Takımı yarı sahada yaratıcı kılan iki arka alan oyuncusunun yokluğunda, hücum performansı -ister istemez- şut yüzdesine bağlı kaldı, bu çok açık: soktukça skoru sürükledik, sokamadığımızda krize girdik. Şu andan sonra "load game" yapma şansımız yok ama soğukkanlı kalıp bugünkü maçtan yapılabilecek çıkarımlara odaklanmak gerektiğini düşünüyorum. Örneğin Kalinic-Vesely-Udoh üçlüsünün aynı anda sahada olduğu durumlarda sayı üretme anlamında en önemli kozumuzun katı savunma kaynaklı geçiş hücumları olduğu zaten bilinen bir şey ve bugün (dün) de rüzgârı arkamıza aldığımız dilimlerde başvurduğumuz yöntem çoğunlukla buydu. Çözülmesi gereken konu -herhalde herkes hemfikirdir-, takımın, özellikle de Bogdan'ın ve/veya Kostas'ın olmadığı koşullarda, yarı sahada nasıl daha üretken olabileceği ki naçizane düşüncem, özellikle Vesely-Udoh ikilisinin aynı anda sahada olmadığı beşlerde, kısa forvetten Nunnally'nin penetrelerin fena bir seçenek olmayacağı yönünde. Öyle veya böyle, sezonu bu kadroyla bitireceğiz ve elimizdekinden olabildiğince faydalanmak zorundayız. Koç da Mart-Nisan ayları gelmişken oyun kurucu rotasyonunu Dixon-Nunnally olarak kurmayı hayal etmemiştir ama malzeme bu ve bir şey olacaksa bu malzemeyle olacak.
Bu arada, Top8'de -saha avantajı olsun ya da olmasın- hangi eşleşmenin parçası olacağımız artık belli gibi. Daha iyi bir eşleşme elde edebilirdik, edemedik; sağlık olsun. Form geçici, klas kalıcı; Top8'e kestirilmesi daha zor olarak gidecek olan biziz. Ters bir şey olursa da muhasebesi her şey bittiğinde yapılır; koç, henüz cebindekileri boşaltmamışken enseyi karartmaya gerek yok.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi