Ekol demek sistem demek değildir.
Sistem ekol olma yolunda sadece bir araçtır. Dünyada hiçbir takımın sistemi sonsuza kadar aynı kalmaz. Devir değiştikçe, düzen değiştikçe, oyuncu yapısı değiştikçe, sistemde değişir.
Sistemi değişmez bir şeymiş gibi göstermek konuya 1-0 geride başlamaktır. Yok inatla ''sistem, sistem'' diye diretirsen, değişen dünyaya ayak uyduramazsın, sonunda Sovyetler gibi dağılırsın.
San Antonio Spurs şuan ekol konusunda dünyanın en üst noktasıdır ve bunun mimarı da Gregg Popovich'tir. Bakın bakalım Popovich döneminde hep aynı sistemle mi oynamışlar. Bu adamlar 2007'ye kadar savunmayı önplanda, 2007'den sonra hücumu önplanda tutarak başarılı oldu. Bugün kütükten bir oyuncu yaratıp Spurs'e koysalar katkı verecek hale geliyor. Ekol olmak budur işte, sistemler değişse de oyuncuların veriminin düşmemesidir.
Rick Carlisle ekol adamıdır. Carlisle dediğiniz adam Pistons ve Pacers'ta ne oynatıyordu şimdi Mavericks'te ne oynatıyor. Oyuncudan verim alma konusunda boyut değiştirdi. Mavericks'e gelen her oyuncunun şuan bir şekilde katkı vereceği konuşuluyorsa bunun nedeni Carlisle ekolüdür.
Popovich ve Carlisle dediğiniz zaman sistemden ziyade artık aklınıza oyuncudan alınan maximum verim geliyorsa, bu adamlar ekol olmuşlardır. Bu adamların olduğu yerde doğal olarak ekol haline gelmiştir. Yoksa Byron Scott gibi, çağın gerisinde kalıp, sadece orta mesafeden şut üzerine bir sistem inşa ederseniz, siz ekol adamı değil, sistem adamı olursunuz. Sisteminiz de ekolsüzlüğünüz yüzünden iflas eder.
Popovich'ten sonra Scott'ı getirirsen Spurs'ün başına ortada ekol falan kalmaz. Popovich'ten sonra Budenholzer'ı getirirsen eğer o zaman ekolünün devam etme şansı olur.
Ekol ve sistem arasındaki ince farkları görmezden gelip, üstelik had bildirerek, bu budur, başka bir şey değildir derseniz, kusura bakmayın ama olduğunuz yerde sayarsınız.