Gönderen Konu: Fenerbahçe / Basketbol Transfer Dosyası (Kasım 2013 - Aralık 2015)  (Okunma sayısı 5450813 defa)

0 Üye ve 38 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12195 : 07 Ekim 2014, 12:37:31 »
Active
Başarısızlık olursa senin Saydığın sebeplerden mi olacak
Başarı reçetesi sende yani.. kendini forumlar da harcama boşuna
hem diyorsun ki basketbol basit bir spor değil hemde 3 maddeye başarıyı sigdiyorsun

Ne yani şimdi sen başarısız olsun diye takım bekliyormusun.. insan şu son yazdığını yazmaya utanır

active

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12196 : 07 Ekim 2014, 12:41:46 »
Active
Başarısızlık olursa senin Saydığın sebeplerden mi olacak
Başarı reçetesi sende yani.. kendini forumlar da harcama boşuna
hem diyorsun ki basketbol basit bir spor değil hemde 3 maddeye başarıyı sigdiyorsun

Ne yani şimdi sen başarısız olsun diye takım bekliyormusun.. insan şu son yazdığını yazmaya utanır

Abi sen şu son yazdığımı fazla okumamışsın.İnşallah takım başarılı olur da ben o laflarımı yemeye dünden razıyım o zaman.Başarısızlık benim saydığım sebeplerden mi olur bilmiyorum ama eğer başarısız olursak benim saydığım sebeplerin başarısız olmamızda etkili olacağını düşünüyorum sadece görüşüm bu.Hayatımda hiçbir zaman Fenerbahçenin başarısız olmasını istemedim eğer olur da istersem Allah bir daha insan içine çıkarmasın beni.Ama eleştirmeyeceksek kendi görüşüm adam gibi yazamayacaksam bir savunmacı 3 numara ya da pg istedim diye Obra dan daha iyi basketbol bildiğim iddia edilecekse o zaman bir daha konuşmayayım ben kimseyi de rahatsız etmemiş olurum böylece
« Son Düzenleme: 07 Ekim 2014, 12:42:27 Gönderen: active »

Çevrimdışı Ereng.

  • Üye
  • Yaş: 32
  • Yer: Kayseri
  • İleti: 937
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12197 : 07 Ekim 2014, 12:42:15 »
İnşallah başarılı oluruz bu sene buradaki herkes lafları ağzıma tıkar.Ama benim saydığım sebeplerden başarısız olursak bu sene de o zaman ne diyeceğinizi çok merak ediyorum?
Sadece sizin için değil genel için söylüyorum bu lafımı

Başarı ve başarısızlık yalnızca sizin dediğiniz kriterlere mi bağlı yani ? İçinde insan faktörünün olduğu hiçbir sektörde hele ki 7 aylık bir süreyi kapsayan bir organizasyonda  2+2=4 değildir. Arasıra denk gelir sadece .

active

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12198 : 07 Ekim 2014, 12:43:42 »
Başarı ve başarısızlık yalnızca sizin dediğiniz kriterlere mi bağlı yani ? İçinde insan faktörünün olduğu hiçbir sektörde hele ki 7 aylık bir süreyi kapsayan bir organizasyonda  2+2=4 değildir. Arasıra denk gelir sadece .

Yukarıda Cem abi ye de yazdım ama bir daha yazayım.Başarısız olursak saydığım sebeplerin etkili olacağını düşünüyorum diye yazdım.Yanlış anlaşıldıysam özür diliyorum

active

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12199 : 07 Ekim 2014, 12:48:36 »
Neyse ben fazla uzattım konuyu umarım siz haklı çıkarsınız da takım için en hayırlısı olur.Konuyu fazla uzatmayalım.Sadece başarısız olursak bu sene de söyleyecek 2 çift lafım olacak o kadar

