Ertan Bey,
Her şartta takımı ve koçu savunan bir yapınız var. Buna saygı duyarım. Fakat üst üste kötü oyun ve sonuçlardan sonra performansa dayalı, küfür ve hakaret etmeden eleştiriyoruz. Bu bizim ya da kendi adıma konuşayım, benim takımı sevmediğim anlamına gelmez.
Ülke olarak yıllardır dünyada voleybola ambargo koyuyoruz, erkek ve kadın basketbolda oldukça iyiyiz. 3 Temmuz yaşanmasaydı futbolda da şuan en iyi 8-10 takım arasında olacaktık.
Birkaç münferit olayı her defasında ülkenin spor kültürüyle bağdaştırıyorsunuz
Oğuz Savaş’ın da annesi vefat etmiş, akabinde maça çıkmıştı. Ben her defasında performans odaklı eleştiriler yapıyorum. Siz, milli bayram, askerlik din, sünnet, vefat her yerden giriyorsunuz.
İletilerimde size, sorduğunuz tüm soruların cevapları var. Anlamadıysanız daha basite indirgeyemeyeceğim. İnanılmaz yorucu ve duygusal bir yapınız var, lütfen beni mazur görün.
Hocam madde madde gideceğim:
1) Küfür ve hakaret olmaksızın yapılan eleştirilerle ilgili hiçbir sıkıntım yok. Defalarca belirttim sıkıntım tükürenlerle, utananlarla vesaire. Siz bunları yapmıyor iseniz zaten bu serzenişimin sizi hedef almadığını hissetmiş olmanız gerekir.
2) Gelelim Kostas Sloukas mevzusuna. Semih Erden denilen basketbolcumsu adama bel altı vurmuş. Bu mevzuyla ilgili olarak Kostas; maça motive olmuştum minvalinde bir açıklama yapmış. Ve siz de bu olayın üzerine yazılan çizilen bir ortamda euroleague maçlarına neden motive olamıyor minvalinde bir eleştiri getirmişsiniz. Bu noktayı başka bir bağlamda dile getirseniz hiç bir sıkıntı yok, bu sizin görüşünüz. Çocuk zaten zor bir duruma sokulmuş. Pankartı tutsa Yunanistan'da linç yiyecek, tutmamış burada yedi. Sizin görüşünüz dedim çünkü sizin gibi düşünmeyenler var. Örneğin geçen yılın normal sezon ilk beşine seçildi. Bu yıl içerisinde de euroleague'in son on yılına damga vuran oyuncular arasınada yanılmıyor isem ilk beş isim arasına girdi. Ben de naçizane takımın önemli bir rol oyuncusu olduğunu düşünmekteyim. Hiçbir zaman süper bir yıldızdır iddiam olmadı.
3) Gelelim günah keçisi mevzusuna. Bu olgunun var olduğuna inanıyorum. Siz böylesinizdir demiyorum genelde seçilir birileri. Takım halinde kaybedilen bir ton maçtan sonra sadece onun top kayıplarının onun hatalarının göze battığı bir ton yorum ve yazı okudum bu platformda. Eyvallah yazılabilir, herkesin kendi görüşü. Ben de karşı görüşümü dile getiriyorum bu kadar basit. Peki neden Sloukas? Bunu hiçbir zaman ispatlayamam ama sezgilerim bunun arkasında çocuğun etnik kökeninin yattığını düşündürtüyor. Biraz daha ileri gideyim. Geçen yıl kazanılan Türkiye kupası finalinde mvp seçilmemesinin arkasında da bu yatıyor bence. Datome seçilmişti. Datome çok iyi oynamıştı fakat ondan da iyi oynayan takımı çekip çeviren bir Kostas Sloukas vardı sahada. Katılmayabilirsiniz, bu benim görüşüm.
4) Benim askerlik, din, milli bayram unsurlarını dile getirerek yaptığım sert eleştiri sizin Sloukas'a olan performans odaklı eleştirinize bir cevap değil, Semih Erden adı verilen nesnenin bel altı vurarak birilerinin özüne girme çabalarına karşı getirilmiş bir karşı söylemdi. Sizinle yakından ilgisi yok.
5) Hocam 43 yaşına geldim, "birkaç münferit olay" terkibini ne zaman duysam o olayın münferit bir olay olmadığını aksine çok yaygın olduğunu anlarım. Bizim siyasetçiler ve bürokratlar çok sık kullanır. Yüzlerce somut örnek verebilirim ama siyasete girmek istemiyorum, beni mazur görün lütfen. Yazacağımı da lütfen ukalalık olarak değerlendirmeyin, bir renktaşınız olarak tavsiye ediyorum; siz de bu terkibi kullanmaktan kaçının bence, kullandığınız takdirde muhatabınız karşısında ikna ediciliğinizi sekteye uğratabilecek bir terkip çünkü.
6) Son olarak yorucu ve duygusal olduğum yönündeki eleştiriniz. Teşekkür ediyorum dikkate alacağım. İkinci sıfat için şu cümleyi yazacağım; bizi burada bir araya getiren Fenerbahçelilik duygusu değildir de nedir? İlk sıfat için ise birkaç kez daha yazdıklarıma zaman ayırıp okuyun lütfen. Hala yoruluyor iseniz yok sayın, okumayın. Sizi de yormayayım.
Saygılarımla