor, arada Obradovic güme gidiyor...
Özetle Obradovic'in güme gitmesinde sallayanların payı ne kadarsa, savunanların payı da o kadar.
Kusura bakmayın...

Tekrar Point Guard'ın yazdıklarına dönersem;
Kendisinin söylediklerinde samimiyet kelimesini üstüne basa basa vurguladım ya.
Mesele bu...
İsteyen istediği kadar bahane üretsin.
Bahane üreterek belki 1-2 ay ortalığı yatıştırma konusunda başarılı olunur ama sonrasında durumun söylendiği gibi olmadığı anlaşılınca problem daha fazla derinleşir.
Ki bugün problemin derinleşmesinde üretilen bahanelerin de payı çok büyük...

Sürç-i lisan ettiysem, ağır bir dil kullandıysam affola...
Amacım ne kimseleri suçlamak, ne kimseyi kırmak.
Durum despiti yapmaya çalışıyorum sadece...

Saygılar
Valla, herkes önce kendi samimiyetini sınayacak, sonra başkalarına sallayacak. Ya da bunu kendine ait bir mecrası varsa, orada yapacak. Kamuya açık yerlerde değil.

Çıkıp, daha herşey netleşmeden sallamaya başlayıp, "biraz sabır" diyenleri de Obradovic savunucusu ilan etmek net bir şekilde bu ülkenin son yıllarında yetkin iradesinin uyguladığı 'kutuplaştırma politikası'nın tezahürü olur. Tabii, bunu herkes yapabilir çünkü uygulaması kolay. Takıma sabredilmesini isteyenleri "her şartta Obradovic savunucusu" ilan ettiğin anda senin samimiyetini sorgularım ben kardeşim, kusura bakma.

Ortada "Hickman'ın en iyi gard" olduğunu iddia eden varmış gibi sanal karşıtlıklar yaratıp oradan yürümek de aynen yukarıda belirttiğim uygulamanın bir devamı ama yemezler. Çünkü ben burada öyle birşeye rastlamadım. Dışarıda rastlandıysa da beni bağlamıyor. Zaten Hickman'ın en iyi olduğunu iddia edecek kişinin niyetini ya da mental durumunu da sorgulamak lazım.

Gelelim diğer konuya. Nitelik olarak Hickman ile Delaney arasında nasıl farklar var? Ya da o dalga geçildiğinden yakındığın oyun kurucu tanımına Delaney ya da Farmar giriyor mu? Farmar da Delaney de oynadıkları takımların kısaları içerisinde skorer kimlikleriyle öne çıkmış oyuncuları. Belki Farmar'ın pas yetenekleri daha iyidir ama sonuç değişmiyor. Emir'in de iyi ama "saf kan PG" demiyoruz kendisine. Dalga geçildiğini söylediğin tanımlar saf kan oyun kurucu falan, alınabilir dediğini oyuncular daha çok 'combo-gard'. Nasıl olacak bu iş?

Hala en son kaldığın yerdesin. "Ben demiştim" noktası bu. Amaç bu herhalde, değil mi? Takıma zaman tanımak bu kadar zor olmamalı yahu. Bu nasıl bir bilgi birikimi ki bir türlü mevcuda fırsat tanımıyor? Üstelik, belki de bir PG transferi de olacak. Ama savunanlar olmasın demiyor ki, siz bu noktayı kaçırıyorsunuz. Yapılan işe saygı gösterilmesini ve zaman tanınmasını istiyor; bu kadar...

Ayrıca bir düşünürün söylediği özlü sözü de tekrar edeyim: "Alemin tuttuğu fare kadar Obradovic'in kedi sevmişliği vardır". Dolayısıyla onu savunduğunu zannetmek ancak yanılsama olur ama kimse kusura bakmasın, Obradovic'e güveniyoruz diye sallanmasına da izin vermeyeceğiz. En azından ben vermeyeceğim. Bundan dolayı yazdıklarımıza dikkat edelim bundan sonra. İster bunu "Obradovic tapınıcılığı" olarak algılayın, ister ısrarla vurguladığım gibi doğrusunu anlayın, sizlerin bileceği iş. Anlamak istemeyene açıklama yapmaktan gına geldi zira...
Kara deryalarda bir FENERsin!