Çevrimdışı tiyofencenk

  • Üye
  • Yaş: 38
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 858
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12200 : 07 Ekim 2014, 12:56:04 »
Neyse ben fazla uzattım konuyu umarım siz haklı çıkarsınız da takım için en hayırlısı olur.Konuyu fazla uzatmayalım.Sadece başarısız olursak bu sene de söyleyecek 2 çift lafım olacak o kadar

Daha sezon başlamadan bi kamyon laf söyle sonrada benim nedenlerden başarısız olursak 2 çift sözüm var de aman eksik kalmasın. Sırf istediğin adam alınmadı diye topiğin ırzına geç sonra da fazla uzatmayalım. Umarım lafları yerim de ardına da ilk fırsatta lafım olacak de !!
Koydum Sevinçleri önüme, baktım hepsi Fenerbahçem

Çevrimdışı Okan Y.

  • Üye
  • Yaş: 41
  • Yer: İstanbul
  • İleti: 1672
  • Cinsiyet: Bay
    • KendoKamae
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12201 : 07 Ekim 2014, 12:58:55 »
transferle başarı arasında çok büyük bir korelasyon yok
öyle olsa sezon başı dream team kuran her takım sezon sonunda da şampiyon olurdu.
mesele takımın rüya takım olması değil, rüya takıma evrilmesi. Bu da (yetenek+motivasyon+taktik)*seyirci*şans gibi bir denklem . Şansınızz hiç yoksa napsanız olmaz. yetenekli ama motive değilseniz(SP zamanı), yetenekli motive iseniz ancak taktik sıkıntılar varsa(BT zamanı), bunların tümü var ama seyirciniz yoksa (örneğin CSKA) veya hepsinden öte şanssızsanız (tipik FB hastalığı)

bence artık yavaş yavaş transferden kendimizi sıyırıp sahaya odaklanmalıyız. Çünkü bizim burada konuştuğumuz twittterda yazdığımız herşeyin bir etkisi var. Buralarda sayfalarca yazan Cem Ağrak, Murat Kaya, kuga, Utkan gibi çok sevdiğim kardeşlerimin (kendimi de dışında tutmuyorum) enerjilerini transferden sahaya kaydırmalarını diliyorum
Bizler bir gün daha Fenerbahçeli olarak yaşamak için hayata bağlanırız ve gerekirse o bir gün için bütün bir ömürü gözden çıkartırız.
A.Y.

active

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12202 : 07 Ekim 2014, 12:59:09 »
Daha sezon başlamadan bi kamyon laf söyle sonrada benim nedenlerden başarısız olursak 2 çift sözüm var de aman eksik kalmasın. Sırf istediğin adam alınmadı diye topiğin ırzına geç sonra da fazla uzatmayalım. Umarım lafları yerim de ardına da ilk fırsatta lafım olacak de !!

Ne düşünüyorsan düşün.Konu kapansın sadece.

Çevrimdışı Hakan Yaman

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 49
  • Yer: Antalya
  • İleti: 8494
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12203 : 07 Ekim 2014, 13:14:29 »
Euroleague'i bilmem ama bu takım TBL'de kolay maç kaybetmez. Ben 30'da 27'den açıyorum ihaleyi.

Çevrimdışı Andrew Goudelock

  • Üye
  • Yaş: 30
  • Yer: İzmir
  • İleti: 2543
  • Cinsiyet: Bay
  • Andrew Goudelock
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12204 : 07 Ekim 2014, 13:46:19 »
Euroleague'i bilmem ama bu takım TBL'de kolay maç kaybetmez. Ben 30'da 27'den açıyorum ihaleyi.

Abi o iş öyle olmayabilir. Şu anlamda bu yabancı kısıtlamsıyla birlikte takımlar cidden çok kaliteli kadrolar kurdu. Mesela Telekom, Doğuş, Gaziantep, Trabzon geçen sezona göre çok daha iyiler.. O yüzden sıkıntılı tempo da zaman zaman hatalar gelebilir.

