Bugün gördüğümüz kadro, geçtiğimiz bir yılın ürünü değil sadece. Üç yıl öncesine dayanan yapılanmanın geldiği noktadan bahsedebiliriz. Gönlümüze göre gelenler olduğu kadar, istemeyerek gönderdiklerimiz ve hatta tenekeyle yolladıklarımız da oldu. Ama sonuç itibarıyla bu takımın KNOW HOW' ı var, bu tertemiz bir gerçek.
Bu noktada yeni katılanların uyum süreci, yeni gelenlerin sistem içerisindeki etkileri ve sancıları için bir süreye ihtiyaç var. Ayrıca bir takımdaki kilit parçaların sakatlık, uyum sorunları da takım boyunu ve hedeflerin keskinliğini belirleyen unsurlardandır.
Geçen senenin lig MVP si Birch ü ilk hafta sakatlık ile ıskartaya çıkarsak, onun ikamesi için nasıl bir yol izlenecek bu da ciddi bir etken olur. Tıpkı Wilbekin ve ikamesi McCollum gibi...
Bu hikayeler birleşip, bir kompozisyon oluşabilmesi için hep söylediğim gibi, önce bir hazırlık evresini sonra da bir kaç ay maçları izleyip değerlendirmek lazım.
Obradovicin gelmesinden önceki aklım ile şimdiki aklımı kıyaslarsam, kendimi frenlediğim yegane şey; ocak tan önce takım hakkında karar alma/verme işlerinden uzak durmanın faydalı olduğudur. Özellikle de geçmişten günümüze aktarabildiğimiz bir deneyim havuzumuz pırıl pırıl dururken, koçundan malzemecisine kadar takımın her bir bireyinin ciddi bir kredisinin olması gerekliliğine inanıyorum.
Bunun yanı sıra, şube yönetiminin de buna paralel olarak bu krediyi sömürmeden takımdaki ahnegi koruması ve geliştirmesi gereklidir. Aslında burada son dönemde eleştiri konusu olanlar oyunculardan ziyade yönetim kanadının aksiyon almadaki kısırlığı sanırım... Yani sap ile samanı ayırmak lazım.
Takımın F4 adayı olması, şampiyonluğu en büyük adayı olması, play off adayı olması argümanları bugünden söylenecek notlar değil kanımca. Transferler tamamlanır, kadro bu diye deklare edilir. Hazırlık maçları oynanır ve resmi karşılaşmalarda ışık verirsin/vermezsin, kritik oyuncuların sakatlanır, nba den fırsat transferi düşer vs vs bu ihtimallerden sıyrılmadan, konuşmak suya yazı yazmaktan öteye geçmez. Takım ve roller oturduktan sonra da sakatlık gelebilir ama risk yönetimini takım oluşturma olgusuna dahil edenler kazanıyor işte.
Taraftar endişesinde haklıdır, doğal olanı da budur. Bununla birlikte "aklım selim"e düşen görev, büyük resmi görmek, en azından görmeye çalışmaktır. Bencesi böyle yani...