Çevrimdışı pikenrol

  • Üye
  • Yaş: 38
  • İleti: 998
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12260 : 07 Ekim 2014, 15:07:18 »
Valla, herkes önce kendi samimiyetini sınayacak, sonra başkalarına sallayacak. Ya da bunu kendine ait bir mecrası varsa, orada yapacak. Kamuya açık yerlerde değil.

Çıkıp, daha herşey netleşmeden sallamaya başlayıp, "biraz sabır" diyenleri de Obradovic savunucusu ilan etmek net bir şekilde bu ülkenin son yıllarında yetkin iradesinin uyguladığı 'kutuplaştırma politikası'nın tezahürü olur. Tabii, bunu herkes yapabilir çünkü uygulaması kolay. Takıma sabredilmesini isteyenleri "her şartta Obradovic savunucusu" ilan ettiğin anda senin samimiyetini sorgularım ben kardeşim, kusura bakma.

Ortada "Hickman'ın en iyi gard" olduğunu iddia eden varmış gibi sanal karşıtlıklar yaratıp oradan yürümek de aynen yukarıda belirttiğim uygulamanın bir devamı ama yemezler. Çünkü ben burada öyle birşeye rastlamadım. Dışarıda rastlandıysa da beni bağlamıyor. Zaten Hickman'ın en iyi olduğunu iddia edecek kişinin niyetini ya da mental durumunu da sorgulamak lazım.

Gelelim diğer konuya. Nitelik olarak Hickman ile Delaney arasında nasıl farklar var? Ya da o dalga geçildiğinden yakındığın oyun kurucu tanımına Delaney ya da Farmar giriyor mu? Farmar da Delaney de oynadıkları takımların kısaları içerisinde skorer kimlikleriyle öne çıkmış oyuncuları. Belki Farmar'ın pas yetenekleri daha iyidir ama sonuç değişmiyor. Emir'in de iyi ama "saf kan PG" demiyoruz kendisine. Dalga geçildiğini söylediğin tanımlar saf kan oyun kurucu falan, alınabilir dediğini oyuncular daha çok 'combo-gard'. Nasıl olacak bu iş?

Hala en son kaldığın yerdesin. "Ben demiştim" noktası bu. Amaç bu herhalde, değil mi? Takıma zaman tanımak bu kadar zor olmamalı yahu. Bu nasıl bir bilgi birikimi ki bir türlü mevcuda fırsat tanımıyor? Üstelik, belki de bir PG transferi de olacak. Ama savunanlar olmasın demiyor ki, siz bu noktayı kaçırıyorsunuz. Yapılan işe saygı gösterilmesini ve zaman tanınmasını istiyor; bu kadar...

Ayrıca bir düşünürün söylediği özlü sözü de tekrar edeyim: "Alemin tuttuğu fare kadar Obradovic'in kedi sevmişliği vardır". Dolayısıyla onu savunduğunu zannetmek ancak yanılsama olur ama kimse kusura bakmasın, Obradovic'e güveniyoruz diye sallanmasına da izin vermeyeceğiz. En azından ben vermeyeceğim. Bundan dolayı yazdıklarımıza dikkat edelim bundan sonra. İster bunu "Obradovic tapınıcılığı" olarak algılayın, ister ısrarla vurguladığım gibi doğrusunu anlayın, sizlerin bileceği iş. Anlamak istemeyene açıklama yapmaktan gına geldi zira...

senden iyi roksavar, baransusavar olurmuş umut.
3 temmuz sürecinde kulübün seni keşfedip medyaya salması lazımmış.
söz konusu şey çarpıtmaysa suya götürüp susuz getirirmişsin bu ikisini.
yazık olmuş...

diyecek başka sözüm yok sana.
hoşçakal...

Çevrimdışı Besim

  • Üye
  • Yaş: 40
  • Yer: Londra
  • İleti: 3628
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12261 : 07 Ekim 2014, 15:44:48 »
Herhalde bu konu basligi kadar insani Fenerbahce hususunda karamsarliga dusuren baska bir konu basligi yoktur.  Sebebi de ne basketbol ne de bu islerin nasil gerceklestigi hakkinda en ufak bir fikri dahi olmayan taraftar profili.  Burada da gayet acik bicimde belli oluyor.
« Son Düzenleme: 07 Ekim 2014, 15:46:23 Gönderen: Besim »