Ama ben bu takımı bir seride 4 maç yenebilecek bir takım görmüyorum.. NBA'deki gibi hani dersin ya bu takım burada ama bu takımı play-off ta 4 maç yenebilecek takım yok diye.. Aynı durum burada da geçerli.
Ve, Madrid’e ulaşırlarsa… Benchlerinde Avrupa’da hiçbir takımda olmayan bir avantaja sahip olacaklar.

Çevrimdışı pikenrol

  • Üye
  • Yaş: 39
  • İleti: 1472
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12205 : 07 Ekim 2014, 13:57:29 »
Selamün Aleyküm...

Point Guard nickli arkadaş çok güzel yazmış, ellerine sağlık...
Bence bir şey izah edilecekse bu şekilde samimi dille izah edilmeli.
Yazdıklarına %90 oranında katılıyorum, ancak katılmadığım yerlerde yok değil, var elbet.

En başta şu geliyor mesela.
"“Guard nasıl alınmaz?” deniyor. Alternatif azsa ve şartlar oluşmadıysa alın(a)mayabilir."
Alınmayabilir ve alınamayabilir benim için geçerli mazeretler değil.
Alınmalı...
Basketbol Calathes ve Teodosic üzerinde dönmüyor.
Bu ikisi dışında alınabilecek bir sürü guard bulunabilirdi.
Memphis serbest bıraksa bile Panathinaikos'a gideceği daha Haziran ayının sonlarında belli olan Calathes için Temmuz ortası beklenmeyebilirdi.
Ki bu zaman zarfı içinde iş görebilecek Delaney ve Farmar gibi guardlar boştaydı, almak mümkündü ikisinden birini.
Ya da "Ülker çıksın ordan 1 milyon daha" diye ummak yerine, ayağımızı yorganımıza göre uzatıp Goudelock veya Hickman'dan kesinti yaparak Heurtel'in bonservisine kullanabilirdik.
Ya da Bogdanovic'e ödenen 1.3 milyon Euro bonservisi ödemeyebilirdik.
Mesele bütçe içinde kalmak ve ayağı yorgana göre uzatmaksa bunun bir tek yolu yok, çeşitli alternatifler üretilebilirdi.

Olan oldu ama kötü planlamadan ötürü bu duruma gelindiğini en azından Point Guard kabul etmiş, bu noktada samimi davranmış.
Bundan sonra yazacaklarımın ana fikri de Point Guard'ın samimiyeti olacak müsadenizle...

- Aylarca sağda solda Hickman'ın son Euroleague şampiyonunda oynamasından yola çıkılarak, kendisinin Avrupa Birliği ve Balkanların en iyi oyun kurucularından biri olduğunu dinledik.
Hickman'a PG değil, 2 numara diyenlerle dalga geçildi, afaroz edildi.

- Obradovic'ten iyi mi bilceniz diye mazaretler üretildi, gelinen noktada guard lazım diyenlerin Obradovic'ten iyi bildikleri sonucuna vardık...

- İhtiyaç duyulan point guard tanımları dalga konusu oldu, kavramlar üzerinden milletle dalga geçildi.

İşin daha kötüsü bunların hepsi "Obradovic'i savunmak" adına yapıldı.
Halbuki savunulan şey Obradovic falan değildi.
Üzerine vurgu yaparak tekrar söyleyim, savunulan şey Obradovic falan değildi.
Sadece Obradovic'i savunduğunu sanmaktı.
Ve Obradovic'e en büyük zararı veren şey de Obradovic'i savunuyorum sanılarak üretilen bahneler oldu bilmem farkında mısınız...
Bir şeyin savunanı varsa saldıranı da olur.
Savunduğunu sanan kesim kendi doğruları veya bahanelerini Obradovic'in doğrularıyla özdeşleştirdi.
Saldıran kesim de üretilen bahaneleri Obradovic'in doğruları bilerek saldırdı.
Sonunda sidik yarıştıran 2 kesim arasında Obradovic sıkışıp kaldı.
Bilmiyorum anlatabiliyor muyum...
Daha basit ifadeyle şöyle diyeyim:
Ne savunan kesimin savunduğu şeyler Obradovic'in doğruları, ne sallayan kesimin salladıkları Obradovic'in doğruları.
İki taraf birbirinin doğru ve yanlışlarına sallıyor, arada Obradovic güme gidiyor...
Özetle Obradovic'in güme gitmesinde sallayanların payı ne kadarsa, savunanların payı da o kadar.
Kusura bakmayın...

