geçen sezon sonunda takım bir travma yaşadı. bu ayrıntıları ile değerlendirilebilir. kısaca özetlemek gerekirse; obradovic'in dahi ''euroleague kariyerimdeki en iyi sezonumdu'' dediği regular sezonu takiben yaşanan sakatlıklar sonucunda şampiyonluk hedefleyen takım f4 yarı finalinde elendi. yerel ligde de şampiyon olamadı. bu yaşananların oyuncuların üzerinde bazı olumsuz etkileri olduğu muhakkak. birincisi ''regular sezonun artık çok önemli olmadığı yani 1. de bitirsen çok şeyin değişmeyeceği'' düşüncesi mutlaka oluşmuştur. ikincisi ve daha tehlikelisi ise; ''artık biz ne yapsak da olmuyor, geçen sezon rekorlar kırdık ve regular sezonu 1. bitirdik. f8'de de çok iyiydik ama bu belirleyici olmuyor, elinden geleni yapsan da değişen bir şey olmuyor'' düşüncesi. bu da mutlaka bazı oyuncularda yerleşmiştir.
bunun yanı sıra bir sporcunun sakatlanmasının onu sadece fiziksel olarak etkilemediğini aynı zamanda psikolojisini de farklı düzeylerde etkileyebileceğini biliyoruz. fenerbahçe beko'da yaşanan sakatlıkların denk geldiği dönemi düşünürsek vesely, kalinic, gigi ve dixon'un üzerindeki mental yükü de anlayabiliriz. dixon sakat değildi ki diyenler olmuştur mutlaka. dixon geçen sezon sonunu belindeki şiddetli ağrılarla tamamlamak zorunda kalmıştı.
sezon sonu yaşanan bu travmanın etkileriyle, basketbol oynamak bazı oyunculara artık eskisi kadar zevk vermiyor diye düşünüyorum. depresif bir ruh halindeler. bu durum birçok oyuncunun tavırlarından, yüz ifadelerinden ve parkeye yansıttıkları enerji düşüklüğünden anlaşılabiliyor. bu mental sorun çözüldüğünde ve eski oyuncular tekrar birlikte oynamaktan zevk aldıklarında yine f4 göreceğiz.
''basketbol oynamaktan zevk almazsan kazanamazsın''. gigi, kalinic, sloukas, vesely, dixon geçen sezon sonunun oluşturduğu bu mental durumu aştıklarında her şey yoluna girecek.
bu akşam bir başlangıç olabilir. neden olmasın?