Çevrimdışı Umut

  • Genel Moderatör
  • Üye
  • Yaş: 43
  • Yer: Berlin
  • İleti: 3690
  • Cinsiyet: Bay
  • Обрадовић: беспрекорна командант
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12262 : 07 Ekim 2014, 17:07:05 »
senden iyi roksavar, baransusavar olurmuş umut.
3 temmuz sürecinde kulübün seni keşfedip medyaya salması lazımmış.
söz konusu şey çarpıtmaysa suya götürüp susuz getirirmişsin bu ikisini.
yazık olmuş...

diyecek başka sözüm yok sana.
hoşçakal...
Eyvallah, şansımı denemeyi düşünüyorum zaten, ilk deneyleri de sizin gibi masum; kalbi Fenerbahçe aşkıyla çarpan gençler üzerinde yapıyorum.
Kara deryalarda bir FENERsin!

Çevrimdışı nemanja bjelica

  • Üye
  • Yaş: 35
  • Yer: Ankara
  • İleti: 2177
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12263 : 07 Ekim 2014, 18:25:13 »
Üzücü olan nokta,pg konusunda istediği tarzda oyuncu alınmayan arkadaşlar,sanki pusuya yatmış takım başarısız olsun,takımı ve Obradovic'i eleştirelim diye bekliyor gibi bir hava sezinledim.Cem abi'de yazmış,Simone zamanı Bo-Ömer-Sato i aynı anda parkede olduğu halde 100 sayı yiyorduk.Teo-Calathes ile anlaşılmış,herşey tamammış ama sanki Obradovic istememiş gibi bir düşünceye sahip bazı arkadaşlar.Rakip takım forumlarında işim olmadı,bilmiyorum ne yazıyorlar,ama şu istediği tarz oyuncu alınmayan tayfa gibi ağır eleştiriyorlar mı bilmiyorum?Yarın Karşıyaka maçımız var umarım kazanırız.

Çevrimdışı Besim

  • Üye
  • Yaş: 40
  • Yer: Londra
  • İleti: 3628
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12264 : 07 Ekim 2014, 18:32:50 »
Üzücü olan nokta,pg konusunda istediği tarzda oyuncu alınmayan arkadaşlar,sanki pusuya yatmış takım başarısız olsun,takımı ve Obradovic'i eleştirelim diye bekliyor gibi bir hava sezinledim.Cem abi'de yazmış,Simone zamanı Bo-Ömer-Sato i aynı anda parkede olduğu halde 100 sayı yiyorduk.Teo-Calathes ile anlaşılmış,herşey tamammış ama sanki Obradovic istememiş gibi bir düşünceye sahip bazı arkadaşlar.Rakip takım forumlarında işim olmadı,bilmiyorum ne yazıyorlar,ama şu istediği tarz oyuncu alınmayan tayfa gibi ağır eleştiriyorlar mı bilmiyorum?Yarın Karşıyaka maçımız var umarım kazanırız.

Maalesef, durum bu sekilde.  Sadece basketbolda degil, her sporda transfere hangi dinamiklerin hakim oldugunu; islerin nasil yurudugu ile tek bir fikri bile olmayan, her seye duz ve basit bicimde yaklasan taraftardan korkacaksin arkadas. 

Çevrimdışı Civa

  • Üye
  • Yaş: 37
  • Yer: Usa
  • İleti: 1198
  • Cinsiyet: Bay
  • Arif
    • twitter.com/arifcakir13
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12265 : 07 Ekim 2014, 18:58:39 »
Hiç kusura bakma, Fenerbahçe taraftarı doğruyu sezmeyi bırak, yakınından bile geçmez. Sadece Fenerbahçe taraftarı olarak da bakmamak lazım, ülkedeki sporsever profili bu. Kendisine bir günah keçisi arar, takımına ülkenin en potansiyelli orta saha oyuncusu olarak gelmiş Selçuk Şahin'i yuhlaya yuhlaya kör-topal hale sokar, sonra da "bu zaten bu takımın kapasitesinde değildi" der. Neyse o takımın kapasitesi artık. Ersun Yanal gelir, "buradaki ağırlığı kaldıramaz" der, tarihin en rahat şampiyonluğu sonrası bir grup tapınıcı olur, diğerleri sırf tükürdüğünü yalamamak için "rakipler kötüydü" der.

Alex'i bile yuhlamış bir gruptan bahsediyoruz biz.