Tekrar Point Guard'ın yazdıklarına dönersem;
Kendisinin söylediklerinde samimiyet kelimesini üstüne basa basa vurguladım ya.
Mesele bu...
İsteyen istediği kadar bahane üretsin.
Bahane üreterek belki 1-2 ay ortalığı yatıştırma konusunda başarılı olunur ama sonrasında durumun söylendiği gibi olmadığı anlaşılınca problem daha fazla derinleşir.
Ki bugün problemin derinleşmesinde üretilen bahanelerin de payı çok büyük...

Sürç-i lisan ettiysem, ağır bir dil kullandıysam affola...
Amacım ne kimseleri suçlamak, ne kimseyi kırmak.
Durum despiti yapmaya çalışıyorum sadece...

Saygılar

Cem Ağrak

  • Ziyaretçi
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12206 : 07 Ekim 2014, 14:10:31 »
Eto kardeşim ile beraberiz herkese selamı var
Canımı sikmayin ak47 ile dalarım hepinize diyor
Ona göre :)

Çevrimdışı Undisclosed Desires

  • Üye
  • Yaş: 30
  • Yer: İstanbul-İzmir
  • İleti: 348
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12207 : 07 Ekim 2014, 14:11:43 »
Delaney hakkında bilgim yok da Farmar için menajerlerin üfürdüğü rakamlar 3.5-4 milyon dolar/euro idi.Bu rakamlara Farmar için çıkılır mı?Bütçe uygunsa çıkılırdı ama bütçe sınırsız değil.Hem o paraları görüyor olsak Teo'yu da geri ikna ederdik herhalde.

Bogdan da yıllık maaştan kurtarıyor işi.800 bin dolar senelik Bogdan için çok makul rakam.

Ben bütçenin çok yükseklerden uçmadığını,abartılı para harcadığımızı düşünmüyorum.Küçülme ya da daha doğrusu bütçede küçülmemsi bir durum olmuş bunu görmek lazım.

Yine de daha aylardan ekim.Bu kadar strese gerek yok.Geçen sene ekim,kasımı iyi geçmenin herhangi bir artısını göremedik.Fakir umudu olsa da Top16 zamanı belki piyango düşer guard alırız,sanki Saras'ı çok bilinçli almıştık 2011'de.

Çoğu insan gardını almış eleştirme derdinde ve Euroleague zamanı eleştiriler daha da artacak ve fikstürün de etkisiyle(ilk 6 maç 4deplasman 2 içeride)pek iyi başlangıç yapacağımızı sanmıyorum,kazan dahada kaynayacaktır.Umarım kötü şeyler olmaz.

Ligdeki durumumuzu çok parlak görüyorum.Guard transfer edilmese bile şampiyonluk gelir normal sezondaki iş kazaları bir yana playoffta vites yükseltme-geniş rotasyon faktörleriyle kendimizi önde görüyorum.Arroyo'nun üzerinden yine yük alınmazsa Hazirana kadar kaldırması zor,pili biter ve bu sefer ona yardımcı olacak Markoishvili de yok.Efes desen kısa rotasyonu bizden kötü,uzunlarda da en kötü çarpışırız.

Çevrimdışı Umut

  • Yönetici
  • Üye
  • Yaş: 44
  • Yer: Berlin
  • İleti: 4443
  • Cinsiyet: Bay
  • 1899
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12208 : 07 Ekim 2014, 14:55:07 »
Selamün Aleyküm...

Point Guard nickli arkadaş çok güzel yazmış, ellerine sağlık...
Bence bir şey izah edilecekse bu şekilde samimi dille izah edilmeli.
Yazdıklarına %90 oranında katılıyorum, ancak katılmadığım yerlerde yok değil, var elbet.

En başta şu geliyor mesela.
"“Guard nasıl alınmaz?” deniyor. Alternatif azsa ve şartlar oluşmadıysa alın(a)mayabilir."
Alınmayabilir ve alınamayabilir benim için geçerli mazeretler değil.
Alınmalı...
Basketbol Calathes ve Teodosic üzerinde dönmüyor.
Bu ikisi dışında alınabilecek bir sürü guard bulunabilirdi.
Memphis serbest bıraksa bile Panathinaikos'a gideceği daha Haziran ayının sonlarında belli olan Calathes için Temmuz ortası beklenmeyebilirdi.
Ki bu zaman zarfı içinde iş görebilecek Delaney ve Farmar gibi guardlar boştaydı, almak mümkündü ikisinden birini.
Ya da "Ülker çıksın ordan 1 milyon daha" diye ummak yerine, ayağımızı yorganımıza göre uzatıp Goudelock veya Hickman'dan kesinti yaparak Heurtel'in bonservisine kullanabilirdik.
Ya da Bogdanovic'e ödenen 1.3 milyon Euro bonservisi ödemeyebilirdik.
Mesele bütçe içinde kalmak ve ayağı yorgana göre uzatmaksa bunun bir tek yolu yok, çeşitli alternatifler üretilebilirdi.

Olan oldu ama kötü planlamadan ötürü bu duruma gelindiğini en azından Point Guard kabul etmiş, bu noktada samimi davranmış.
Bundan sonra yazacaklarımın ana fikri de Point Guard'ın samimiyeti olacak müsadenizle...

- Aylarca sağda solda Hickman'ın son Euroleague şampiyonunda oynamasından yola çıkılarak, kendisinin Avrupa Birliği ve Balkanların en iyi oyun kurucularından biri olduğunu dinledik.
Hickman'a PG değil, 2 numara diyenlerle dalga geçildi, afaroz edildi.

- Obradovic'ten iyi mi bilceniz diye mazaretler üretildi, gelinen noktada guard lazım diyenlerin Obradovic'ten iyi bildikleri sonucuna vardık...

- İhtiyaç duyulan point guard tanımları dalga konusu oldu, kavramlar üzerinden milletle dalga geçildi.

İşin daha kötüsü bunların hepsi "Obradovic'i savunmak" adına yapıldı.
Halbuki savunulan şey Obradovic falan değildi.
Üzerine vurgu yaparak tekrar söyleyim, savunulan şey Obradovic falan değildi.
Sadece Obradovic'i savunduğunu sanmaktı.
Ve Obradovic'e en büyük zararı veren şey de Obradovic'i savunuyorum sanılarak üretilen bahneler oldu bilmem farkında mısınız...
Bir şeyin savunanı varsa saldıranı da olur.
Savunduğunu sanan kesim kendi doğruları veya bahanelerini Obradovic'in doğrularıyla özdeşleştirdi.
Saldıran kesim de üretilen bahaneleri Obradovic'in doğruları bilerek saldırdı.
Sonunda sidik yarıştıran 2 kesim arasında Obradovic sıkışıp kaldı.
Bilmiyorum anlatabiliyor muyum...
Daha basit ifadeyle şöyle diyeyim:
Ne savunan kesimin savunduğu şeyler Obradovic'in doğruları, ne sallayan kesimin salladıkları Obradovic'in doğruları.
İki taraf birbirinin doğru ve yanlışlarına sallıyor, arada Obradovic güme gidiyor...
Özetle Obradovic'in güme gitmesinde sallayanların payı ne kadarsa, savunanların payı da o kadar.
Kusura bakmayın...

