Vladimir Stimac'ı beğenmemek, istememek farklı bir şeydir ama sürekli alttan alta 'antrenman topçusu' diye algı yaratmak başka bir şeydir. Kimse kimsenin beğenisine, oyuna bakışına laf edemez. Buraya kadar tamam ancak bu 'antrenman topçusu' lafı algı yaratmaktır.
Stimac, BSL seviyesinde gayet iyi oyuncudur. Euroleague'deki yeterliliği elbette tartışılır. Ancak bu adam, bu takıma ilk 5 oyuncusu olarak alınmadı zaten. Mevcut ekonomik durum ve şartlarda Stimac hamlesi (ki zaten opsiyonlu kontratı) yerinde bir hamledir. Adamı kenarda oturtsan sesi çıkmaz, arıza çıkarmaz, oyuna soksan çıkar elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışır. Kupa maçında aldığı süreleri de gayet verimli kullandı. Aksini iddia eden de art niyetlidir.
Joffrey Lauvergne üzerinden Maurizio Gherardini'ye giydirmek de ucuz işlerdir. Lauvergne'i de kendi basketbol aklınızda beğenmeme hakkınız var. Eleştirmek farklı, eleştiriyorum adı altında belden aşağı vurmak farklı. Hepimiz çok şükür ikisi arasındaki farkı görebilecek zekaya sahibiz. Ki o dönemde Lauvergne çok net transfer başarısıydı. Sanki yaşadığı sakatlık nedeniyle Gherardini soslu makarnası ve kırmızı şarabıyla kutlama yapıyor.
Lauvergne ve Vesely'nin dönüş hesaplamasını da mutlaka yapmışlardır. Koskoca Gherardini ve Obradovic bu hesaplamayı, planlamayı yapamıyorsa zaten kepenkleri kapatıp gidelim. Bu iki oyuncu varken, sakatlıklarından dönüşleri de sezon içinde olacakken, bu ayarda bir uzun daha alamazsın. Bu oyuncular döndüğünde ne yapacaksın o zaman? Stimac'a sen bekle dersin ama ikinci bir Vesely'e bekle diyemezsin. Tüm dengeleri bozarsın. Koçun Obradovic de olsa oyuncu egosu diye bir şey vardır. Üst düzey hiçbir oyuncuyu da sakatlıkları idare edene kadar fazla süre alacaksın diye ikna edemezsin.
Tablo bu kadar karmaşık değilken, bunu karmaşık hale getirip üstüne bu kadar bilmişlik taslamak da tuhaf kaçıyor. Kadro planlamasını komple tartışacaksak ona varım, tartışalım. Lakin mevcut şartları tartışırken de ona göre tartışalım.