Aziz Yıldırım futboldan ne kadar anlıyorsa taraftar da doğruyu o kadar seziyor işte. İşin kötüsü makul ölçülerde kendisini de tutamıyor bizim taraftar. Hazırlık maçından başlıyor eleştirmeye. Futbol taraftarı yıllarca yırtıcı santrfor, on numara, hızlı kanat gibi klişelere takılmış gidiyor, basketbol taraftarı da birkaç yıldır bellemiş bir 'pass-first', lider ama aynı zamanda skorer(!) oyun kurucu, atlet, uçanı kaçanı bloklayan 5 numara.

Kusura bakmayın ama bu zihniyet bir b.ku sezemiyor, üstüne yetmiyor aynen kendi topluluğunun bir tezahürü olan egomanyak başkanı gibi cahil öz güveniyle atıyorda atıyor. Öyle birşey ki on numara alayım desen o isteyenlerin hiçbirisi herhangi bir isim üzerinde uzlaşamıyor, oyun kurucu desen keza, öyle. Şu takıma Spanoulis'i, Tomic'i eklesen gene bir eksik bulacaklar, gene bulacaklar. Defalarca da anlatsanız birşey değişmiyor. "Sen kimsin, anlatıyorsun?" diye sorabilirsiniz. Birçok şeyi de kanıtlarıyla söylüyoruz, o da olmuyor. "Dünya'da birçok oyun kurucusuz başarılı olmuş takım var" diyoruz, kafa almıyor. "Obradovic'in sayısız şampiyonluklarında uçanı kaçanı kesen pivot bulunmaz" diyoruz, ı-ıhh, nato kafa nato mermer. En azından doğruya tek yoldan ulaşılamayacağını idrak etse bu zihniyet, biraz ilerleriz belki ama olmuyor işte. Sonrasında başarısız olunca da kendi atıp tuttuğunu refere ederek "ben demiştim" diyor. "Bu sene de F4 olmazsa Obradovic gitsin" diyen var, allah akıl sağlığı nasip etsin diyorum.


Katıldığım ve desteklediğim yerler çoğunlukta yazında yıllardır Fenerbahçe forumlarında aynı kafalarla tartıştığım için çoğundan muzdaribim zaten, ancak o benim bahsettiğim sezgi olayı bambaşka bir durum bunu kelimelere dökmekte oldukça zor herşeyi beğenmez hemen ilk rakibin en iyi oynayanını transfer etmek ister biz enden böyle adamlar bulamıyoruz  der sonrada bu adamı çok aramışmıyız der bunlar farklı birde noktasal takımdaki eksik olayının hissetmesi başka bir şey, mesela on numara diye tuttururlar stoper derler hiçbir zaman transfer açlığı bitmez ama Aurelio'nun yerini hiç doldurmazsan josico maldonado gibi adamları alırsan şarteller atar.

Kinsey Tomas gibi oyuncuları izlemeye alışmış bünyeleri bojan emir ile doldurup mikaeli görünce adam kırmızı görmüş boğaya dönmüş olması normal, biz bu filmi genelde futbol takımında görürdük iki tane adamın peşinde 2 ay koşturup alakasız adamlar gelirdi alacaksak en iyisini alalım deyip eksik kısımı kapatmayıp alakasız krasic gibi adamlar gelirdi Zoc Aziz Yıldırım ile fazla takılıyor galiba :) (bu arada her şakada mutlaka bir gerçeklik payı yoktur)

Meşhur Ata demirer skeci ile bitirelim

Ata Demirer - Ne Olacak Bu fenerin hali

Damir12

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12266 : 07 Ekim 2014, 23:17:42 »
Top16ya kadar guard almamak mantıklı hamle olabilirdi ama bence bizim grubumuz direk top16 sertliğinde başlayacak sert bir grup bu da beni biraz endişelendiriyor.

Bir de konudan bağımsız olarak anlamadığım bir konu var. Ülker gibi bir sponsorumuz varken neden Nba pazarında sürekli takip ettiğimiz oyuncular yok? Mesela futbolda R10, Emre, Nihat, Carlos, Diego, Sneijder, Arda gibi her daim ilgimizin olduğu oyuncular oluyor gelen oluyor gelmeyen oluyor. 2 yıldır aynı bu oyuncular gibi V Persie dedikoduları var belki gelmeyecek belki 2yıl sonra gelecek.


Böyle bir sistem neden basketbolda yok? Bunun ornekleri olarak 3-4yıl once çine giden Marbury olsun, Beşiktaşa gelen İverson olsun Lamar Odom olsun Nbadan kontrat bulamayınca gelen oyuncular oluyor. Childress gibi iyi kontratları gorup Nbade devam etmeyen oyuncular oluyor.

Kendall Marshall gibi bir adam mesela gecen yaz(2013) zor kontrat bulmuştu. (yanlış hatırlamıyorsam). Yine mesela bu yaz Steve Blake serbeste cıkmıştı. İverson Marbury falan geçtim bu tarz adamlar nbada normal kontratlarla oynayan aynı Jordan Farmar gibi iyi paralara getirilebilir adamlar benim gözümde
Ben Ülker sponsorluğunda bir şubede bu tarz hamleler bekliyorum acıkcası


Çevrimdışı nikosmahlas

  • Üye
  • Yaş: 37
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 54
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12267 : 07 Ekim 2014, 23:25:04 »
Basketbolu sadece hücumdan ibaret mi görüyoruz anlamadım ki. ne guard mevzusuymuş bi bitmedi:) Geçen sene takımın en büyük problemi hücum değildi, 80-90 yiyen savunmasıydı. takım zimba gibi olacak bu sene, ben çok heyecanlıyım.

Damir12

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12268 : 07 Ekim 2014, 23:32:06 »
Basketbolu sadece hücumdan ibaret mi görüyoruz anlamadım ki. ne guard mevzusuymuş bi bitmedi:) Geçen sene takımın en büyük problemi hücum değildi, 80-90 yiyen savunmasıydı. takım zimba gibi olacak bu sene, ben çok heyecanlıyım.

Heyecanlı olmasına bende heyecanlıyım ama 1 ve 3 savunmasında kağıt üzerinde hala zayıfız. Takım olarak ilerlemeler görmemiz gerekli bunun için. 3 pivotumuzdan 5savunöası yapabilen tek isimde Semih.

Ha karamsarmıyım? Hayır. Kadro içerisinden çözümler çılacaktır en kötü. Ama beklenen hedefe ulaşırmıyız orasını bilmiyorum

Çevrimdışı daredevil

  • Üye
  • Yaş: 37
  • Yer: Muğla
  • İleti: 249
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12269 : 08 Ekim 2014, 01:14:20 »
merhaba arkadaşlar,
aranıza yeni katıldım. ismim Emre. ara ara transfer döneminde takip ettiğim bi forumdu ama acıkcası üye olma ihtiyacını şu dönemde dönen eleştirilerden sonra hissettim. bende naçizane fikirlerimi paylaşmak istedim.

açıkçası pg transfer haberleri beni de heyecanlandırıyor ve bende calathes, teo transfer edilsin isterdim. su ara konusulan heurtel de gelse sevinirdim. ancak alınmadı diye de üzülmüyorum çünkü sonuçta transfer planı bu yönde yapıldı ve zaten transfer bitti denmişti.

açıkçası video oyununda transfer eder gibi 1 numaraya teo yu alayım 5 e tomiçi alayım demekle olmuyo bu işler o kadar kolay değil. kendimizi de  dev aynasında görmeyelim. sanki yıllardır f4 yapıyomuşuzda bu yıl yapamazsak başarısızlık olacakmış gibi gaza gelmeye gerek yok bence. bi cska bi barca değiliz ve hemende olamayız. o takımlardan adam almakta kolay değil o takımlardan önce tercih sebebi olmak da değil. EL ye düzenli olarak katılmaya başlamamız bile daha  çok eski bi tarih değil bi çok kişi hatırlıyordur.

iyi adamların alınıyor olması bizim aşmış ve sonsuz bütçeli bi takım olduğumuz anlamına da gelmiyor. bu adamlar acıkcası cok yuksek ucretlerle de alınmıyor. bence asıl basarı burada.(gou, ricky, semih,vesely buy-out suz alındı ve cok yuksek ucretler verilmedi, bogdana buy out ödendi ancak yıllık öcreti düşük ki böyle bir gelecek vadeden oyuncu için makul bir buyout ödendi) bu adamların alınmasından yola cıkarak daha da fazlası isteniyor ama zaten suan için daha fazlası verilerek alınan oyuncular bunlar. geçmiş dönemlerde ki kadrolarımızı tranferlerimizi düşünürsek zaten fedakarlıklar yapılarak bu oyunculara sahibiz suan bence daha fazlasını istemek haksızlık olur. ki şuanda da tüm bahis şirketleri tarafından EL şampiyon adayları arasında 4. sıradayız. gerçi geçen yılda öyleydi :). ama bence bu da bir başarıdır arkadaşalr. barca ile macımız varken kac yeriz acaba diye düşündüğüm dönemler acıkcası cok uzakta degil ve suan da eger ben barca maçında eğer bazen yenip bazen yeniliyorsak benim için bu başarıdır. o seviyelerde olmak başarıdır bence bazen geçmişi cok cabuk unutuyoruz. biz EL ye katılmıyorken bu takımlar o kupayı alıyorlardı.

suramız eksik buramız eksik basarılı olamayız konusuna gelince ise arkadaslar lütfen geçen yıl maccabi sampiyon oldu ya maccabi nin her pozisyonu cok mu sağlamdı. onların pg si cok mu safkandı cok mu pass-first tü -ki bu tabir sanırım türklerin ürettiği bişey heralde türkçeden devşirilerek üretilmiş :)- 1 2 3 4 5 numaraları maccabi taraftarının içine cok mu siniyordu? her alanda kusursuz bi takımmıydı? 5 numaraları harika mıydı? ya da ondan önce 2 yıl üst üste şampiyon olan olympiakos cok mu bomba tansferler yapmıştı her pozisyonda süper oyuncuları mı vardı. acıkcası bence bu iki takımda cok normal kadrolara sahipti ama takım oldular o kimyayı tutturdular e birazda şansın yardımıyla şampiyon oldular. 1 ve 5 numarası cok iyi olan barca da cska da yada herkesi süpürerek gelen real de şampiyon olamadı. iyi yandan bakalım bence. 2 numarada bnce süperiz. 4 numarada EL nin en iyi ikililerinden birine sahibiz. 5 numarada bence düşünüldüğünün aksine gayet iyiyiz ve semihe güveniyorum bence bu yıl onun yılı olacak ve zoric de takım kimyasıyla birlikte parlayabilecek bir isim. 3 numarada emir ve bazende bogdan belki vesely ile gayet götürürüz. cok konusulan 1 de ise rickyve kenan bazı zamanlarda da bogdan ve emir ile gayet götürürüz.

şuan bence oyuncuları eleştirmek için coooook erken. bırakalım adamlar bi birbirini tanısın bi alışsın. top kayıpları da azalacatır asistlerde artacaktır. hem suan form tutmanın yakıp yıkmanın bi anlamıda yok geçen yıl EL de ilk turda kasıp kavurduk formumuz iyiydi ama TOP16 da biraz şanssızlık biraz sakatlık e birazda erken  form tutma ve bazı oyunculara aşırı yük binmesinden yorgunluk yüzünden form düşmesi ile hep beraber göt olduk :) ben top16 da formu yükselen bi takım isterim onun içinde daha zaman var durun bakalım ya bi maçlar baslasın daha ne görduk ki daha takımı deniyoruz.

acıkcası benim için suan kalmasını en cok istedigim kişi obradoviç tir sonrasında GM dir. neden cünkü mühim olan uzun vadede neler olacağı gelecek planları. bi organizasyonun kurulması. bazı şeyler cok cabuk olmuyor ki olmamalıdır da. adım adım cıkılan yerlerde daha uzun süre kalıcı olunacagına inanıyorum. takımın iskeleti oluşsun sonraki yıllarda eksikleri görüp takviye yaparak ilerleyelim. daha takımımızın ana bi iskeleti yok ancak bu yıl sonunda bişeyler olmaya baslayacak.3 yıldır bu takımda olan sanırım bi emir bi oğuz var. bekleyelim aceleye gerek yok. acıkcası yıllardır f4 beklioruz gelmiyor deniyorda kac kere top8 gördük ne kadar saygı duyuluyoruz ne zamandır buralardayız. daha bi duralım bakalım ya sakin biraz :)

kusura bakmayın biraz uzun oldu ya biraz dolmuşum da :) herkese tekrardan merhabalar. :) iyi forumlar..
Obra reis varsa gerisi teferruattır..
Sen kal gerisi farketmez..