Tekrar Point Guard'ın yazdıklarına dönersem;
Kendisinin söylediklerinde samimiyet kelimesini üstüne basa basa vurguladım ya.
Mesele bu...
İsteyen istediği kadar bahane üretsin.
Bahane üreterek belki 1-2 ay ortalığı yatıştırma konusunda başarılı olunur ama sonrasında durumun söylendiği gibi olmadığı anlaşılınca problem daha fazla derinleşir.
Ki bugün problemin derinleşmesinde üretilen bahanelerin de payı çok büyük...

Sürç-i lisan ettiysem, ağır bir dil kullandıysam affola...
Amacım ne kimseleri suçlamak, ne kimseyi kırmak.
Durum despiti yapmaya çalışıyorum sadece...

Saygılar
Valla, herkes önce kendi samimiyetini sınayacak, sonra başkalarına sallayacak. Ya da bunu kendine ait bir mecrası varsa, orada yapacak. Kamuya açık yerlerde değil.

Çıkıp, daha herşey netleşmeden sallamaya başlayıp, "biraz sabır" diyenleri de Obradovic savunucusu ilan etmek net bir şekilde bu ülkenin son yıllarında yetkin iradesinin uyguladığı 'kutuplaştırma politikası'nın tezahürü olur. Tabii, bunu herkes yapabilir çünkü uygulaması kolay. Takıma sabredilmesini isteyenleri "her şartta Obradovic savunucusu" ilan ettiğin anda senin samimiyetini sorgularım ben kardeşim, kusura bakma.

Ortada "Hickman'ın en iyi gard" olduğunu iddia eden varmış gibi sanal karşıtlıklar yaratıp oradan yürümek de aynen yukarıda belirttiğim uygulamanın bir devamı ama yemezler. Çünkü ben burada öyle birşeye rastlamadım. Dışarıda rastlandıysa da beni bağlamıyor. Zaten Hickman'ın en iyi olduğunu iddia edecek kişinin niyetini ya da mental durumunu da sorgulamak lazım.

Gelelim diğer konuya. Nitelik olarak Hickman ile Delaney arasında nasıl farklar var? Ya da o dalga geçildiğinden yakındığın oyun kurucu tanımına Delaney ya da Farmar giriyor mu? Farmar da Delaney de oynadıkları takımların kısaları içerisinde skorer kimlikleriyle öne çıkmış oyuncuları. Belki Farmar'ın pas yetenekleri daha iyidir ama sonuç değişmiyor. Emir'in de iyi ama "saf kan PG" demiyoruz kendisine. Dalga geçildiğini söylediğin tanımlar saf kan oyun kurucu falan, alınabilir dediğini oyuncular daha çok 'combo-gard'. Nasıl olacak bu iş?

Hala en son kaldığın yerdesin. "Ben demiştim" noktası bu. Amaç bu herhalde, değil mi? Takıma zaman tanımak bu kadar zor olmamalı yahu. Bu nasıl bir bilgi birikimi ki bir türlü mevcuda fırsat tanımıyor? Üstelik, belki de bir PG transferi de olacak. Ama savunanlar olmasın demiyor ki, siz bu noktayı kaçırıyorsunuz. Yapılan işe saygı gösterilmesini ve zaman tanınmasını istiyor; bu kadar...

Ayrıca bir düşünürün söylediği özlü sözü de tekrar edeyim: "Alemin tuttuğu fare kadar Obradovic'in kedi sevmişliği vardır". Dolayısıyla onu savunduğunu zannetmek ancak yanılsama olur ama kimse kusura bakmasın, Obradovic'e güveniyoruz diye sallanmasına da izin vermeyeceğiz. En azından ben vermeyeceğim. Bundan dolayı yazdıklarımıza dikkat edelim bundan sonra. İster bunu "Obradovic tapınıcılığı" olarak algılayın, ister ısrarla vurguladığım gibi doğrusunu anlayın, sizlerin bileceği iş. Anlamak istemeyene açıklama yapmaktan gına geldi zira...
Kara deryalarda bir FENERsin!

