(1) Tek yonlu basketbol oynama diye bir sey yok.
(2) Haddini bilmek ile bir sey soylemedim. Bir daha okuyup; okudugunu anlamani tavsiye ediyorum. Benim anlatamamis olma ihtimalime karsi, biraz daha aciklayici olmam gerekirse: Bahsettigim norm, cita, pratik gelenek gibi unsurlar basari ile olusur. Dikkat edersen ozellikle pratik unsura VURGU yaptim. Subjektif bir unsur olan BEKLENTIden bahsetmedim. Bu haliyle karsi cikacak bir sey yok; cunku bugun Fenerbahce'nin bu ana kadar kazandigi basarilarin oldugu bir istatistik sayfasina bakarak, rahatlikla tespit edilebilecek olgulardan soz ediyorum. Biz Avrupa'da ekol olmus; basaridan basariya kosmus bir takim miyiz? Degiliz. Bu takimlarin taraftarlarindan daha obsesif ve patolojik tavirlar icinde miyiz? Sonuna kadar.
Ekol de ekol. Kimse ekol olmak manasının ne olduğunu bilmiyor.
Ekol dediğiniz şey aslında sistemdir. Takımın taktiği ve setleri bellidir. Sisteme uygun oyuncu transfer edilir. Transferden çok antrenör eğitilir. Antrenör de altyapıda sisteme uygun oyuncu yetiştirir. Yıldız oyuncu yetiştirmez! Rotasyona oyuncu yetiştirilir. Altyapıda büyük bütçe ayrılır. Çok daha büyük paralar ile rotasyon oyuncusu transfer edilmez. Bu harcanmadığından kalan bütçe de transfer bütçesine eklenir ve superstar oyunculara max kontrat ödenir.
Sizin ekol dediğiniz şey sürekli oyunun her yönünde belirlenmiş ve düzenli uygulanmış başarılı taktik hamleleridir. Bu hamleleri yapabilecek oyuncuları eklemek ve düzeni gereksiz hamleler ile bozmamaktır.
Bunu yapan takım kalmadı Avrupa'da. Litvanya takımları, Sırp takımları bile oyuncu çıktığı gibi satıyor. Neyin ekolünden bahsediyorsunuz siz? Onlar için ekol oyuncuyu hemen satıp başka bir oyuncuyu altyapıdan performans kaybı olmadan monte edebilmek. Euroleague şampiyonluğu'nu geçtim, F4 gibi bir başarıyı hayal bile etmiyorlar. Neden bahsediyorsunuz siz?
Avrupa'da herkes üst düzey oyuncuları toplayıp sisteme monte etmeye çalışıyor. Ekolü mü kaldı bu işin. Bütçen varsa alırsın. Yoksa havanı alırsın. Bütçen de varken doğru oyuncuyu seçeceksin. Ona ödeme, buna ödeme kimse ödeyeceksin o paraları o zaman? Varlıkta yokluk yaşatmak sadece bize özgü. Rekabetin max seviyede olduğu yerde genç oyuncuların hatalarını kompanse edemezsiniz. Bu size düzenli maç kaybettirir.
Gayet de tek yönlü bir basketbol var. Birebire dayalı ve kendi şut pozisyonunu yaratmaya dayalı tempolu bir oyun mentalitesi var. İnkar etmeyin. Geçen seneden beri bu böyle.
Takıntılı olan sizsiniz. Düzenli başarı havadan gelmiyor. O takımlar da bir yerde para harcayarak, doğru tercihler yaparak ilk başarılarını kazandılar. Bu profesyonel sporların temelinde öncelik paradır. Çok paranın harcandığı yer, en iyi oyuncuların toplandığı ve cazibenin olduğu yerdir. Paranın harcanmadığı yerde asla başarı mümkün olamaz. Doğru tercihleri yapan ve en çok parayı harcayanlar ancak başarılı olabilirler. Fenerbahçe isterse bütün kupaları kazanabilir. Organizasyon temelinde en çok para harcayanlardan biri ve parayı max ödeyecebileceği en iyi stafflara sahip.
Bir kulüp, bir organizasyon halkın oluşturduğu bir topluluk değildir. Kulüplerin normları olmaz. Kulüplerin yönetimleri çoğunluğu oluşturmaz. Görüş birliği yoktur. Azınlığın karar mekanizası vardır. Dolayısı ile kulüp yönetimleri oligarşiktir. Taraftarın yönetim biçimi hakkındaki görüşlerinin hiç bir önemi yoktur.
Kulüplerin çıtası olmaz. Kulüplerin hedeflerini kulüpteki organizasyonun büyüklüğü ve karşılığındaki ne kadar büyük bütçe yaratılabilmesi, destek olunabilmesi belirler. Kulüpler maddi olarak büyüdükçe hedefleri de aynı oranda büyür.
Bu bir beklenti değildir, gerekliliktir. Büyük bütçeler doğrultusunda her zaman başarılar büyük olmaz zorundadır. Yoksa organizasyonun maddi dengesi bozulur. Yükselişe geçildiği gibi düşüşe de geçilebilir. Fenerbahçe'nin kazancı var, desteği var ama siz başarının uzun vadedeki riskler ile gelebileceğini varsayıp kulübün maddi olanaklarını kaybetmesi ihtimalini göze alabiliyorsunuz.
Kısaca o paraları harcıyorsanız karşılığında performansın da o ölçüde olması gerekiyor. Doğru seçimleri yapamıyorsanız karşılığında da hayalkırıklığını yaşamak zorundasınız. Yanlış seçimlerin üzerine gitmeyi beklemek olarak görüyorsunuz göz göre göre başarının bu şekilde gelmeyeceği apaçıkken. Sadece başarılı olan kulüpler her zaman başarılı olacak diye bir kaide yok, hiç bir zaman olmadı da.