Çevrimdışı pikenrol

  • Üye
  • Yaş: 39
  • İleti: 1472
Ynt: Fenerbahçe Ülker Transfer Dosyası
« Yanıtla #12209 : 07 Ekim 2014, 15:07:18 »
Valla, herkes önce kendi samimiyetini sınayacak, sonra başkalarına sallayacak. Ya da bunu kendine ait bir mecrası varsa, orada yapacak. Kamuya açık yerlerde değil.

Çıkıp, daha herşey netleşmeden sallamaya başlayıp, "biraz sabır" diyenleri de Obradovic savunucusu ilan etmek net bir şekilde bu ülkenin son yıllarında yetkin iradesinin uyguladığı 'kutuplaştırma politikası'nın tezahürü olur. Tabii, bunu herkes yapabilir çünkü uygulaması kolay. Takıma sabredilmesini isteyenleri "her şartta Obradovic savunucusu" ilan ettiğin anda senin samimiyetini sorgularım ben kardeşim, kusura bakma.

Ortada "Hickman'ın en iyi gard" olduğunu iddia eden varmış gibi sanal karşıtlıklar yaratıp oradan yürümek de aynen yukarıda belirttiğim uygulamanın bir devamı ama yemezler. Çünkü ben burada öyle birşeye rastlamadım. Dışarıda rastlandıysa da beni bağlamıyor. Zaten Hickman'ın en iyi olduğunu iddia edecek kişinin niyetini ya da mental durumunu da sorgulamak lazım.

Gelelim diğer konuya. Nitelik olarak Hickman ile Delaney arasında nasıl farklar var? Ya da o dalga geçildiğinden yakındığın oyun kurucu tanımına Delaney ya da Farmar giriyor mu? Farmar da Delaney de oynadıkları takımların kısaları içerisinde skorer kimlikleriyle öne çıkmış oyuncuları. Belki Farmar'ın pas yetenekleri daha iyidir ama sonuç değişmiyor. Emir'in de iyi ama "saf kan PG" demiyoruz kendisine. Dalga geçildiğini söylediğin tanımlar saf kan oyun kurucu falan, alınabilir dediğini oyuncular daha çok 'combo-gard'. Nasıl olacak bu iş?

Hala en son kaldığın yerdesin. "Ben demiştim" noktası bu. Amaç bu herhalde, değil mi? Takıma zaman tanımak bu kadar zor olmamalı yahu. Bu nasıl bir bilgi birikimi ki bir türlü mevcuda fırsat tanımıyor? Üstelik, belki de bir PG transferi de olacak. Ama savunanlar olmasın demiyor ki, siz bu noktayı kaçırıyorsunuz. Yapılan işe saygı gösterilmesini ve zaman tanınmasını istiyor; bu kadar...

Ayrıca bir düşünürün söylediği özlü sözü de tekrar edeyim: "Alemin tuttuğu fare kadar Obradovic'in kedi sevmişliği vardır". Dolayısıyla onu savunduğunu zannetmek ancak yanılsama olur ama kimse kusura bakmasın, Obradovic'e güveniyoruz diye sallanmasına da izin vermeyeceğiz. En azından ben vermeyeceğim. Bundan dolayı yazdıklarımıza dikkat edelim bundan sonra. İster bunu "Obradovic tapınıcılığı" olarak algılayın, ister ısrarla vurguladığım gibi doğrusunu anlayın, sizlerin bileceği iş. Anlamak istemeyene açıklama yapmaktan gına geldi zira...

senden iyi roksavar, baransusavar olurmuş umut.
3 temmuz sürecinde kulübün seni keşfedip medyaya salması lazımmış.
söz konusu şey çarpıtmaysa suya götürüp susuz getirirmişsin bu ikisini.
yazık olmuş...

diyecek başka sözüm yok sana.
hoşçakal...